kozmos

(bkz:genç cedric'in acıları)

cedric devuşkin 8. dereceden bir memurdu. soluk bir salı günü evinden dışarı çıkarken o gün olacaklardan habersizdi. çünkü o bir bebeydi daha, 8 yaşındaydı daha. ne olabilirdi ki? hala okuyor musun yani? fak yu, oke?

diss adı altında kıyımdır.
bu nedir ya..
my fo'-fo' make sure all y'all kids don't grow.
enfes bi 2pac parçası.

en az 10 yıllık deadmau5 parçası. başka alemlere taşır, marooned'ın dıp tıs çık tıs'lısı.
(bkz:merhaba baba burası nirvana)
(bkz:yılan serdar)

yazacak bir şey bulamadığını düşünen yazarların, arada bakabileceği, başkalarının doldurabileceğini düşündüğü başlıkları ukde olarak bırakabileceği bölümün genel adı.

filmin son sahnesi çok başka..
*
kafasına silah dayanan fikret sigarasından derin bir nefes çektikten sonra ağlalamaklı bir şekilde:
-''çok yalnız kalacağım abi burda be.. baksana koca orman. ben bi başıma. 'ölüp gidicen' diycen ama, ne bilim işte insan şe ediyo..''
fikret ateş böceklerini görür.
-''şunlara bak abi.. ne güzeller... ateş böceği mı bunlar? ben ömrümde ilk defa görüyom bunları.. daha önce çok duydum da.. tabi.. orman ya burası..vay mübarekler..şunların güzelliğine bak be abi..''
mustafa orayı terk eder.
fikret: ''abi''..
fikret, tedirgin bir şekilde bir nefes daha çeker sigarasından.
fikret: ''mustafa abi?... abi?..abi''..

meret, demek istiyorum artık bu şeye.
uyuşturucu olmadığına kim inandırabilir?

haftalar sürecek bir seminer konusu olabilecek inceleme alanıdır.
sarsıcı olmuştur lakin hızlı tüketimi alıştırmak, sürecin yavaşlığı göze batmaz hale getirdi bunu.

@fiorabella'ya.

ümit yaşar oğuzcan şiiridir.

hangi cennetten geldik bu cehenneme
acılar hep bende, dertler hep bende
baltalar durmadı,
indi göğsüme
bak bu devrilen,
hayat ağacı benim

bir gün beni unut
her yalan gibi
adımı sokakta
tükür kan gibi
oysa yaşadıkça
bir çıban gibi
içinde sızlayan
o sancı benim.

her zaman olacak ihtimaldir. ayrık otu ekilip sulanmış bir dönemdi geride kalan, bundan sonra onları temizlemek için yüzyıllar var.

uzatmaya gerek yok, aptallıktır.

nefret edildiğine göre, küçük ve önemsiz şeyler değildirler.

(bkz:çok üşümek)
Bir Kalır uzun resimlerde anısı sakallarımızın
Urban içinde Üşüyüp Üşüyüp kaldığımızın
Bir Kalır yanık yağlar yataklarda o oteller
Meydanlar heykeller sizin olmadığınız o her yer
O çok yalınç gerçekli gelip gitmeler
Bir Kalır uzun duvarlar ve onların dipleri
Bir Kalır Yılgın Adamların hep "Evet" dedikleri
Çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız
Üşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımız
Tükenir dağınık diriliği kaşıntımızın bir gün
Bir Kalır uzun kitaplarda anısı çok Üşüdüğümüzün

zengin sözlüğün yeni yazarı. klavyesine kuvvet.

bir sözlük nasıl yönetilmez başlığındaki girdisi üniversite amfilerinde ders niyetine okutmalık arka plana sahip.
yeni yazarımız, klavyesine kuvvet.

yaftalamak için süper bir deneme tahtası olduğu doğru, tekleşmiş bakış açısındaki ortaklık dolayısıyla.
ancak ben yine de, skyler'in ted ile sikişmesini anlamıyorum. walter yediği bokları kendi için yapmış olsa da, zaten parası olan ve ailesini geçindirebilecek biri olsaydı ne işi vardı gus'la, jesse'yle, mike'la.
yaparken keyif almasının, kendi için yapmasının yanı sıra ailesi için de yaptı yani. evet, yanlıştı. ama aldatmadı, bu çok mu önemli?
değişir o, skyler ellerini yıllar içinde walter'ın boğazına geçirmiş gibi bir görüntü vardı. öyleydi de, dizide. walter sönük, karısıyla göz seviyesinde olamayan, kendi istek ve duygularına körleşmiş biriydi evliliği ile yıllar içinde. bu sebeple aldatmak, bunlar ve henüz aklıma gelmeyen diğer sebeplerden dolayı walter'a walter'ın yaptıkları karşısında bile haksızlık.

beden göçüyle aynı kategoriye girmemesinde, olağandışı bir beyin etkilidir. beyin, bedenden bağımsız bir göç gerçekleştiremez, fakat buna rağmen göçü beyne indirgemenin de arkasında, bedenle birlikte göç eden beynin işlevi rol oynar. ve bu iyidir.

kahvehane kokusu.
dışarıdaki karlı ve kasvetli havadan sıyrılıp sıcak, hareketli ve çay bardaklarının, kaşıklarının birbiriyle belli belirsiz bir ritim içinde çıkardığı seslerin içine girmek, o ambiyansın kendine has bir kokusu var, bilen bilir.

gülüşü ile mutluluk saçan biri. iyi ki var.

özünde sanatçıdır. sanatçı nedir, kime denir, sanat nedir, bir şeyi sanat eseri kılan nedir, genel geçer kriterlerin objektifliğinden emin olunabilir mi, babam böyle pasta y-..

breaking bad efsanesi heisenberg'in en büyük hatası saydığım şeydir.
*
mike ehrmantraut'u düşman bellemesi. ona dokunmasaydı nasdaq'a girerdi şerefsizin çocuğu.

''korku her zaman kötü bir danışmandır.''
(bkz:ortak lüks)

bu ara yine ''gel gel'' yapıyor... 0.99 kuruş ne abicim, 0.99 kuruş ne lann...

ukteydim doldum, ete kemiğe büründüm yunus diye göründüm.
-
bir sözlük nasıl yönetilir konusu için geçerli yöntemlerden başta sayısal olarak daha fazla şekilde yöntemleri vardır.
fakat bir tanesi vardır ki, ''nasıl yönetilmez?'' sorusuna kütüphanelerde yer alan kitaplara kendini geçirtecek şekilde genel geçerdir.
o da, sorumluluk bilincinin yeterince yerleşmemiş olmasıdır. bu sorun ve bu sorunun etrafındaki sorunlarla bir sözlük yönetilmez, bu, kapsar diğerlerini. sorumluluk bilincinin olmayışı, kesişim kümesidir başarısızlık yol ve yöntemlerinin.
liyakat, 1. tekil şahısta başlar. 2.ile paylaşılır, 3.'leri dert etmek de hobiye girer ondan sonra, farazi.