Turist ömer uzay yolunda.
Sevişilmemiş olması gereken kızdır. (Ki ben kadın demeyi tercihliyorum)
Sevişilmemiş olması kıllı olmasından dolayı değil tabi ki. Tercihleriniz ya da benim tercihlerim birbirimizi lütfen ilgilendirmesin. Fakat şu sebeple bu kadınla sevismemiş olmanız gerekirdi: seviştiğiniz kadın kıllı çıktığına göre sevişmeden önce kıllı olduğunu fark etmediniz. Demek ki sevişmeden önce pek de kendinizde değildiniz. Sevişmeden önce Kadının kıllı olduğunu fark etmeyecek kadar kendinizde değilseniz sevişmemelisiniz. Çünkü bunu alışkanlık haline getirirseniz bir gün kadın olduğunu fark etmeyecek kadar da kendinizde değilken sevişebilirsiniz. Elbette ben sevişeyim de isterse karşımdaki rulman olsun diyor da olabilirsiniz fakat şu cinsel hastalıkları oradan oraya gezdirmeniz bizleri(masumlar) de ilgilendiriyor bir miktar.
Sevişilmemiş olması kıllı olmasından dolayı değil tabi ki. Tercihleriniz ya da benim tercihlerim birbirimizi lütfen ilgilendirmesin. Fakat şu sebeple bu kadınla sevismemiş olmanız gerekirdi: seviştiğiniz kadın kıllı çıktığına göre sevişmeden önce kıllı olduğunu fark etmediniz. Demek ki sevişmeden önce pek de kendinizde değildiniz. Sevişmeden önce Kadının kıllı olduğunu fark etmeyecek kadar kendinizde değilseniz sevişmemelisiniz. Çünkü bunu alışkanlık haline getirirseniz bir gün kadın olduğunu fark etmeyecek kadar da kendinizde değilken sevişebilirsiniz. Elbette ben sevişeyim de isterse karşımdaki rulman olsun diyor da olabilirsiniz fakat şu cinsel hastalıkları oradan oraya gezdirmeniz bizleri(masumlar) de ilgilendiriyor bir miktar.
Bir başka türk genci.
Bir araya geldiler mi sapıtıyolar...
Bir araya geldiler mi sapıtıyolar...
Ya içeride sevişildiğinden haberi yoktur ya da ahlaksızdır.
İkisinde de derhal çıkmalı.
Tabi piknik tüpüyle aynı evde yaşıyor ve sevişiyorken sevişilen odanın kapısını kilitlememek de büyük hata.
"Kapıyı denedim. açılmasa zaten giremezdim, açılırsa da zaten içeridekiler göstermeyi seviyordur Diye düsündüm." diyebilir bazı piknik tüpleri.
İkisinde de derhal çıkmalı.
Tabi piknik tüpüyle aynı evde yaşıyor ve sevişiyorken sevişilen odanın kapısını kilitlememek de büyük hata.
"Kapıyı denedim. açılmasa zaten giremezdim, açılırsa da zaten içeridekiler göstermeyi seviyordur Diye düsündüm." diyebilir bazı piknik tüpleri.
Bu girdi tamamen kendi fikrim olup, bireysel izlenimlerim üzerine oluşturulmuştur.
Bu kitle genel olarak okumak yerine dinlemeyi tercih eder.
Yalnızca müslüman olduğuna inandıkları(!) için (tv karşısında dini dilden düşürmemek ve camide poz vermek gibi kanıtlarla) bir insana güvenebilirler.
Kendine müslüman diyen herkesin dürüst ve doğru yaşadığına inanabilirler.
Sağ ve sol görüş arasındaki farkı ve bunların ne anlama geldiklerini bilmeden sağ görüşü milliyetçilik ve müslümanlık, sol görüşü ise batıcılık ve ateistlik olarak algılarlar. Akp yi sağ görüşlü bir parti olduğu için destekleyenleri çoktur. Çünkü alternatifi olduğuna inanmazlar. Fakat sorsanız, "ben sağcıyım" diyenleri bile bunun tanımını yapamazlar.
