fransız edebiyatından şiirleri incelediğim sıralar rastladığım ve anlamı kadar fonetiğine de aşık olduğum bir kelime.
yazarların nick hikayeleri
hikayesi olmayandır. (bkz:isim)
Sevdiğim bir arabanın ismi.
lise yıllarındayım, herşey de kendimce zirveye oynuyorum.
futbol, cs, sc, matematik, sınavlar, popülerite, arkadaşlık vs. ilk çocukça nicki geride bırakıp bir ergen olarak kendime yakışan nicki seçmeye başladım. tabii o zamanlar almanca okudğumdan çok garip garip nickler buluyorum, milletin almanca çooook kaba lafından da etkilenen ergen bünyem ingilizce sözlük de kendine nick arar.
en iyi, zirve, gibi egoizm kokan kelimelerin ingilizcesini ararken bir anda karşıma hem ego hem cinsellik barındıran bir kelime çıkar, ergen erkek tabii ki orgazm kelimesinden etkilenir ve nickim ortaya çıkar.
futbol, cs, sc, matematik, sınavlar, popülerite, arkadaşlık vs. ilk çocukça nicki geride bırakıp bir ergen olarak kendime yakışan nicki seçmeye başladım. tabii o zamanlar almanca okudğumdan çok garip garip nickler buluyorum, milletin almanca çooook kaba lafından da etkilenen ergen bünyem ingilizce sözlük de kendine nick arar.
en iyi, zirve, gibi egoizm kokan kelimelerin ingilizcesini ararken bir anda karşıma hem ego hem cinsellik barındıran bir kelime çıkar, ergen erkek tabii ki orgazm kelimesinden etkilenir ve nickim ortaya çıkar.
uy dur dum. sonunda dil çıkaran gülümseme var ama henüz şımarmadığımız için koymuyorum. ağustos gibi şımarırız gibime geliyor. arkadaşlar üzerinde çalışıyor.
la finestra di fronte'den. filmin büyükçekmece'deki en büyük hayranı olarak bir harfin mesele olmayacağını düşündüm. olmadı da!
asi astsubay olsun isterdim ama. çok asi. botlarını bağlamıyor falan.
la finestra di fronte'den. filmin büyükçekmece'deki en büyük hayranı olarak bir harfin mesele olmayacağını düşündüm. olmadı da!
asi astsubay olsun isterdim ama. çok asi. botlarını bağlamıyor falan.
bundan önceki sözlüklerde "fyodorwell" (fyodor + orwell) nickini kullanıyordum. arkadaşımla birlikte burayı bir süre izledik. seviyenin gayet yüksek olduğunu anlayınca hemen hesap açtık. eski nicklerimiz pek uğursuz oldu bizim için. burada da kalıcı olmak istediğimiz için farklı nickler aldık. ben bu yüzden "lord fyodor" nickini aldım. benim hikayem bu kadar.
Bu türküyü kemal sunal'dan dinleye dinleye aklımda kalmıştı.
(bkz:çöpçüler kralı)
Ondan aldım.
Yalnız demek ki biraz uzun almışım , her online oluşta yazması zahmetli oluyor.
(bkz:çöpçüler kralı)
Ondan aldım.
Yalnız demek ki biraz uzun almışım , her online oluşta yazması zahmetli oluyor.
Askerliğimi yaptığım natoya bağlı birlikte zenci subay astsubaylar mevcuttu. Kamuflajlar aynı fakat ten renginden dolayı bi dikkat çekmiyorlarda değil hani. Denk geliyoruz arada heriflerle ama muhabbet etme imkanı bulamıyoruz.
Neyse günlerden bi gün yine aylak aylak kışla içinde takılırken iki zenci astsubay aralarında konuşurken bize bakaraktan tuami muami bişiler diyorlar. Bi kaç saniye sonra çakozladım , bizim göğüslerde turarmy yazıyo onu kasdedip söylüyormuş. Sonralarda hoşuma gitti bu sıfat. Öyle nick olarak kaldı.
