#toplum

Bundan tam 10 yıl önce çok kolay elde edilebilen şeyleri şimdiyse katbekat zorlukla elde edebilecek insandır. Bekarlık sultanlıktır sözü artık bir toplum gerçeği olmaya başladı.

Epeydir gönüllü kan vermek istediğim, asker hizmetimde kışlaya gelen kan toplama araçlarıyla askerde üç kez, sivilde bir kez kan vermeme imkân tanıyan kurum.

en son bugün ingilizce dil kursundayken başıma gelmiş davranış. Eğitmen derste past simple tense, past perfect tense ve would cümlelerinde wish kelimesinin kullanımından kısaca bahsediyordu. Eğitmen biraz hareketli birisi. Fotoğraf çekilmesine karşı olsa da can alıcı noktalarda yazmak zaman kaybettiriyorsa fotoğraf çekmeme izin veriyor. Düzgün çekme isteğime ukalaca cevap vermesi, o dersteki şevkimi kırdı diyebilirim. Şevk kırıklığıyla kendimi ifade edesim bile gelmeyip saçmaladım. Bir iki dakika sonra da çekebileceğimi söylemişti. Yahu sen normal bir insanı geçtim, eğitmensin. Bilgi birikimin var, sınıfta belli çıkış yaratan canlandırıcı tepkilerinle edindiğin bir öğrenci kitlen var. Bu ikisine dayanarak insanı ciddiye almamayı geçtim, neden gocunduruyorsun?

SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen "Görsel-İşitsel Medya ve RTÜK Vizyonu" konulu konferansta konuşan RTÜKRadyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ebubekir Şahin'in tam hâliyle "Arkadaşlar göğsünüzü gere gere şunu söyleyebilirsiniz, herhangi bir AB ülkesinden öndeyiz. Özgürlükler anlamında da öndeyiz. AB'nin kabul etmiş olduğu metinler anlamında da öndeyiz" demesidir.

Bahsedilen kurumun hükûmetin lehine olanları görmezlikten gelmesi, aleyhine olanlara yaptırım uygulaması, dizilerinde halk tabanına hitap eden içerikler yerine zengin tabanın şatafatlı hayatlarını gösterimine izin vermesinden bahsetmiyorum. Televizyona çıkanlar bir düşüncesini söylemeden önce en az 10 kez tartarak söylüyor. Bu tartma izleyicide doyum sağlamıyor.

Ekrem İmamoğlu belediye mutfağına uğradığında “Yemekte ne var?” sorusuna çalışanın “Yemekte patlıcan musakka sizin için de antrikot var” demesi üzerine kullandığı ifade. Devamında “Yanlış. Bir dahakine aynı gelecek.” demekte.

Başlığın tam hâli “ücretsiz istanbulkartların hak edenden kişiden başka kişinin kullanımı” olacaktı. karakter sınırlamasına takıldı.

İstanbul içinde yolculuk edenlerin dikkatini çekmiş olaydır. ücretsiz istanbulkartı yalnız belediye zabıtası, engelli, gazi ve gazi ailesi, EHS'de görevli, sarı basın mensubu, şehit eşleri ve ailesi, TÜİK'te görevli, milli sporcu, PTT'de görevli ve 65 yaşındaki kişiler kullanabilir deniliyor. Böylesi alakasız kişilerin kullanımı için ne yazık ki bir önlem alınamıyor.

Bir insan bir başkasına bir işin püf noktasını neden öğretmez? Derinliğine girmezsek öğrettiği püf noktasına kendi yaratıcılığını koyup daha yenilikçi, daha pratik yöntemler üretecek olması ve öğretene kıyasla daha dikkat çekici gelecek olmasıdır.

Bingöl'ün Merkez ilçesindeki Merkez Hacı Hıdır Cami karşısında sentetik halı sahada şortla oynanan kızlar arası maçlarla ilgili kızan cami cemaatidir. Hepsi örümcek kafalı bir yaklaşım sergiliyorlar. Birinin de kızların sporda bu tür girişimlere destek gösterdiğini görseydim şaşıracağımı da belirteyim.

Gelecek kuşaklara kapı aralayan bir hayat kısır döngüsü. Bu kısır döngüsünde kendilerine bir şey katabilenler ne mutlu bir hayat yaşamışlardır.

16 Nisan 2019 tarihinde Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesaplarına düşmüş, otobüste halka el sallarken bir çocuğun kullandığı cümle. Ekrem İmamoğlu bu ifade sonrasında arkadakilerle konuşurken “Çocuğa bak, her şey güzel olacak, şu inanç yeter bize şu inanç.” ve ardından “Aferin, her şey çok güzel olacak, aslanım benim.” demesi de ülkede bir şeylerin değişmeye başladığını gösteriyor.

Kıymeti hiçbir zaman bilinmeyen zaman kavramıdır. Yitirilen şimdiler gelecekte keşkelere sebebiyet verecek, yaşayanı kahredecek ve geleceğini doya doya yaşattırmayacaktır.

17 Nisan 1940 tarihinde Türkiye'de ilkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılan köy enstitülerinin yıl dönümünde resmen adı konmamış bir eğitim bayramıdır.

Kökeni Twitter'da 19 Ağustos 2018 tarih ve 14:32 saatine dayanan bir ifade. Baba oğul birlikte içilen alkolde anlam aranmazken baba kız birlikte içilen alkolde neden çağdaş ahlaksız kıyası yapıldığı merak konusudur.

Akla gelen şarkı akla geçen vurgu.

Gündemde çoğu yayımcı Fransızca çevirisini alt yazıya dökmeyerek yayınlamış, o zaman (1930 yılında) o yerde geçen konuşmaları tam olarak anlamamıştım. Bu kaynakla konuşmalarla netlik kazandı denebilir.