Geneli müslümandır(!) Fakat ninelerinden ve dedelerinden miras kalan dine inanmaktadırlar. Genellikle kuran'ı bile okumaya üşenir, hacılardan hocalardan dinleyerek öğrenmeye çalışırlar. Nereden türediği belli olmayan din alimlerine (!) Biat ederler.
Biat etmeyi severler. Sadece doğru yönlendirme(!) ile herhangi bir liderin müridi olabilirler. (Komünist liderler dahil)
Duydukları şeylere inanma ihtimalleri ve o duydukları şeyi hiçbir araştırmaya gerek duymaksızın biliyormuşcasına başkalarına anlatma ihtimalleri çok yüksektir.
Bunlar, kalabalık bir kesim hakkındaki gözlemlerim.
Bazıları ise okurlar, öğrenirler, bilirler, ancak kısa vadeli düşünmeye saplanmışlardır. Kendi kişisel çıkarlarını her şeyin üzerinde tutarlar. "nasıl olsa ben yapmasam bir başkası yapacak. Ben yapıyorum diye ülke batacak değil ya." Gibi düşüncelerle hareket ederler. Bırakın iki kuşak sonrasını, kendi evladının geleceğini bile pek umursamazlar. Çocuklarına iyi bakmaya çalışırlar herkes gibi. Fakat kendisi öldükten sonra o çocuğun nasıl yaşayacağına ya da ne şartlarda yaşayacağına pek aldırmazlar. Kişisel çıkarları genellikle maddidir. Maddi olmayan faydalar onlar için fayda sayılmazlar. Trafikte önüne gelene söverken bile, yaşadığı ülkedeki refah seviyesini düşünmezler. Tek suçlu, hatalı sollayan kişidir onlar için mesela. Başka İnsanların hislerini bırakın, ne yaşadıkları bile umurunda değildir.
Bu kitle genel olarak okumak yerine dinlemeyi tercih eder.
Yalnızca müslüman olduğuna inandıkları(!) için (tv karşısında dini dilden düşürmemek ve camide poz vermek gibi kanıtlarla) bir insana güvenebilirler.
Kendine müslüman diyen herkesin dürüst ve doğru yaşadığına inanabilirler.
Sağ ve sol görüş arasındaki farkı ve bunların ne anlama geldiklerini bilmeden sağ görüşü milliyetçilik ve müslümanlık, sol görüşü ise batıcılık ve ateistlik olarak algılarlar. Akp yi sağ görüşlü bir parti olduğu için destekleyenleri çoktur. Çünkü alternatifi olduğuna inanmazlar. Fakat sorsanız, "ben sağcıyım" diyenleri bile bunun tanımını yapamazlar.
Geneli müslümandır(!) Fakat ninelerinden ve dedelerinden miras kalan dine inanmaktadırlar. Genellikle kuran'ı bile okumaya üşenir, hacılardan hocalardan dinleyerek öğrenmeye çalışırlar. Nereden türediği belli olmayan din alimlerine (!) Biat ederler.
Biat etmeyi severler. Sadece doğru yönlendirme(!) ile herhangi bir liderin müridi olabilirler. (Komünist liderler dahil)
Duydukları şeylere inanma ihtimalleri ve o duydukları şeyi hiçbir araştırmaya gerek duymaksızın biliyormuşcasına başkalarına anlatma ihtimalleri çok yüksektir.
Bunlar, kalabalık bir kesim hakkındaki gözlemlerim.
