Sonsuz bir gidiş. Sizin hiç canımın içi dediğiniz insanlar öldü mü bilmiyorum ama benim öldü hemde çok yakın bir zamanda. Cenazesine gidemedim korktum. Yalnızlıktan nefret eder beni her aradığında bize gülmeler yakışır der kahkaha atardı. İkimizde sevmezdik vedaları o yüzden son gidişinde hiç sarılmamış bir daha ki görüşme tarihimize karar vermiştik. Bu seferde veda etmedi düşündükçe çıldırıyorum kim bilir ne kadar canı yanmıştır o ilaçları içerken ne kadar ağlamıştır ne kadar sigara içmiş belki de onu aramamı beklemiştir. Ben ağlarken o silerdi göz yaşlarımı o ağlarken belki ben başka bir yerde gülüyordum. Bunları düşündükçe nefes alamıyorum. Son yazdığı satırlarda sen küçüktün ama kalbin büyüktü ben büyüktüm ama kalbim çürüdü demiş. Hep dalga geçtiğimiz şeyleri de yazmış her gidişimde kitap okumam gerektiğini hiç bir zaman şarabın son kadehini içmemem gerektiğini biranın dibini içersem onu kızdırmış olacağımı. Şimdi ben onsuz nasıl yapıcam nasıl mezarına gidicem ailesine nasıl bakıcam ben artık nasıl yaşıycam ?
sinir krizleri, ilaçlar,gözyaşı,ölümler sanırım hayatımda hatırlamak istemeyeceğim bir çok şeyi yaşadığım zaman dilimi
gölgeler gerçeklerle dans ettiği zaman oluşur fotoğraflar peki bize ne anlatır ne anlatmazlar?
hissedebilmeyi öğretemezler mesela birinin gülüşüne tanık olmak kahkahalarını duymayı hiç bir fotoğraf karesinde bulamayız.uzun uzun susmayı öğretir acını içine gömüp buruk bir gülüşe sığınmayı öğrenirsin. bir fotoğraf karesinde öğrenirsin renklerin büyülü tonunu ahenkle savruluşu ruhunu sarar.bir göz yaşına tanıklık eder içine süzülen.herkes birşeyleri kovalar birşeylerden kaçarken onlar hep sabit kalır.her şey mümkün gözlerini sonsuzluğa kapamış birinin gülüşünü görmek,bir daha hiç bir zaman olamayacağın yerde öylece durmak.bazen acılar kalır orda bazen mutluluklar bazen hevesler bazen hayaller. ne çok şeyi barındırır bir kare. ne çok şey anlatır bize.biz içinden bir tutam alıp çekiliriz çoğu zaman o fotoğrafların derinine inmekten mi korkarız yoksa o derinlikte kaybolmaktan mı? sanırım hiç bir zaman bu soruya doğru cevabı veremeyeceğim.
hissedebilmeyi öğretemezler mesela birinin gülüşüne tanık olmak kahkahalarını duymayı hiç bir fotoğraf karesinde bulamayız.uzun uzun susmayı öğretir acını içine gömüp buruk bir gülüşe sığınmayı öğrenirsin. bir fotoğraf karesinde öğrenirsin renklerin büyülü tonunu ahenkle savruluşu ruhunu sarar.bir göz yaşına tanıklık eder içine süzülen.herkes birşeyleri kovalar birşeylerden kaçarken onlar hep sabit kalır.her şey mümkün gözlerini sonsuzluğa kapamış birinin gülüşünü görmek,bir daha hiç bir zaman olamayacağın yerde öylece durmak.bazen acılar kalır orda bazen mutluluklar bazen hevesler bazen hayaller. ne çok şeyi barındırır bir kare. ne çok şey anlatır bize.biz içinden bir tutam alıp çekiliriz çoğu zaman o fotoğrafların derinine inmekten mi korkarız yoksa o derinlikte kaybolmaktan mı? sanırım hiç bir zaman bu soruya doğru cevabı veremeyeceğim.
yatak keyfi yapıyorum yarım kalan kitabımı ve bir filmi bitirdim.gün bitmeye geldi hala yataktan çıkmadım sanırım artık kahvaltı yapmam gerekli.