Buda böyle bi anımdı
Neyse günlerden bi gün yine aylak aylak kışla içinde takılırken iki zenci astsubay aralarında konuşurken bize bakaraktan tuami muami bişiler diyorlar. Bi kaç saniye sonra çakozladım , bizim göğüslerde turarmy yazıyo onu kasdedip söylüyormuş. Sonralarda hoşuma gitti bu sıfat. Öyle nick olarak kaldı.
Buda böyle bi anımdı
tam böyle mitoloji okuduğum günlerden biri, sözlüğe girdim bakıyorum. ulan dedim hesap açsana. her üye oluşumda kullandığım banko üç dört nick var, amon amarth'tan çıkıp iskandinav mitolojisinden girip sonra tekrar roma mitolojisinden çıkmışım ya o gün tanrı isimlerini bi' tur deniyim dedim, odin'dir odur budur. neyse efendim kendi kendime goddess alınmıştır dedim. o nicklerden önce yazdım direk ne akla hikmetse. bi' baktım dank nick serbest. değiştirmeye üşendim sonra. öyle.
işbu entry nickimin acıklı hikayesidir.
işbu entry nickimin acıklı hikayesidir.
(bkz:Aduket)
Uzun sakal modası başlamadan çok önce uzun sakallıydım.
Yolda yürüdüğüm yerde veya yemeğe gittiğim restoranda "abi sakal 10 numara olmuş" vs. derlerdi.
Birgün 11- 12 yaşlarında bir çocuk
" aaa... baba bak... Leonidas" demişti.
Sonra o lanet moda geldi.
Popüleriteden kaçan ben, kıydım sakallara.
O günlerin hatrına hangi sözlükte yazarsam yazayım kullanıcı adım "leonidass" olmuştur.
Yolda yürüdüğüm yerde veya yemeğe gittiğim restoranda "abi sakal 10 numara olmuş" vs. derlerdi.
Birgün 11- 12 yaşlarında bir çocuk
" aaa... baba bak... Leonidas" demişti.
Sonra o lanet moda geldi.
Popüleriteden kaçan ben, kıydım sakallara.
O günlerin hatrına hangi sözlükte yazarsam yazayım kullanıcı adım "leonidass" olmuştur.
Fransız dili ve edebiyatına olan hayranlığım neticesinde zihnimden asla çıkmayan bir kelime. Anlamı "karanlık" içinde çok anlam barındırıyor, kuru bir karanlık değil.
Hayat okulunda yüksek lisans yapıldığında alınan derece. Batı özentisi olduğum için de İngilizce. Öyle çok derin anlamlar yüklemedim ben, siz de yüklemeyin.
Bu kadar insan görünümlü şeytanın arasında hayatta kalabilmek için naiflikten sıyrılarak ince bir kabuk oluşturmakla başlayıp canavarlaşmakla biten sürecin sonunda tezinizi verip alıyorsunuz diplomayı.
Bu kadar insan görünümlü şeytanın arasında hayatta kalabilmek için naiflikten sıyrılarak ince bir kabuk oluşturmakla başlayıp canavarlaşmakla biten sürecin sonunda tezinizi verip alıyorsunuz diplomayı.
Aslında mahlasımı "al capone"a benzetmek için bu şekilde yazmıştım ama sanırsam bir tek ben benzetiyorum.
12.yüzyıl hikaye kahramanı.
adımın son hecesi ile soyadımın ilk hecesi -den olduğu için denden derlerdi hep. bütünleşti benimle.
Macar krallığının 15'inci yüzyılda yaşamış liderinin soyadı: (bkz:john hunyadi)
Bu rumuzu seçmemin nedeni ise eu4'te macaristan ile oynarken avusturya korumasını reddettiğimde habsburglar yerine hunyadi'nin başa geçmesi ve 5/5/5 statları ile ilk başlarda gelişim konusunda oyuncuya büyük yardımı dokunmasıdır.