Bazıları ise okurlar, öğrenirler, bilirler, ancak kısa vadeli düşünmeye saplanmışlardır. Kendi kişisel çıkarlarını her şeyin üzerinde tutarlar. "nasıl olsa ben yapmasam bir başkası yapacak. Ben yapıyorum diye ülke batacak değil ya." Gibi düşüncelerle hareket ederler. Bırakın iki kuşak sonrasını, kendi evladının geleceğini bile pek umursamazlar. Çocuklarına iyi bakmaya çalışırlar herkes gibi. Fakat kendisi öldükten sonra o çocuğun nasıl yaşayacağına ya da ne şartlarda yaşayacağına pek aldırmazlar. Kişisel çıkarları genellikle maddidir. Maddi olmayan faydalar onlar için fayda sayılmazlar. Trafikte önüne gelene söverken bile, yaşadığı ülkedeki refah seviyesini düşünmezler. Tek suçlu, hatalı sollayan kişidir onlar için mesela. Başka İnsanların hislerini bırakın, ne yaşadıkları bile umurunda değildir.
Çıldırtıcı bir etkiye sahip muhteşem yazar. Resmen olağanüstü. Fenerbahçe gibi bir şey.
Bir Sonuçtan yola çıkarak, bu sonucun olası sebeplerini ararken "neden" sorularını ardı ardına sorarak bilgiye ulaşma süreci bilimin içerisinde mevcuttur.
Örneğin; (atıyorum) herhangi bir yükseklikten serbest bırakılan bir cisim neden yere düşer?
-kütlesi olan her cisim birbirine bir çekme kuvveti uygular. Dünya ve serbest bırakılan cisim bir kütleye sahiptir.
Kütlesi olan cisimler birbirlerini neden çekerler? Dünya ve diğer cisimler neden bir kütleye sahiptir?
-her kütle uzay-zaman düzlemini bükerek kendi etrafında bir çekim alanı oluşturur. Kütle, madde miktarını temsil eden bir büyüklüktür ve her maddenin bir miktarı vardır.
Kütleler uzay-zaman düzlemini neden bükerler?
Bu düzlemin bükülmesi neden bir çekim alanı oluşturur?
Sorular bu şekilde devam edilebilir. Her biri cevaplandıktan sonra bir yenisi sorulur. Bu sorular hemen hemen hiçbir zaman bitmez fakat değersizleşebilirler.
Doğamız gereği Her şeyin nedenini bilmek isteriz, ancak her şeyin nedenini bilebilecek kapasiteye henüz ulaşabilmiş değiliz. Hiçbir zaman da ulaşamayacağızdır. Çünkü nedenini bilmediğimiz bir sürü şey ortaya çıkmaya devam edecektir ve hiçbir insan ömrü her şeyi öğrenmeye yetmeyecektir.
Yine de merak etmek ve bu merakı gidermek, saatlerce tuttuğunuz çişinizi yapmaktan ve hatta sabaha kadar defalarca orgazm olmaktan daha keyifli geldiği sürece umut var demektir.
Örneğin; (atıyorum) herhangi bir yükseklikten serbest bırakılan bir cisim neden yere düşer?
-kütlesi olan her cisim birbirine bir çekme kuvveti uygular. Dünya ve serbest bırakılan cisim bir kütleye sahiptir.
Kütlesi olan cisimler birbirlerini neden çekerler? Dünya ve diğer cisimler neden bir kütleye sahiptir?
-her kütle uzay-zaman düzlemini bükerek kendi etrafında bir çekim alanı oluşturur. Kütle, madde miktarını temsil eden bir büyüklüktür ve her maddenin bir miktarı vardır.
Kütleler uzay-zaman düzlemini neden bükerler?
Bu düzlemin bükülmesi neden bir çekim alanı oluşturur?
Sorular bu şekilde devam edilebilir. Her biri cevaplandıktan sonra bir yenisi sorulur. Bu sorular hemen hemen hiçbir zaman bitmez fakat değersizleşebilirler.
Doğamız gereği Her şeyin nedenini bilmek isteriz, ancak her şeyin nedenini bilebilecek kapasiteye henüz ulaşabilmiş değiliz. Hiçbir zaman da ulaşamayacağızdır. Çünkü nedenini bilmediğimiz bir sürü şey ortaya çıkmaya devam edecektir ve hiçbir insan ömrü her şeyi öğrenmeye yetmeyecektir.
