baş rolerinde savaş başar, kadir inanır ve türkan şoray'ın oynadığı muhteşem bir yeşilçam filmi.
kadirizm hayata karşı böyle dik ve sağlam bir erkek duruşuysa ben en büyük kadiristim arkadaş.
birde kadir inanır'la savaş başar her an öpüşecekmiş gerim gerim germese seyirciyi daha iyi olurdu.
yalnız öpüşseler türk ve hatta dünya sinemasın da bu büyük devrim olurdu.
kendisi bir güzellik kraliçesidir. en bilinen rolü sakar şakir filmin deki gardorop fuat'ın karısı fettan sevdadır.
manken den oyuncu olur mu olmaz mı safsatalarının baya döndüğü bir dönem vardı. sayın sevda ferdağ dormen tiyatrosunun yıldızıdır. bünyesin de ferhan şensoy gibi ustaları da barındıran bir tiyatro kurmuştur. sinema da oynadığı her rolü en iyi şekilde oynamıştır.
ben söylesem abarttığımı düşüneceğim. murathan mungan'a göre fransa'da doğsaydı bir ikona olurdu.
manken den oyuncu olur mu olmaz mı safsatalarının baya döndüğü bir dönem vardı. sayın sevda ferdağ dormen tiyatrosunun yıldızıdır. bünyesin de ferhan şensoy gibi ustaları da barındıran bir tiyatro kurmuştur. sinema da oynadığı her rolü en iyi şekilde oynamıştır.
ben söylesem abarttığımı düşüneceğim. murathan mungan'a göre fransa'da doğsaydı bir ikona olurdu.
bugün bir cafe'de çay içerken şöyle bir duruma tanık oldum.
büyük anne, büyük baba, kızları ve torunları vardı. küçük çocuk israrla bir şey istiyor. haliyle aile almıyor çocuk ta ağlıyor . buraya kadar bir şey yok. büyük anne ağlayan çocuğu teselli etmek için sarıldı. güya modern çocuk eğitimi vermek isteyen çocuğun annesi büyük anneyi azarladı bunun için. ağlayan çocuğa şu tehtidi savurdu "ağlamaya devam edersen tekrar istanbul'a giderim gelmem.
çocuk adına o kadar üzüldüm ki müdahale edecektim. o çocuğun iki dakika susması için geleceğine açtığın derin travmayı, yani terk edilme korkusunu görmüyor musun be kadın diye çıkışacaktım. gerçekten erkeklerin geleceğini psikolojik olarak ipotekliyen bir travma bu terk edilme korkusu. ve kadınların hayatını büyümemimiş paranoyak kıskanç erkeklerle zehirliyen bir travma.
büyük anne, büyük baba, kızları ve torunları vardı. küçük çocuk israrla bir şey istiyor. haliyle aile almıyor çocuk ta ağlıyor . buraya kadar bir şey yok. büyük anne ağlayan çocuğu teselli etmek için sarıldı. güya modern çocuk eğitimi vermek isteyen çocuğun annesi büyük anneyi azarladı bunun için. ağlayan çocuğa şu tehtidi savurdu "ağlamaya devam edersen tekrar istanbul'a giderim gelmem.
çocuk adına o kadar üzüldüm ki müdahale edecektim. o çocuğun iki dakika susması için geleceğine açtığın derin travmayı, yani terk edilme korkusunu görmüyor musun be kadın diye çıkışacaktım. gerçekten erkeklerin geleceğini psikolojik olarak ipotekliyen bir travma bu terk edilme korkusu. ve kadınların hayatını büyümemimiş paranoyak kıskanç erkeklerle zehirliyen bir travma.
kirli iç savaş başlamadan önce sık sık gittiğim güzeller güzeli ülke.
zalim esed çok zalimdir. ama öyle böyle zalim değil epey zalim. öyle ki temel gıda ürünlerinin hiç birin de doğru dürüst vergi olmadığından hayat sudan ucuzdu. sağlık ve eğitimin ücretsiz olmasına şaşırmama suriyeli arkadaşlarım benden çok şaşırırdı.
halk hem baba hafız esad'an hemde oğlu beşar esad'an razıydı. ama ülke yaklaşık kırk yıldır ohal ile yönetiliyordu. birgün herşeyin yoktan yere patlayacağını ve dış güçlerin de bu kargaşa da kendilerine yeni ileri karakollar kurmak için herşeyi yapacaklarını tahmin etmek için nostradamus olmak gerekmiyordu.
