zengin sözlük yazarlarının ruh halleri

turuncu gemi
yarın sabah küçük bir ameliyat olacağım, safra keseme veda ediyorum. 3 yıla yakındır bir hastanede çalışıyor olmam ve daha önce de iki küçük ameliyat olmam hasebiyle duruma pek de yabancı değilim. fakat bu sefer çok farklı hissediyorum. hayatım boyunca pek ölümden korkmadım. fakat anestezi halindeki berzah hal beni bu sefer biraz tırsıtmakta.

3 yıla yakındır hayatımda bir çok şey iyi gitmiyor. 3 yıl önceye kadar her şey bana rağmen iyi giderdi. şöyle garip bir düş ve kurgunun içine soktum kendimi bu sefer. yanımda eskiden çok sevdiğim evimde, bir zamanlar büyük coşkuyla sevdiğim insanla uyanacağım. ve bir erkeği sevilebilecek en muhteşemlikte seven insanla. ona kâbusumda onsuz geçirdiğim 3 yılı anlatmaya başlayacağım. o da gece götümün açık kaldığıyla ilgili hipotezlerini anlatacak. anlatıyı üstelersem onu terk etmenin yolunu mu yaptığım hususunda ağlamaya başlayacak. sonra ben onun en sevdiği çöreklerden almaya gideceğim patiseriye.

olur mu böyle? nahh olur. büyük ihtimal götümde bir direnin acısıyla uyanacağım. o parol'la geçer. benim aptal hayalperestliğime de bir parol icat etseler yaa laa.
turuncu gemi
3 yıla yakındır ruhsal olarak yerlerde sürünüyorum. psikiyatrlara göre depresyonda değilim. düzenli olarak işime gidip geliyorum. gerçi bunun dışında başka hiç bir sosyal faliyetim yok. geleceğe dair umutlar üretip, hala müspet hayaller kurmak sosyal faliyetse o vardı elimde bir süre önceye kadar.
bizim hayta yeğene iş kurması için kredi çekip işi 1 seneden kısa sürede batırması sonucu baya bir mebla borç kucağımda kaldı. helali hoş olsun çalışır öderiz. ama bu yoğun ruhsal batmışlık halinde bir de geçim sıkıntısı sarstıkça beter etti bünyeyi.

artık bir sosyal faliyet olarak bile umut etmeyi hayal kurmayı bıraktım. bir kaç gündür deli gibi kendimi saçma salak türk korku filmleri izlemeye verdim. ondan önce de cennet mahallesi izleyip duruyordum.
allahsız ateist bir bünyem var hiç bir korku filmi tırsıtmıyor beni. fakat çocukken annemden teyzelerimden dinlediğim hikayelerin benzerini ekranda görmek nedense beynimdeki sorunları dağıtıyor.
ulann o korku filmlerinden bile umut çıkarttım iyi mi. genelde hikayeleri insanlara aşık olup maraza çıkartan inler ve cinler. bu kadar yalnızlık içinde buna bile ihtiyacım var. yani gelse güzelce biri, maraza çıkartmadan bir orta yolunu buluruz diye düşünüyorum. iddiadan da sağlam 3 maç verir atarız 200 tl oh miss.
ya da şeytanla anlaşma falan da olabilir. 3 sene önce her şeyin boka sardığı yılllara gitme karşılığı pazarlıksız verebilirim ruhumu.
bu konuda yardımcı olabilecek şeytan arkadaşlar varsa özelden yazsın.
ihtiras limani
"
sanki karanfil zülfünü dökmüş de
şimşir topuzlu bir gürz
indirilmiş gibi tanyerine
kanlıydı kartal kanadı
bir tarikat değneği gibi
pürüzsüz ve düz
bir beden, asılmış

gözüm hep onda kaldı

susan yazdı, konuşan güz
usuldu, uzundu denizin boyu
sanki tüy bacaklı bir tazı
ya da kırmızı ve koyu
bir masaldı, tarçından ve süssüz
bir beden asılmış

gözüm hep onda kaldı"
kozmos
(bkz:çok üşümek)
Bir Kalır yanık yağlar yataklarda, o oteller
Meydanlar, heykeller, sizin olmadığınız o her yer.
O çok yalınç, gerçekli gelip gitmeler
Bir Kalır uzun duvarlar ve onların dipleri
Bir Kalır Yılgın Adamların hep "Evet" dedikleri
Çok üşürdük, hep üşürdük, üşümekti bütün yaşadığımız
Üşürdü ellerimiz, aşkımız, sonsuz uzun sakallarımız
Tükenir, dağınık diriliği kaşıntımızın bir gün
Bir Kalır uzun kitaplarda, anısı çok Üşüdüğümüzün..
turuncu gemi
umut etmenin insanı en diri tutan insan hali olduğunu düşünmüşümdür hep. umutlar için en yüksek çabayla emek verip yol almanın en anlamlı hayat gailesi olduğundan hep emindim. bir senedir de bu iman doğrultusunda hayatta kalıyordum.
ortasına yaklaştığım ömrümde tek bir şey başarabildiysem o da bu yaşıma kadar hiç kimseye bir aptal gibi, zavallı gibi görünmemeyi başarmak olmuştur. bugünlerde bu hissin en kötüsünü yaşıyorum. o kadar çok güzel umutlar ettim ve tükenmek bilmez bir emekle çabalamama rağmen, hep aynı noktaya varıp duruyorum. bu da bende kendime karşı bir aptal ve zavallı görünmek gibi dayanılmaz bir ızdıraba dönüşüyor
turuncu gemi
iki satır yazmak için ruhumu bir yokladım da birşey bulamadım yahu ruhumda. ölmüş falan olabilir miyim ben? bir kaç arkadaşı arayım da sorayım bari ölmüş müyüm diye.
bir de insanın ruhu gitmişsse ve hala nefes aldığına yemin edebiliyorsa, ölmüş müdür, ölümsüz mü olmuştur? amaan neyse bir kahvaltı falan hazırlıyayım ben.
kombiwankenobi
"derdime vâkıf değil cânân beni handân bilir
hakkı vardır şâd olanlar herkesi şâdân bilir
söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil
çektiğim âlâmı bir ben bir de allah'ım bilir."
vantablack
Canım sıkılıyor, ruhum sıkılıyor, içim sıkılıyor. Bir limon gibiyim. Hayatta en çok sıkılan şeyleri sıralasak ilk sıra için limon ve ben kapışırdık. Bir de insanlarda yüz ekşimesine sebep olma sıralamasında da kapışırdık. Benim de en büyük rakibim limon sanırım.

Çok sıkıldım. Her gün yedide işe gitmekten, durakta minibüs beklemekten, uzattığım minibüs parasının üstü olan 25 kuruşun bana verilmesini beklemekten, haftasonları işe geç kalmayayım diye saat tam 07:04'te "Hoop" mesajı atıp uyandığımı kontrol eden iş arkadaşımdan, gece on ikide eve dönmek için yürümekten, aynada gördüğüm pejmürde heriften ve benzeri şeylerden... Sabah sekizden akşama beşe kadar hiç durmadan alt altta "sıkıldım." Yazmak istiyorum oğuz atay gibi.
blackandwhitememories
Acayip yorgunum ama fiziksel de değil gibi. Genel olarak zihinsel birazcık da fiziksel. Şöyle sıcak bir duş alsam fena olmaz. Yazın pek gitmiyor ama olsun, ardından da biraz uzanıp uzunca bi dinlenirim. Tabii bunlar masallar masallar. Önce halletmem gerekenler var, belki ondan sonra.
5 /