alnına ''kayseriliyim'' yazsa bu kadar belli etmeyecek esnaf işidir. cehennemi satın almak'tan daha karlıdır. o yüzden kayserili işletiyor ya tezgahı.
entelektüel birikimi bir yana, yer yer kendini çok yücelten bir kişiliğe sahipti müteveffa yazar. söz gelimi, feza pilotu isimli laf salatasından öteye gidemeyecek bir şiiri vardır ki akıllara zarar.
Sigarayı bırakmak, aslında neden sigara içildiği sorusunu kendimize sorarak başlattığımız gayri resmi bir süreçtir. derinlemesine bir analiz veya irdeleme gerektirmeyen bir konudur esasen, yapılması gereken tek şey mantıklı sorulara, kaçamak cevaplar vermemek.
Bir sigara tiryakisini düşünelim. Ona ”Sigara içmek seni öldürür, 55. yaşını görmeden ölürsün, ciğerlerin kömür oluyor.” dendiğinde, yapacağı ilk iş bir sigara yakmak olacaktır. Çünkü bu gerçekle yüzleşmek onu strese yöneltir doğal olarak. O yüzden, bir tiryakiyi gereksiz şekilde korkutarak sigarayı bıraktırabileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Üstelik onun zekasına da hakaret etmiş oluyorsunuz. Çünkü o zaten sigaranın zararlarının farkında.
Bu, bir mahkuma nutuk çekmek gibi bir şey. Ona doğru yolu, doğru üslupla göstermek yerine, kendi öznel düşüncelerini söylemek gibidir. Hiçbir yararı olmadığı gibi, zararı vardır.
Sigara tiryakileri sigarayı bırakması gerektiğini bilir, nefesinin ve elbiselerinin koktuğunu, yıkanıp çıktıktan sonra sarıldığı bornozun ve üstüne giydiği kıyafetlerin bile koktuğunu bilir. Dünyanın en pahalı parfümünü de sıksa 2 saat sonra sadece sigara kokacağını bilir. Parmaklarının ve dişlerinin sararacağını, üstelik bunun için para verdiğini de bilir. Ancak yine de içmeye devam ederler, sigarasız yaşamayacaklarını düşünürler.
Şunu unutmayalım, sigara içmek bir tercih ya da seçim değildir, bir bağımlılıktır. Şuna cevap verelim;
Sigaraya başlamayı ne zaman seçtiniz? Devam etmeyi de seçtiniz mi? Ya da şöyle soralım;
Elleriniz titreyip başınız sigarasızlıktan ağrıdığında sigara içmeyi tercih mi edersiniz, yoksa o an içmeniz bir mecburiyet midir?
Sigara içenlerin büyük kısmı 'içmiyor olmayı tercih ederdim' der, yani sigara içmek, kendi seçimleri değildir. Sigara içmek seçme özgürlüğünü elinizden alır. Evet, sigara içmenin seçim olduğu zamanlar da oldu, mesela ilk sigaranız gibi. Ancak ilk sigaradan sonra içilen bütün sigaralar seçim dışıdır.
Sigarayı neden hala içiyorsunuz ve neden bırakamıyorsunuz sorusuna hızlıca geri dönelim.
Sigara içenler, sigaraya yükledikleri anlamlar sebebince sigarayı bırakmak istemiyor ya da sigaranın zararlarını farklı bahanelerle göz ardı ediyor.
Sigarayı bırakınca bir dostu, bir arkadaşı bırakacağınızı düşünüyorsunuz. Sigaranın bir destek olduğuna inanıyorsunuz. Sigarayı bırakmayı denediğinizde ise başaramayacağınızı, mutsuz olacağınızı biliyorsunuz. O yüzden korkuyorsunuz. Bunların sebebi, sigara neredeyse kendinizi bildiğinizden beri bilinçaltı pazarlama teknikleri ile yıllardır, rahatlatan, mutluluk veren, stresten uzaklaştıran bir ürünmüşçesine gözlerimizin önünde olması. Öyle bir şeymiş gibi gösterilmesi. Televizyonda, sinemada, gazetelerde, radyoda, hemen her yerde.
