Alaattin'in sihirli lambasını bulmak istiyorum.
(bkz:bir taşla üç kuş)
Tarık bin ziyad önderliğindeki arap akınlarıyla müslümanların kontrolüne giren, 16. yy sonuna kadar islam egemenliğinde - zamanla küçülmeye uğramıştır- kalan iber yarımadası toprakları. ispanyolların kültürel zenginliğine katkısı büyüktür.
sevgili ile aramıza giren duygu. bazen yapıştırıcı işlevi görürken bazen de mesafe açar. kıskançlığın güçlü olduğu ilişkiler daha az huzurlu olsa da daha tutkuludur.
bir whatsapp grubu ismi. isminin kökeni meçhul bir anda bir arkadaş tarafından verilen tepsi kebabı sözüne dayanıyor. 3 arkadaş ensesine çökmek için uygun anı bekliyoruz. gün gibi sürekli başkasına dönüyor. ben aşka dair sözleri, ve yemek ısmarlamaya dair sözleri, unutmam..
(bkz:unutursak kalbimiz kurusun)
(bkz:unutursak kalbimiz kurusun)
özgüven başarıyla sağlanabilen bir şey, küçük yaşlardan itibaren karaktere işleyen özgüven bile temelsiz değildir, yaşamı öğrenme pratğinde kendine güvenmeyi " öğrenmiş" çocuk, özgüven sahibi olur. atlamaya karar verdiği yerden atlayabildiğinde, ellerini kanatmadan kola kutusunu yırttığında, karıncalarla oynarken, hayvanları sevmeyi öğrendiğinde, " başardığında". özgüveni megalomanlıkla, narsizmle karıştırmamak gerek. özgüven temelsiz değildir, ayinesi iştir kişinin sözünün küçük yaşlarda kendi kendine öğrenilmesi üzerinedir..
küçük yaşlarda bu kazanılamamış olabilir veya sonraki yıllarda, mesela kötü bir lise çağı ile bu zedelenmiş olabilir. başarı ve başarma hissi özgüveni, yani benim elim yatkındır ben anlar keser biçer üstesinden gelirim hissini yeniden kazandırabilir. ama bu tam olarak özgüven kazanmak değildir. bilmediğ yerden soru gelince kendini gösterecek oln bilgisizim acizim zayıfım hissini bulup yok etmek gerektir. bilmediği ya da yapamadığı yerde kendini kendi içinde eritip saklı bir matem yaşamaktansa. öğrenirim, sikerler psikoloji bakışlara kazandırıldığı zaman özgüven kazanılmış demektir. ama özgüven de bir kadını etkilemek gibidir, lafla peynir gemisi bir yere kadar gider, sonra elle tutulur şeyler gerekir.
kadınların ellerini boş bırakmayınız.
küçük yaşlarda bu kazanılamamış olabilir veya sonraki yıllarda, mesela kötü bir lise çağı ile bu zedelenmiş olabilir. başarı ve başarma hissi özgüveni, yani benim elim yatkındır ben anlar keser biçer üstesinden gelirim hissini yeniden kazandırabilir. ama bu tam olarak özgüven kazanmak değildir. bilmediğ yerden soru gelince kendini gösterecek oln bilgisizim acizim zayıfım hissini bulup yok etmek gerektir. bilmediği ya da yapamadığı yerde kendini kendi içinde eritip saklı bir matem yaşamaktansa. öğrenirim, sikerler psikoloji bakışlara kazandırıldığı zaman özgüven kazanılmış demektir. ama özgüven de bir kadını etkilemek gibidir, lafla peynir gemisi bir yere kadar gider, sonra elle tutulur şeyler gerekir.
kadınların ellerini boş bırakmayınız.
başarı benim tanımladığımdır. tutkularıma ulaştığım sürece başarılıyım,o zaman yaşamın önündeki ufuk genişliyor, bulutlar dağılıyor. avına av olma tehlikesiyle ormana dalan avcının halidir biraz da arzuları için yaşayan insanın hali, arzulara gem vurmalı, ama tutkunun ateşi hep yanmalı.
