“ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum!
çünkü bu,
seni seviyorumun içine nal salmak demektir
ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
oysa seni sevmem toplumu meşru kılar
ve gitmen beni dile indirger sevgilim”
–Ah Muhsin Ünlü
Kendisiyle barışık olan insanın, ilk önceliğidir. Bir insan ilk başta kendisini sevmeli ki, insanlarda onu sevebilsin. Şu dünyanın tozlu yolları, dikenli duvarları karşısında her sabah aynaya bakıp kendini sevdiğini söylemeli insan. Söylemeli ki, daha çok korunmalı, daha çok korumalı kendini tüm kötülüklerden.
Öğretmenlerin ders aralarında toplandığı odadır.
Zamanında öğretmenlerin, iş vereni olduğum bir dönemimden kalma, yan odadan öğretmenler odasını dinleme alışkanlığım sonucu tespitime göre, bol dedikodunun ve geyik muhabbetinin döndüğü bir oda.
Zamanında öğretmenlerin, iş vereni olduğum bir dönemimden kalma, yan odadan öğretmenler odasını dinleme alışkanlığım sonucu tespitime göre, bol dedikodunun ve geyik muhabbetinin döndüğü bir oda.
Ev hanımlarının en yakın arkadaşıdır. Marşı bile vardır.
enstrüman, müzik aleti. Fiyatı uygun olduğundan okuldaki müzik öğretmenlerinin, öğrencilere aldırmakta ilk tercihidir.
Aklına gelmesi bile ürpertendir. Bu durumu yaşayan çok insan var. Yüce allahım acısını veriyor, sabrını da, dayanma gücünü de verir inşallah. Çok hassas bir konu olduğu için, çekinerek yazıyorum hatta bu satırları.
9' a çıkan 8' e inmeyendir. Adım çıkacağına canım çıksın derler. Aynen öyle.
çok güzel bir tatil olacağının karşılığıdır. Her zaman yapmak istediğim, ailemin panik huyları yüzünden yapamayacağım tatildir, aynı zamanda. Beş dakikada bir arayıp bütün büyüsünü bozarlar. Tek başına tatile çıkmanında bir adabı vardır ya. O telefon ilk önce kapatılacak. Kendinle baş başa deniz dalgası sesi dinlenecek. Efendime söyliyim, canın isterse yeni insanlarla tanışılacak. Kafan nereye, sen oraya yani. Bunlarda işte yattığım yerden kurduğum hayallerim.
Tutku dolu bir bağlanma, ne olursa olsun onu bekleme, geleceğini bilmesen bile bazen. Zor olanı seven, bir büyü gibi etkisinde kalıp “ hayır “ diyememe. Kimi zaman acı, kimi zaman şükür sebebi. Hissedilen ama gözle görülmeyen. İnansan da net emin olamadığın. Bir umut hep gelmesini beklediğin. Mutluluk. Kısa değil ama upuzun. Sevgiyle karışık üstelik. Bir kördüğüm bazen, ama sapasağlam. Çıkarıpta atamadığın , özleyipte kavuşamadığın.
Ruh veya beden sağlığının bozulmasıdır. Adı bile ürkütücü cinsten.
Fransız yazar antoıne de saınt exupery tarafından yazılan bir masal. Toplam yirmi yedi bölümden oluşur.
“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit:
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.
Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
Küçük Prens unutmamak için tekrarladı:
“Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
zenginsozluk.com/foto
“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit:
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.
Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
Küçük Prens unutmamak için tekrarladı:
“Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
zenginsozluk.com/foto
Namaza geç kalmanın düşük bir ihtimal olduğu durumdur. Aynı zamanda sabahlar ezanı sesiyle erken kaldırır. Cenaze namazları kılınırken, net ses duyulacağı için zayıf psikolojide ki bir insanı etkileyebilir. Aynı zamanda huzur vericidir.
Sevemediğim yılın rakamıdır.