Şimdi size iki bakış açısı sunacağım ikisi de aynı derece de doğru benim için bakın başta belirteyim ben inançsız birisiyim sonra şuydu buydu demeyin. İlk olarak takan insanlara üzülüyorum sebebi de sadece baskı ile kapanmaları üniversite okuduğum dönemde sadece ailesi istedi diye kapanmış bir çok kadın tanıdım. Bazıları memlekete gidene kadar yaşadıkları şehirde saçları açık gayet açık kıyafetlerle boy gösterirken memlekete gideceği zaman kapanıyordu. Şimdi bu kişi başını kapatsa ne kapatmasa ne ikisinde de aynı günaha giriyor. Bir diğer bakış açısını söyleceğim kuranı okumuş kendince yorumlamış ve kendi isteği doğrultusunda kapanmış. Dini için başını kapatmış ve dininin emrettiğini düşündüğü şeyleri yapıyor. Böyle insanlarda tanıdım ve bunlara saygım sonsuz topluma rağmen kendi inançlarını yaşadıkları içinde tebrik ediyorum.
Kadınların genelde favori makyaj malzemeleridir keza benim de öyle klişeleşmiş bir söz bile var yok canıııım ne makyajı bir rimel sürüp çıktım doğal halim. Kiprikleri uzun kadınlarda çok güzel kendini gösteriyor asıl amacı kirpikleri uzatmak olan maskara herkes tarafından rimel olarak biliniyor.
Murphy kanunu diye kanun çıkartmışlar zamanında bir şeyi ne kadar isterseniz olmaz ne zaman vazgeçersiniz o zaman gerçekleşir. Hayatta böyle ne kadar plan yaparsanız yapın olmaz ama plan yapmazsanız çok daha iyileri olur
Umarım evde sigara içen başka birileri vardır dedim entryi ilk gördüğümde yoksa işiniz fena. Hele birde kadınsanız yok canım öyle gecenin bir yarısı tekele petrol ofisine gitmek falan çünkü gidersen gelemeyebilirsin malum sebepler anlatmadım ama anlarsınız. Sabaha kadar sinir krizleri geçirmenize uykusuz ve gergin olmanıza neden olur.
Yaşadığım bir takım şeylerden dolayı nasıl biri olduğumu unuttum. Ben bunu severim ben bunu yaparm gibi cümleleri kurmayalı o kadar uzun zaman olmuş ki kendimle ilgili çoğu şeyi unutmuşum. Beni çok eskiden tanıyan ama samimi olmadığım birine ben nasıldım diye sordum. Başkasına kendimi sordum neleri sever neler yapar hayallerim neydi diye sordum. Bunun ne kadar can yakıcı olduğunu tarif edemem. Uzun uzun anlattı kendimi bir başkasından dinledim. Ne güzel bir insanmışım ben dedim ne güzel şeyler yaparmışım. Sonra döndüm baktım kendime ne kadar uzaklaşmışım benliğimden. Kendimden özür diliyorum bunları kendime yapmamalıymışım.
(bkz: ben )
Ciddi ciddi ben. Ne olursa olsun vazgeçmiyorum illa bir sonuç olacak. Hiçbir şeyi yarıda bırakmam bırakamam. Sonunu görmem lazım. Çok büyük kazançlar elde ettiğim zamanlar da oldu ama genelde bu vazgeçmeyiş yüzünden çok kaybettim. Peki sorsanız kaybedeceğini bile bile tekrar aynı şeyleri yapar mısın diye yaparım. Eğer bir şeyden vazgeçersem hayatımı keşkelerle doldurmuş olurum. Keşke vazgeçmeseydim cümlesini tüm hayatım boyunca kurmaktansa vazgeçmedim savaştım ama başaramadım olsun cümlesini kurar başımı önüme eğmem.
Ciddi ciddi ben. Ne olursa olsun vazgeçmiyorum illa bir sonuç olacak. Hiçbir şeyi yarıda bırakmam bırakamam. Sonunu görmem lazım. Çok büyük kazançlar elde ettiğim zamanlar da oldu ama genelde bu vazgeçmeyiş yüzünden çok kaybettim. Peki sorsanız kaybedeceğini bile bile tekrar aynı şeyleri yapar mısın diye yaparım. Eğer bir şeyden vazgeçersem hayatımı keşkelerle doldurmuş olurum. Keşke vazgeçmeseydim cümlesini tüm hayatım boyunca kurmaktansa vazgeçmedim savaştım ama başaramadım olsun cümlesini kurar başımı önüme eğmem.