islam şeriatındaki devlet ve toplum yönetimi hükümleri etrafında şekillenen ideoloji, siyasi akım. islam şeriatını modern toplumun siyaset mekanizmalarına yedirme amacı güder. siyasi parti olarak var olup yarı cemaat, yarı topluluk yarı dünyevi kalabalık olarak var olur.
türkiye'deki siyasal islam delirmiş durumda. tam anlamıyla bir delilik hali hakim. akıl almaz bir kibir, biz yaptıysak doğrudur, bize karşı olan herkes haindir, biz biliriz biz modu. müthiş bir aşağılık kompleksi, islamcılar modern hayata, cumhuriyete küfreder, milli mücadeleyi sindiremez ama alternatifini de başaramamıştır. esasen islam dan devşirdikleri ideolojik altyapı çok ama çok yetersizdir. bu yüzden hemen çöker, yozlaşır, çünkü ne birey yetiştirir ne karakter. tebaa ile de bir yere kadar gidiyor. su o kadar bulanıklaşır ki, sadece bağırmaya başlarlar. sürekli bağırırlar.
hayatta sanki başka amaçları yokmuşcasına sürekli kavga eden, kavga arayan, esasen her ne kadar öbür dünya, allah, kitap deseler de bu dünyada mutluluğu arayan ve bulamadıkça daha da deliren, garip bir siyasi akım olarak bugün türkiye de iktidar konumundadır.
türkiye'deki siyasal islam delirmiş durumda. tam anlamıyla bir delilik hali hakim. akıl almaz bir kibir, biz yaptıysak doğrudur, bize karşı olan herkes haindir, biz biliriz biz modu. müthiş bir aşağılık kompleksi, islamcılar modern hayata, cumhuriyete küfreder, milli mücadeleyi sindiremez ama alternatifini de başaramamıştır. esasen islam dan devşirdikleri ideolojik altyapı çok ama çok yetersizdir. bu yüzden hemen çöker, yozlaşır, çünkü ne birey yetiştirir ne karakter. tebaa ile de bir yere kadar gidiyor. su o kadar bulanıklaşır ki, sadece bağırmaya başlarlar. sürekli bağırırlar.
hayatta sanki başka amaçları yokmuşcasına sürekli kavga eden, kavga arayan, esasen her ne kadar öbür dünya, allah, kitap deseler de bu dünyada mutluluğu arayan ve bulamadıkça daha da deliren, garip bir siyasi akım olarak bugün türkiye de iktidar konumundadır.
Gladiator hakkında spoiler vererek açıklayacağım o sebeple kusura bakmayın.
15 temmuz'da olan biten de aşağı yukarı budur. eğer dış güçler tarafından desteklendiğini bildiğiniz, 17-25 aralık gibi ve sonrasındaki bir takım hareketler gibi kamikaze eylemlerine açık bir örgütün binlerce gizli elemanının kimliğini biliyorsanız - 16-17 temmuz da tutuklanan, gözaltına alınan ordudan ihraç edilen asker sayısı binlerle ifade ediliyor, listeler hazırdı yani - öyle rahat rahat YAŞ toplantısını beklemezsiniz, önünüze geleni fetöcü diye ihraç edebilirken askerler için uykuya yatar gibi ayak sürümezsiniz. yani bu darbe şöyle veya böyle göze alınmıştır. belki de bu kadar kapsamlı ve büyük olacağı düşünülmüyordu, o başka.