Bu yılda evlenemedim.
Bu yılda evlenemedim.
Evlenecek eşlerden damat beyin, gelin hanım tarafından, kız isteme sırasında zorla içirmek suretiyle yaptığı bir kahve çeşididir. Tuzludur. Ve bir kahvedir. İçirilerek Buna katlanacak damat beyin, gelin hanımın tüm herşeyine katlanacağının ispatı olduğu düşünülür. Saçmadır. Ama klasikleşmiş bir adet olarak türk toplumunda görülür. Ay hadi inşallah darısı benim tuzlu kahve yapmalarımadır.
Bağırsaklarında problem yaşayan kızdır. Zira her gittiği nişanda yuttuğu kurdeleler artık iç organlarını Sarıp sarmalamıştır. Bu çile ne zaman bitecek? kızcağız ne zaman evlenecek? Bilinmemektedir.
Hoş gelmiş, sefalar getirmiş bir yazar.
İyi ki gelmiş, beni mutlu etmiş. Burada onsuz olacak halim tabiki de yoktu.
İyi ki gelmiş, beni mutlu etmiş. Burada onsuz olacak halim tabiki de yoktu.
Bir haktır. Ama seri eksilemekten bahsetmiyorum. Bir insanı eksilemek başka, seri eksilemek başka bir şey. Beğenmediğin düşünceyi eksile, tamam. Ama seri eksiliyorsan bir sorunun var demektir.
Genelde yemek sonrası keyif için tüketilen bir içecek. Türk kahvesi tercihimdir. Gerçi tercihten de çıkıp bağımlılığım haline gelmiştir. Onsuz Güne başlayamıyorum desem yeridir.
Yeni gelen bir vergi. Tepkilerden çekinip, Sigaraya zam yapma korkusundan, ortaya çıkmış bir fikir gibi.
Tutumlu ve sağlıklı olmayı seçmiş insandır. Malum dışardan yiyerek hem sağlıklı beslenmemiş oluyoruz, hemde tavuk döner, adana dürüm, hamburger nereye kadar? Yemeği karşılamayan bir işte çalışıyorsakta cebe zarar. Yap evde ekmek arası peynir, domates, salatalık filan. Ya da ne bileyim makarna haşla geceden hazırla koy dolaba, sabah evden çıkmadan at çantaya. Hem enerjide verir. Hem de paran cebine kalır. Yapmaktan çekinmediğimdir.
Hoşgelmiş bir yazar.
Kendisi benim aşk doktorum olur. Güzel yazmaları olsun.
Kendisi benim aşk doktorum olur. Güzel yazmaları olsun.
Aptal kutusu. Her ne olursa olsun, ne onla ne de onsuz.
Anlatma isteği uyandırmayan, anlatma isteği olmama durumu. Tercihtir. Şuan anlatmaması demek hiç anlatmayacağı anlamına gelmese de saygı duyulması gerekendir. Kişi tercihini “anlatmamak” tan yana tabiki kullanabilir.
Sıkıntı bastıran ama bir o kadar da güzel olan, sevgiyi yaşama şekli.
Ezelden beridir, sarılıp uyuyamıyorum çünkü ayağımı kolumu bacağımı hepsini bi tarafa atarak uyumak tercihim. Uyumadan önce tatlış tatlış sarılır, en yakın sürede ayıp olmadan elimi, kolumu, kafamı kurtarmaya bakarım. Issız adam tripleri vallahi değil. Sadece rahat uyumam lazım.
Ezelden beridir, sarılıp uyuyamıyorum çünkü ayağımı kolumu bacağımı hepsini bi tarafa atarak uyumak tercihim. Uyumadan önce tatlış tatlış sarılır, en yakın sürede ayıp olmadan elimi, kolumu, kafamı kurtarmaya bakarım. Issız adam tripleri vallahi değil. Sadece rahat uyumam lazım.