Neredeyse kendimizi bildiğimizden beri, hayatın zorlukları ve stresleri karşısında sigaranın eşi benzeri olmayan bir dost, bir destek olduğuna inandırılıyoruz. Bilinçaltımız, pazarlama teknikleri ve toplumsal imaj sahibi kişilerin de yardımıyla, kontrol ediliyor.
Sigarayı bırakmakla bırakmamak arasında iki zıt şey yatar. Bir tanesi, sigarayı bırakırsam zorluklarla nasıl baş edeceğim nasıl dikkatimi toplayacağım ve o dostu kaybedeceğim korkusu, diğer tarafta ise, pis, iğrenç olan bir şeyin yani sigaranın maddi ve manevi sömürüsü altında olma korkusu.
Aslında bu iki korkunun da sebebi çok basit bir şekilde 'sigara içmek' tir. Sigara içmeyenler bu korkuları yaşamaz, özgür olmanın en büyük kazanımlarından biri de bu bitmeyen savaşı kazanmış olmaktır. Çünkü onlar için ortada bir savaş yoktur.
Sigara içme nedenlerinin hepsinin bir yanılsama, yanılgı olduğu anlaşıldığında, nikotin tuzağı da anlaşılır. Ne nikotin sakızlarına, nikotin bantlarına, elektronik sigaralara, ne de meditasyonlara gerek vardır aslında. Sadece mantıklı bir şekilde düşünmek, hayatınızı kurtaracak. Sigara içmeyince moraliniz bozulmayacağı gibi, aksine daha da sosyalleşecek, hayatı daha derinlemesine ve tadını çıkartarak yaşayacaksınız.
Kaynak: http://www.dedirten.com/sigarayi-birakmak/
Bir sigara tiryakisini düşünelim. Ona ”Sigara içmek seni öldürür, 55. yaşını görmeden ölürsün, ciğerlerin kömür oluyor.” dendiğinde, yapacağı ilk iş bir sigara yakmak olacaktır. Çünkü bu gerçekle yüzleşmek onu strese yöneltir doğal olarak. O yüzden, bir tiryakiyi gereksiz şekilde korkutarak sigarayı bıraktırabileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Üstelik onun zekasına da hakaret etmiş oluyorsunuz. Çünkü o zaten sigaranın zararlarının farkında.
Bu, bir mahkuma nutuk çekmek gibi bir şey. Ona doğru yolu, doğru üslupla göstermek yerine, kendi öznel düşüncelerini söylemek gibidir. Hiçbir yararı olmadığı gibi, zararı vardır.
Sigara tiryakileri sigarayı bırakması gerektiğini bilir, nefesinin ve elbiselerinin koktuğunu, yıkanıp çıktıktan sonra sarıldığı bornozun ve üstüne giydiği kıyafetlerin bile koktuğunu bilir. Dünyanın en pahalı parfümünü de sıksa 2 saat sonra sadece sigara kokacağını bilir. Parmaklarının ve dişlerinin sararacağını, üstelik bunun için para verdiğini de bilir. Ancak yine de içmeye devam ederler, sigarasız yaşamayacaklarını düşünürler.
Şunu unutmayalım, sigara içmek bir tercih ya da seçim değildir, bir bağımlılıktır. Şuna cevap verelim;
Sigaraya başlamayı ne zaman seçtiniz? Devam etmeyi de seçtiniz mi? Ya da şöyle soralım;
Elleriniz titreyip başınız sigarasızlıktan ağrıdığında sigara içmeyi tercih mi edersiniz, yoksa o an içmeniz bir mecburiyet midir?
Sigara içenlerin büyük kısmı 'içmiyor olmayı tercih ederdim' der, yani sigara içmek, kendi seçimleri değildir. Sigara içmek seçme özgürlüğünü elinizden alır. Evet, sigara içmenin seçim olduğu zamanlar da oldu, mesela ilk sigaranız gibi. Ancak ilk sigaradan sonra içilen bütün sigaralar seçim dışıdır.
Sigarayı neden hala içiyorsunuz ve neden bırakamıyorsunuz sorusuna hızlıca geri dönelim.
Sigara içenler, sigaraya yükledikleri anlamlar sebebince sigarayı bırakmak istemiyor ya da sigaranın zararlarını farklı bahanelerle göz ardı ediyor.