peki fetö neden rte'nin uçağını vurmadı ? bu bir tiyatro muydu yoksa uçağı mı teşhis edemediler ? çok basit, çünkü fetö'nün suikast gibi bir planı yoktu da onun için. olsaydı, yaveri bile örgüt üyesiyken, onlarca uçağa militana sahipken bir suikast düzenler ve ülkeyi kaos ve kargaşaya sürüklerlerdi. ama işte kibir böyle bir şey. rte'yi inidireceğiz, yargılayacağız, halkın önünde afişe edeceğiz böylece ismi efsaneleşemeyecek düşüncesi vardı. kurulacak mahkemeler vs bellidir. amaç suikast olsaydı, ne 15 temmuz dan önce ne de sonra bu çok zor değil. rus büyükelçisi suikastını hatırlayalım. ama genel olarak devletler arasında mutabakat var gibi bu konuda. istihbarat örgütleri, kolay kolay devlet başkanlarına suikast düzenletmiyor. saddam bile mahkeme kararıyla asıldı. kaddafi linç edildi. velhasıl 15 temmuz kirli bir meseledir, ülkenin padilahlık özentilerinin hayal ettiğin konuma gelmesini sağlamıştır. islamcıların, osmanlı dan cumhuriyete ülkeye verdiği zararların bitmediğini bitmeyeceğini göstermiştir.
ekleme, unutmadan :
zenginsozluk.com/foto
15 temmuz'da olan biten de aşağı yukarı budur. eğer dış güçler tarafından desteklendiğini bildiğiniz, 17-25 aralık gibi ve sonrasındaki bir takım hareketler gibi kamikaze eylemlerine açık bir örgütün binlerce gizli elemanının kimliğini biliyorsanız - 16-17 temmuz da tutuklanan, gözaltına alınan ordudan ihraç edilen asker sayısı binlerle ifade ediliyor, listeler hazırdı yani - öyle rahat rahat YAŞ toplantısını beklemezsiniz, önünüze geleni fetöcü diye ihraç edebilirken askerler için uykuya yatar gibi ayak sürümezsiniz. yani bu darbe şöyle veya böyle göze alınmıştır. belki de bu kadar kapsamlı ve büyük olacağı düşünülmüyordu, o başka.
peki fetö neden rte'nin uçağını vurmadı ? bu bir tiyatro muydu yoksa uçağı mı teşhis edemediler ? çok basit, çünkü fetö'nün suikast gibi bir planı yoktu da onun için. olsaydı, yaveri bile örgüt üyesiyken, onlarca uçağa militana sahipken bir suikast düzenler ve ülkeyi kaos ve kargaşaya sürüklerlerdi. ama işte kibir böyle bir şey. rte'yi inidireceğiz, yargılayacağız, halkın önünde afişe edeceğiz böylece ismi efsaneleşemeyecek düşüncesi vardı. kurulacak mahkemeler vs bellidir. amaç suikast olsaydı, ne 15 temmuz dan önce ne de sonra bu çok zor değil. rus büyükelçisi suikastını hatırlayalım. ama genel olarak devletler arasında mutabakat var gibi bu konuda. istihbarat örgütleri, kolay kolay devlet başkanlarına suikast düzenletmiyor. saddam bile mahkeme kararıyla asıldı. kaddafi linç edildi. velhasıl 15 temmuz kirli bir meseledir, ülkenin padilahlık özentilerinin hayal ettiğin konuma gelmesini sağlamıştır. islamcıların, osmanlı dan cumhuriyete ülkeye verdiği zararların bitmediğini bitmeyeceğini göstermiştir.
ekleme, unutmadan :
zenginsozluk.com/foto
Kafası teneke gibi boş kızlar, ister güzel olsunlar ister çirkin, tıpkı erkeği gibi yüksek değer görmeyi hak etmezler. Ama kadınlara yönelik cinsel arzular sebebiyle tek özelliği dış görünüşü olan kızların tanrıça muamelesi görmesini eleştirmek doğal da buna bozulmak nedir anlam vermek zor. İkisini de tecrübe etmiş biri olarak elbette ikincisi diyorum, plastik çiçek sevmeye mecbur muyuz lan ? Enteresan bir erkek düşmanlığı. Garip bir ayarı kaçmışlık, kayışı kopmuşluk, aboovv..