şimdi bizim ülkemiz de bir süredir ohal ile yönetiliyor. ohal ile bir ülkeyi rahmetli nemem de yönetir. ama bazen bardak öylesine boşanır ki işleri toparlamak çok uzun yılları bulur.
zalim esed çok zalimdir. ama öyle böyle zalim değil epey zalim. öyle ki temel gıda ürünlerinin hiç birin de doğru dürüst vergi olmadığından hayat sudan ucuzdu. sağlık ve eğitimin ücretsiz olmasına şaşırmama suriyeli arkadaşlarım benden çok şaşırırdı.
halk hem baba hafız esad'an hemde oğlu beşar esad'an razıydı. ama ülke yaklaşık kırk yıldır ohal ile yönetiliyordu. birgün herşeyin yoktan yere patlayacağını ve dış güçlerin de bu kargaşa da kendilerine yeni ileri karakollar kurmak için herşeyi yapacaklarını tahmin etmek için nostradamus olmak gerekmiyordu.
şimdi bizim ülkemiz de bir süredir ohal ile yönetiliyor. ohal ile bir ülkeyi rahmetli nemem de yönetir. ama bazen bardak öylesine boşanır ki işleri toparlamak çok uzun yılları bulur.
Temelinde, sosyalizm tek ülkede kalır ve salt ana vatanı koruma ülküsü üzerine yükselirse, kapitalizmin onu mutlaka yakın gelecekte yeneceğini savunan tarihsel haklı dava. Devrimin yiğit çocuğu troçki'nin tezleri ve önderliğinde dünyaya yayılmıştır.
Sözlüğümüzde, sınıf bilincinin artık felsefenin konusu olmaktan çıktığını idda eden arkadaşa şunu söylemek isterim. Felsefe, siyaset, iktisat, sosyoloji üzerine okuduğun 4-5 kitap varsa tekrar okumak fakat rica ederim ki bu sefer okuduklarını anlamaya da çalış.
Hadi bir de "izmler öldü" falan de ve ben çok eğleneyim seninle. Hadi lütfen söylesene bunu da.
Sözlüğümüzde, sınıf bilincinin artık felsefenin konusu olmaktan çıktığını idda eden arkadaşa şunu söylemek isterim. Felsefe, siyaset, iktisat, sosyoloji üzerine okuduğun 4-5 kitap varsa tekrar okumak fakat rica ederim ki bu sefer okuduklarını anlamaya da çalış.
Hadi bir de "izmler öldü" falan de ve ben çok eğleneyim seninle. Hadi lütfen söylesene bunu da.
başlamayın kardeşim. çevrenize iyi bakarsanız mutlaka bir çayır çimen bulacaksınızdır, gönlünüzce koşun. şınav, barfiks çekin. sofraya oturduğunuz zaman, tıksırıncaya patlayınca kadar yemeyin.
spor salonuna vereceğiniz ayda en az 200 lira parayı da barcelona'nın gözünüzün kestiği bir maçına 3.5 üstü atın. 650 kağıt temiz cepte
spor salonuna vereceğiniz ayda en az 200 lira parayı da barcelona'nın gözünüzün kestiği bir maçına 3.5 üstü atın. 650 kağıt temiz cepte
zamanda yolculuk mümkün mü?