Sigarayı bırakınca bir dostu, bir arkadaşı bırakacağınızı düşünüyorsunuz. Sigaranın bir destek olduğuna inanıyorsunuz. Sigarayı bırakmayı denediğinizde ise başaramayacağınızı, mutsuz olacağınızı biliyorsunuz. O yüzden korkuyorsunuz. Bunların sebebi, sigara neredeyse kendinizi bildiğinizden beri bilinçaltı pazarlama teknikleri ile yıllardır, rahatlatan, mutluluk veren, stresten uzaklaştıran bir ürünmüşçesine gözlerimizin önünde olması. Öyle bir şeymiş gibi gösterilmesi. Televizyonda, sinemada, gazetelerde, radyoda, hemen her yerde.
Neredeyse kendimizi bildiğimizden beri, hayatın zorlukları ve stresleri karşısında sigaranın eşi benzeri olmayan bir dost, bir destek olduğuna inandırılıyoruz. Bilinçaltımız, pazarlama teknikleri ve toplumsal imaj sahibi kişilerin de yardımıyla, kontrol ediliyor.
Sigarayı bırakmakla bırakmamak arasında iki zıt şey yatar. Bir tanesi, sigarayı bırakırsam zorluklarla nasıl baş edeceğim nasıl dikkatimi toplayacağım ve o dostu kaybedeceğim korkusu, diğer tarafta ise, pis, iğrenç olan bir şeyin yani sigaranın maddi ve manevi sömürüsü altında olma korkusu.
Aslında bu iki korkunun da sebebi çok basit bir şekilde 'sigara içmek' tir. Sigara içmeyenler bu korkuları yaşamaz, özgür olmanın en büyük kazanımlarından biri de bu bitmeyen savaşı kazanmış olmaktır. Çünkü onlar için ortada bir savaş yoktur.
Sigara içme nedenlerinin hepsinin bir yanılsama, yanılgı olduğu anlaşıldığında, nikotin tuzağı da anlaşılır. Ne nikotin sakızlarına, nikotin bantlarına, elektronik sigaralara, ne de meditasyonlara gerek vardır aslında. Sadece mantıklı bir şekilde düşünmek, hayatınızı kurtaracak. Sigara içmeyince moraliniz bozulmayacağı gibi, aksine daha da sosyalleşecek, hayatı daha derinlemesine ve tadını çıkartarak yaşayacaksınız.
Kaynak: http://www.dedirten.com/sigarayi-birakmak/
nedense hiç uğrayıp bir çayımı içmeyen melektir. tu kaka mıyız biz? bühü.
bu çerçevede devam ederse, yazmaya devam edeceğim nev-i şahsına münhasır olamayacak düzeyde yapay, aynı oranda da sahici platform.
3 sezonun tüm bölümlerinin incelemesini bırakacağım dizi. o yüzden rez.
kendimi bildim bileli huzur bulduğum sayılı doğal olaylardan. o hiddetli gürültünün içindeki hengamede sükunet var sanki. garip bir huzur içeriyor. ayrıca;
pazarlama stratejisi ve marka kimliği konusunda marlboro ile hemen hemen aynı klasmanda yürüyen marka.
sigarayı bırakmak, aslında neden sigara içildiği sorusunu kendimize sorarak başlattığımız gayri resmi bir süreçtir. derinlemesine bir analiz veya irdeleme gerektirmeyen bir konudur esasen, yapılması gereken tek şey mantıklı sorulara, kaçamak cevaplar vermemek.
bir sigara tiryakisini düşünelim. ona ”sigara içmek seni öldürür, 55. yaşını görmeden ölürsün, ciğerlerin kömür oluyor.” dendiğinde, yapacağı ilk iş bir sigara yakmak olacaktır. çünkü bu gerçekle yüzleşmek onu strese yöneltir doğal olarak. o yüzden, bir tiryakiyi gereksiz şekilde korkutarak sigarayı bıraktırabileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. üstelik onun zekasına da hakaret etmiş oluyorsunuz. çünkü o zaten sigaranın zararlarının farkında.
bu, bir mahkuma nutuk çekmek gibi bir şey. ona doğru yolu, doğru üslupla göstermek yerine, kendi öznel düşüncelerini söylemek gibidir. hiçbir yararı olmadığı gibi, zararı vardır.
sigara tiryakileri sigarayı bırakması gerektiğini bilir, nefesinin ve elbiselerinin koktuğunu, yıkanıp çıktıktan sonra sarıldığı bornozun ve üstüne giydiği kıyafetlerin bile koktuğunu bilir. dünyanın en pahalı parfümünü de sıksa 2 saat sonra sadece sigara kokacağını bilir. parmaklarının ve dişlerinin sararacağını, üstelik bunun için para verdiğini de bilir. ancak yine de içmeye devam ederler, sigarasız yaşamayacaklarını düşünürler.