Kadın veya erkek için dış görünüşten öte birey olmanın önemli olduğunu düşünen biri olarak evet güzelliğine rağmen kendini yetiştirmiş donanımlı kadınlara büyük saygı duyuyorum ve götünün kavisi yerinde diye kendini prenses zannedenlere göre saklı hazine gibi dolaşmalarını çok takdir ediyorum. kadını kapital haline getirmiş modern zamanlar için öyle kolay iş değildir bu.
Lan hayır burada yanlış olan tespit nerede, kadında donanımı ve zekayı yüceltmek, dış görünüşe
Dayalı götü kalkanı eleştirmek de suç oldu. Nasıl bir faşistsiniz anlamadım ki..
Huri olayına gelince ben zaten cennete ödül anlayışımım aşk olduğunu söyledim, ha huri dediğiniz şey black mirror da da bahsi geçen biyonik partner gibi bir şeydir nazarımda, biyonik kaslı erkek satılsa üstünden inmeyecek gibi erkek aşağılayan insanlar ya da straponuyla dürtmeye çalışacak insanlar şu olaya " ödül olarak kadın!!" diye yaklaşınca komik oluyor.
Hem tespit hem de tavsiye niteliğinde, savaşmayın gençler, ne kankalarla ne klavyelerle, sevişin onun yerine. Klavyelerle değil tabii. Gerçi siz bilirsiniz. Huyu huyunuza suyu suyunuza birini bulun, savaştan kaçan biriyim ama nedir bu taciz ateşi anlamıyorum, çingene mahallesinden geçmiş gibi hissediyorum kendimi.
Kadın veya erkek için dış görünüşten öte birey olmanın önemli olduğunu düşünen biri olarak evet güzelliğine rağmen kendini yetiştirmiş donanımlı kadınlara büyük saygı duyuyorum ve götünün kavisi yerinde diye kendini prenses zannedenlere göre saklı hazine gibi dolaşmalarını çok takdir ediyorum. kadını kapital haline getirmiş modern zamanlar için öyle kolay iş değildir bu.
Lan hayır burada yanlış olan tespit nerede, kadında donanımı ve zekayı yüceltmek, dış görünüşe
Dayalı götü kalkanı eleştirmek de suç oldu. Nasıl bir faşistsiniz anlamadım ki..
Huri olayına gelince ben zaten cennete ödül anlayışımım aşk olduğunu söyledim, ha huri dediğiniz şey black mirror da da bahsi geçen biyonik partner gibi bir şeydir nazarımda, biyonik kaslı erkek satılsa üstünden inmeyecek gibi erkek aşağılayan insanlar ya da straponuyla dürtmeye çalışacak insanlar şu olaya " ödül olarak kadın!!" diye yaklaşınca komik oluyor.
Hem tespit hem de tavsiye niteliğinde, savaşmayın gençler, ne kankalarla ne klavyelerle, sevişin onun yerine. Klavyelerle değil tabii. Gerçi siz bilirsiniz. Huyu huyunuza suyu suyunuza birini bulun, savaştan kaçan biriyim ama nedir bu taciz ateşi anlamıyorum, çingene mahallesinden geçmiş gibi hissediyorum kendimi.
(bkz:söz uçar acı kalır)
Şiir yazan erkeklerin duygusal ve naif oldukları düşüncesi bir erkeğe göre zayıflığını açık etmesinden öte geliyor biraz da. Yoksa ters yatırıp düz seven felek şaşırtan ama şiir yazan erkekler var, benden söylemesi.
