birkaç yıla kadar daha sık görürdük bunlardan. eskisi kadar yok. benim bu mağaza ile ilginç bir anım var.
bir gün lisedeyken, okuldan kaçtık birkaç arkadaşla, lan ne yapalım ne yapalım diyoruz biri fırladı ''kanka playstation'a gidelim'' dedi, playstation salonu da, bir pasajın içinde. neyse okey dedik gittik yola koyulduk, pasajdan içeri girer girmez bir ışık hüzmesi aşağıdan yukarı doğru çıkıyordu. ışığın geldiği tarafa, yani aşağı bakınca renkli renkli şeylerin olduğu bir dükkan gördük aşağıda, 'girelim lan şuraya bir' dedik aşağı inip dükkana girdik. kelepçeler, garip garip elbiseler, dildolar falan var, şekil şekil, renk renk farklı boyutlarda. birbirimizle şakalaşıyoruz falan.
birkaç dakika sonra içeri kaslı bir abi girdi. elimde 15-16 santimlik bir dildo vardı kenara bir yere bıraktım korkudan. abi konuşmaya başladı sakin sakin ''buyrun?'' dedi, ben bir yutkundum ''abi öyle bakıyoruz'' dedim, adam da belli yani vücutçu dev gibi gavat herif. neyse adam bize ''çıkın dışarı bir daha görmiyim burada sizi'' dedi, bizimle gelen arkadaşlardan birinin de o dakika erkeklik yapacağı tutmuş; ''ne biçim konuşuyorsun lan sen orospu çocuğu'' dedi. adam üstüne atladı bu salağın. biz tabi ayırmaya çalışıyoruz ama adam hulk. yetmiyor ki gücümüz çocuk sayılırız daha, ergeniz. neyse esnaf falan sese geldi, esnaf da ama harbi esnaf. 55 yaş üstü omegle odalarında dolanan bakkal işletmecisi suratlı tipler. bunlar bizim adamı dövdüğümüzü sandı. bu esnaf bize eline ne geçirdiyse vurmaya başladı. kenarda köşede ne kadar dildo, kelepçe, vibratör, tıpa, cıvata somun artık ne varsa vuruyorlar.
pasajın önünde kalabalık birikmiş içeri daldı birkaç tane adam kurtardı bizi. dükkanda nerden baksan en az 1.000 liralık masraf vardı, camlar kırılmış kaş gör yarılmış. polis ambulans geldi aileyi çağırdılar hastaneye. diz boyu rezillik yani gerçekten çok büyük utanç kaynağıydı benim için o yıl boyu bu olay.
neyse sonuç olarak o arkadaş ortamından, o okuldan çıkana kadar kafam önümde yürüdüm desem yeridir. çocuklarla da hala görüşüyorum.
bilgisayar ile çok zaman geçiren ya da geçirdiği zamandan keyif almak isteyen insanların ara sıra işinin düştüğü geri dönüşüm kutusuna isim vermesidir.
benimkinin adı cennet.
''42 dosyayı cennet'e taşımak istediğinizden emin misiniz?''
benimkinin adı cennet.
''42 dosyayı cennet'e taşımak istediğinizden emin misiniz?''
an itibariyle başlattığım kampanyadır. tamam gençler anladık, burçlara inanmıyorsunuz, ne bileyim sabah sporunu aksatmıyorsunuz falan da, ikizler olarak çok zorlanıyoruz. isyan ediyoruz. anlayın bizi de. ne yengeçlerin elinde eridik biz, ne aslanların dikta ve cuntası altında ezildik. beline dildo bağlayıp sikmek isteyen akrepleri saymıyorum bile. anlayın bizi. hava grubu burçlar sadece ve sadece en iyi şekilde birbiriyle anlaşıyor. ikizler de terazi ile, ikizler ile, kova ile öyle.
sözlük yazarı kardeşlerim ve devlet büyüklerime sesleniyorum, kova burcu hanımefendiler, adımız garavel, bizi bulun!
sözlük yazarı kardeşlerim ve devlet büyüklerime sesleniyorum, kova burcu hanımefendiler, adımız garavel, bizi bulun!
burçlara pek inanmıyorum ama kendi burcuma dair geniş bir bilgim var, ikili ilişkiler söz konusu olunca şaka gibi gelebilir ama ciddi manada hayat kurtaran bilgiler edinebiliyor insan. mesela kova burcu kadını hakkında engin bilgilerim ve tecrübelerim var.
enerjileri hiç bitmez.
