.... yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mi? yani tahiri zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi tahir ne kaybederdi tahirliğinden? tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. ...
nazım hikmet'ten gelsin öyleyse. senelerdir okusam da bende etkisi değişmeyen şiir.
“ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum! çünkü bu, seni seviyorumun içine nal salmak demektir ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur. oysa seni sevmem toplumu meşru kılar ve gitmen beni dile indirger sevgilim” –Ah Muhsin Ünlü
sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin. kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. bir ısıtır bir üşütür bir ağlatır bir güldürür. sen hem bir hastalık hem bir sağlık gibisin...
"Bütün ışıklara karşı geldi yaktığın bu mum Neyin nereden nereye geçişiydi aktığım o mum Bir aydınlık geçit, bir kedi sakladığım o kurum Zamanın ötesinde bir şimdi sakındığım bu durum."
ah o gemide ben de olsaydım eğer mızrağı sallardım aştot'a kadar belki gider çirkin bir faşiste değer belki de bir masumun tam kafasına. ama savaş böyleymiş bazen siviller ölebilirlermiş devlet uğruna. 90'lar bitti artık onlar var ve hey siz devlete inanan bütün reziller cehennemde karşıma çıktığınızda öyle bir yumruk patlatacağım ki tam burnunuza hayatınız gazze şeridi gibi geçerken gözünüzden anlayacaksınız allah ne demek ahlak ne demek ve rüya… bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim: devletin bekasının da allah belasını versin malboranın da!