zengin sözlük yazarlarının tespitleri

leonidass
kadınların büyük bir kısmı çekici olmayı bedeniyle sağlamaya çalışıyor. Bu, çoğu zaman benim gibi sapyoseksüeller için eğlence kaynağı oluyor.
sos
hayatım boyunca apartmanlardan uzak bir yerdeydi evimiz. en yakın apartman 500 metre uzağımızdaydı. etrafımızda bahçelikler ve ağaçlar vardı.

1-2 aydır apartmanlarla iç içe olan yeni evimizde oturuyorum. şunu farkettim. apartmanlar iç içe, yan yana, sırt sırta olunca ses daha fazla yankı yapıyor. yankı da sesin şiddetini en az ikiye katlıyor. gürültü artıyor.

park apartmanların ortasında kalıyor. ulan adam parkta ceviz kırıyor, (mecaz değil bildiğin cevizi taşla kırıyor, ben de anlam veremedim, git evinde kır ye değil mi? neyse) kırdığı cevizin sesi neredeyse tüm muhitte duyuluyor.

böyle bir saçmalık olabilir mi? oluyor.

işte ben de böyle bir tespit yaptım. (alkış)

edit:
dobra bir inşaat firmasına slogan buldum.

daha az sesle daha fazla gürültü ister misiniz? o zaman gelin beton ile yaptığımız dikdörtgen prizmalarımızla tanışın. yaşam alanınızda sağınız beton, solunuz beton ve arkanız ve de önünüz beton olacak. kısaca her yer beton olacak!
olacak o kadar
iki üstte demokrasi konusunu açıklığa kavuşturduktan sonra çomarlık hakkında iki kelam buyurmak istedim.

Gerçi bu tabir bana zamanında inanılmaz itici gelirdi lakin artık gelmiyor. Sözcük belki aşağılayıcı geliyor ama olsun. Nasılsa her birimiz diğerinin çomarıyız. bunu böyle onlarca kategoride kalem kalem işleyebiliriz sanırım buna sosyoloji diyoruz.

Neyse efendim, kanımca ülkede bir devrim gereksinimi var. Tabi bahsettiğim topla tüfekle yapılan cinsten değil. Bir kültür devrimine ihtiyaç var. Bunu ortaçağ avrupası keşifler, uzakdoğu matbaa, abd ise bilim-teknoloji ile yapmış. Tabi bizde de tarihin birçok döneminde bu tür başarılı girişimler olmuş lakin gerek uzakdoğu kültürü gerek kıta avrupası ve abd'si bunu artık sürekli günceller oldu, biz ise seyreyler. Tabiki kimse bir toplumdaki her bireyin birer filozof olmasını beklemez lakin nasil sinema, spor, görsel sanatlar gibi dallarda toplumlar ekol olunabiliyorsa pekâlâ bunu sabah işe gitme periyodundan gece seks sonrasına kadar yaygınlaştırmak mümkündür.

Bize verilen ilk emir "ikra". Şüphesiz Muhteşem birşey olmalı bu. Hep derim son 3 nesil bu memlekette kayıp nesildir. Biat ve bidatlarla yetiştirilmiş, hamdolsun sözcüğünü çok yanlış anlayıp maun suresini sadece arapça okumuştur. Kadın dövmenin bir güç gösterisi, pompalı tüfeğin bir varlık sebebi olduğu, okuyanın şerrinden korkulmasi gerekliliği, çalışanın hakkını gasp etmenin ticari zeka, olmayan birşeyi varmış gibi göstermenin danışmanlık hizmeti olarak görülmesi... örnek çok. Tabiki neden yaşadığın bu toplumu bu kadar kotuluyorsun diyenler olabilir. Saygılar şelale. Abd'nın rednackleri var bununla ilgili de birçok kelam edebilirim lakin önce kendi kapimizin önünü süpürmek icap ediyor.