çok güzel gülümser lan.
kafasını boşaltmak için saçmalamayı, mantıksız şeyler yapmayı sever. rahatlama yöntemidir bu.
çok zeki bir burca mensup kadındır. pratiktir de.
kendisiyle dalga geçebilecek olgunluğa sahiptir. erkeği bu kadar değil mesela.
nadiren ''cidden'' sinirlenir, ancak gerçek manada yengeç ya da akrep burcu kadınına bile şükrettirir bu burcun kadını. o minnoş, kedi gibi mırlayan hanımefendi bir anda voltran'a, ne bileyim nazgül'e, bir orta dünya zalimine döner. bu kadın tarafından sevilen, değer verilen bir insansanız şayet, aranızda kilometreler de olsa hissettirir sinirini. yan yanaysanız bir kadından en fazla ne kadar korkulabileceğini anlarsınız.
tanıdığım iki kova burcu kadını oldu. ikisi de mükemmel insanlardı. üçüncüsü ile yeni tanıştım. onun gadasını alırım.
enerjileri hiç bitmez.
çok güzel gülümser lan.
kafasını boşaltmak için saçmalamayı, mantıksız şeyler yapmayı sever. rahatlama yöntemidir bu.
çok zeki bir burca mensup kadındır. pratiktir de.
kendisiyle dalga geçebilecek olgunluğa sahiptir. erkeği bu kadar değil mesela.
nadiren ''cidden'' sinirlenir, ancak gerçek manada yengeç ya da akrep burcu kadınına bile şükrettirir bu burcun kadını. o minnoş, kedi gibi mırlayan hanımefendi bir anda voltran'a, ne bileyim nazgül'e, bir orta dünya zalimine döner. bu kadın tarafından sevilen, değer verilen bir insansanız şayet, aranızda kilometreler de olsa hissettirir sinirini. yan yanaysanız bir kadından en fazla ne kadar korkulabileceğini anlarsınız.
tanıdığım iki kova burcu kadını oldu. ikisi de mükemmel insanlardı. üçüncüsü ile yeni tanıştım. onun gadasını alırım.
''hala güzel ve değerli miyim?'' anksiyetesinin teyidini sağlamaya çalışan kadındır.
kadın, esasen saçlarından aldırdığı 1 mmnin neye benzediğini sormuyor, ''sence ben şişman mıyım?'' derken kilosunu sormadığı gibi.
''burak için hala değerli biri miyim acaba, hala güzel ve alımlı mıyım?'' düşüncesinin, şüphesinin tatmini sağlamaya çalışıyor.
ne yazık ki bu ve benzeri sorular hep sorulacak, hiç bitmeyecek. çünkü kadın, hep güzel kalmak isteyecek.
kadın, esasen saçlarından aldırdığı 1 mmnin neye benzediğini sormuyor, ''sence ben şişman mıyım?'' derken kilosunu sormadığı gibi.
''burak için hala değerli biri miyim acaba, hala güzel ve alımlı mıyım?'' düşüncesinin, şüphesinin tatmini sağlamaya çalışıyor.
ne yazık ki bu ve benzeri sorular hep sorulacak, hiç bitmeyecek. çünkü kadın, hep güzel kalmak isteyecek.
hala sabah saatlerinde rüyalarıma giren renklamdır..
''hhiççç internette..... otel...''
-hayıırrr!
(bkz:hiç internette otel aradınız mı)
aramadım birader aramadım, zorla sövdüreceksiniz ya. şu tipe bak;
zenginsozluk.com/foto
''hhiççç internette..... otel...''
-hayıırrr!
(bkz:hiç internette otel aradınız mı)
aramadım birader aramadım, zorla sövdüreceksiniz ya. şu tipe bak;
zenginsozluk.com/foto
kısa bir süre önce tanışma fırsatını kıl payı kaçırdığım türk vücut geliştirici.
