confessions

ontolojik sancilarimin merhemi

1. nesil Yazar - melek gibi

  1. toplam entry 1315
  2. takipçi 54
  3. puan 41035

gizemcilik

ontolojik sancilarimin merhemi
anlamanı bilmeyenlerin ilgiyi yüksek tutmak için girişmiş oldukları iş. Felsefik yönden açıklamaya çalışırsak ; gizemcilik, doğaüstü güçlerin varbulunduğu ve bunlarla ilişki kurabileceği temeline dayanan dinsel dünya görüşüdür. Örneğin konfüsyüsçülük, taoculuk, rahmancılık, hermesçilik vs.. gizemsel dinlerdir. ve bu dinlerin sıradan insanların ulaşamayacakları varsayılarak gizlenmesi gerektiğine inanmışlardır. konuyla ilgili şeyh bedrettin şöyle der ; ''hak (gerçek) halka açıklanamaz. açıklanırsa ya yollarını sapıtırlar ya da o gerçeği söyleyeni suçlarlar.''

zombie

ontolojik sancilarimin merhemi
insan eti yiyerek çoğalmayı hedefleyen Tür. bazıları eklem romatizması olmuş gibi beş dakikada bir adım atabilirken, diğerleri koşabiliyor.. koşabilenleri aptal olurken koşamayanları daha zeki oluyor.. aslında bilmek istediğim şu; beyinler var mı yok mu? bir de kolunu kaldırmaktan aciz zombi insan etini nasıl parçalayabiliyor bu da bir soru.

mana

ontolojik sancilarimin merhemi
güçtür, doğaüstü bir güçtür. kişilik taşır. her türlü özelliklerden bağımsızdır. her varlıkta belirebilir ama hiçbirine özgü değildir. ''içine girdiği varlıklar göçüp gider. ama o hep kendisiyle aynı kalır..'' demek ki neymiş! güce, aşka, sevgiye vs.. değil de onlara kattığımız manalardan ötürü onları kutsal sayıyoruz, seviyoruz, sayıyoruz, tapınıyoruz..

güvenmek

ontolojik sancilarimin merhemi
insan insanı değerli kılar. güven denen şey bu değerin de ana noktası. güvenmek sevmektir, sevmek ise az da olsa anlatmaya değer görmektir. bir şey bilmeden birini seviyor olmak kötü bir his. ama düzen böyle değil mi? kelimelerin içini boşaltarak yansıtmak büyük modernlik. işte kırılma noktası da burada, ne yazık ki insanız.

halil cibran

ontolojik sancilarimin merhemi
küçük yaşta abd'ye göç etmiş lübnan asıllı şair filozof. batılıların kıymetini bildiği, eserlerinin bir çok dile çevrildiği, şairliği kadar ressamlığının da hayranlık uyandırdığı müthiş bir beyin.


''suların yükseldiği sırada nil kıyısında bir sırtlan ile
bir timsah karşılaştılar; durup selamladılar birbirlerini.
sırtlan konuştu ve dedi, "günleriniz nasıl geçiyor,
efendim?"
ve timsah cevapladı ve dedi "kötü geçiyor. gün oluyor
acılarım ve hüznüm içinde ağlıyorum, ve yaratıklar
diyorlar ki, 'bunlar yalnızca timsah gözyaşları.' ve bu
beni her sözün ötesinde yaralıyor."
ve sırtlan dedi, "acınız ve hüznünüzden söz ediyorsunuz;
ama bir an için beni düşünün. dünyanın güzelliğine,
harikalarına, mucizelerine bakıyorum ve salt bir sevinçle,
günün güldüğü gibi gülüyorum. ve ormanın
insanları diyorlar, "bu yalnızca bir sırtlan gülüşü."

sense8

ontolojik sancilarimin merhemi
dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan, birbirinden habersiz 8 kişinin farklı anne/babadan dünyaya gelmiş olsalar da, aslında aynı anneden geldikleri, ruhani anne tarafından yönlendirilen, tehlikelere karşı birbirlerini koruyan fantastik bilim kurgu dizisi. 1.sezonu izleyen biri olarak diyebilirim ki: izlemezseniz de olur. aykırı olacağım diye pervasızlığın dibine bu kadar vurulmaz.

aşk

ontolojik sancilarimin merhemi
'' o, hep bildiğin, tanıdığın; ama hiç karşılaşmadığın. karşılaşmayacağını sandığındır. şimdi bütün bilgi yörüngen değişecek. artık bambaşka yataklardan akacak, düşünce ırmağın.

oysa, hep ona göre ayarlamıştın kendini. ama, başka gezegenlerle, başka nehirlerle....

yepyeni bir gelecek haritası çizeceksin şimdi. bugüne dek yaşadıklarının ötesine geçen. ötelerden bir yerlerde yeni yerlere götüren yeni yollar belirleyen bir harita. kendine doğru artık yokoluş olarak dokunmayan. varoluş yerlerini de yeniden belirleyen bir harita...

evrenin ve dünyan. gökyüzün ve yeryüzün. değişecek artık, şimdi işte!''