Yine de merak etmek ve bu merakı gidermek, saatlerce tuttuğunuz çişinizi yapmaktan ve hatta sabaha kadar defalarca orgazm olmaktan daha keyifli geldiği sürece umut var demektir.
Çok hoş bir kampanya ama katılabileceğimi düşünmüyorum. Yine de Elimden geldiğince destek olmaya çalışırım.
On çok değil fakat sözlüğe ayırabildiğim vakit kısıtlı ve bu kısıtlı vakitte arka arkaya on entry girmeye kalksam kesinlikle çok saçmalarım. Değerli vakitlerinizi çalarım ve üzülürüm.
On çok değil fakat sözlüğe ayırabildiğim vakit kısıtlı ve bu kısıtlı vakitte arka arkaya on entry girmeye kalksam kesinlikle çok saçmalarım. Değerli vakitlerinizi çalarım ve üzülürüm.
Her şey.
sağlıklı bir yaşam için: hiçbir şeye katlanmak zorunda olmadığını bilmek gerek.
sağlıklı bir yaşam için: hiçbir şeye katlanmak zorunda olmadığını bilmek gerek.
Hemen hemen bütün sevişmelerimde başıma gelen hadise. Çünkü hiçbir zaman isteğim dışında sevişmedim. Tabi istediğin her an sevişemeyebiliyorsun bazen.
Bu da bir çeşit bilinmezliğe yol açabiliyor, iyi bir şey.
Tabi aslında seksin aniliği değil de içeriği heyecan katıyor bence olaya. Ani seksin kendisi başlıbaşına bir macera. Fakat daha nadir gerçekleşir. Böyle bir seks yapmak için bile plan yapabilirsiniz... Ki bu da planınızın suya düşmesi demektir. Nitekim planlı olunca ani bir durum olmuyor.
Evden çıkarken 'belki sevişirim donunuzu, giymişseniz bile o iş rastlantısallıktan çıkar. Ya da "bu gece şu bardan bulduğum biriyle yatacağım." diye çıkarsanız da bu planlı bir sevişme olur.
Ayrıca tavsiye: senelerce aynı partnerle sevişmekten sıkılmamak mümkün değil. E hal böyleyken, partneri değiştiremiyorsanız seksi değiştirmeyi deneyin. her defasında sevdiğiniz kadınla/adamla sevişirseniz büyük sıkıntı. Bazen karşınızdakini bir hayvan, ya da bi makine gibi görmek lazım. Gerisi zaten içgüdüsel zincirleme reaksiyonlar bütünü. Tek tehlike erken boşalma. Böyle durumlarda erken boşalma kadın ya da erkek için kaçınılmaz olabiliyor. O yatakta benzer kimyasal yapıya sahip olmayan beyinlerin orgazma ulaşma süreleri farklılık gösterebilir. Yani alışılmışın dışına çıkmak da biraz sıkıntılı. Yine de geç kalan taraf bile erken boşalana daha bir aşık olacaktır sanırım.
Bu da bir çeşit bilinmezliğe yol açabiliyor, iyi bir şey.
Tabi aslında seksin aniliği değil de içeriği heyecan katıyor bence olaya. Ani seksin kendisi başlıbaşına bir macera. Fakat daha nadir gerçekleşir. Böyle bir seks yapmak için bile plan yapabilirsiniz... Ki bu da planınızın suya düşmesi demektir. Nitekim planlı olunca ani bir durum olmuyor.
Evden çıkarken 'belki sevişirim donunuzu, giymişseniz bile o iş rastlantısallıktan çıkar. Ya da "bu gece şu bardan bulduğum biriyle yatacağım." diye çıkarsanız da bu planlı bir sevişme olur.