şunu unutmayalım, sigara içmek bir tercih ya da seçim değildir, bir bağımlılıktır. şuna cevap verelim;
sigaraya başlamayı ne zaman seçtiniz? devam etmeyi de seçtiniz mi? ya da şöyle soralım;
elleriniz titreyip başınız sigarasızlıktan ağrıdığında sigara içmeyi tercih mi edersiniz, yoksa o an içmeniz bir mecburiyet midir?
sigara içenlerin büyük kısmı 'içmiyor olmayı tercih ederdim' der, yani sigara içmek, kendi seçimleri değildir. sigara içmek seçme özgürlüğünü elinizden alır. evet, sigara içmenin seçim olduğu zamanlar da oldu, mesela ilk sigaranız gibi. ancak ilk sigaradan sonra içilen bütün sigaralar seçim dışıdır.
sigarayı neden hala içiyorsunuz ve neden bırakamıyorsunuz sorusuna hızlıca geri dönelim.
sigara içenler, sigaraya yükledikleri anlamlar sebebince sigarayı bırakmak istemiyor ya da sigaranın zararlarını farklı bahanelerle göz ardı ediyor.
sigarayı bırakınca bir dostu, bir arkadaşı bırakacağınızı düşünüyorsunuz. sigaranın bir destek olduğuna inanıyorsunuz. sigarayı bırakmayı denediğinizde ise başaramayacağınızı, mutsuz olacağınızı biliyorsunuz. o yüzden korkuyorsunuz. bunların sebebi, sigara neredeyse kendinizi bildiğinizden beri bilinçaltı pazarlama teknikleri ile yıllardır, rahatlatan, mutluluk veren, stresten uzaklaştıran bir ürünmüşçesine gözlerimizin önünde olması. öyle bir şeymiş gibi gösterilmesi. televizyonda, sinemada, gazetelerde, radyoda, hemen her yerde.
neredeyse kendimizi bildiğimizden beri, hayatın zorlukları ve stresleri karşısında sigaranın eşi benzeri olmayan bir dost, bir destek olduğuna inandırılıyoruz. bilinçaltımız, pazarlama teknikleri ve toplumsal imaj sahibi kişilerin de yardımıyla, kontrol ediliyor.
sigarayı bırakmakla bırakmamak arasında iki zıt şey yatar. bir tanesi, sigarayı bırakırsam zorluklarla nasıl baş edeceğim nasıl dikkatimi toplayacağım ve o dostu kaybedeceğim korkusu, diğer tarafta ise, pis, iğrenç olan bir şeyin yani sigaranın maddi ve manevi sömürüsü altında olma korkusu.
aslında bu iki korkunun da sebebi çok basit bir şekilde 'sigara içmek' tir. sigara içmeyenler bu korkuları yaşamaz, özgür olmanın en büyük kazanımlarından biri de bu bitmeyen savaşı kazanmış olmaktır. çünkü onlar için ortada bir savaş yoktur.
sigara içme nedenlerinin hepsinin bir yanılsama, yanılgı olduğu anlaşıldığında, nikotin tuzağı da anlaşılır. ne nikotin sakızlarına, nikotin bantlarına, elektronik sigaralara, ne de meditasyonlara gerek vardır aslında. sadece mantıklı bir şekilde düşünmek, hayatınızı kurtaracak. sigara içmeyince moraliniz bozulmayacağı gibi, aksine daha da sosyalleşecek, hayatı daha derinlemesine ve tadını çıkartarak yaşayacaksınız.
kaynak: http://www.dedirten.com/sigarayi-birakmak/
bir sigara tiryakisini düşünelim. ona ”sigara içmek seni öldürür, 55. yaşını görmeden ölürsün, ciğerlerin kömür oluyor.” dendiğinde, yapacağı ilk iş bir sigara yakmak olacaktır. çünkü bu gerçekle yüzleşmek onu strese yöneltir doğal olarak. o yüzden, bir tiryakiyi gereksiz şekilde korkutarak sigarayı bıraktırabileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. üstelik onun zekasına da hakaret etmiş oluyorsunuz. çünkü o zaten sigaranın zararlarının farkında.