Kelimenin gerçek manasını irdelemeden diyebileceklerim şimdilik bu.
olacak o kadar
Demokrasi denilen aygıtın fazla pohpohlandığını düşünüyorum. Tabi ilk görüşte aşk gibi.. tanımı yapıdğnda kulağa pek bir hoş geliyor lakin tanımının hakkını tamamıyla verebilmesi için toprak üzerinde yaşayan yurttaşların hemen hemen tamamının çok iyi eğitimli ve belli bir entelektüel seviyenin üstünde olması gerektiği inancındayım. Aksi halde ne insanoğlunun koyduğu adalet ne de yapmış olduğu seçimler çok güven vermiyor. Klişe bir laf vardır ya her toplum hak ettiği gibi yaşar, benim fikrim işte tam bu yönde. Halk kendi içerisinde geleneksel bir pozitif ekol yaratma yönünde umut vaadetmiyorsa, demokrasi denen sözcükte külli zırvalık manasına geliyor.
ontolojik sancilarimin merhemi
güven vaat eden her odak müşteri ya da alıcı arıyordur. bir kere güven vaat edilebilen bir şey değil. onu kendi kontrolümüz dışındaki şeylere duyumsarız. bizden, ebesiz bir şekilde doğar ve kesinlikle bir hedefi olmak zorundadır (tıpkı korku gibi).
ontolojik sancilarimin merhemi
iki insan birbirine sokulup o mucizevi dokunuşu yaşadıktan, yani her şeyi kazandıktan sonra artık uzaklaşmanın zamanı gelmiş demektir. aksi halde her şeyi kaybedip hiçbir şey kazanamazlar. bundan sonraki süreç, o narin içinizde biriken gerilimin zamanla boşalması ve bitmesine sahne olacak. kimse kimseyi kandırmak istemiyorsa eğer.
kozmos
Kadınlar bindiği dalı kesmeden önce muhakkak başka bir dala tutunur, bu evrimsel süreçle gelen bir mirastır, içgüdüseldir, hayatta kalmak adınadır. Mantıklıdır.
ontolojik sancilarimin merhemi
birileri sizin için yatırım yapıyorsa, risk alıyorsa bu dikkate değer. gerçek yatırımcılara artık pek rastlayamıyoruz. rahatsız edici bir söylem aslında; yatırımcı dediğim, iman şövalyesi. bir denizin, üzerinde konuşlandığı oyuktaki dingin hareketi gibi sizi tefekkür ediyorsa, size dünyevi ilişkilerinin üzerinde tuttuğu bir bağla bağlıysa, ki bunları doğrulatıp yanlışlatamıyoruz, orada dikkat kesilmek gerekebilir. ben yine de böyle birinin zaten bize olan duygularını bizim aracılığımızla aşacağını düşünüyorum. bir araya gelişin en cazibeli riski bu.
hunyadi
Her şeyiyle güzel ülkemin yeni çağa ayak uyduracağı günleri getirecek insanların kravatlı, takım elbiseli, plaza ağzıyla konuşan veya bürokrasinin içinde yer alan, siyasete bulaşmış insanlar olmayacağına eminim.
bir istanbul trajedisi
ben bu hayatta şunu öğrendim, kıskanılmak için illa çok başarılı, çok çalışkan, çok güzel ya da çok zengin olmanıza gerek yok, birilerinin sizi sevmesi, değer vermesi yeterli. yani insanlar sizin yapmadığınız şeyler yüzünden bile sizi kıskanabiliyor, işte küçülmek bu kadar kolay. bunu da bilin istedim.
cisi gelen sanat tarihcisi
Merhabalar. Bunun yeri burası mı, değil mi bilmiyorum ama yazacağım.

Amacım, hiçbir zaman, hiçbir şekilde, kimseye hakaret etmek olmadı/olamaz.
Şayet ki yazacaklarımdan bir hakaret çıkartılacak ise, bundan dolayı şimdiden özür dilerim. İnsanların canını sıkmaya haddim olduğunu hiçbir zaman düşünmüyorum.

Gelelim konuya, dün gece yarısı açılmış bir başlık ve bu başlığı açan arkadaşın, burada olmaması gerektiğine inandığım birkaç girdisine denk geldim.

Ekşi'nin, İnci Sözlük'vari trollerinden bıktıgım için oraya devam etmedim, instela'dan da bu yüzden kaçtım geldim.

Buraya bilgilenmeye ve bilgilendirmeye, çoğu zaman da bunu yaptığımız sırada gülüp eğleneceğimiz girdiler de girmeye geliyoruz.
Ama bunun bir dozu var ve bu doz, karşıdaki insana hakaret etmeye başladıktan sonra çok gereksiz bir hal alıyor.

Bunu yapan arkadaş umarım beni anlar. Bundan çok mutluluk duyacağım. Zira, burası farklı bir platform olduğunu düşündüğüm nadir yerlerden birisi, buraya gelip iyi hissediyorum. Uzun süredir tatmadığım mutluluğu tadıyorum. En yakın dostlarım da benim gibi burayı evleri benimsemiş haldeler.
Komayın bizi evimizden be...
kozmos
Siyaset veya idare, yönetim veya yönetme, çok kirli olduğu kadar çok mukaddes de bir sanat. Gerçek manada muazzam bir sınanma çeşidi.
icgqhs
Bu insanlar ne zaman diğer insanların fikirlerine saygı duyacak acaba?
Kendinden farklı birini kabullenecek?
Hakaret etmeden cümle kuracak?
Bunu tespit edince ışıklar içinde olacağım...
singur
Hayatta şanslı olduğum tek bir yer var başka bi yerde başka bi mevzuda tam tersi. o da bi sebepten araçla yolda kaldığımda birileri yardım ediyor. Bugüne kadar hiç şaşmadı. Gece gündüz dağda bayırda birileri hatta bikaç kişi geldi kendi yardım etti. En yakın dostun olsa o kadar uğraşmaz. En son bugün, yaşlı bi amca geldi sordu, sonra gitti birilerini buldu getirdi. O anda başka biri geldi o bişeyler yaptı. Başka bi yer de asla bi şans vurmaz bana.
ontolojik sancilarimin merhemi
Ekşide takip ettiğim bir yazar vardı. Omurgası parçalanmış frida ( anladınız siz) her gün neredeyse 3-4 entryi debeye girerdi. Bu kadar kısa sürede ard arda nasıl bu kadar uzun giri yazabiliyor diye geçirirdim içimden. Çoğu zaman; “ ben bunu daha önce okumuştum “ da derdim. Meğer evrim ağacından aşırıyormuş girileri. Tabii bu ortaya çıkınca tası tarağı toplayıp gitti. Tespit mi ? Tam ortada duruyor. Afiyet olsun.
1 /