Sanırım yolculukta gerek yolcu gerek şoföre en iyi gelen, müziktir. Eğer şoför uykusunu almışsa slow müzikler güzel gidiyor. Yok eğer ruh hali; 'ince uzun bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece' ise o zaman hareketli müzikler daha tercih edilesidir. Tabi ritme ayak uydurmaya çalışırken gaza gelmemek lazım.
Vücut ısısını hızlı yükselttiğini kabul etmekle birlikte bir triko yerine iki pamuklu üst üste giymeyi tercih ediyor olabilir. Şahsen triko ve yün gibi kıyafetler içinde rahat olamıyorum, huylanıyorum bir bakıma. Bana göre onun yerine pamuklu ya da viskon giyinmek daha rahat ettirici. Tabi bazen giyiyorum ama bu birkaç saat olabiliyor yalnızca.
Evlilik konusunda henüz net bir karara varamamış olabilir. Tektaş yüzükler de biraz pahalı ama kabul edin. Bir de, ilişkilerde tektaş olayının neden bir kriter olduğu düşünülüyor onu da anlamış değilim. Her tektaşa sahip olan mutlu mudur ya da tektaşı olmayan mutsuz mudur? Rabbim gözyaşı vermesin yeter ki...
Misafirin evde rahat ettirilmesinden cesaret alıp işi abartan insanlar, ne kadar bir şey yok bunda desem de beni rahatsız eder. Ha ev sahibinden izin almıştır, ya da ev sahibisi kendisine eşlik ediyordur, yahut da hiç bir art niyet düşündürmeyecek samimiyet ve yakınlıktadır; amenna. Fakat kendi başına bu eylemde bulunması yerden yere vurulacak olmasa da rahatsızlık vericidir.
orucun, "nefsi terbiye etmek" düsturuna ilginç bir eylemle yaklaşarak, orucu esrarengiz kılmaktır. Genç, kafan bi milyon olunca ecirler de katlanır zannında mısın?
Hayır denilmesi halinde "üzerinde ne var" sorusuna gidebilecek şekilde tehlike arz edebilir. En iyisi uyudum diye mesaj atmak. (he hee)
Nezaketli midir yoksa patavatsız mıdır bilinmeyeceği için, dile gelen tartının modeline bağlı olarak şekil alacak olan bir trajedi-komedidir. Kibar tartı olur "biraz daha gayret güzelim" der, kaba saba bir tartı olur "yuh, beni de yeseydin" der moral bozar yani, başka bir açıklaması yok.
Bir konuda desteğe ihtiyaç duyan, hayatın zorlu bir noktasında bulunup yardım edilmesi gereken kişi ya da durumlarda elinden geleni yapma gayretiyle sağ duyuyla dayanışma sağlamaktır. Edebi boyutta elinden tutmak ifadesi sevgili ile râm olunca, boyutlar boyut ötesine gitmekte, yangın ve yürek kavramları cânân'da harman olmaktadır.
Yutkunmak eylemini bu kadar güzel anlatan olamazdı dediğim şair; abdurrahim karakoç'un en sevdiğim şiirlerinden biridir. Son kıtasında insanın içini acıtıyor sözleri, dağlıyor adeta...
"Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden
Ağzına küfürler doldu zehirden
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oyyy' dedi, yutkundu, eğdi başını."
"Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden
Ağzına küfürler doldu zehirden
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oyyy' dedi, yutkundu, eğdi başını."
Biyolojik olarak çiğnenilen ya da içilen gıdaların gırtlak aracılığıyla yemek borusuna iletilmesi anlamını taşımakta, diğer taraftan söylenmek istenilen sözü dile getirme cesareti bulamayıp içine atma durumunu ifade etmektedir.
Yıldızlar arasında yapılan büyüklük ölçütleri; Kütle ve çap büyüklüğü, bilinen ve teorik en büyük, günümüzde var olan ve şimdiye kadar var olmuş olan şeklinde değerlendirilerek kategorilendirilir. Bir de içinde kara delik barındıran yarım yıldızlar vardır. Bunların bilimsel hikayesi 13 milyar yıl öncesine kadar gidebilir.
Çevre kirliliğine dikkat çekerken gözlerimin kanamasına ve kirlenmesine neden olan girişim. Amacı masum ve iyi niyet babında değerlendirerek tebrik ediyor, eğer o poşetleri direk bedenlerine temas ettirdilerse bir daha siyah naylon poşet kullanmayacağıma ant içiyorum...