1972 istanbul doğumlu türk asıllı vücut geliştirmecidir. ifbb, wabba, nabba ve nac gibi organizasyonlarda birçok başarı elde etmiştir. 2006 yılında avrupa, 2007 yıllında dünya şampiyonu olmuştur.
zenginsozluk.com/foto
1972 istanbul doğumlu türk asıllı vücut geliştirmecidir. ifbb, wabba, nabba ve nac gibi organizasyonlarda birçok başarı elde etmiştir. 2006 yılında avrupa, 2007 yıllında dünya şampiyonu olmuştur.
zenginsozluk.com/foto
türk dizi film sektörünün buhrana girişinin startını veren yapımlardan biridir, hatta demirbaşıdır diye düşünüyorum. artık kimden, nasıl bir beddua yediysek içi çürümüş ya da boş, katmayan hatta eksilten yapımlar azalmıyor, artıyor. ayrıca zaten televizyon izlemek demode bir etkinlik olarak kalacaktı süreçle, sektörel saçmalıklar da bu süreci hızlandırdı.
iyi parti genel başkanı meral akşener 'in halk arenası'nda uğur dündar'ın sunduğu programda konuk olmasıdır.
zamanında ne yağız delikanlıların dilini yakmış, ne aşkların önünü kesmiş, kimleri kimleri intihara kadar sürüklemiş durumdur. bir defa böyle bir şey kesinlikle var, inkâr edemeyiz. nedenini açıklayacağım. ancak şunu söylemeden geçemem, bu durum her millet'e haiz kadında bulunur. hatta hayvanlarda bile bulunur. esasen hayvanlarda tam olarak ''piç'' olarak gerçekleşmese de, kabaca ''güçlü-çığırtkan-eli kolu uzun'' diyeibleceğimiz şekilde işliyor. türk kadınında da böyle bir durumun varlığının hiçbir anormal tarafının olmamasıyla birlikte bu kadar sırıtmasının sebebi türk kadınlarının sanırım çok afişe edici şekilde,
tabiri caizse bağıra bağıra bunu gerçekleştirmesidir.
sevgili zengin sözlük yazarları, kardeşlerim, bu biraz komplike bir konu. biraz uzun bir yazı olabilir yani. bu ve bununla bağlantılı olabilecek bir konuyu da içeren bir yazı olacak.
bir defa bu ve benzeri başlıklarda hiç değişmeyen 2 öğe vardır. biri kadın, diğeri erkek ve ikisi de genelde türk. türk olmak bir yana, farklı cinslerden olmaları esasen olmuş ve olabilecek sorunların kaynağı. hatta daha kendi cinsinin yani kendinin bile farkında olunmaması da kaynaklardan biri.
günümüzde kadın dediğimiz canlı, farklı şeylerin içerisinde olan, o şeylerden etkilenen, etkileyen, etkileşim halinde olan bir varlık. yüzlerce türden insan var. çeşit çeşit. bir kadının gözü yılı silicon valley'de bitirmekte iken, bir başka kadının gözü finalleri atlatıp uzatmadan okulu bitirmektir, diğerinin gözü mesleki yükseltme almak, bir başkasının tek düşüncesi 3 aylık çocuğunun karnını doyurmaktır.
bu farklı yaşamlara sahip insanların ortak olan tek bir yönü var, kadın olmaları. bir başka ortak noktaları daha var ama. o da kadın olmanın yanında karşımıza çıkan hipergami diye bir kavram.
hipergami, doğada bulunan bütün canlılar, cinsler arasında erkek ve kadın uyumunu sağlayan, dişi olanın eş seçiminde her zaman kendinden en azından biraz daha, bir erkekle çiftleşmesi, onunla olması, kendini ona adaması, ondan çocuklarının olmasını istemesi ve dolayısıyla onu seçmesine olanak sağlayan mekanizma. yani dişi, çiftleşeceği, birlikte olacağı erkeğin güç sahibi olmasını istiyor bu mekanizmaya göre. bu kadın ister ofis çalışanı olsun, ister tarlada ırgat olsun, isterse channel'in bölge sorumlusu olsun.
