confessions

kozmos

1. nesil Yazar - Pazar mahmuru

  1. toplam entry 3201
  2. takipçi 53
  3. puan 44827

kral oidipus

kozmos
zamandan bağımsız bu neşriyattan alıntı yapılması elzem bölümler:

-teiresias
hiçbir şey anlamadın mı?
yoksa daha fazlasını mı söylememi istiyorsun?

-oidipus
hayır anlamadım,
yoksa söylerdim.
haydi, bir daha anlat!

-teiresias
aradığın adam sensin!
kralın katli sensin!

-oidipus
bu suçlamalar bir dahaki sefere cezasız kalmayacak, bunu bil!

-teiresias
o zaman bir şey daha söyleyeyim de iyice öfkelen.

-oidipus
istediğini söyle,
boşa gitmiş olacak

-teiresias
bilmeden kendi kanından biriyle
utanılacak bir ilişki içine girdin
nasıl bir felaket içindesin göremiyorsun!

franz kafka vs albert camus

kozmos
kazananın olmadığı versus. iki çağ ötesi insanın arasındaki tatlı yarış.

kafka yabancılaşma - camus yabancı
kafka sistemin zorbalığı - camus dünyanın saçmalığı
kafka kafka alegori - camus absürd
kafka sakat toplum - camus çaresiz insan
kafka felsefeye varır - camus felsefeden hareket eder
kafka böcek - camus fare
kafka saçmanın varlığı - camus varlığın saçmalığı
kafka dava - camus veba

intihar psikolojisi

kozmos
intihar tandansı olan kimsenin ruh halidir. çözümlemesi kadar anlaşılması da güç olandır. ''saçma'' nın varlığından bihaber olmayan kimselerin bir öze yönelim sonucu tercih ettiği kimi yollardan olan intihar, intihar psikolojisi karmaşık olduğu kadar anlaşılması yeterince güç kavramlardır.

the fountain

kozmos
darren aronofsky yönetmenliğindeki 2007 yapımı film. filmin tek kayda değer yanı başrolünde bulunan hugh jackman' dır derdim. senaryo, kurgu ve diğer öğeler işin içine girmeseydi.. biraz da underrated bir film. cast seçimi,oyuncular, müzikleri, görüntü yönetmeni falan aşmıştır..

konusu: 3 ayrı zaman diliminde geçen bir film olan ''the fountain'' aşka dair, ölüme dair sonsuzluğun peşinde olan 3 erkeğin ayrı zaman dilimlerindeki hikayesi.
birisi, ağaçlar üzerinde deneyler yapan bir araştırmacı, diğeri bir kapsül içinde içine çökmek üzere olan bir yıldıza doğru giden birisi, sonuncusu da esir kraliçeyi kurtarmak için hayat ağacını arayan biri.. bu üç erkeğin hikayesi bu amaç doğrultusunda kesişir..

özet olarak film, içsel savaşlar, daha çok aşk-acı-ihtiras üçgeni içerisinde ilerleyen bir dramı anlatıyor.
mutsuzluğa tuz biber katan filmlerden.


bütün bu yıllar, bütün bu anılar... hepsi sendin. beni ölüme çek...

tanrı kompleksi

kozmos
kendini tanrı ile birlik halinde hissetmek. biraz gizemciliktir bu aslında. birçok din, tanrı ile yarattıkları arasındaki keskin uçurumu işaret eder. oysa gizemci, tanrı kompleksine sahip biri yaşamında böyle bir uçurum bulamaz. bulmaz. ''her şey''dir o. her şeyin merkezinde olmasa da, üstündedir. gizemcilerin yaşadığı, ''tanrıyla birleşmek, onun birliği içinde erimek''tir.

ölüm anksiyetesi

kozmos
dini inançla harmanlanınca multi saçma bir karışımın ortaya çıktığı anksiyetedir.

beşeri bünyelerce kabullenilemeyen bu realite, din temelli öğretilerin görmek istediği tablolardan birisidir. kendi kendisine yetemeyen, kendi realitesini bile kabullenemeyen bir insan kadar yönlendirilmeye müsait bir ''varlık'' var mıdır?

parmenides

kozmos
elea'lı filozof. her şeyin temelinde tek bir madde mi vardır? o maddeden mi evrilmiştir her şey, her şey o maddenin yan ürünü müdür? vb.. gibi sorular üzerinde düşünen biridir parmenides. ona göre her şey öteden beri vardı. yoktan var olamayacağı gibi hiçbir şey, vardan yok ta olamazdı. yani var olan hiçbir şey, yok olamayacaktı.