zengin sözlük yazarlarının karalama defteri

ontolojik sancilarimin merhemi
yıkıma yönelmiş yaşamım bölük pörçük. olacak, olduracak, dolduracak hiçbir şey yok. tam ya da tamam olma duygusu yok. resimler de artık akla bir şey getirmiyor. dürtmüyor, işaret etmiyorlar. zor mu dersin artık ''yeniden güçlü, yapabilir olmak? bunun için nasıl da tersine çevirmen gerek yaşam yönelimlerini. sen tamamiyle boş vermeye karar vermişken geldi o. bütün yönelimini değiştirmek için. nasıl da zor bu! ama nasıl da güzel yeniden canlanmak, yaşamın toz tutmuş hayallerini silkeleyip bahar güneşine çıkarmak. kendine yeniden bir yıldız çizip gökyüzü haritanı yeniden çıkarmaya girişmek. çıkmak ve çıkarmak yeniden.'' mümkün mü?

iz bırakan kitap cümleleri

ontolojik sancilarimin merhemi
''.. şimdi, uzak kalmış bir hayalin yankısıdır, yansısıdır, yanılmasıdır diye, aldatıcı saydığın mutluluk da bambaşka bir anlam kazanacak. kendi kendine uyumlu olma olanağı saymıştın onu. olmayınca da, olsa olsa, dinelme, dinleme, dinginlik...

şimdiyse, etkinlik isteyecek senden. yapman gereken bir şey artık amacını ve çabanı isteyen...

eylem olacak artık mutluluk senin için.
yabancı kalmıştın eyleme, yıllar yılı sürüklenmeyi yeğlemiştin. alışmıştın da buna. içinde sakladığın, sakındığın, sakladığın yumuşak içeriği koruyarak, sert, katı, dikenli yanını, dış kabuğunu koymuştun ortaya hep. ne fark ederdi ki, diye. her şey boş olanaksız zaten...

boşa çıkacaktı her şey. boşunaydı her şey, zaten, hiçliğe akarak. o, yok,hiç....

o,var şimdi işte
eylem de ne?
yola çıkıp zamanında bir yerde olmak
orada olmak, o da orada olacak diye
oradasın işte
o da, burada, buranda...''

kuşku

ontolojik sancilarimin merhemi
bir şeyin doğruluğunu kesin olarak gösterebilirseniz, ondan kuşku duyan herkesi reddedersiniz. bu yüzden kimi inançlarda ne kadar yanlış kanı ya da hata olduğunu derinlemesine incelemeyi sağlayan yararlı bir teknik, bu inançlardan kuşku duyan birini nasıl reddedebileceğinizi incelemektir.

kuşku duyan kişilere gereksiniminiz var. kuşku olmadan gelişim olmaz..

don kişot

ontolojik sancilarimin merhemi
birçok hikayede, saçma şeyler yapan soytarılar bulunur. oysa don kişot, soytarı değildir. onun garip inançları, çok fazla ve çok ayrıntılı düşünmesinden kaynaklanmaktadır. her kanıtı kendisine uydurarak yeniden yorumlayabilir. düşüncesini şekillendiren bir takım inançların, şövalyelik ideallerinin esiri haline geldiği için böyle davranır. kitap ilerledikçe, mantıklı biri olan sancho, efendisinin saplantılarına kendini iyice kaptırır ve çoğu zaman sağduyusu, kendisini don kişot'un düşüncelerinin gücünden korumakta yetersiz kalır.

ayrılığın ertesi günü başka bir kadına giden erkek

ontolojik sancilarimin merhemi
bir ayrılık tartışması sonrası çeşitli karakterlerin seçeceği yollardan iki tanesi üzerinde duralım kısaca. başlıkta anlaşıldığı üzere adamımız bir kumarbazın karakterine sahip ki daha gece gitmeden belki şansım döner diyerek önceden kazandırıp daha sonra kaybettiren masasını terk edip başka oyunlara yönelmiş. orada kaybedince gün doğmadan eski masasına gelmeye çalışıyor. ilerde yine kaybetsin tekrar başka oyunlarda başka masalarda şansını dener. hatta kaybetmesine bile gerek yok. sırf heyecan için bile dener. diğer bir davranış şekli ise dibe vuran bir müptezel olurdu ki kendini kaybedinceye kadar uyuşturup dağıtıp kendini ardından başka bir bedende acılarına tekrar uyanabilirdi ki bu müptezel bağlı olduğu kişiye kalben ve ruhen sadıktır. zaten çok kolay kolay da kendini dağıtmaz, dağıtsa da sonunda koşa koşa geri dönmekten kendini alamaz. ve dışarıya aklı yerinde iken yönelmez..

diyeceksiniz ki adam zaten ayrıldıktan sonra böyle bir şey yaptı. so sorry tartışmanın ertesi günü bunu yapabiliyorsa ya hiçbir şey hissetmiyordur ya da kendi duygularına bile ihanet eden bir adam var karşı da. elle tutulacak tarafı yok mevzunun olumlu düşünecek yan bulamıyorum denesem de..
37 /