bu, bir mahkuma nutuk çekmek gibi bir şey. ona doğru yolu, doğru üslupla göstermek yerine, kendi öznel düşüncelerini söylemek gibidir. hiçbir yararı olmadığı gibi, zararı vardır.
sigara tiryakileri sigarayı bırakması gerektiğini bilir, nefesinin ve elbiselerinin koktuğunu, yıkanıp çıktıktan sonra sarıldığı bornozun ve üstüne giydiği kıyafetlerin bile koktuğunu bilir. dünyanın en pahalı parfümünü de sıksa 2 saat sonra sadece sigara kokacağını bilir. parmaklarının ve dişlerinin sararacağını, üstelik bunun için para verdiğini de bilir. ancak yine de içmeye devam ederler, sigarasız yaşamayacaklarını düşünürler.
şunu unutmayalım, sigara içmek bir tercih ya da seçim değildir, bir bağımlılıktır. şuna cevap verelim;
sigaraya başlamayı ne zaman seçtiniz? devam etmeyi de seçtiniz mi? ya da şöyle soralım;
elleriniz titreyip başınız sigarasızlıktan ağrıdığında sigara içmeyi tercih mi edersiniz, yoksa o an içmeniz bir mecburiyet midir?
sigara içenlerin büyük kısmı 'içmiyor olmayı tercih ederdim' der, yani sigara içmek, kendi seçimleri değildir. sigara içmek seçme özgürlüğünü elinizden alır. evet, sigara içmenin seçim olduğu zamanlar da oldu, mesela ilk sigaranız gibi. ancak ilk sigaradan sonra içilen bütün sigaralar seçim dışıdır.
sigarayı neden hala içiyorsunuz ve neden bırakamıyorsunuz sorusuna hızlıca geri dönelim.
sigara içenler, sigaraya yükledikleri anlamlar sebebince sigarayı bırakmak istemiyor ya da sigaranın zararlarını farklı bahanelerle göz ardı ediyor.
sigarayı bırakınca bir dostu, bir arkadaşı bırakacağınızı düşünüyorsunuz. sigaranın bir destek olduğuna inanıyorsunuz. sigarayı bırakmayı denediğinizde ise başaramayacağınızı, mutsuz olacağınızı biliyorsunuz. o yüzden korkuyorsunuz. bunların sebebi, sigara neredeyse kendinizi bildiğinizden beri bilinçaltı pazarlama teknikleri ile yıllardır, rahatlatan, mutluluk veren, stresten uzaklaştıran bir ürünmüşçesine gözlerimizin önünde olması. öyle bir şeymiş gibi gösterilmesi. televizyonda, sinemada, gazetelerde, radyoda, hemen her yerde.
neredeyse kendimizi bildiğimizden beri, hayatın zorlukları ve stresleri karşısında sigaranın eşi benzeri olmayan bir dost, bir destek olduğuna inandırılıyoruz. bilinçaltımız, pazarlama teknikleri ve toplumsal imaj sahibi kişilerin de yardımıyla, kontrol ediliyor.
sigarayı bırakmakla bırakmamak arasında iki zıt şey yatar. bir tanesi, sigarayı bırakırsam zorluklarla nasıl baş edeceğim nasıl dikkatimi toplayacağım ve o dostu kaybedeceğim korkusu, diğer tarafta ise, pis, iğrenç olan bir şeyin yani sigaranın maddi ve manevi sömürüsü altında olma korkusu.
aslında bu iki korkunun da sebebi çok basit bir şekilde 'sigara içmek' tir. sigara içmeyenler bu korkuları yaşamaz, özgür olmanın en büyük kazanımlarından biri de bu bitmeyen savaşı kazanmış olmaktır. çünkü onlar için ortada bir savaş yoktur.
sigara içme nedenlerinin hepsinin bir yanılsama, yanılgı olduğu anlaşıldığında, nikotin tuzağı da anlaşılır. ne nikotin sakızlarına, nikotin bantlarına, elektronik sigaralara, ne de meditasyonlara gerek vardır aslında. sadece mantıklı bir şekilde düşünmek, hayatınızı kurtaracak. sigara içmeyince moraliniz bozulmayacağı gibi, aksine daha da sosyalleşecek, hayatı daha derinlemesine ve tadını çıkartarak yaşayacaksınız.