Bu rumuzu seçmemin nedeni ise eu4'te macaristan ile oynarken avusturya korumasını reddettiğimde habsburglar yerine hunyadi'nin başa geçmesi ve 5/5/5 statları ile ilk başlarda gelişim konusunda oyuncuya büyük yardımı dokunmasıdır.
origut da çekmeyi biliyorum ama aduket favorimdir. özet olarak döverim!
ayrıca bir tarikat kurmayı planladığım doğrudur. ama bayanlardan oluşacak.
ayrıca bir tarikat kurmayı planladığım doğrudur. ama bayanlardan oluşacak.
astronomiye, evrene olan hayvani ilgim ve merakım yüzünden aldım kozmosu.
Sanirim orta 2'ye gidiyordum. Bilgisayarimda bir sorun vardi. Maddi imkansizlik diz boyu, sorunu kendim halletmeliydim. Ufak tefek yazilimsal veya donanimsal problemleri hallediyordum, ancak basimda hep babam vardi ve iyi bir uzmandi. Babam evi terkedip sirra kadem basmasinin ustunden 2 sene gecmis, bilgisayarim ilk kez bozuluyor. Buyuk panik benim icin.
Neyse, dolasmaya devam ediyorum. Tum bilgisayarcilar getir bakalim diyor. Paramin olmadigini net bir sekilde her seferinde soyluyorum. Tabi ki husran yasiyorum bu cumle sonunda.
Okuldan carsiya gecip, yine umdugumu bulamadigim gunlerden birinde isyanim basliyor ve eve donup bilgisayarimin kasasini sokmeye basliyorum. Actiktan sonra dugmesine basip calistiriyorum. Ya sorunu cozerim ya da bu bilgisayar cope gider dusuncesindeyim.
Bilgisayarim aciliyor, windows 98'i goruyorum. Ancak oyuna girince kapaniyor bilgisayar. O anda bilgisayarimin icine baktim. Normalinde donmesi gereken fan donmuyor. Yerinden cikarmaya calistim fani, ama cikmiyor, boyle mandalli bir sey. Kriz gecirecegim cikmasi lazim. Hayir kirilir diye de korkuyorum, bir care bulmam lazim derken hafiften yerinden bir tarafi oynuyor, sonra diger tarafi. Ve yerinden ciktigi anda kosturuyorum carsiya. Cebimde 2 hafta boyunca okulda yemeden icmeden biriktirdigim 25 liram var. Bilgisayarcilara kosuyorum bu parca ne kadar diye. Bir tanesi 55 lira diyor. Ben de bir kayserili edasiyla pazarliga giriyorum. Bu kadarim var, sen benim fani tamir et, o sende kalsin bana yenisini ver diyorum. Benim fanin tamirine 30 lira istiyorlar hep, ben de tum parami tamire degil, yeni bir seye vermek istiyorum. Adam kabul etmiyor ama 40 liraya iniyor. Caresiz dukkan dukkan dolasiyorum. Ama en sonunda bir adam ikinci el var ister misin diye soruyor. Fiyati 25 lira. Musteri kutuyu acmis, kendi islemcisine uymamis ve geri getirmis. Tamam abi kabul diyip, ayaklarim gotume vura vura eve donuyorum, mutlulugum tarif edilemez. Eve donup islemci fanini takiyorum ve bilgisayarimi aciyorum. Yine windows 98 ekranini goruyorum. Lutfen 2 haftalik acligim pic olmasin diye dualardayim. Ve oyunumu aciyorum. Voila!!! Calisiyordu ve ben aglamaya basladim. Cunku babam olmadan ilk bilgisayar tamirimdi. Onsuz da yapabilecegimi kendime kanitladigim ilk andi. Mutluydum sozluk. Bilgisayarimi kapattim, kasayi montajlayacagim. O ana kadar gormedigim, dikkat etmedigim bir yazi vardi etiketin ustunde. Actim sozlugu, anlamina baktim. 'Yeniden dogus' yaziyordu.