üslup insan'ın ta kendisidir" veciz sözün sahibi büyük ressam.
bu kokuşmuşluk, yozlaşmışlık, yüzyılından evveli halkların uzun boylu yürekli lideri.
devletsiz,sömürüsüz, patronsuz, pezevenksiz sosyalist bir dünya'yı insanlara anlattığım da bazı kişiler "hadi canım bunlar ütopya" diyorlar.
bence bu kapitalist ücretli kölelik düzeninin sürdürülebilir olduğunu düşünmek ütopya.
bence bu kapitalist ücretli kölelik düzeninin sürdürülebilir olduğunu düşünmek ütopya.
kendisine atatürk'ün partisi diyen, bu yüzden atatürk'ü sürekli seçim kayıp eden parti lideri konumuna sokan komformist solcuların ve belediye çorbacılarının 6 kazık partisi.
(bu söylediklerim parti ağaları içindir. chp'nin değerli tabanını bundan tenzih ederim).
(bu söylediklerim parti ağaları içindir. chp'nin değerli tabanını bundan tenzih ederim).
bu dayı'yı 1960 darbesin de sırf çok yaşlı dyie asmadılar, darbe'den 26 yıl sonra 108 yaşın da öldü. bence böyle bir yamuk yapacağını bilseler asarlardı.
kendisi de bir darbeyle halkın oyuyla geldiği cumhurbaşkanlığından edilse de 1980 darbesini ve faşist katil kenan evren'e tv'den ve gazeteler den her fırsatta methiyeler düzerdi.
kendisi de bir darbeyle halkın oyuyla geldiği cumhurbaşkanlığından edilse de 1980 darbesini ve faşist katil kenan evren'e tv'den ve gazeteler den her fırsatta methiyeler düzerdi.
bu filmin yönetmeni natuk baytan dünya sinema okullarında "tadında absürd film nasıl yapılır" konusunda dersler vermesi gerekirdi sağlığında.
bünyesinde kemal sunal ve şevkat altuğ gibi iki oyunculuk abidesi bulunduran üzerine düşünülesi komedi. oya aydoğan'ın kötü oyunculuğu sırıtıyor ama o kadar da olur
bünyesinde kemal sunal ve şevkat altuğ gibi iki oyunculuk abidesi bulunduran üzerine düşünülesi komedi. oya aydoğan'ın kötü oyunculuğu sırıtıyor ama o kadar da olur
eski ilkel arap kabilelerinde kabile herşey demekti. bir kabileye ait değilseniz hiç bir dünyanız ve yaşamınız olamazdı. bu aidiyet fetişizmi ne yazık ki günümüzde de belki daha sağlıksız bir biçimde süregelmektedir. ibni haldun'dan beni çarpan bir söz okudum geçenlerde ''insan babasının oğlu değil alışkanlıklarının oğludur'' diyor. yazık ki günümüz toplumu çoğunluğun fikrinin azıcık dışına çıksa kendini savunmasız çıplak hisediyor.
güzel sevmekte değil maharet. bir kadını ahmed arif kadar güzel sevebilmekte marifet.
istanbul'da ki sevdiği kadına mektup gönderebilecek parayı bulmak için hammalık yapmakta bazen. hiç eli eline değmemiş bir kadına hemde. aşkının yalnızlığında sevgisini kalabalıklaştırmak. toplumsallıkta sevdiği kadını şiire dönüştürmek. yenilmiş gözler ama dimdik bakışlar.
aşkta idolu ahmed yiğitliği olmayan erkek kadın sevmesin.
büyük usta maphusla daha yirmili yaşlarında tanışmış. trende iki yanında iki jandarma bir cezaevin den başka bir cezaevine nakil edilirken bir teyze acımış haline. azığını bölüşmüş arifle. suçun nedir diye sormuş teyze.
ahmed arif "komünistlikten" yatarım teyze dese olmaz.
