avni

hakkaten aldığının hakkını verenler ve kata yeri olmadığın düşündüğüm yazarlar var bu kategoride.
şu naçiz mecrada, altı üstü bir naçizane oy elbette. hükümet devirmez, hükümsüz ve yükümsüz. zenginliğe zenginlik katmak başka türlü de mümkün tabi ki. ancak mantalite kapitalist yapacak bir şey yok.

asalayı bitirdiği masalı da yıllar sonra meclis tutanakları ve mit raporlarıyla tescillenmiştir . -ki uğur mumcu belgeleriyle bu ve benzerlerini kanıtlamak üzereyken hunharca katledilmiştir.-

deniz gezmiş ile bir tutanlara şu basit soruları soruyorum?
uluslararası sömürünün görünen yüzü nato ve amerika politikalarına karşı mısınız?
bu soruya cevabınız hayır ya da muallaksa gerisini okumayın siktir edin basın eksiyi geçin.
eğer ilk soruya cevabınız evetse nato askeri kamplarında eğitilen bu şahsın miliyetçiliğini geçtim sağcılığı uluslararası sermayenin paralı askerliği değise nedir?
deniz gezmiş kaç insan öldürmüş bu insan fiilen öldürdüklerini bi kalem geçiyorum uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile kaç masumun kanına girmiştir?

halen daha siz hepiniz ben tek diyecek kadar ilgim olan bilim dalı. yenmek de var yenilmek de orası ayrı. kanımca galip sayılır bu yolda mağlup. zira evreni sevdirir.

türkiye büyük millet meclisi susurluk davası tutanaklarında uluslararası uyuşturucu ve silah kaçakçısı olduğu tescil edilen bu zat vatanperver ise ben vatan hainiyim.

yanında alkolünü de kendi üretiyorsa pamuklara sarıp sarmalanması, tütünün dumanında saklanması gereken insandır.
şöyleki:
tüttürdüğü dumandan bile vergi nasiplenen devletin tekerine taş koyması güzellik değil de nedir? kaçak sigara içerek kaçakçıların ekmeğine yağ sürmüyor olması da ayrı güzel.

"abdullah çatlı salıverilmezse ankara'nın her tarafında bombalar patlar" diye tehditler savuran sözüm ona türk milliyetçişi ki bu sayede abullah çatlı salıverilmiştir. devlete ne devlet ama.
kanıt mı? internet önünüzde o günün gazetelerini rahatlıkla bulabilirsiniz. her şeyi hazır beklemeyin görmek ve inanmak için. uluslararası uyuşturucu kaçakçısı olduğu tescil edilmiş nato askeri kamplarımda eğitim alan meclis susurluk davası tutanaklarında onlarca değişik isimli pasaportla sahip olduğu anlaşılan bir kişinin devlette ne işi olur. oluyorsa o devlet nasıl aciz bir devlettir ki silah ve uyuşturucu kaçakçısı insanlardan medet umar.

son söz: bu devlet için kurşun atan da, yiyen de şereflidir di mi. işte bu zihniyet hala devam ettiği için bu ülke bu halde.

"kendi bahçesinde dal olamayanın biri, girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor."
özdemir asaf

sayın öcalan diyerek övgüler düzenlerdir. kim olduklarını da gayet iyi biliyorsunuz. onları başımızdan def edemedikten sonra burada, şurada, orada birbirimizi boğazlamak onların ekmeğine yağ sürdü, hala sürüyor ve sürecek.
hasılı demem o ki bu ülkede bir partiye oy veren milyonlarca seçmen pkk sevicisiyse öcalana sayın diyerek övgüler düzenlere oy verenlerde o kadar pkk sevicidir. hatta ona değnek olan parti de dahil.

sonra vay efendim "gerçek islam bu değil" o değil, bu değil, şu değil. nemenem bi'şey ki kimse kimseyi müslümandan saymıyor. kimse kimsenin islamiyeti temsil etmeyeceğini düşünüyor.

ottan boktan sayıp bana da diyorlar arada. teşekkür ediyorum iltifatları için bir ara fetöcü de demişlerdi. bakın buna içerlemiştim ama . zira dinsiz olduğumu biliyordu diyenler.

bilvesile milletin ağzı torba değil ki anam büzelim. ağzı olan konuşuyor. deyip geçiyorum.

ev içindeki tozu herkes alır. mühim olan dış cephede, çatılarda biriken tozları def etmek.

kule tipi yüksek katlı yapıların dış cephelerinin çoğunluğu cam.
nasıl siliniyor dersiniz o camlar? iş kuracak genç girişimcilere fırsat. zira çok iyi para var bu işte.