kaynak: http://www.dedirten.com/sigarayi-birakmak/
bu havalarda yerini dolduracak muadili bir ürüne sahip olmayan tüketim malı.
sanki cennetten parça.
sanki cennetten parça.
nedense hep, mahi-yi siyah-i kuçulu ve sofie's verden ile birlikte bir üçlüde yer aldığını düşündüğüm kitap.
insana, hayata, evrene ve daha bir çok şeye dair, küçük büyük ayrıntılarla insanı sıkmayacak derecede bir yoğunlukla baş başa bırakan bir kitap. kesinlikle tavsiye edilir.
insana, hayata, evrene ve daha bir çok şeye dair, küçük büyük ayrıntılarla insanı sıkmayacak derecede bir yoğunlukla baş başa bırakan bir kitap. kesinlikle tavsiye edilir.
yeni sezonunu beklerken ağaç eden seri. bir bu, bir de black mirror. son yılların en başarılı 2 yapımı.
nedense aklıma mazlumu getirin bana'yı getirmiş uyarı.
kondüsyonla bağlantılı, kulaktıkta çalan şarkıyla ilişkili, karşıdan gelen veya yan yana koşulan güzel bir kadınla doğrudan doğruya alakalı mesafedir.
10 km yavaş tempoda toplam 16 km.
10 km yavaş tempoda toplam 16 km.
marmaris'te yandım şekerim'e dönecek yanıktır. yine mi güzeliz yine mi çiçek.
2021 yılında 'high guys' diyerek konum atacağım festival. her yıl farklı yerlerde gerçekleştirilir. standart bir ingiliz erkeğinin hayatı tomorrowland'den öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılır;
gardaş bursa'ya bir girişimiz var ayol bir de çıkışımız'a benzer.
gelmek isteyen arkadaşları mülakata tabi tutmaktayız, iletişim profildendir.
gardaş bursa'ya bir girişimiz var ayol bir de çıkışımız'a benzer.
gelmek isteyen arkadaşları mülakata tabi tutmaktayız, iletişim profildendir.
zamanı geldiğinde, başlık altına bırakılası bakınızdır. cuk oturması için zamanı gelmelidir.
(bkz:diego dur allahını seversen zaten ortalık karışık)
(bkz:millet aç aç)
(bkz:bunu anana sorsana delikanlı)
(bkz:sebebi neydi ki)
(bkz:okumadım kardeş durumumuz yoktu)
(bkz:aranızda hala caps vermeyen hayvanlar var)
(bkz:yarrak afedersin)
(bkz:kuş öldü beybi)
(bkz:vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
(bkz:insan gerçekten hayret ediyor)
(bkz:dostum x demişsin ama bu y)
(bkz:çabuk kalktı dikkat edersen)
(bkz:yine duşa soktun kardeş)
(bkz:ay ben gülerim)
(bkz:yaman şakacısın delikanlı)
(bkz:işte bunlar hep seks)
(bkz:gerçek islam bu değil)
(bkz:oo x alırım bi dal)
(bkz:ohh biraz da şoralarıma eksileyin)
(bkz:abi geç oldu yat istersen artık)
(bkz:şef mantıklı konuştu)
(bkz:salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya )
(bkz:sen kaç beni tanıdılar)
(bkz:baran 14 yaşında arkadaşları ona einstein diyor)
(bkz:bana espri bırakmamışsınız ibneler)
(bkz:ironi yaptım yer misin)
(bkz:yükseltin çıtayı alplere taşıyın)
(bkz:peki sizin öneriniz nedir sayın aq)
(bkz:diego dur allahını seversen zaten ortalık karışık)
(bkz:millet aç aç)
(bkz:bunu anana sorsana delikanlı)
(bkz:sebebi neydi ki)
(bkz:okumadım kardeş durumumuz yoktu)
(bkz:aranızda hala caps vermeyen hayvanlar var)
(bkz:yarrak afedersin)
(bkz:kuş öldü beybi)
(bkz:vay anam vay neler dönmüş serhat ya)
(bkz:insan gerçekten hayret ediyor)
(bkz:dostum x demişsin ama bu y)
(bkz:çabuk kalktı dikkat edersen)
(bkz:yine duşa soktun kardeş)
(bkz:ay ben gülerim)
(bkz:yaman şakacısın delikanlı)
(bkz:işte bunlar hep seks)
(bkz:gerçek islam bu değil)
(bkz:oo x alırım bi dal)
(bkz:ohh biraz da şoralarıma eksileyin)
(bkz:abi geç oldu yat istersen artık)
(bkz:şef mantıklı konuştu)
(bkz:salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya )
(bkz:sen kaç beni tanıdılar)
(bkz:baran 14 yaşında arkadaşları ona einstein diyor)
(bkz:bana espri bırakmamışsınız ibneler)
(bkz:ironi yaptım yer misin)
(bkz:yükseltin çıtayı alplere taşıyın)
(bkz:peki sizin öneriniz nedir sayın aq)
neden bilmiyorum ama 4 biraya 40 tl verince zoruma gitmeyen tek şehir.