Saç rengimdir. Bu rengin sinir yaptığını bi yerde okumuştum. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilmiyorum tabi. Ama sarının en çok saça yakıştığını düşünüyorum.
İşin özünü bilmeden, anlamadan yorumlayarak peşin hüküm vermektir.
Benim de önyargılı insanlar hakkında önyargılarım var. Nasıl olurda insanları sadece dış görünüşüne, giyimine, saçına, başına bakarak onu bazı itici kelimelerle, hatta bazen bel altı kelimelerle yaftalayabiliyorlar? Hayret ediyorum.
Benim de önyargılı insanlar hakkında önyargılarım var. Nasıl olurda insanları sadece dış görünüşüne, giyimine, saçına, başına bakarak onu bazı itici kelimelerle, hatta bazen bel altı kelimelerle yaftalayabiliyorlar? Hayret ediyorum.
Mevsim geçişlerinde, her gün hissedilendir. Sürekli kareli battaniyenin altında, tv karşısında pineklemeyi tercih ettirir.
Kadınlar için, evlenilecek yaştır.
“Bir daha asla böyle bir şey olmamalı.” dediğim bir olay. Hem şaşırdım, hem üzüldüm duyunca.
Bir cemal süreya şiiri.
...
Fotoğraf çektirmek için yan yana getirilmiş iki nesne değiliz biz.
Güvercin curnatasında yan yana akan iki güverciniz.
Mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler.
Razı olma hiçbir sessizliğe
Biliyorsun seni seviyorum.
Pencereden bakmayı
Öğreteceğim sana
Sesin,
balkona asılı çamaşırcasına
Havalansın, havalansın dursun.
Sokakta değil balkonda;
dışarı çıktığın zaman
romanını yastığın altına sakla;
Şiirini mutfağa koy
Boş bir deterjan kutusu vardır nasıl olsa,
Öykünü yanına alabilirsin elbet
Müziğini de, resmini de
Niçin güvenmiyorsun bana?
...
Fotoğraf çektirmek için yan yana getirilmiş iki nesne değiliz biz.
Güvercin curnatasında yan yana akan iki güverciniz.
Mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler.
Razı olma hiçbir sessizliğe
Biliyorsun seni seviyorum.
Pencereden bakmayı
Öğreteceğim sana
Sesin,
balkona asılı çamaşırcasına
Havalansın, havalansın dursun.
Sokakta değil balkonda;
dışarı çıktığın zaman
romanını yastığın altına sakla;
Şiirini mutfağa koy
Boş bir deterjan kutusu vardır nasıl olsa,
Öykünü yanına alabilirsin elbet
Müziğini de, resmini de
Niçin güvenmiyorsun bana?
"Sevgili" adı konulup, ilişkiye başlamadan önceki en tatlı dönem. Cilveleşmeler, suyu daha çıkmamış tripler, aşk böceği halleri, hafif kıskançlıklar. Yani keşke hep böyle olsak dediğimiz dönemdir aslında hepimiz için. Ben zaten muhtemelen flört insanıyım. İş sevgililiye gelince, asla beceremiyorum. Kapris, trip. Ben yapmasam da karşımda ki kesin arıza çıkıyor.
Uzun sürdüğünde, depresyona kadar giden bir ruh halidir. Çevresel faktörler, günlük yaşadığımız sıkıntılar, anlık üzgünlüklerle dönemsel olarak her insanda ortaya çıkar. Fazla uzatmamak lazım. Hayat zevk almama gibi bir lüksü kendine yaşatmak için çok kısa.
Bir düşünceyi yada eylemi yapmama kararı alma. Uzaklaşma. Bir nevi u dönüşü.
İlişki içersindeyken yapılan jestlerden biridir. Bir kadın şımartılmayı ve ona süprizler yapılmasına bayılır. Çiçek te içlerinde en masum ve güzel olanıdır. Bir sevgilim vardı. 3 sene sevgiliydik. Her ay bana maaşını alır almaz çiçek alırdı. Düşünmesi bile yeter aslında, ama ne ince adammış ya.