1 milyon 391 bin 016 km çap'ına sahip olan güneş'ten 1900 kat daha büyük olup, 2,64 milyar km çap'ıyla evrende bilinen en büyük yıldız olma özelliğine sahiptir.
717 yılında Çin'in desteğini alarak bağımsızlığını ilan eden Türkeş kağanı. Bağımsızlığın ilanının ardından "baka tarkan" ünvanıyla yönetimi eline almıştır.
8. Yüzyılda ilk "Göktürk abideleri" ile başlayan ve sonrasında da Türk boylarınca bu ismi almaya devam eden anıt taşlarına verilen isimdir. bilge Kağan, diktirdiği anıta dair şu sözleri kullanmıştır;
"Neng neng sabım erser benggü taşka urtum"
(her ne sözüm var ise, ebedî taşa vurdum).
"Neng neng sabım erser benggü taşka urtum"
(her ne sözüm var ise, ebedî taşa vurdum).
"pazar günü yapılacak alternatif aktiviteler" başlığına göz kırpıp el sallayan hatta nanik yapan bir durum. Tanıma gelecek olursak, mevzu bahis bölgede tezgahını kurmak isteyen esnaf halkının, pazartesiden gün alamayınca uygun olan pazar gününde tezgahını açmak durumunda olmasından başka bir şey değildir. İşbu, başlık tamamen öylesine açılmış olup kişi ya da kişilerce hiçbir alakası yoktur.
Unutulmak istenen, gönüle eziyet etmişse; sitemler ve vah başıma'larla geçen gecelerin en yakın şahidi ıpıslak olmuş yastıklardır. Ne zaman ki göz yaşları kurur, o vakit acı azalmaya başlar. Buna dair çivi çiviyi söker öğüdü veremem, zira hepsinin ayrı ayrı izi kalacak ve yürek, kalbura dönecektir. Ve eğer unutulmak istenen, imkansızlık ya da yitikten dolayı ise üzgünüm, bunda muvaffak olamadım ki buna dair bir fikir sunayım. Zira bu unutma gayreti türü, imkansızlıkta sızlayan bir imkanı namümkün kılar. Nefes almayı unut desem, unutabilir misin ki?
Dizin altından ya da üstünden uzanan lastik bağı ile bacağın üst kısmına, bazen de iç çamaşırına tutturulan bir çorap türü. İç çamaşırı kategorisinde değerlendirilse de isminde geçtiği üzere çoraptır. Vücut yapısına göre seçiminde dikkat edilmeli. Etek altına giymek için kullanılabileceği gibi, özel anlar için de tercih edilebilir. Beyaz tende siyah jartiyer çorabının kışkırtıcı durduğunu belirtmeden geçmek istemedim. Neyse mübarek pazar günü yazmıyayım daha... (uuu, kaçtım ben)
Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma sözü veren kadın iç giyim türüdür. Bu desteği desteklemiyor, kadın vücudunun ikonu olan naif detaylara özgürlük sunulmasını istiyorum. Yazar bunu yazarken kendinden tiskinmiştir ama olsundur.
Sirkenin kutsallığına mühür bırakan, yeni bir yazar arkadaşımız. Hoş gelmiş sefa gelmiş. Bence bu sirke ne elma ne de üzüm, kutsal dediğine göre olsa olsa küpüne zarar vermeyendir.
Nickinde "Hell yeah" sözüyle inceden dokunarak hak yeme konusunda mesajlar veren yeni bir yazar. Acaba diyorum bu ifade halk arasında kullanılan manada mı yoksa müzik grubuna işaret mi? 200. entry'mle buna kafa yordum, Allah affetsin. (he he)
-hoş geldin...
-hoş geldin...
"İçeride rahat durmadın bari dışarıda rahat dur aslanım" mesajı da verilmek istenmiş olabilir. Neyse ki miladımı doldurdum da geldim, iyi ki doğmuşum ya. Happy birthday to me. (no no, Happy birthday to everybody)
Tarih kitaplarına nice aforizmalar, nice kahramanlıklar girmiştir. Yaşamış olduğumuz ülke liderinin tarih kitaplarına girmiş olması gurur verici fakat acaba kitapların sayfaları arasına girebilmek kadar gönüllere de girebildik mi? Burası önemlidir.