"sevdandandır" demiş.
teyze de sanmış ki arif kız kaçırmaktan yatıyor. "iyi oğlum iyi evlenir çıkarsın" demiş.
ahmed arif yalan söylemiyordu. onun en büyük sevdası halkı ve ülkesiydi. sevdiği kadınları da bu güzel halk ve güzel ülke'nin kökleri kadar derin seviyordu.
istanbul'da ki sevdiği kadına mektup gönderebilecek parayı bulmak için hammalık yapmakta bazen. hiç eli eline değmemiş bir kadına hemde. aşkının yalnızlığında sevgisini kalabalıklaştırmak. toplumsallıkta sevdiği kadını şiire dönüştürmek. yenilmiş gözler ama dimdik bakışlar.
aşkta idolu ahmed yiğitliği olmayan erkek kadın sevmesin.
büyük usta maphusla daha yirmili yaşlarında tanışmış. trende iki yanında iki jandarma bir cezaevin den başka bir cezaevine nakil edilirken bir teyze acımış haline. azığını bölüşmüş arifle. suçun nedir diye sormuş teyze.
ahmed arif "komünistlikten" yatarım teyze dese olmaz.
"sevdandandır" demiş.
teyze de sanmış ki arif kız kaçırmaktan yatıyor. "iyi oğlum iyi evlenir çıkarsın" demiş.
ahmed arif yalan söylemiyordu. onun en büyük sevdası halkı ve ülkesiydi. sevdiği kadınları da bu güzel halk ve güzel ülke'nin kökleri kadar derin seviyordu.
o bir çay istemişti, trenin içinde
biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin
o bir dile sığınmıştı, sözü içinde
yolu yoluma çıkmıştı, çölü içinde
ben eski kalmıştım, senin içinde
oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni!
düşü geçtik, kendine bakabilirsin
o bir bende kırılmıştı, hayli içimde
ıssız otağ kurulmuştu, canım içinde
oysa kaç bahçe yerine açmıştım seni!
kimi geçtik, kimseye sorabilirsin
Muhteşem dizlerinin sahibidir.
biz tren yolcusuyduk, çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!
aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin
o bir dile sığınmıştı, sözü içinde
yolu yoluma çıkmıştı, çölü içinde
ben eski kalmıştım, senin içinde
oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni!
düşü geçtik, kendine bakabilirsin
o bir bende kırılmıştı, hayli içimde
ıssız otağ kurulmuştu, canım içinde
oysa kaç bahçe yerine açmıştım seni!
kimi geçtik, kimseye sorabilirsin
Muhteşem dizlerinin sahibidir.
ben birazdan kalkıp sirkeci'ye gideceğim
sevgilim trene binip gidecek
bir zaman hiç güneş doğmayacak sabah olmayacak, bir zaman
dünyada değilmişiz gibi korkacağız.
bunlar hep olacak ruhum
bir gün bakacağız istanbul güzel
ondan sonra her gün istanbul güzel.
eskiden çok eskiden bu dünya daha bir güzelmiş mesela
bu bulutlar bu gökyüzü uzanınca dokunacağımız bir yerdeymiş
şimdi şiirdeymiş bunlar
her şey bu hesap ruhum
Muhteşem dizlerinin yazarıdır.
sevgilim trene binip gidecek
bir zaman hiç güneş doğmayacak sabah olmayacak, bir zaman
dünyada değilmişiz gibi korkacağız.
bunlar hep olacak ruhum
bir gün bakacağız istanbul güzel
ondan sonra her gün istanbul güzel.
eskiden çok eskiden bu dünya daha bir güzelmiş mesela
bu bulutlar bu gökyüzü uzanınca dokunacağımız bir yerdeymiş
şimdi şiirdeymiş bunlar
her şey bu hesap ruhum
Muhteşem dizlerinin yazarıdır.
antakya yöresin de "oruk""dediğimiz harika lezzet. ülkemizin çeşitli yörelerin de kızartılıp veya haşlansa da biz tepsiyle çarşı fırınına göndeririz.
bütün replikleri ezbere bilsem de, hala hala hala izliyorum.
