confessions

avni

1. nesil Yazar - hiperaktif yazar

  1. toplam entry 2211
  2. takipçi 35
  3. puan 57001

faiz

avni
en liberalinden en müdahalecisine günümüzdeki herhangibir ekonomide faizi belirleyen piyasa koşullarıdır. eğer dünyanın kalanından tecrit kapalı bir ekonomi değilseniz. daha açık bir ifade ile ülke olarak asgari koşullara razı olup diğerlerinden borç almak zorunda değilseniz faiz konusunda dilediğiniz gibi davranma lüksüne sahip olursunuz. dünyayı yönettiğini sandığımız ülkelerin de bile merkez bankaları faizi belirlerken piyasa koşullarına göre davranırlar. piyasaya inat belirledikleri faiz oranlarında finansörlerin onlara borç vermeyeceklerini bilirler. nitekim türkiye cumhuriyeti merkez bankasının resmi faiz oranı yüzde sekiz (% 8) olmasına rağmen bu faiz oranıyla ne hazine yani devlet ne de özel sektörümüz borçlanabiliyor. sebebi de gayet basit. başta enflasyon ve katlanarak büyüyen borç miktarı. enflasyon yüzde on'un (% 10) üzerindeyken kimse bunun altında bir faiz oranıyla borç vermek istemez -ki zaten vermiyorlar.-
öyleyse bu koşullarda olan bir ekonominin faizleri indirmesi hiç mümkün değil. peki ne yapmalı faizlerin indirmek için? yapısal reformları acilen uygulamak. örneğin enflasyona neden olan şeyleri ortadan kaldırmak için ne pahasına olursa olsun yerli ve bağımsız üretimi teşvik etmek. keza teknolojik bağımlılığı asgari düzeye indirmek. peki hükümet ya da iktidar ne yapıyor? maalesef tam tersini. sonra vay efendim yüksek faiz enflasyonun sebebi. oysa yaşanan realite tam tersi. yani yüksek enflasyon faizlerin yükselmesine neden oluyor. iktidarın basiretsizliğini örtmek, gizlemek için enflasyona sebep olarak faizi göstermesi güneşi balçıkla sıvamaya çalışmaktan başka bir şey değil. tabiatıyla bu insanlara sürekli hatırlatılarak canlı tutulabilir ancak. muhalefetin bu ve benzer konularda insanlarımızı aydınlatabilmesi temennisiyle...

akkuyu nükleer santrali

avni
öncelikle gelecek nesillere daha temiz, daha yaşanılır bir dünya bırakmamız gerektiğini düşündüğümden kişisel olarak nükleer enerjiye karşı olduğumu belirtmeliyim. uzun bir zamandan beri insanlık o gününü kurtarmak için gelecek kuşakların günlerini çalıyor. giderek çölleşen dünya , verimsizleşen ya da inorganikleşen tarım alanları bunun en bariz örneği. bunun asıl nedeni atalarımızın dünya kaynakları üzerinde hoyrat davranarak bizi hiç düşünmemeleri. biz de aynısını yaparsak onlardan bir farkımız olmayacağını ve gelecekte dünyanın daha yaşanılmaz bir yer olacağı kaygısını taşımaktayım. çin ya da falanca ülke yenilerini yapıyormuş biz niye yapmıyormuşuz diye bu kervana katılmak için çok geç kaldığımızı düşünüyorum. zira başta japonya olmak üzere pek çok ülke de nükleer enerji santrallerini kapatarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmekte.
ikinci bir husus yapılış yöntemi. yap, işlet, devretle İnşasının tamamlanması halinde Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali olacaktır. Akkuyu sahası, imzalanan ikili devletler arası anlaşma sonucunda Rus kamu şirketi Atomstroyexport'a bedelsiz olarak teslim edilmiştir. Rus kamu şirketi buraya kendi bulacağı finansal kaynaklarla nükleer santral inşa edecek ve ürettiği elektriği 15 senelik alım garantisi ile Türk tarafına satacaktır. garanti edilen kilowatt saat fiyatı da aynen köprülerde olduğu gibi uçuk haliyle. kaldı ki elektrik enerjisi fiyatı makul olsa bile bitiminden 15 yıl sonra türk devleti santralin asıl sahibi olacak. yani kabataslak 2040 yılında doğacak neslin geleceğini bir bakıma hibe etmiş oluyoruz. zira o vakte kadar birçok ülkede nükleer enerjiden tamamen vazgeçileceği öngörülüyor.
hasılı karşı olmak için birçok mantıklı sebep var.