Çağa yetişemiyor musun? O hâlde çağa dolaylı yoldan kendine yetiştirt. Dolaylı yol nedir? Hayat boyu kişisel kazanımı elde etmeden bu kazanımı mesleğe dökenlere para saçmak.

Oyuncu Menderes Samancılar'ın Posta'dan Alev Gürsoy Cinmen'e bulunduğu açıklamalarda geçen ifade. İfadenin çıkış sorusu ve tam hâli şu şekildedir:

AGC: Bugünün Türkiye'sini nasıl değerlendiriyorsunuz?
MS: Maalesef aydın bir ülke değiliz. Ülkenin aydını çok az. Yani ülkenin genel yapısına baktığında herkes kendini kapatmış. Sadece kitap okumakla değil sokağa tükürmemekle aydın olunur. Dünyada olup bitenin farkına varmaktır aydınlık. Bir ülkeyi aydınlatmak için önce anayı babayı eğitmek gerekiyor.

Kaynaklar:
1- Sputnik Türkiye: Oyuncu Menderes Samancılar: Maalesef aydın bir ülke değiliz - https://sptnkne.ws/mke8

Yalnızların pek girmediği ortamdır.

Fransız Film Arşivinde böylesi görüntülere denk gelme şaşkınlığı içindeyim. Şimdiki neslin böyle oyunlardan bihaber olduğuna, daha doğrusu bihaber olmaya itildiklerine eminim.

yağmur, kar, bunaltıcı havalarda derslerini ihmal etmeyen arkadaşlardan yüzsüzce not otlanan, istisnaları dışında o zamanlarda da kendisi evde göt büyüten kişilerdir. sen de not olmasın, sizi hemen radarından çıkarır. bir de "seni seviyorum"u sıkça kullanınca nasıl anlam yitimine uğradığı gibi" kardeşim"i de sık kullandığı için bu anlam yitimine uğrar ve o kişiyi kara listeye alırsınız. görünce yol değiştirirsiniz, mesaj atmadan önce engellersiniz ve not isteme sırasında da "notum yok" gibi yalanlara kadar bu gider.

ilk ilişkimde sözde sevgisiyle beni kandırmış, ilişki süresince başka bir erkek tarafından aldatmış ve bunu da on günlük bir yazmama sonrası neyi olduğunu sorduğumda başkasını sevdiğini söyleyerek beni kadınlara karşı güven yitimine uğrattığı için yer edindiğim erkek kervandır. kadınlarla ne zaman iletişime geçsem aklıma bu olay geliyor. "acaba..." diyerek bir donup kalıyorum. sonra da eski hâlime geri dönüyorum.

Ankara'nın Çubuk ilçesindeki Yıldırım Beyazıt Üniversitesi yerleşkesi yakınlarındaki boş arazide çöp torbalarına konulmuş hâlde 16'sı yavru 26 köpeğin ölü bulunması olayıdır.

Ankara'nın Çubuk ilçesinin Belediye Başkanı Baki Demirbaş olayla ilgili şu açıklamalarda bulunmuş: "Bu vahşet bizi derinden üzmüştür. Vicdana sığmayan bu olayda 16'sı yavru 26 köpeğin öldürüldüğü tespit edilmiştir. Olayın aydınlanması için ekiplerimizi inceleme ve araştırma yapmaları amacıyla derhal görevlendirdik. Ayrıca talebimiz üzerine Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı 9. Bölge Müdürlüğü yetkilerince otopsi için gerekli çalışma başlatıldı. Savcılığımız olayla ilgili soruşturma başlattı. Veteriner ekiplerden aldığımız ilk bilgilere göre köpek ölülerinin üzerinde koku ve larvaların olduğu, olayın yaklaşık 10-15 günlük olduğu tahmin ediliyor. Bu konuda soruşturma nereye ulaşacaksa kime ulaşacaksa tüm sorumlular hakkında idari ve yasal işlem yapılacağından kimsenin kuşkusu olmasın. İlgili kurumların soruşturmaları sonuçlanınca bilgiler kamuoyu ile paylaşılacaktır."

Kaynaklar:
1- Sputnik Türkiye: Ankara Çubuk'ta köpek katliamı: Çöp torbalarında 16'sı yavru 26 köpek ölüsü bulundu - https://sptnkne.ws/mjWQ

Thierry Cohen'in bir sözünde geçen bir gündür. Sözün tam hâli şu şekildedir:

"Uzay günü adı verilen bir gün icat etmeliyiz. Bu günde, gece boyunca hiçbir ışık çalışmasın ve hep birlikte gözlerimizi uzaya dikelim. Emin olun, insanlığın birbirine ve hayata bakış açısı değişecektir."

Böyle bir günde uzayı gözlemlemek çoğunluğa nazaran bazılarına fazlasıyla artı katacaktır.

Hevesi kursakta bırakması muhtemel olasıları sorun-çözüm ilişkisi şeklinde izah etmesi hâlinde o kişi alnının ortasından öpülmeyi hak edecektir.

Bildim bileli yapamadığım bir şeydir. Geç kalıp bir şeyleri kaçırmaktansa karşımdakine ayıp etmektense erken gelip beklemeyi yeğliyorum. İstanbul gibi geç kalmaya elverişli bir ilde erken hazırlanmak gerekiyor. Etkinlik yeri yaşadığın yerden ne kadar uzaktaysa, imkânlar ve alternatifler ne kadar kısıtlıysa o kadar erken hazırlanıyorum. Sabahın erken saatlerindeyse bazen uykumu feda ettiğim de oluyor.