''şeylerin'' nasıl değiştiğini duyularıyla algılayabiliyordu ancak akıl ile bağdaştıramıyordu. bir seçim yapmak zorunda kalınca, aklı seçti. gördüğü, duyduğu her şeyi reddediyor, inanmıyordu. duyuların bizi yanılsamalara sürüklediğini, kurtuluşun akılda olduğuna inanıyordu ve hatta bu köklü akıl tutuculuğu rasyonalizm'in temellerini de atmış olabilir..

aynı ırmağa iki kez girilmez

kozmos
bir adet herakleitos barındıran fikir. bu fikrin temelinde ''hiçbir şey aslında hiçbir şey değil'' fikri yatıyor. yani, hiçbir şey, aslında o 'şey' olmadı hiçbir zaman, olmayacak da belki. ne su aynı su olarak kalır, ne siz aynı siz olarak kalırsınız. su da siz de değişeceğiniz için girdiğiniz ırmak aynı ırmak olmayacaktır.

atom

kozmos
kelimenin mucidi, demokritostur. demokritos, her şeyin, gözle görülemeyecek kadar küçük yapı taşlarından meydana geldiğini varsaymış, her biri ebedi ve değişmez olan bu yapı taşlarına 'atom' adını vermiştir. bu sözcük, 'bölünmez' anlamına gelir.

aristoteles

kozmos
yirmi yıl platon'un akademisinde öğrencilik yaptı. kendisini hocasından (platon) ayıran en büyük özelliği doğayla iç içe olmasıdır. yani şöyle diyebiliriz:

platon, duyular dünyasından uzaklaşmış, hatta kopmuştu. idealara dalmıştı. ideaların ebedi dünyası ''seyretmek istiyordu''. aristo ise, bunun tersini yaptı. doğaya çıktı. kurbağaları, atları, balıkları, çiçekleri inceledi. zaten kendisi avrupa'nın ilk büyük biyologudur.

yani platon gibi izlemekle yetinmeden ''olaylara'' işledi. içine girdi, gözlem yaptı.

bir konu var ki, denmeden geçilmemelidir. kadınlar hakkında aristo, kadının 'eksik bir canlı' olduğunu düşünüyordu. kadını, ''tamamlanmamış bir erkek'' sayıyordu. üreme sürecinde kadın pasif bir alıcı idi. buna değin erkek ise, aktif ve veren taraftı.

kinizm

kozmos
konu ile alakalı, sokrates ile ilgili şöyle bir olay anlatılır: pazar yerinde, mallarla dolu bir tezgahın önünde öylece durmuş ve sonunda bağırmış: ''ihtiyacım olmayan ne kadar çok şey var burada''

sokrates'in bu tutumu, kinik felsefe için çıkış noktasıdır. bu felsefe, öğreti, sokrat'ın öğrencisi olan antisthenes tarafından başlatılmıştır. gerçek mutluluğun maddi lüks, politik iktidar ve sağlık gibi dış şeylere bağlı olmadığını öğreten bir düstur.

en ünlü kinik diogenes idi. antisthenes'in öğrencisidir diogenes. bir fıçıda yaşar. hiç malı, mülkü yoktur. diogenes'in bu mizacını en iyi ifade eden şöyle bir olay vardır:

bir gün diogenes fıçısının önünde güneşlenirken, büyük iskender onu ziyarete gelir. bu bilge insanın karşısına geçip bir isteği olup olmadığını sormuş iskender. isteğinin hemen yerine getirileceğini söylemiş. diogenes) ise ''bir adım yana çekil de, güneşimi kesme demiş iskender'e.

epiküroscu

kozmos
(bkz:bahçe filozofları)

yaşanan duyusal hazları olabildiğince arttırmayı hayatın amacı sayan sokrates'ın öğrencisi aristippos tarafından ortaya atılan düstur, öğreti. en büyük iyilik haz, en kötü şey ise acıdır bu öğretiye göre. bu düstura göre acıdan kaçmak gerekiyordu. i.ö 300 dolaylarında atina'da epiküros tarafından yeni bir felsefe okulu idi ''epikürosçular'' aristippos'un haz ahlakını daha da geliştiren epiküros, bu görüşü demokritos'un atom öğretisiyle birleştirdi.

epikürosçulara ''bahçe filozofları'' da denir. bunun nedeni bir bahçede buluşmalarıdır. bahçe girişinde şöyle bir yazı olduğu söylenir ''yabancı, burada keyfin yerine gelecek. burada en büyük iyilik hazdır.''

büyük patlama

kozmos
öncesinde ne olduğu, patlamanın ilk anları hep merak konusudur. popüler bilimin bunu öğrenmek için didindiği dönemlerdeyiz. felsefi bakımdan da bu bir sorun ve sorudur. big bang'in ilk anları ve öncesi. en büyük bilimsel ve felsefi sorun gerçekten. ancak bu sır perdesi, bilinmezlik her geçen gün azalıyor. yeni gelişmeler meydana geliyor. aktif bilim dünyası bu gizemi bir gün çözecektir.

kara delik vs beyaz delik

kozmos
bir kara delik ve bir beyaz delik'in yan yana gelmesi sonucu olacakları irdeleyen versus.

biri diğerini itecek midir, diğeri birini çekecek midir? sonsuz, kısır döngüye mi girilecektir?

tahminlerime göre, eğer karadelik bir supermassive black hole ise, beyaz deliği yutacaktır. ancak stellar mass black hole ise, itilmesi kuvvetle muhtemel arasında gidip gelmektedir.

yani karadeliğin boyutu ile alakalıdır durum diye düşünüyorum.
http://www.planet-science.com/media/142682/whiteblack_419x235.jpg
119 /