(bkz:oturak)
(bkz:oturum)
(bkz:oturtma)

(bkz:o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler)

sadece cebirsel olmayan sayı diye tanım yapmak, cebirsel sayının tarifini yapmayı gerektiriyor şüphesiz. ancak "cebirsel sayı nedir?" diye şimdiye değin hiç merak etmediyseniz boş verin gitsin. zira matematik size göre değil.
matematik zihin cimnastiği yapmamıza neden oup, zihniimizin sağlıklı, zinde ve duru kalmasını sağlar. sağlıklı, duru, berrrak bir zihin ise sağlıklı bir bedenin ön şartlarından biridir.
neyse konuyu fazla dağıtmayayım. sayılar denizinde bilebilldiğimiz sayıların çok daha fazla fazlasını kaplar diyerek noktalayayım. kalanını matematikçiler halleder ya da vaktim oldukça değinirim.

online olduğumda sol frame'de ilgimi çekmeyen başlıklar akmaya başlayınca rastgele sekmesini tıklayarak geçmişte yazılan entrylerine, başlıklarına baktığım mecra. bu sayede enteresan ya da ilgimi çeken onlarca başlık ve entryle karşılaşarak okuyorum. interaktif sözlükler bunun için var bana göre.
diğer taraftan olgunlaşıncaya kadar sıkıntıların olması kaçınılmaz.

nullum poena sine culpa ya da nullum crimen sine culpa.
bence ikisi de olur.
ancak daha rasyonel yaklaşım şu.
sine qua non.

kavram ve ritüel olarak insanlık tarihiyle yaşıt demek yanlış olmaz kanımca. en azından yazının icadıyla birlikte yazının icadından evvel de gerek ritüel gerekse kavram olarak varlığını ispat edecek yeterince delil mevcut.

günümüzde islamiyetle varlığını sürdüren kurban kesme eylemi esasen çok önceki çağlara kadar uzanır. Çok eski tabiat dinleri ile Mezopotamya, Anadolu, Mısır, Hint, Çin, İran ve İbrani dinlerinde yılın belli aylarında dinî törenlerle kurban sunma, bayram yapma geleneğinin olduğuna dair yeterince kaynağın olması ve İnsanların, tahıl, hayvan ve hatta insan kurban etmesi türümüzün acizliğinin de bir göstergesi aynı zamanda.

Tarihin değişik dönemlerindeki uygulamalardan anlaşıldığı kadarıyla, inanışa göre sunulan adak; belirlenen özel bir törenle ( yakılmak, kesilmek gibi) canı alınmak suretiyle kurban edierek Tanrı'ya adanmış yaşamından özgür kılınarak Tanrı'ya verilme işlemidir. yine bir yiyeceğin sunak ateşinde yakılarak, sununun tütsü yoluyla Tanrı'ya ulaşmasını sağlamak da kurban olarak addedilmiştir.

kısacası bilinen bilinmeyen hemen hemen bütün inançlarda var olduğunu kanıtlayan net bulgulara rastlanabilen bu vakıa Bir Tanrı'ya ya da bir başka doğaüstü varlığa sunulan (can)'a denir. Kabul edilen inanışa göre, kurban, canlılığın kutsanması anlamına gelir. günümüzde amacını yardımlaşma, fakir fukaraya yardım etme vs. olarak lanse etmeye çalışmak işin kolayına kaçıp vicdanını rahatlatmaktan ziyade cehalettir..

ölçümlenebilen.

(bkz:kalender meşrep)

milletçe beceremediğimizi yakın tarihimizdeki seçimlerin hepsinde gördük hamdolsun.
kişisel kanım bilmiyorum da diyemiyoruz millet olarak. en azından çoğumuz öyleyiz. mesela bi adres sorarsınız vatandaş bi tarif eder ki evlere şenlik. bilmiyorsan "bilmiyorum" de mübarek insan. keza bir konu açılır ahkam kesenden geçilmez ortalık. siz bildiklerinizi de unutur kalırsınız öylece.

latince kökenli hukuki kavram. juri sanık hakkında hüküm verirken susmasını ya da kendini savunmayışını suçu kabul etmesi olarak yorumlayabilir pekala.
(bkz:Etiam tacere est respondere)

susmak hakkında yine latin kökenli diğer bir kavram için ise:
(bkz:susmak ikrar etmek değildir)
(bkz:Is, qui tacet, non fatetur)

azerbaycan bağımsızlığını ilan etmeden önce rublenin lakabı imiş. bağımsızlık ilanından sonra para birimi olarak belirlenmiş. ilginç olan başka bir anekdotta latince sikke demek olan moneta'da etimolojik olarak aynı kökenden.
ayrıca ekonomik akım olarak;
(bkz:monetarizm)

doğru yazımının mantalite olup olması sorun teşkil etmiyor kanımca. zira latin kökenli kelimelerin pek çoğunda telaffuz nedeniyle yazım yanlışları kaçınılmaz. hasılı her iki yazımda da aynı şeyleri ifade edebilmek aslolan.
en geniş anlamı: düşünme yetisi olan ya da olduğuna kanaat getirilen her şeyin kendine özgü düşünce tarzı.
(bkz:mental)