(bkz:gerçek islam bu değil şu değil hangisi itoğlu it)
sanırım artık, eskisi gibi kullanımda olmayan cümle. islam adı altında yürütülen saçmalıkları savunmak maksadıyla sözüm ona 'gerçek' bir mümin tarafından kurulan cümle.
sanırım artık, eskisi gibi kullanımda olmayan cümle. islam adı altında yürütülen saçmalıkları savunmak maksadıyla sözüm ona 'gerçek' bir mümin tarafından kurulan cümle.
master degree düzey bir tanım girildikten sonra verilesi bir bakınız.
kedimi bıraktığım şehir. ama umursadığını sanmıyorum, hatta şu an yatıyor bile olabilir...
(bkz:bu başlıkta övüyoruz)
bir iç anadolu şehri. hayatımın çok güzel anları büyük oranda burada geçti. burada milli oldum, burada ilişkileri, insanları büyük oranda tanıdım. kaybettirdiklerini en az, 1.7 oranda fazlasıyla kazandıran şehir.
bir iç anadolu şehri. hayatımın çok güzel anları büyük oranda burada geçti. burada milli oldum, burada ilişkileri, insanları büyük oranda tanıdım. kaybettirdiklerini en az, 1.7 oranda fazlasıyla kazandıran şehir.
yaşamak için ne kadar da kötü bir şehir.
ilk gençliğini yaşamak için bundan daha kötü bir şehir olamazdı sanırım. herhangi bir doğu şehri gibidir. fakat farklı olarak, daha kötüdür bazı konularda özellikle.
müzikle ilgilenen biriyseniz ne düzgün bir gitar kursu, keman kursu, ses eğitimi alabilirsiniz. zaten davul eğitimi veren kişi, kurs yok. hak getire.
sportif biriyseniz, ya da dahası musabık biriyseniz geçmiş olsun. başka bir şey demiyorum.
demode insanlarla dolu klasik bir anadolu yöresi. 8 yaşındaki yeğenimi gördüm bugün bayram vesilesiyle. topladığı bayram harçlığıyla kuru sıkı silahına mermi alacakmış. babasının yanında söyledi bunu.
türkiye'den siktir olup gitmek isteyen elazığ'da yaşayan kişinin aşması gereken şeylerden biridir kısaca.
ilk gençliğini yaşamak için bundan daha kötü bir şehir olamazdı sanırım. herhangi bir doğu şehri gibidir. fakat farklı olarak, daha kötüdür bazı konularda özellikle.
müzikle ilgilenen biriyseniz ne düzgün bir gitar kursu, keman kursu, ses eğitimi alabilirsiniz. zaten davul eğitimi veren kişi, kurs yok. hak getire.
sportif biriyseniz, ya da dahası musabık biriyseniz geçmiş olsun. başka bir şey demiyorum.
demode insanlarla dolu klasik bir anadolu yöresi. 8 yaşındaki yeğenimi gördüm bugün bayram vesilesiyle. topladığı bayram harçlığıyla kuru sıkı silahına mermi alacakmış. babasının yanında söyledi bunu.
türkiye'den siktir olup gitmek isteyen elazığ'da yaşayan kişinin aşması gereken şeylerden biridir kısaca.