"anne şeker paketin den et çıktı"
"karbonhitrat şişmanlatıyor dedik, protein getirdik"
"anne şeker paketin den et çıktı"
"karbonhitrat şişmanlatıyor dedik, protein getirdik"
elin holywood'u çok güzel psikolojik gerilim, psikolojik drama falan yapa dursun psikolojik komedi yapabilmek hala bizim ferhan ustamıza özgü bir başarı. bölümler youtube'de var. bence boş zamanlarınızda izlemeyin zamanınızı ustanın bu klasiğini izleyerek dolu hale getirin
bakışlarımın izlerini taşıyan giysilerin, tüketecek ömürlerini birer birer...
ibni haldun der ki "insan babasının değil alışkanlıklarının oğludur" bu herkese benzeyen alışkanlıklarımızı ne yazık ki aidiet hissetiğimiz dar toplum belirliyor. herkese benzeyen sığ paradigmalarımızıda öyle. belki bu yüzden doğduduğumuz günden itibaren hiç bir aidiet hissimiz sağlıklı gelişemiyor ve aidiyet fetişisti pskikopatlar olarak dunyadan gelip geçiyoruz.
kurbanı olurum kendisinin. bir konserinde kadınlara "antakya'dan" sevgili yapmalarını salık vermiştir. sezen aksu türkiye sanat camiasında ki en çok kişiyle aşk yaşamış kadın sanatçıdır. çok büyük paralar teklif edilmesine rağmen hiç bir ürünün reklamında oynamamıştır. halkına hiç para almadan antakya'lı sevgili önerdiyse mutlaka bildiği vardır.
lumpen türkiye erkekliğinin, iki yüzlülüğü ve zulmü altında kırk yıldır sömürülen kadındır. bu orhan gencebay denen lumpen, şarkılarında sevdiği kadına duyduğu aşkı böğrürken, filmlerde nikahın olmayan bir kadının eline değmenin şerefsizlik olduğunu anlatırken, çocuğunun annesine böyle bir haysiyetsiz yaklaşımdan geri durmamıştır.
murathan mungan'ın çok doğru tespiti bu durum için gayet geçerlidir. türkiye insanının resmi dini iki yüzlülüktür.
orhan gencebay gibi lumpenler, adamlık satan halkımızın da sürekli bu içi boş ürünü hap gibi yutmasından zevk aldığı garip oluşumların adıdır.
murathan mungan'ın çok doğru tespiti bu durum için gayet geçerlidir. türkiye insanının resmi dini iki yüzlülüktür.
orhan gencebay gibi lumpenler, adamlık satan halkımızın da sürekli bu içi boş ürünü hap gibi yutmasından zevk aldığı garip oluşumların adıdır.
kutsal kitaplarda süleyman'ın kuşların dilini bildiği yazar. oysa süleyman'ın bildiği dil o dönem bayraklarında "kuş" resmi olan bir devlette yaşayan insanların konuştuğu dildir. bayraklarındaki kuş resminden dolayı bu halk "kuşlar" diye bilinirdi.
yine kutsal kitaplara göre, süleyman ünlü mabedi yaptırırken iblis mamâsındaki şeytanlardan yardım aldığıdır. oysa süleyman'ın yardım aldığı kişiler o dönemde mesleki zekaları hasebiyle "şeytan" lakabı takılan ünlü mimarlardır. aynı rıdvan dilmen'e futbol zekasından ötürü "şeytan rıdvan" denilmesi gibi.
anlıyacağınız dinler büyük bir yanılsamadır. amaaann banane yaa.
yine kutsal kitaplara göre, süleyman ünlü mabedi yaptırırken iblis mamâsındaki şeytanlardan yardım aldığıdır. oysa süleyman'ın yardım aldığı kişiler o dönemde mesleki zekaları hasebiyle "şeytan" lakabı takılan ünlü mimarlardır. aynı rıdvan dilmen'e futbol zekasından ötürü "şeytan rıdvan" denilmesi gibi.
anlıyacağınız dinler büyük bir yanılsamadır. amaaann banane yaa.