Sadece delilere mahsus değil elbette onların yanına birde sarhoşları eklemek gerek. Sarhoş olunca bütün hisler duygu ve düşüncelerimiz olduğu gibi ortaya dökülmüyor mu bayılıyorum bu duruma. O zaman hepimiz kendimiz oluyoruz istesekte istemesekte.
Kaç yaşıma geldim koca insan oldum hala pudingi çay kaşığıyla yiyorum ne bileyim sanki daha çok yiyormuşum gibi hissediyorum halbu ki puding aynı puding. Tatlı kaşığıyla yiyenler de var ama çay kaşığının verdiği hazzı vermez gibime geliyor.
her zaman yaptığınız şeyleri yapmaya zorlandığınız zaman hissettiğiniz o garip olaya yaşlanmak deniyor. her gün birkaç hücremiz ölüyor vücudumuzda kırışıklar saçlarımızda beyazlar oluşuyor. olgunlaşıyoruz. yavaş yavaş ölüme yaklaşıyoruz.
Profil fotoğrafımı bile onlarla süslediğim aşırı ponçik hayvanlar evde beslene bilse kesin sahiplenirdim. Sizce de çok şeker değil mi ya yürüyüşe falan çıkarttığınızı düşünsenize kafayı yersiniz hahahah.
Yatağım ... film izlemek için makyaj yapmak için kitap okumak için hayal kurmak için uyumak için en ideal ve rahat yer
adam ak koyunları hayal kırıklığına uğrattı. ne de güzel sattı sizi hee diye dalga geçmek geliyor içimden.
45-50 milyon euro vermezseniz.yazamam. hayır adam zengin. şimdi burda yazsak adam bizden 45-50 milyon eurocuk istese nasıl veripte susturacağız.
amaç olmaktan çıkıp araç olarak kullanılmaya başlandığı gün insanlık yeniden inşa edilecektir.
eğer bir gün denk gelir de bunları okursan diye yazıyorum buraya hoş okusan da anlayacak kapasiteye sahip değilsin ama bu konu da da hata bende aylarca hatta yıllarca zaman geçiripte tanıyamamış olan benim sonuçta. bak şimdi sandığın kadar zeki değilsin çevremde bazı insanlar ne kadar saf ve salak olduğun hakkında konuşurlarken onları susturur çok iyi niyetli o yüzden böyle derdim. hiç bir şeyi aklında tutmayı beceremiyorsun. çok yazıyorsun doğru ama boşa yazıyorsun. sanalda yazışıp konuştuğun insanlarla daha sonra yüz yüze en fazla üç kez konuşabiliyorsun. yazdıklarınla konuştukların aynı değil. kafanı bilgisayardan varlığı bile belli olmayan insanlardan kaldırıp baktığında başını omzuna koyup ağlayabileceğin her şeyini anlatabileceğin tek bir tane bile arkadaşın yok. yüzlerine güldüğün insanların arkasından nefret kusuyorsun. ailene laf etmeyeceğim gerçek bir ailen olsaydı konuşmaya değerdi. bu arada hala onlara saygım sonsuz her ne kadar biz ayrılmış olsakta sen onların hayatında olmasan daha huzurlu bir hayatları olabilir. hep baban gibi olmaktan korkardın ama ondan daha betersin. fazla karasızsın. karanlığın içinde kaybolup gideceksin ve senin için kimse uğraşmayacak çünkü kimsen yok. sevilmeyi hak etmiyorsun çünkü nankörsün. şuan senden nefret edemiyorum bile sadece iğreniyorum.kendime çok fazla kızııyorum çünkü hala seni çok seviyorum. ama sakın gelme eğer bu sefer de gelirsen seni affederim nedenini de söyleyeyim tek amacım hayatını becermek olur. hayatında yokken de bunu yapabilirim. yeni sevgilinle en fazla iki ay veriyorum sana çok dalga geçtiğin bir tiple beraber olmak anca sana yakışırdı zaten. senden başkasıyla yapamıyorum diye kapıma dayandığın günü hayatının son günü yapacağım. kendine iyi bakma zaten beceremezsin.