Normal bir ruh sağlığına sahip olmayan kişilerdir. Elbet çıkar acısı. İlahi adalet diyorum. Başka da bir şey demiyorum. Diyemiyorum çünkü.
İstemediğin bir şeyi , kendi içinden veya çevrenden uzağa taşımaktır. Gerektiği durumlarda çok mantıklı, gerekmeyen durumlarda dışardan olan bir gözün garip karşılaşayacağı eylemdir.
Zordur. Her türden insanın karşına çıkabileceği, yeni deneyim ve tecrübeler kazandığın bambaşka bir hayattır orası.
4 senedir durmadan çalışmış, kendi işi olduğu için sorumluluğu fazla olan ve Yeni işsiz kalmış biri olarak söyleyebilirim ki, yıpratıyor. En az zararla devam ettirmek, belki biraz bencilce davranarak, yıpranma aza indirgenebilir.
4 senedir durmadan çalışmış, kendi işi olduğu için sorumluluğu fazla olan ve Yeni işsiz kalmış biri olarak söyleyebilirim ki, yıpratıyor. En az zararla devam ettirmek, belki biraz bencilce davranarak, yıpranma aza indirgenebilir.
Var ise, hiç yaşamadığımdır.
Özellikle yeni nesil gençlerde ve sosyal medyayı her geçen gün keşfetmeye başlayan ebeveynlerde sıklıkla karşımıza çıkan bir olaydır.
Telefona gömülüp, anı yaşayamamak hepimizin adına kötü bir şey. Kendi seslerimizle sohbet etmeyi unuttuk resmen.
Telefona gömülüp, anı yaşayamamak hepimizin adına kötü bir şey. Kendi seslerimizle sohbet etmeyi unuttuk resmen.
Bir duygudur. Hırsa dönüşürse, kendisini de karşındakini de yer bitirir.
Türkçe' de cümleye başlanamayan alfabemizin 9. harfi.
İçinde tutup, söylemekten çekindiğin, bir anlatsan rahatlayacağını düşündüğün herşeyi dile dökülmesidir. Arada lazımdır. Olması gerekir. Paylaşmadıkça yara olur çünkü, dert olur. Belki hasta bile eder.
(bkz: içini dök bana )
(bkz: içini dök bana )
Kişinin, kendi fikrine göre olan durumlarda, cümleye başlama kelimesi.
“ bence “ biz çok mutlu olacağız.
“ bence “ biz çok mutlu olacağız.
Ayrılmak istediğini söyleyen, çok sevilen sevgiliye, alternatif bir fikir. Gururundan “ gitme, seviyorum “ diyemeyenler iyi anlar.
İlişki sonucunda en çok acı hissettiren eylemdir. Çünkü vazgeçenin, vazgeçilen olduğunu hissettirmesi kadar kötü hissettiren bir duygu yok bence hayatta. Sonra vay efendim niye bana güvenmiyorsun? Terk edildiğimi bildiğim doğrularım var. Terk edileceğimi bile bile bu doğruları karşımdakinden kabul etmesini beklemekten cidden yoruldum.
Vücutta çekici gelen bir detay. Konuşmaya, öpmeye, bazı sesleri çıkarmaya, mimik yapmaya ve renklendirmeye yarıyor.
zenginsozluk.com/foto
Bu da benim olmayan bir dudak. En sevdiğim dudak renklerinden.
zenginsozluk.com/foto
Bu da benim olmayan bir dudak. En sevdiğim dudak renklerinden.
Bir şeyin en iyisi, çok iyisi.
Ortalık karıştıran kişi için bir lakap olarak kullanıldığı görülmüştür.
Geçmişte, hoşlandığınız kişiyle yağmur yağarken dinlediğiniz bir şarkıdır.