Ayrıca tavsiye: senelerce aynı partnerle sevişmekten sıkılmamak mümkün değil. E hal böyleyken, partneri değiştiremiyorsanız seksi değiştirmeyi deneyin. her defasında sevdiğiniz kadınla/adamla sevişirseniz büyük sıkıntı. Bazen karşınızdakini bir hayvan, ya da bi makine gibi görmek lazım. Gerisi zaten içgüdüsel zincirleme reaksiyonlar bütünü. Tek tehlike erken boşalma. Böyle durumlarda erken boşalma kadın ya da erkek için kaçınılmaz olabiliyor. O yatakta benzer kimyasal yapıya sahip olmayan beyinlerin orgazma ulaşma süreleri farklılık gösterebilir. Yani alışılmışın dışına çıkmak da biraz sıkıntılı. Yine de geç kalan taraf bile erken boşalana daha bir aşık olacaktır sanırım.
İki yüzlü yavşaklar.
İnsanların farklı yüzlerini seçebilmeye başladığımdan beri, iki yüzlü olmayan orospu çocuklarına bile kanım ısındı.
İnsanların farklı yüzlerini seçebilmeye başladığımdan beri, iki yüzlü olmayan orospu çocuklarına bile kanım ısındı.
Katili bulmak için güzel bir yöntem olsa da saçmalığın daniskası. O parayı almak için ihbar eden şahsiyet de en az katil kadar suçludur benim gözümde.
Bir döl israfı benim gözlerimin önünde bir hayvana bilerek zarar verecek, ben hiç sesimi çıkarmayacağım, sonra birileri para verecek de ihbar edeceğim. Kendimden tiksindim şu on saniyede.
O olayı görüp de müdahale etmeyen piç kurularını da hapse atmalı. Ne para vermesi...
Bir döl israfı benim gözlerimin önünde bir hayvana bilerek zarar verecek, ben hiç sesimi çıkarmayacağım, sonra birileri para verecek de ihbar edeceğim. Kendimden tiksindim şu on saniyede.
O olayı görüp de müdahale etmeyen piç kurularını da hapse atmalı. Ne para vermesi...
Aynısının iki gün üst üste kullanılmaması gereken tütün içme aleti.
Mümkünse 7 gün için 7 ayrı pipo kullanılmalı. Pipoyu Dinlendirmek önemli.
Mümkünse 7 gün için 7 ayrı pipo kullanılmalı. Pipoyu Dinlendirmek önemli.
Güzel bir belgesel.
Asl? Şaka şaka. Hayvanseverliğine hayranım. Bu hayvanseverliğinin insan ilişkilerine nasıl yansıdığını düşünüyorsun?
21. Yüzyılda, dünyanın en saçma ve gereksiz kişileri listesinde ilk yüzün içindedir.
Onu okumak için geri geldim. giderse üzüleceğim yazarlardan bir tanesi.
Kara kule serisinde jack'in peşine takılarak maceraya katılan, köpekten bozma yaratığa jack tarafından uygun görülen isim.
Uzun zamandır sözlüğü unutmuş olmama rağmen, özellikle bugün tekrar aklıma gelmesinin sebebi olarak; bu başlığa girdi girilmesi olabileceğine dair fizikötesi bir düşenceye, saniyenin milyarda biri kadar bir süreliğine de olsa kapılmama sebep olabilme yetkinliğinde bir müzik grubu.
Keşke bu kadar uğraşmayıp sadece müzik yapsalardı. Belki kıymetleri bilinirdi. Gel gör ki bu adamlar bir harika.
Keşke bu kadar uğraşmayıp sadece müzik yapsalardı. Belki kıymetleri bilinirdi. Gel gör ki bu adamlar bir harika.
İlginçtir. Sadece başlığa bakarak düşünüyorum da çok tuhaf tartışma konuları bulabiliyoruz sanırım. Böyle şeylerin tartışılması anormal değil tabi... Tartışılsın fakat aklı ve mantığı ön plana alarak olsun. Kişiden kişiye değişen ahlaki değerleri değil. Birilerinin metrobüste öpüşmesinden bir başkası neden rahatsız olur? Sorulması gereken soru bu ve cevaba göre değerlendirilmeli bu davranışın mekana uygunluğu.