hepimiz bir işle meşgulüz öğrencilikte buna dahil. Bir çok faydası olmasının yanında mesleklerimizin de yan etkileri mevcut. Ben tiyatro oyuncusuyum. Devlet tiyatrolarında oynayarak hayatımı kazanıyorum. Kaybettiğim bir nokta var oda kendim. Hayatı sahnedeymişim gibi yaşıyorum. Normal insanlar gibi hissedemiyorum.Ruhum duygularımın esiri oluyor çoğu kez. Her şeyi sanki onu yaşamışım gibi hissediyorum. Mesela yolda yürürken ağlayan bir çocuk görsem gözlerim doluyor ya da mendil satan bir çocuk görsem onun gibi hissediyorum. Konuşmam hal ve hareketlerim değişiyor. Bunu bilinçli yapmıyorum çevremde ki insanlar uyarmasa farkına bile varmıyorum benimsediğim karakterin kim olduğunu. İçim de öyle garip yer ediyor ki böyle şeyler tarif edemem günlerce kendimi mendil satan bir çocuk gibi hissettim. En son ne zaman kendim gibi hissettim hatırlamıyorum. Büyük bir hayranlıkla izlediğiniz çoğu oyuncu hisleri karşısında kendisiyle başa çıkamayan bir yanları hep eksik insanlardır.
Eğer yanınızda başınızı omzuna yaslayacağınız birisi yoksa cam kenarında yolculuk yapmanızı tavsiye ederim. Uzaklara dalmak dışarıyı izlemek gibi güzel yanları olduğu için cam kenarı olan bir koltukta yolculuk yapmak tercihimdir.
hiç görmemiş birine gök yüzünü anlatmak gibi bir şey. Ne kadar betimlersen betimle eksik kalır.
Bazıları için dinlenme bazıları için ise bir kaçış yoludur. Ben ikinci kesimde ki insanlardanım. Uyku benim için bir kaçış yolu.Ne zaman gerçeklerden kaçmak istesem istemsizce bir uyku çöker üzerime. Bazen rüya görürüm bazen kabus bazen ise sadece karanlık bir boşlukta savrulurum. Gerçekler ağır geldiğinde hayal dünyam ve bilinçaltım dost olup bana kendimi uzaktan görme fırsatı tanıyor. Hissedemeyecek kadar canım acıdığında uyurken hissetmeye başlıyorum acı korku mutluluk her neyse bir şeyler hissediyorum. Bazen o kadar hissiz oluyorum ki günler sonra kabus gördüğümde bile sadece nefes almadığımı hala bir şeyler hissettiğimi hatırlıyorum.
Sadece hayal kırıklığı. Sen onu sevmeye kıyamıyorsun dokunmaya öpmeye. Gözlerine baktığın zaman geleceği görüyorsun sonra bir anda bir tesadüf eseri öğreniyosun ki senin sevmeye kıyamadığın insan başkasına gülmüş başkasına dokunmuş. O an boğazına bir yumru oturuyor ve sadece susuyorsun. Ne konuşabilirsin ki ? ne diyebilirsin ? neden yaptın mı ? neden dokundun mu ? Neden sevmedin mi ? Trilyonlarca sorunun içerisinde dolaşırken dudaklarından sadece ben bunu hak etmemiştim lafı dökülür. Ruhuna karanlık çöker tenine yalnızlık.
Bence insanların zayıf noktalarından ibaret. Her hangi bir dine mensup insanların okuyup araştırmadan sadece çevrelerindeki insanlarda görüp aşina oldukları bir kavram. Mesela Müslümanım diyen bir çok insanın kuran'ı hiç okumadan kabul etmesi. Dinin insanların alıştığı kurallar bütünü olduğuna beni inandırdı. Belki de bu yüzden inanmamayı seçtim. Toplumun dinin insanların içi boş kurallarına itaat etmektense kendime yakıştırdığım şeyleri yapmaya başladım ve böyle daha mutluyum.