Tam olarak tecrübe ile ifade edilemez. Kaşarın sütün değişimi bozulmasıyla yapıldığı düşüncesinden yola çıkarsak, kaşarlanan ilk halinden bozulup o halinde eskiyen gibi bir şey. Yani bozulacağı kadar bozulmuş, fermente olmuş, bakteri görmüş. Gedikli ile kaşarlanmış aynı anlama gelmez. Kaşarlanmışlıkta işin orospuluğuna kaçmışlık var yani biraz.
sırf düzgün fiziği olduğu için kafasının içi teneke gibi kızlar tanrıça diye dolanıyor.. nadir bulunan element gibi zor hem güzel hem zeki hem donanımlı kadın bulmak.. öylesini tanımak kadınlara olan saygımı korumama sebep oluyor. yoksa annelik de olmasa çoğu kadın gerçekten birey olarak çok zayıf. duygusal yanları olsa bile. dili mütevazı, kibri ilminden gelen kadın efsane figürü gibi. cennette kadın gibi bir ödül varsa eğer öylesiyle aşk yaşamak ve hep sarhoş olmak bana yeryüzündeki her kadından defalarca üstün geliyor. Az da olsa varlar da kafasında hunisi eksik tiplere ya sabır deyip geçebiliyoruz.
Ruhta başlar gerçek dünyada var olmak için öfkeyi andıran bir güç olarak ortaya çıkar. Tutku içinde tutmaya gelmez, mutlaka bir çıkış arar. Çünkü tutku başarabileceğinin ulaşabileceğinin sezgisi arzusudur. Ruhun zirveyi sezgilerle görmesidir. Bu yüzden bilinçli bir tırmanıştır farkında olunmasa da.. dönüp dolaşıp tutku duyduğumuza döneriz çünkü o ruhun gerçek aşkıdır. Duyguların ve bedenin aşklarından üsttedir.
çok azdır, sebebi de bedenimizin üremeye giden yolda elde edilen başarının, erkek için spermlerini boşaltmanın kadın için buna erişmenin - kadında sürtünmeyle artan ve tekrarlanabilen zevk erkek boşalmadan seksi bırakmaması için, erkekse boşalınca hevesini kaybeder bir an, kadın o yataktan kalkmayabilir- en büyük başarı olarak görmesi ve bize hissettirmesidir. bunu bir şekilde ikincil bir duygu haline getirebilseydik orgazmdan daha zevkli pek çok anımız olurdu.
türk sinemasında ideolojik mesajı bu kadar güçlü olup da bu kadar başarılı bir şekilde mesajını istisnasız her kesime ulaştırdığı halde sevilmeyi başaran başka film yoktur. çekildiğin dönemdeki solun yükselişini de düşünürsek bugün insanlar her ne kadar apolitik bir kafayla izlese de çok güçlü mesajları olan bir film. öyle memur aç herkes çalıyor türü kemal sunal eleştirisi de değil orta direk ya da korkusuz korkak gibi, basbayağı ideolojik bir filmdir ve türk sinemasının en iyilerindendir.
Bir masal.
Masala göre prensin birine prenses aranmaktadır ama kraliçe gerçek bir prenses arayışındadır. Fakat bir türlü kraliçe gerçek prenses ruhunda bir kızı bulamaz. Bir gün saraya gelen bir kız prenses olduğunu iddia eder, kraliçe kızın yatacağı yatağı 20 döşek ve 20 kaz tüyü yorgandan yapar, en altına da bir tane bezelye koyar. Kız bunun yüzünden tüm gece uyuyamaz, narinliğinden yola çıkılarak prenses olduğunu anlaşılır.
Masala göre prensin birine prenses aranmaktadır ama kraliçe gerçek bir prenses arayışındadır. Fakat bir türlü kraliçe gerçek prenses ruhunda bir kızı bulamaz. Bir gün saraya gelen bir kız prenses olduğunu iddia eder, kraliçe kızın yatacağı yatağı 20 döşek ve 20 kaz tüyü yorgandan yapar, en altına da bir tane bezelye koyar. Kız bunun yüzünden tüm gece uyuyamaz, narinliğinden yola çıkılarak prenses olduğunu anlaşılır.