Ben düşünerek bir rahatsızlık sebebi bulamıyorum açıkçası. öpüşmenin ahlak dışı bir tarafı olduğunu da düşünmüyorum. Yurdum insanı, toplum içinde el ele dolaşmaya bile takılabiliyorken; elbette öpüşmeyi garip karşılayanların, rahatsız olacak olanların var olması tuhaf değil. Fakat sokak ortasında kavga görüp müdahale etmeye korkanların, dayak yiyen bir kadını/erkeği kurtarmaya yeltenmeye bile cesaret edemeyenlerin, öpüşen bir çifte tepki göstermesini haksız bir iki yüzlülük olarak görüyorum. Bu tip insanlar abdestliyken müslüman, abdesti bozulunca tecavüzcü olabiliyorlar. Kafa yapısıyla alakalı. İnsan biraz düşünmeli. Kavgayı görmek istemiyorken kafasını başka tarafa çevirenler, öpüşmek kadar sevgi dolu ve masum bir eyleme sesini yükseltmemeli.
Çocuk konusunda da düşüncem biraz farklı. Bir çocuğum olsa ona öpüşmeyi öğretebilirdim belki de. Öpüşmek çoğu zaman seks ile ilintili olmayabiliyor. Gayet güzel ve masum bir eylem. Fakat bir büyüğünün elini öpmeyi öğrenmeden evvel karşı cinsin dudaklarını öpmeyi öğrenmesinde bir sakınca görmüyorum. Güzel duyguları ve o duyguların fiziksel etkilerini hissetmesi çocuğu seksist bir sapık yapmaz. Tam aksine, öpüşmeyi merak eden bir çocuğun, sikindirik ahlak kuralları dolayısıyla, o merakını gidermesine engel olmak, çocuğun bilinçaltına gereğinden fazla yüklenmek olur. Çocuk öpüşmenin ne olduğunu anladığı yaştan itibaren öpüşen çiftleri izleyebilmeli ve hatta mümkünse karşı cinsiyle öpüşebilmelidir. Bunda garipsenecek bir şey yok bence. Hatta en masum ve temiz olanı onlarınki olacaktır muhtemelen Yetişkinler müdahale etmediği sürece.
Sağlıklı bireyler, doğal dürtülerini bastırmayan çocukların büyümesiyle ortaya çıkar. Reşit olana kadar çocuklara cinsellik ve karşı cins hakkında fikir edinmeyi yasaklasanız, o çocuklar büyüdüğünde memleket sapıktan geçilmez. Sağlıklı kararlar alacak yaşa gelene kadar, bir takım pervasız davranışlarının yasaklanması gerekir elbette. fakat öpüşmek o davranışlardan biri olmamalı bana göre.
Ben düşünerek bir rahatsızlık sebebi bulamıyorum açıkçası. öpüşmenin ahlak dışı bir tarafı olduğunu da düşünmüyorum. Yurdum insanı, toplum içinde el ele dolaşmaya bile takılabiliyorken; elbette öpüşmeyi garip karşılayanların, rahatsız olacak olanların var olması tuhaf değil. Fakat sokak ortasında kavga görüp müdahale etmeye korkanların, dayak yiyen bir kadını/erkeği kurtarmaya yeltenmeye bile cesaret edemeyenlerin, öpüşen bir çifte tepki göstermesini haksız bir iki yüzlülük olarak görüyorum. Bu tip insanlar abdestliyken müslüman, abdesti bozulunca tecavüzcü olabiliyorlar. Kafa yapısıyla alakalı. İnsan biraz düşünmeli. Kavgayı görmek istemiyorken kafasını başka tarafa çevirenler, öpüşmek kadar sevgi dolu ve masum bir eyleme sesini yükseltmemeli.