drama köprüsü

avni
debreli hasan tarafından yaptırıldığı rivayet edilen köprü. nitekim türkünün yakılma sebebi ya da hikayesinde de köprüyü zenginlerden aldığı haraçla yaptığı anlatılır.

"Drama Köprüsü Bre Hasan Gecemi Geçtin
Ecel Şerbetini Bre Hasan Ölmeden İçtin
Anadan Babadan Bre Hasan Nasıl Vazgeçtin Hasan

At Martini Debreli Hasan Dağlar İnlesin
Drama Mahpusunda Bre Hasan Namın Yürüsün

Drama Köprüsü Bre Hasan Dardır Geçilmez
Soğuktur Suları Bre Hasan Bir Tas İçilmez
Anadan Geçilir Bre Hasan Yardan Geçilmez

At Martini Debreli Hasan Dağlar İnlesin
Drama Mahpusunda Bre Hasan Namın Yürüsün

Mezar Taşlarını Bre Hasan Koyun Mu Sansın
Adam Öldürmeyi Bre Hasan Oyun Mu Sandın
Drama Mahpusunu Bre Hasan Evin Mi Sandın

At Martini Debreli Hasan Dağlar İnlesin
Drama Mahpusunda Bre Hasan Namın Yürüsün"

penis

avni
sözcüğün aslı latinceden. evrimi ya da etimolojisi de en az sahipleri kadar enteresan hatta absürd bile denilebilir. ancak benim asıl meramım o değil. hayır yani türkçesi varken yabancı kökenli bir sözcüğü bu kadar niye benimsiyorsak. sözüm ona maksat kibarlaşmaksa aynı şeyi ifade etmiyor mu.
"yarak" ya da "sik" deyince çok mu kaba oluyor da "yarak afedersin" demek zorunda hissediyor bazıları kendilerini. yarmak fiilinden türemiş üstelik. köken olarak aslen kuyruk anlamına gelen bu da nedir allesen. "çük" de demeyin bence o da küçük sopa anlamından evrilmiş. dediğim gibi ağzımızı doldura doldura yarak diyelim. korkmayın bir şey olmaz. çok olsa bi "aaa" çekerler. penis deyince aynı "aaaa" yı çekmiyorlarsa çekemiyorlarsa o da onların ayıbı.

kırmızı gülün alı var

avni
hicaz makamından bir rumeli türküsü. rumeli türkülerinin efendisi arif şentürk olarak bilinirdi eskiden. hey gidi arif aga.

Kırmızı gülün alı var aman
Her gün ağlasam da yeri var
Bugün benim efkârım var aman
Ah bu gönül arzu eder seni seni, Yâr seni

Kırmızı gülün pürçeği
Yâr önünde oynar köçeği
Neyleyim yârsız döşeği aman aman
Ah bu gönül arzu eder seni seni, Yâr seni.






gönlümün içindedir gözden ırak sevgilim

avni
sözleri vecdi bingöl'e, bestesi sadettin kaynak'a ait hicaz makamındaki bu şarkıya serap mutlu akbulut'un pürüzsüz sesi çok yakışıyor.