bu gayet doğal, içgüdüsel ve olağan. keza evrimsel süreçler içinde de bu eğilimsüregeldi. olması gereken de buydu. ne yani, çocuklarını koruyamayacak bir erkekle kim birlikte olmak ister ki? daha güçlü bir erkekle? maddi olarak çok daha iyi duruma sahip bir erkekle kim olmak istemez? evi birileri tarafından yağmalanıp, çocuklarına tecavüz edilirken bir kadın kocasının onu ve çocuklarını korumasını istemez mi? kocasının güçlü olup onu ve ailesini korumasını?
günümüzde, parayla hemen her şeyin satın alınabileceği günümüz dünyasında mesela, sosyal konumu dolayısıyla maddi olarak çok hoş bir noktada bulunan bir erkekle kim birlikte olmak istemez?
buna bariz şekilde. herkes şahit olmuştur ister birinci elden, ister çevreden aldığı duyumlardan olsun, en basitinden, bir kadın her daim en düşük ölçekte, evleneceği, birlikte olacağı erkeğin kendinden yaşça büyük olmasını tercih eder. en kötü ihtimalle aynı yaşta olmasını tercih eder.
ne kadar efendi olunursa olunsun, çeşitli içgüdüsel istekleri tatmin etmeyen erkek, istediği kadar efendi olsun, olmaz. bir defa baştan terstir o erkek, kadına göre. çünkü kadın karşısında bir erkek görmek istiyor. olgun bir insan, sığınacak güvenli bir liman arıyor karşısında. efendi erkek de bunu verebilir, ancak ''piç'' diye tasvir edilen erkek, yapısı ve habitatı gereği bunu daha çok vaat ediyor kadına.
''hayır, ben istemem o tür erkeği, benden daha düşük olacak o erkek, ben daha çok kazanacağım ondan, boyum daha uzun olmalı ondan, daha atılgan veya girişken olacağım ondan''
diyen bir kadının daha ciddi sorunları vardır. kendine sorması ve cevaplaması gereken birkaç soru vardır, ancak bu girdinin konusu bu değil ne yazık ki.
neyse. ''piç erkek-efendi erkek'' konusuna gelirsek, piç erkek daha atılgan, efendi erkeğe göre çok daha geniş arkadaş-iş çevresi olan, istediği vakit çok daha kısa sürede borç para bulabilecek olan, birlikte olacağı kadını efendi erkeğe göre daha emin şekilde koruyabilen üstelik bunları yaparken eğlenmesini daha iyi bilen, biraz tanrısal kıvamda bir izlenime, yapıya, görüntüye sahip erkektir. ''serseriyim kızım ben, üzerim seni.'' cümlesini kuran bir erkek ile birlikte olan kadınları gördük, görüyoruz ve göreceğiz de.
kadınların bu sebeple efendi erkek yerine piç tercihi doğrudur, yerindedir, olması gereken şeydir, kimsenin ama kimsenin ''yok öyle bir şey'' diyemeyeceği bir durumdur. peki ama bu durum neden türk kadınlarında patlıyor? o da başka yazıya.
tabiri caizse bağıra bağıra bunu gerçekleştirmesidir.
sevgili zengin sözlük yazarları, kardeşlerim, bu biraz komplike bir konu. biraz uzun bir yazı olabilir yani. bu ve bununla bağlantılı olabilecek bir konuyu da içeren bir yazı olacak.
bir defa bu ve benzeri başlıklarda hiç değişmeyen 2 öğe vardır. biri kadın, diğeri erkek ve ikisi de genelde türk. türk olmak bir yana, farklı cinslerden olmaları esasen olmuş ve olabilecek sorunların kaynağı. hatta daha kendi cinsinin yani kendinin bile farkında olunmaması da kaynaklardan biri.
günümüzde kadın dediğimiz canlı, farklı şeylerin içerisinde olan, o şeylerden etkilenen, etkileyen, etkileşim halinde olan bir varlık. yüzlerce türden insan var. çeşit çeşit. bir kadının gözü yılı silicon valley'de bitirmekte iken, bir başka kadının gözü finalleri atlatıp uzatmadan okulu bitirmektir, diğerinin gözü mesleki yükseltme almak, bir başkasının tek düşüncesi 3 aylık çocuğunun karnını doyurmaktır.
bu farklı yaşamlara sahip insanların ortak olan tek bir yönü var, kadın olmaları. bir başka ortak noktaları daha var ama. o da kadın olmanın yanında karşımıza çıkan hipergami diye bir kavram.
