bu konuda biraz yazacağım.
zira sözlük bir süredir, görmek isteyen, bunu kabul etmek isteyen için
ölü. profilimde ar-ge yazıyor olması bu gerçekliği kabul etmeme engel değil, hatta kabul etmem için ilk şart. neyse.
dost acı söyler, dostsa şayet, pış-pışlamaz da gerçeği çarpar suratına, başta usulca, sonra çıplak haliyle. gerçeği görmesi istenen kişi, gösteren kişiyi dostu kabul ediyorsa, ilk iş olarak onu işaret parmağıyla gösterip suçlamaz, kendine yönelir, eksiğini kurcalar, düşünür.
her neyse.
şimdi ben dikkat ettim de, buradaki belli başlı yazarlar, harbiden de sözlüğü sahipleniyor, yönetimdeki insanlardan daha fazla hatta. bu, bir çok başlıkta veya girdide kendini belli ediyor ve, yazarların da sözlüğün gelişmesi açısından belirttiği fikirler, ancak bir yere kadar gidebiliyor, fikirlerin gittiği/durduğu, yerde yönetim sessiz. yönetim nerde?. yönetim, yönetim?!.
tüm yönetim
artık ölü taklidi mi yapıyor, öldü de gazeteye ilanı mı gecikti bilmiyorum.
fikirler de aslında doğası gereği bir yere kadar gidebiliyor, çünkü gittiği, o durduğu son noktada yönetim ele almalı belirtilen fikri, işlemeli, üzerine düşünmeli. fiziksel eyleme dökmeli bu düşünsel eylemi. yoksa havada asılı kalan diğer işlerin arasına koyalım her yeni önermeyi.
mesela, sözlüğün coder'ı veya herhangi bir moderatörü en son aylar önce girmiş olmamalı sözlüğe, sorumluluğunu ona kimse hatırlatmak durumunda kalmamalı mesela. küçük sürprizler yapsın mesela
, arada bir görünmeli, güven tesis etmeli. zengin sözlüğün sahipsiz, başıboş bir yer olmadığını söz ve eylemlerle ortaya koymalı, görevli kişi(ler)..
sözlüğün iyileşmesi, daha iyi hale gelmesi gibi -olması gereken- bir amaca sahipse yöneten(ler), önce bir sözlüğe girmeli kısaca. keza yoksa böyle bir amaç, beraberinde böyle bir amacı aslında varmış gibi yapması-sessizlik orucuna devam etmesi, sözlüğün varlık amacına ters düşer. şu an olduğu gibi.