Çocuk konusunda da düşüncem biraz farklı. Bir çocuğum olsa ona öpüşmeyi öğretebilirdim belki de. Öpüşmek çoğu zaman seks ile ilintili olmayabiliyor. Gayet güzel ve masum bir eylem. Fakat bir büyüğünün elini öpmeyi öğrenmeden evvel karşı cinsin dudaklarını öpmeyi öğrenmesinde bir sakınca görmüyorum. Güzel duyguları ve o duyguların fiziksel etkilerini hissetmesi çocuğu seksist bir sapık yapmaz. Tam aksine, öpüşmeyi merak eden bir çocuğun, sikindirik ahlak kuralları dolayısıyla, o merakını gidermesine engel olmak, çocuğun bilinçaltına gereğinden fazla yüklenmek olur. Çocuk öpüşmenin ne olduğunu anladığı yaştan itibaren öpüşen çiftleri izleyebilmeli ve hatta mümkünse karşı cinsiyle öpüşebilmelidir. Bunda garipsenecek bir şey yok bence. Hatta en masum ve temiz olanı onlarınki olacaktır muhtemelen Yetişkinler müdahale etmediği sürece.
Sağlıklı bireyler, doğal dürtülerini bastırmayan çocukların büyümesiyle ortaya çıkar. Reşit olana kadar çocuklara cinsellik ve karşı cins hakkında fikir edinmeyi yasaklasanız, o çocuklar büyüdüğünde memleket sapıktan geçilmez. Sağlıklı kararlar alacak yaşa gelene kadar, bir takım pervasız davranışlarının yasaklanması gerekir elbette. fakat öpüşmek o davranışlardan biri olmamalı bana göre.
Güzel bir William shakespeare oyunu.
Okuması oldukça keyifli ve sürükleyici.
Önsözden edindiğim bilgiye göre, shakespeare bu oyunu yazarken başka bazı eserlerden ve mitolojiden oldukça etkilenmiş. Birkaçını harmanlayarak kendi yorumunu okuyucuya sunmuş ve güzel bir eser ortaya çıkarmış.
taliplerinden biri, genç ve dünya güzeli bir kadının babasının vasiyeti üzerine damat adaylarına uygulayacağı teste katılmaya gitmek için paraya ihtiyaç duyar. Bir tüccar olan dostundan rica eder ve dostunu can düşmanı olan bir yahudiye senet karşılığı borçlanmak durumunda bırakır. (Bahsedilen tarihlerde yahudilerden nefret ediliyor.) Yahudi, tüccarla tuhaf bir senet hazırlar ve olaylar gelişir.
kitabın konusu oldukça geniş ve çok şey anlatıyor.
Okuması oldukça keyifli ve sürükleyici.
Önsözden edindiğim bilgiye göre, shakespeare bu oyunu yazarken başka bazı eserlerden ve mitolojiden oldukça etkilenmiş. Birkaçını harmanlayarak kendi yorumunu okuyucuya sunmuş ve güzel bir eser ortaya çıkarmış.
taliplerinden biri, genç ve dünya güzeli bir kadının babasının vasiyeti üzerine damat adaylarına uygulayacağı teste katılmaya gitmek için paraya ihtiyaç duyar. Bir tüccar olan dostundan rica eder ve dostunu can düşmanı olan bir yahudiye senet karşılığı borçlanmak durumunda bırakır. (Bahsedilen tarihlerde yahudilerden nefret ediliyor.) Yahudi, tüccarla tuhaf bir senet hazırlar ve olaylar gelişir.
kitabın konusu oldukça geniş ve çok şey anlatıyor.
Okuduğum en tuhaf kitap. Hakikatten en tuhafı.
Ben fantastik roman okumayı seven biriyim, hatta başka ne okuyor olursam olayım, yanında bir de fantastik roman okurum mutlaka.
Fakat okuduğum hiçbir fantastik karakter, öğe ya da olay, bu romanın hissettirdiği duyguları hissettirmedi diyebilirim.