hipergami, doğada bulunan bütün canlılar, cinsler arasında erkek ve kadın uyumunu sağlayan, dişi olanın eş seçiminde her zaman kendinden en azından biraz daha, bir erkekle çiftleşmesi, onunla olması, kendini ona adaması, ondan çocuklarının olmasını istemesi ve dolayısıyla onu seçmesine olanak sağlayan mekanizma. yani dişi, çiftleşeceği, birlikte olacağı erkeğin güç sahibi olmasını istiyor bu mekanizmaya göre. bu kadın ister ofis çalışanı olsun, ister tarlada ırgat olsun, isterse channel'in bölge sorumlusu olsun.
bu gayet doğal, içgüdüsel ve olağan. keza evrimsel süreçler içinde de bu eğilimsüregeldi. olması gereken de buydu. ne yani, çocuklarını koruyamayacak bir erkekle kim birlikte olmak ister ki? daha güçlü bir erkekle? maddi olarak çok daha iyi duruma sahip bir erkekle kim olmak istemez? evi birileri tarafından yağmalanıp, çocuklarına tecavüz edilirken bir kadın kocasının onu ve çocuklarını korumasını istemez mi? kocasının güçlü olup onu ve ailesini korumasını?
günümüzde, parayla hemen her şeyin satın alınabileceği günümüz dünyasında mesela, sosyal konumu dolayısıyla maddi olarak çok hoş bir noktada bulunan bir erkekle kim birlikte olmak istemez?
buna bariz şekilde. herkes şahit olmuştur ister birinci elden, ister çevreden aldığı duyumlardan olsun, en basitinden, bir kadın her daim en düşük ölçekte, evleneceği, birlikte olacağı erkeğin kendinden yaşça büyük olmasını tercih eder. en kötü ihtimalle aynı yaşta olmasını tercih eder.
ne kadar efendi olunursa olunsun, çeşitli içgüdüsel istekleri tatmin etmeyen erkek, istediği kadar efendi olsun, olmaz. bir defa baştan terstir o erkek, kadına göre. çünkü kadın karşısında bir erkek görmek istiyor. olgun bir insan, sığınacak güvenli bir liman arıyor karşısında. efendi erkek de bunu verebilir, ancak ''piç'' diye tasvir edilen erkek, yapısı ve habitatı gereği bunu daha çok vaat ediyor kadına.
''hayır, ben istemem o tür erkeği, benden daha düşük olacak o erkek, ben daha çok kazanacağım ondan, boyum daha uzun olmalı ondan, daha atılgan veya girişken olacağım ondan''
diyen bir kadının daha ciddi sorunları vardır. kendine sorması ve cevaplaması gereken birkaç soru vardır, ancak bu girdinin konusu bu değil ne yazık ki.
neyse. ''piç erkek-efendi erkek'' konusuna gelirsek, piç erkek daha atılgan, efendi erkeğe göre çok daha geniş arkadaş-iş çevresi olan, istediği vakit çok daha kısa sürede borç para bulabilecek olan, birlikte olacağı kadını efendi erkeğe göre daha emin şekilde koruyabilen üstelik bunları yaparken eğlenmesini daha iyi bilen, biraz tanrısal kıvamda bir izlenime, yapıya, görüntüye sahip erkektir. ''serseriyim kızım ben, üzerim seni.'' cümlesini kuran bir erkek ile birlikte olan kadınları gördük, görüyoruz ve göreceğiz de.
kadınların bu sebeple efendi erkek yerine piç tercihi doğrudur, yerindedir, olması gereken şeydir, kimsenin ama kimsenin ''yok öyle bir şey'' diyemeyeceği bir durumdur. peki ama bu durum neden türk kadınlarında patlıyor? o da başka yazıya.
bilet fiyatları da hizmet maliyeti sebebince yüksek olacaktır. yani umarım öyle olur da, zaten gereksiz bir yenilik olan bu iş, rezalet boyutlara girmez.
