Büyük cesarettir göt ister.
intihar etmek
Benliğin cisme, kişinin topluma okuduğu manifesto eylemi. Tanımı muğlak bir halet-i ruhiyeden zuhur eden bu eylem, ardında en az bir düzine hayalkırıklığı bırakır. Hayalkırıklığına düçar olanların bir kısmı, intihar edeni "bencil" diye tanımlar. Kalan kısmı üzülür, bir iki kişi için de acının sene-i devriyesi mütemadiyen kanar durur. En çok üzüldüğüm insan şu: intihar edip ardında bıraktığı yazılı ya da sözlü metinde vasiyeti yerine getirilmeyendir. Balıklara yem olmayı, cesedinin yakılmasını vasiyet ediyor, ama sonrasinda camii avlusu, musalla taşı... İntihar tek kişilik bir eylem değildir.
kişinin kendi iradesiyle yaşamına son vermesidir. gençlik hezeyanları, maruz kalınan travmatik durumlar haricinde çok da dramatik bir şey gibi gelmiyor. sonuçta yaşamak nasıl bir haksa bu haktan feragat etmek de bir çeşit irade bildirimidir.
hepimiz her canlı gibi doğup, büyüyüp yaşlanıyoruz ve yüksek müsaadenizle ben hiç tanımadığım birinin vicdanına emanet şekilde herhangi bir huzurevinde ölmek istemiyorum.
hepimiz her canlı gibi doğup, büyüyüp yaşlanıyoruz ve yüksek müsaadenizle ben hiç tanımadığım birinin vicdanına emanet şekilde herhangi bir huzurevinde ölmek istemiyorum.
elbetteki intihar eden insanlarla ilgili genel kanı bunu dengesiz bir psikolojiyle yaptıklarıdır. bu kanı bir yere kadar bilimsel olarak doğru da kabul edilebilir. fakat iş bana gelince her şey değişir. şimdilik veya gözle görünür bir zamanda intihar etme eylemselliğinde bulunacağımı sanmıyorum.
fakat daha önce bir çok kere uzun uzun intihar mektupları yazmışlığım var. bu konuda yeterince ustalaşmak isterim. bu eylemselliği gerçekleştirirsem, insanları bunun psikolojik bir buhranın getirdiği, mantıksız bir sapma sonucu aldığım karar olmadığı konusunda ikna etmek isterim. hatta becerebilirsem, hayatımda yaptığım en mantıklı eylemsellik olduğunu ispatlamak isterim.
kimsenin kimseyi sevgisiyle bile bir duygusal tahakkümle yaşatmak gibi fiiliyatı olmamalı. herkes seçeceği yolda özgürdür. edilmesini asla önermem. son ana kadar pozitif bir çıkış alanı elbette vardır. lakin bazen bu eylemselliği gerçekleştiren insanların lince uğrattıklarını görmekteyim. bunu asla hakketmiyorlar.
fakat daha önce bir çok kere uzun uzun intihar mektupları yazmışlığım var. bu konuda yeterince ustalaşmak isterim. bu eylemselliği gerçekleştirirsem, insanları bunun psikolojik bir buhranın getirdiği, mantıksız bir sapma sonucu aldığım karar olmadığı konusunda ikna etmek isterim. hatta becerebilirsem, hayatımda yaptığım en mantıklı eylemsellik olduğunu ispatlamak isterim.
kimsenin kimseyi sevgisiyle bile bir duygusal tahakkümle yaşatmak gibi fiiliyatı olmamalı. herkes seçeceği yolda özgürdür. edilmesini asla önermem. son ana kadar pozitif bir çıkış alanı elbette vardır. lakin bazen bu eylemselliği gerçekleştiren insanların lince uğrattıklarını görmekteyim. bunu asla hakketmiyorlar.
Her şeyden vazgeçmek olarak bilinir fakat aslında hiçbir şeyden vazgeçemeyecek kadar cesaretsiz olup içindeki o cesaretsizden vazgeçmektir. Bundan dolayı da yalnızca güçsüz insanların verebileceği bir karar olabilir.
bir karar karar değil, sonuçtur. ''intihar'' kavramıyla alakalı en çok konuşulan şey ise zaten intihar kararı almak konusudur. kendisiyle alakalı konuşulacak pek bir şey yok zira, ölüm yani ne konuşulabilir ki? öte yandan, kararı almak, uygulamaktan daha uzun bir süreç ister. bu sebeple ''intihar'' tekelinde konuşulan şey esasen, ölüm, kişisel kıyım olan şey değil, bu karardır.