(bkz:#30102)
(bkz:bu kadar yürekten çağırma beni)
Evrene gönderdiği dalgalar bana ulaşıp yatağımı öyle bir sarstı ki uyandım bile, aklından beni geçirmesinin göğe Batman sembolü tutmak gibi olduğunu o da biliyor.. nitekim beni çağırır çağırmaz uykusuzluk sorunu çözülmüş uyumuş bile. uykumda bile korumam altında olan uyuyamayan güzel , elleşmeyin :)
(bkz:bu kadar yürekten çağırma beni)
Evrene gönderdiği dalgalar bana ulaşıp yatağımı öyle bir sarstı ki uyandım bile, aklından beni geçirmesinin göğe Batman sembolü tutmak gibi olduğunu o da biliyor.. nitekim beni çağırır çağırmaz uykusuzluk sorunu çözülmüş uyumuş bile. uykumda bile korumam altında olan uyuyamayan güzel , elleşmeyin :)
" Varla yok arasındayım
Varla yok arasındayım
Hep, varla yok arasındaydım "
Varla yok arasındayım
Hep, varla yok arasındaydım "
cevapsız bırakan insanların cevapsız bıraklılmaya tahammülü olmaz. hafife almanın bir göstergesi olarak, kendi kendinin sağlamasını yap kendini ikna et çünkü ben hislerini tamir etmek açıklamak seni iyi hissettirmek gibi gereksinimler içinde değilim demektir. sürekli düşünülen olduğunu bilmenin getirdiği bencillik duygusunun düşünememe, pasiflik hali.
kalabalık caddenin köşesinde kıç kadar masanın etrafında oturuyoruz. gelip geçen insanlardan bir kadını alıp kendime iliştiriyorum. düşünüyorum, düşlüyorum. bu andan itibaren benim yanımda olması, bu andan önce kimin yanında ve nasıl olduğunu bilme hissimi öldürebilir mi ? onu yargılayabilir miyim, suçlayabilir miyim ? benden öncekini aldatması, ya da ona yanlışlar yapması, ya da onunla yanlışlar yapması.. insan resetlenir mi her ilişkisinde ? ben kendimi kimde temize çektim ki o kendini çekebilmiş olsun ? insanın geçmişi ibret vesikası mı yoksa gelecek geçmişin izdüşümü müdür ? ve yargılamak hangi kendini hakim tepenin kartalı olduğunu sanmanın yanılmasıdır ?
bildiğim bir şey varsa birbirinin içinde erimeyen şeylerden biri diğerinin şeklini alır. ilişki heterojen bir karışımdır.
bildiğim bir şey varsa birbirinin içinde erimeyen şeylerden biri diğerinin şeklini alır. ilişki heterojen bir karışımdır.
kadının gözündeki yeri kadının duyduğu sevgiyle değil sosyal alanda erkeği koyduğu yerle ve orada kabullenişiyle ölçülür. kadınlar sevdikleri adamlardan çok hayal kurdukları adamlardan yara alırlar. beni koluna takıp gezdirsin dedikleri adamın acısıdır esas acı.
(bkz:nezakete üşenmek)
zevkin formülize edilmiş hali bir nevi. soyut çıktılarda görülen tutarlılık üzerinedir. ne kadar yüksek bilinmeyenli denklemlerde sonuçta tutarlılığa gidebilirseniz o kadar ince bir tarzınız olur.
en seksi midir sekse en düşkün müdür, en kıskanç mıdır kıskançlığa en yatkın mıdır, buna kişiliği şekillendiren diğer etkenler karar verir. karizması kadın erkek ilişkilerindeki sıradışı yerinden kaynaklanır. kadınların erkekte aradığı güç hissini daha farklı, tutkuya doğru yükselen bir yoğunlukta temsil eder ve hissettirir. bu da duygusal yapıya sahip kadın ruhu için güç+duygu= libido, şehvet, seks ve şiddetli aşk anlamına gelir. bu yüzden sevilir. neşesi neşe öfkesi öfkedir. duygusal mevsim geçişleri fazladır, bu sebeple çapkın olduğu sanılır, oysa seven bir akrep oldukça sadıktır.