Üniversite yıllarımdan birinde ev arkadaşım her gün tavsiye ediyor kitabı zorla odama koyuyor okumam için çırpınıyordu. Kendisinin hiçbir zaman boş bir tavsiyede bulunmayacağını biliyordum fakat genel melankolik hallerinden ötürü ön yargılıydım. Bir gün okula giderken çantamdan kendi kitabımı çıkarmış ve yüzyıllık yalnızlık'ı koymuş. Önce sinirlendim sonra güldüm... ama sonunda okumaya karar verdim. Okuduktan sonra ise arkadaşımı daha bir sevdim sanki.
Kitabı okurken, henüz yarısına bile gelmemişken bir anda her şey bitiverdi. Bir anda "ee daha ne yazdı bu adam, kitabın devamında ne anlatacak ki amk?" Düşüncesiyle doldum taştım. Ve okuma süresi boyunca koca bir ömrü yaşayıp kendimi yaşlanmış gibi hissettim.
Sanki hayat akmış gitmiş o süre içerisinde belki onlarca kitap okumuşum gibi...
Kitabı bir gecede bile bitirseniz, senelerdir okuyormuş hissine kapılmanız neredeyse kaçınılmaz. Koskoca bir tarihi yaşatan, zamanın akışını ve çağların değişimini hissettiren bir roman. Hakikatten tuhaf bir tecrübe.
Ben fantastik roman okumayı seven biriyim, hatta başka ne okuyor olursam olayım, yanında bir de fantastik roman okurum mutlaka.
Fakat okuduğum hiçbir fantastik karakter, öğe ya da olay, bu romanın hissettirdiği duyguları hissettirmedi diyebilirim.
Üniversite yıllarımdan birinde ev arkadaşım her gün tavsiye ediyor kitabı zorla odama koyuyor okumam için çırpınıyordu. Kendisinin hiçbir zaman boş bir tavsiyede bulunmayacağını biliyordum fakat genel melankolik hallerinden ötürü ön yargılıydım. Bir gün okula giderken çantamdan kendi kitabımı çıkarmış ve yüzyıllık yalnızlık'ı koymuş. Önce sinirlendim sonra güldüm... ama sonunda okumaya karar verdim. Okuduktan sonra ise arkadaşımı daha bir sevdim sanki.
Kitabı okurken, henüz yarısına bile gelmemişken bir anda her şey bitiverdi. Bir anda "ee daha ne yazdı bu adam, kitabın devamında ne anlatacak ki amk?" Düşüncesiyle doldum taştım. Ve okuma süresi boyunca koca bir ömrü yaşayıp kendimi yaşlanmış gibi hissettim.
Sanki hayat akmış gitmiş o süre içerisinde belki onlarca kitap okumuşum gibi...
Kitabı bir gecede bile bitirseniz, senelerdir okuyormuş hissine kapılmanız neredeyse kaçınılmaz. Koskoca bir tarihi yaşatan, zamanın akışını ve çağların değişimini hissettiren bir roman. Hakikatten tuhaf bir tecrübe.
Okuyarak geliştirilebilen özelliklerden biri. Elbette cümle içerisinde anlamı bilinmeyen bir kelime varsa yol uzundur. Fakat o ihtimali siktir edin şimdi. Cümle içindeki her kelimenin olası tüm yan, mecaz ve terim anlamlarını dahi biliyorken cümleyi anlayamamak söz konusu olabilir bazen. Ki cümleden bahsediyoruz. Bir çok şey tek cümleyle anlatılmaz. Bir kaç cümlenin bir araya geldiği paragrafları anlamak söz konusu olduğunda, anlamı bilinmeyen kelimelere anlamı bilinmeyen cümleler de eklenebilir ve hepten içinden çıkılamaz bir hal alabilir durum. Çok okuyarak bu durumun üstesinden gelebilirsiniz. Daha fazla okuyun. Böylece bazen okuduğunuzu hatta yazılanı anlayabilirsiniz.