Hayata ültimatom vermektir.
Bu ültimatom sonrası kalanlara konu komşu mevladan sabrı cemil dileyedursun, bir de yazılı bir not kalır. İntihar notu olarak bilinen bu satırlar, kişinin son sözleridir. Bu eylemin kırık bir yanı vardır; kalanların içlerinde. Bir nevi mecruh bir fay hattı ve mütemadiyen depreşir durur olur olmaz yerlerde.
Çocuklar ağlar diye intihar etmemeli insan... ama kim bilir o insanın şuur altını. İntihar bambaşka bir hâlet-i rûhiyedir. Acısından ve haberinden rabb korusun.
Bu ültimatom sonrası kalanlara konu komşu mevladan sabrı cemil dileyedursun, bir de yazılı bir not kalır. İntihar notu olarak bilinen bu satırlar, kişinin son sözleridir. Bu eylemin kırık bir yanı vardır; kalanların içlerinde. Bir nevi mecruh bir fay hattı ve mütemadiyen depreşir durur olur olmaz yerlerde.
Çocuklar ağlar diye intihar etmemeli insan... ama kim bilir o insanın şuur altını. İntihar bambaşka bir hâlet-i rûhiyedir. Acısından ve haberinden rabb korusun.
İnsanın kendi yaşamını kendine göre sebepler dahilinde sonlandırmasıdır. Bir kaç kez denemiş olmama rağmen başarılı bir sonuç elde edemedim. Bir daha dener miyim bilemiyorum.
eylemlerin hasıdır. cesaretsizlik olarak görmek kadar cesaret örneği olarak da konumlandırılabilir. sebebi yaşamaktan korkmak ya da bıkmak veya hayatın kahrını çekememek olmayabilir ve kişi yaşama karşı ölümü onurlandırmak isteyebilir pekala. ya da onursuzca yaşamak yerine onuluca ölümü tercih edebilir. neyse halet meselesi. özkıyımlarını takdir ve takdis ettiğim insanların yüzü suyu hürmetine intiharı bir kaçış olarak görenleri ve/veya niteleyenleri eleştirmeyeceğim.
Kacmaktir.
Cozulmeyen sorunlara dayanamamaktir.
Kolay bir secim degildir elbette, kendimden biliyorum. Ancak her sorunun bir cozumu vardir.
Hayat savasmaya degiyormus gencler. Savasmasaydim buraya yazamazdim. O durumda yazabilseydim zaten hepiniz korkudan zicmistiniz, o da ayri mevzu.
Neyse, intihar etmek istemeyen kizlar eklesin.
Ya da mesaj atsin. O da olur.
Cozulmeyen sorunlara dayanamamaktir.
Kolay bir secim degildir elbette, kendimden biliyorum. Ancak her sorunun bir cozumu vardir.
Hayat savasmaya degiyormus gencler. Savasmasaydim buraya yazamazdim. O durumda yazabilseydim zaten hepiniz korkudan zicmistiniz, o da ayri mevzu.
Neyse, intihar etmek istemeyen kizlar eklesin.
Ya da mesaj atsin. O da olur.
nedeninin önemi olmayan, ardında saçmasapan bir hayat bıraktıran eylemdir. ölüm hak miras helal derler. böylesi ne haktır ne de helal.
ardında kalan insanlar cenaze töreninden sonra asla bundan bahsetmezler ve bahsedilmesinden de hoşlanmazlar. içlerinde ise hep " acaba bir çare bulabilir miydik? " sorusu kalır.
ardında kalan insanlar cenaze töreninden sonra asla bundan bahsetmezler ve bahsedilmesinden de hoşlanmazlar. içlerinde ise hep " acaba bir çare bulabilir miydik? " sorusu kalır.
elbette kimsenin aklına son çare olarak bile getirmemesi gereken eylemselliktir. tanımı yaptık, merama geçebiliriz.
aslında en gürültüsüz insan eylemselliğidir. bir bütün çaresizlik içinde çare yaratıp yaşayan insanlara saygım elbette çok büyük. fakat bu maymunlar ve zombilik cehennemi haline gelmiş yaşamda kimseye zarar vermeyip giden insanların arkasından denmedik laf bırakmayan kişiler görünce çok üzülüyorum. sanırım bu da bir linç çeşidi. korkarım ki linç artık her yerde. yaşarken de öldükten sonra da kurtulanamayabiliniyor. fakat bilin ki gidenin çok da sknde olmuyorsunuz artık.