Not: cok uzun bir yazi icin ozur dilerim dostlar.
Neyse, dolasmaya devam ediyorum. Tum bilgisayarcilar getir bakalim diyor. Paramin olmadigini net bir sekilde her seferinde soyluyorum. Tabi ki husran yasiyorum bu cumle sonunda.
Okuldan carsiya gecip, yine umdugumu bulamadigim gunlerden birinde isyanim basliyor ve eve donup bilgisayarimin kasasini sokmeye basliyorum. Actiktan sonra dugmesine basip calistiriyorum. Ya sorunu cozerim ya da bu bilgisayar cope gider dusuncesindeyim.
Bilgisayarim aciliyor, windows 98'i goruyorum. Ancak oyuna girince kapaniyor bilgisayar. O anda bilgisayarimin icine baktim. Normalinde donmesi gereken fan donmuyor. Yerinden cikarmaya calistim fani, ama cikmiyor, boyle mandalli bir sey. Kriz gecirecegim cikmasi lazim. Hayir kirilir diye de korkuyorum, bir care bulmam lazim derken hafiften yerinden bir tarafi oynuyor, sonra diger tarafi. Ve yerinden ciktigi anda kosturuyorum carsiya. Cebimde 2 hafta boyunca okulda yemeden icmeden biriktirdigim 25 liram var. Bilgisayarcilara kosuyorum bu parca ne kadar diye. Bir tanesi 55 lira diyor. Ben de bir kayserili edasiyla pazarliga giriyorum. Bu kadarim var, sen benim fani tamir et, o sende kalsin bana yenisini ver diyorum. Benim fanin tamirine 30 lira istiyorlar hep, ben de tum parami tamire degil, yeni bir seye vermek istiyorum. Adam kabul etmiyor ama 40 liraya iniyor. Caresiz dukkan dukkan dolasiyorum. Ama en sonunda bir adam ikinci el var ister misin diye soruyor. Fiyati 25 lira. Musteri kutuyu acmis, kendi islemcisine uymamis ve geri getirmis. Tamam abi kabul diyip, ayaklarim gotume vura vura eve donuyorum, mutlulugum tarif edilemez. Eve donup islemci fanini takiyorum ve bilgisayarimi aciyorum. Yine windows 98 ekranini goruyorum. Lutfen 2 haftalik acligim pic olmasin diye dualardayim. Ve oyunumu aciyorum. Voila!!! Calisiyordu ve ben aglamaya basladim. Cunku babam olmadan ilk bilgisayar tamirimdi. Onsuz da yapabilecegimi kendime kanitladigim ilk andi. Mutluydum sozluk. Bilgisayarimi kapattim, kasayi montajlayacagim. O ana kadar gormedigim, dikkat etmedigim bir yazi vardi etiketin ustunde. Actim sozlugu, anlamina baktim. 'Yeniden dogus' yaziyordu.
Not: cok uzun bir yazi icin ozur dilerim dostlar.
Sözlükte de olduğu gibi kendi hayatımda ve her platformda fikirlerimi destekleyen çok az insanla karşılaşırım ve tepki görürüm. bazen yalnız kalırım.
Tepki gördüğüm, desteklenmediğim yada yalnız kaldığımda, fikirlerimin değişeceğini düşünenlere bazen içimden, bazen yüzlerine karşı söylediğim bir sözdür kullandığım nick.
En sevdiğim söz "Kendi yolunda yanlış gitmek, başkasının yolunda doğru gitmekten iyidir."
Tepki gördüğüm, desteklenmediğim yada yalnız kaldığımda, fikirlerimin değişeceğini düşünenlere bazen içimden, bazen yüzlerine karşı söylediğim bir sözdür kullandığım nick.
En sevdiğim söz "Kendi yolunda yanlış gitmek, başkasının yolunda doğru gitmekten iyidir."