Gönlümün içindedir gözden ırak sevgilim
Çekilmez biçimdedir bu iftirâk sevgilim
Gözüm yolda, gönlüm sende
Tahâmmül kalmadı bende

Yok mu acep bir bilen de
Seni nerde bulayım gökte mi, yerde misin
Ya kimlerden sorayım sonsuz seferde misin

Sanma ki cefâsızım âh âh
Ahdımda vefâsızım âh âh
Sana ilk sözümdeyim sevgilim
Aşkımda riyâsızım sevgilim.





gemilerde talim var

avni
"recebim" olarak da bilinen hicaz makamından bir istanbul türküsü.

Gemilerde tâlim var
Bahriyeli yârim var
O da gitti sefere
Ne tâlihsiz başım var

Hani benim Recebim Recebim
Sarı lira vereceğim
Almazsan karakola gideceğim

Gemi gelir yan verir
Limanlara şan verir
Benim sevgili yârim
Memlekete nam verir

Hani benim Recebim Recebim
Sarı lira vereceğim
Almazsan karakola gideceğim

Gemi gelir yan yatar
İskeleye kum atar
Güzel yârim dururken
Çirkine kim can atar

Hani benim Recebim Recebim
Sarı lira vereceğim
Almazsan karakola gideceğim

Gemi gelir yanaşır
İçi dolu çamaşır
İstanbul'un kızları
Recep diye ağlaşır

Hani benim Recebim Recebim
Sarı lira vereceğim
Almazsan karakola gideceğim

bol 'r'li bu türkümüzü beyazıt öztürk'ten özellikle dinleyin derim.



erkilet güzeli bağlar bozuyor

avni
hicaz makamında kayseri yöresinden kıvrak, şen şakrak bir türkümüz.
bende candan erçetin yorumu var ve tarzı olmamasına rağmen fena söylememiş.

Erkilet güzeli bağlar bozuyor
Kirpikleri kalem olmuş yazıyor

Tek tek basaraktan
Bâde süzerekten
İnci dizerekten
Gel cânım gel ammân

Cevizin yaprağı dal arasında
Severler güzeli bağ arasında

Tek tek basaraktan
Bâde süzerekten
İnci dizerekten
Gel cânım gel ammân

Erkilet günaydın gölge basma mı
Bnim sevdiğim senden yosma mı

Tek tek basaraktan
Bâde süzerekten
İnci dizerekten
Gel cânım gel ammân.

(bkz:erkilet)
(bkz:erkilet güzeli)

bülbülün çilesi yanmakmış güle

avni
beste ve güftesi üstat yusuf nalkesen'e ait hicaz makamındaki bu şarkıyı ışığı bol olsun temennisiyle sadri alışık'tan dinlemek farz olmasa bile vaciptir.

Bülbülün çilesi yanmakmış güle,
Ömürler geçiyor ağlaya güle.
Yolcuyuz cümlemiz hep o meçhûle.
İçelim a dostlar neş'e dolalım.
İçelim bu akşam sermest olalım.

Kimimiz hasretiz sevdiğimize,
Kimimiz yanarız gençliğimize,
Gelmeden yolculuk sırası bize,
İçelim a dostlar neş'e dolalım.
İçelim bu akşam sermest olalım.



bir kere sevdim diye bin pişman etme beni

avni
sözlerinin kime ait olduğunu bulamadığım yarım kalan aşk öyküsü olan bu şarkının hicaz makamındaki bestesi arif sami toker'e ait.

Bir kere sevdim diye,
Bin pişmân etme beni.
İstemiyorsan bırak.
Perîşân etme beni.

Bırak boş kalsın elim.
Yol yakınken dönelim.
Arkadaşım ol yeter.
Böylesi daha güzel.

Bırak beni ne olur.
Burda bitsin şarkımız.
Zamanla unutulur.
Yarım kalan aşkımız.

Bırak boş kalsın elim.
Yol yakınken dönelim.
Arkadaşım ol yeter.
Böylesi daha güzel.

böyle şarkılar illaki için zeki müren derim.


26 /