13 Reasons Why gibi, the 48 laws of power gibi başlık. bir an elif şafak'ın yeni kitabı sanmadım değil.
başta biraz itici, garip gelmişti de harbiden ısındım şimdi. umarım hep bu haliyle kalır. gerici akını olmaz hiç.
t; uzun bir aradan sonra ilaç gibi gelmiş müessese, bilgi turnusolu, motel.
t; uzun bir aradan sonra ilaç gibi gelmiş müessese, bilgi turnusolu, motel.
bir karar karar değil, sonuçtur. ''intihar'' kavramıyla alakalı en çok konuşulan şey ise zaten intihar kararı almak konusudur. kendisiyle alakalı konuşulacak pek bir şey yok zira, ölüm yani ne konuşulabilir ki? öte yandan, kararı almak, uygulamaktan daha uzun bir süreç ister. bu sebeple ''intihar'' tekelinde konuşulan şey esasen, ölüm, kişisel kıyım olan şey değil, bu karardır.
az evvel french press ile yapmaya çalıştım ancak bildiğim kum içtim sanki, olmadı, olacak ama. olduracağım!
''You are amazing. Remember that."
sadece galatasaray değil, çevremde ibretlik hikayelere konu olacak insanlardan gördüğüm kadarıyla, fanatik bir biçimde takım seviciliği, övücülüğü yapmak cidden acınası bir durum. ırk milliyetçiliği yapmak gibi. unutmayın, sakın unutmayın, en değersiz gurur, milli gururdur. bu, onunla gurur duyandaki bireysel özelliklerin yoksunluğunu ele verir. çünkü, insan neden milyonlarca insanla paylaştığı bir özelliğe tutunma gereği duyabilir ki başka türlü? dikkate değer kişisel niteliklere sahip olan sürekli göz önünde bulundurduğu ülkesinin hatalarını açıkca görebilecektir.
ama dünyada gurur duyabilecek hiçbir şeyi olmayan her zavallı aptal gurur duyabilmek için son çare olarak ait olduğu ülkesi ile gurur duyar. takım seviciliği, fanatikliği de böyledir sonuç olarak.
ama dünyada gurur duyabilecek hiçbir şeyi olmayan her zavallı aptal gurur duyabilmek için son çare olarak ait olduğu ülkesi ile gurur duyar. takım seviciliği, fanatikliği de böyledir sonuç olarak.
''dinler, ateş böcekleri gibidir. parlayabilmek için karanlığa ihtiyaç duyarlar. tüm dinlerin koşulu, yaygın olan belirli derecede cehalettir, ki sadece bu havada yaşayabilirler ancak.''
başarı, sonucu olumlu biten şey demektir.
oysa Schopenhauer'a göre nihai olarak zafer ölümün olacaktır.
oysa Schopenhauer'a göre nihai olarak zafer ölümün olacaktır.
günümüz ilişkileri için çok büyük oranda ''ya tutarsa'' dönemidir. insanlar resmen hayatları ve zamanlarıyla kumar oynuyor. üstelik para falan da veriyor bunun için. birkaç yıl evli kalmayacak insanlar bile, birkaç saatlik bir düğün için, totalde minimum 60-70 bin tl harcama yapıyor.
ne yaşıyorsa hakları. tecrübe kötü tecrübeden gelir ne de olsa.
ne yaşıyorsa hakları. tecrübe kötü tecrübeden gelir ne de olsa.
dünya evrenin bok çukurudur alt metinli diğer sayısız başlıktan biri.
evlenmek istediği insana nasıl teklif edeceğini öğrenmek isteyen insana verilecek tavsiyelerdir. sanırım.
1-etme, bunu bile araştırıyorsan, hatta bunu internetten araştırıyorsan, etme. git bir öz eleştiri yap. aynaya falan bak, sorgula kendini anasını satiyim. ne bileyim red pill'e falan yumul. erken ama henüz. paçalarından akıyor kardeşim, çok erken. 2 yıl dayanmaz o evlilik.
2-1. maddeye bir daha bak.
1-etme, bunu bile araştırıyorsan, hatta bunu internetten araştırıyorsan, etme. git bir öz eleştiri yap. aynaya falan bak, sorgula kendini anasını satiyim. ne bileyim red pill'e falan yumul. erken ama henüz. paçalarından akıyor kardeşim, çok erken. 2 yıl dayanmaz o evlilik.
2-1. maddeye bir daha bak.