süreç bilin ki bir çok çare ve çaresizlik olasılığı düşünülerek alınmış bir karar süreci oluyor. bu yüzden, bu tür bir eylemsellikle giden güzel insanlara geri zekalı, veya ruh hastası gözüyle bakmayı bırakın artık.
ben böyle bir sürece girecek olsam eylemi mutlaka pazartesi yapardım. cuma mübarek gün, cumaları gezegeni insanların başına iş çıkartarak gitmek istemem. bu arada ben ateistim. fakat cuma gerçekten güzel bir gündür. ertesi gün tatil. namazıdır, mezarıdır, taziyesidir mafhetmek istemem insanların hafta sonunu. hem belki mucizeler vardır ve hafta sonu gerçekleşerek ölmeye gerek kalmaz. kimse güle oynaya ve isteyerek intihar etmez haliyle. çaresizlikten veya utançtan gerçekleştirir bu eylemselliği.
kesinlikle kendimi son ana kadar depresif, kederli bir hale sokmazdım. aksine paramın son kuruşuna kadar harcayarak her şeyin biraz tadını çıkartmaya ve keyif almaya bakardım. zaten çok da param yok. hatta korkunçtur ki eşek gibi çalışmama rağmen genelde hiç param yok.
bol bol film izlerdim ben de. genelde komedi filmeri izleyerek atabildiğim kadar çok kahkaha atmaya çalışırdım. komedi filmi olmasa da durumsallıkla tamamen alakalı olan ''on of'' filmini bir kez daha izlerdim.
mutlaka 8-10 sayıfalık bir mektup yazardım. son kez uzun uzun kafa sikmeyeceksen intihar etmenin zevki nerede? hem o arada çok sevdiğim şarkıları bir kez daha dinleme şansım olurdu.
mutlaka kansız bir son hazırlardım kendime. bir yerlerden atlayarak yahut mermiyle, bıçakla kanlı gitmek istemezdim. insanlara iş çıkmasın daha fazla benim yüzümden.
çalıştığım hastanede her gün mutlaka bir kaç kez morga ex götüren bir temizlik görevlisi görüyorum. görevli arkadaş duruma oldukça yabancı haliyle. onca işi arasında bir de bu angarya çıkıyor başına. maaş asgari ücret, iki göz odada kaç boğaz yolunu gözlüyor allah bilir. bir de seni mi dert edecek.
nasıl verebilecekler beni böyle bir temizlik görevlisine soğuk çöplüğe götürmesi için tek başıma. ne güzel hayallerim ve umutlarım vardı daha benim.
offf ulann off!!!
aslında en gürültüsüz insan eylemselliğidir. bir bütün çaresizlik içinde çare yaratıp yaşayan insanlara saygım elbette çok büyük. fakat bu maymunlar ve zombilik cehennemi haline gelmiş yaşamda kimseye zarar vermeyip giden insanların arkasından denmedik laf bırakmayan kişiler görünce çok üzülüyorum. sanırım bu da bir linç çeşidi. korkarım ki linç artık her yerde. yaşarken de öldükten sonra da kurtulanamayabiliniyor. fakat bilin ki gidenin çok da sknde olmuyorsunuz artık.
süreç bilin ki bir çok çare ve çaresizlik olasılığı düşünülerek alınmış bir karar süreci oluyor. bu yüzden, bu tür bir eylemsellikle giden güzel insanlara geri zekalı, veya ruh hastası gözüyle bakmayı bırakın artık.
ben böyle bir sürece girecek olsam eylemi mutlaka pazartesi yapardım. cuma mübarek gün, cumaları gezegeni insanların başına iş çıkartarak gitmek istemem. bu arada ben ateistim. fakat cuma gerçekten güzel bir gündür. ertesi gün tatil. namazıdır, mezarıdır, taziyesidir mafhetmek istemem insanların hafta sonunu. hem belki mucizeler vardır ve hafta sonu gerçekleşerek ölmeye gerek kalmaz. kimse güle oynaya ve isteyerek intihar etmez haliyle. çaresizlikten veya utançtan gerçekleştirir bu eylemselliği.
kesinlikle kendimi son ana kadar depresif, kederli bir hale sokmazdım. aksine paramın son kuruşuna kadar harcayarak her şeyin biraz tadını çıkartmaya ve keyif almaya bakardım. zaten çok da param yok. hatta korkunçtur ki eşek gibi çalışmama rağmen genelde hiç param yok.
bol bol film izlerdim ben de. genelde komedi filmeri izleyerek atabildiğim kadar çok kahkaha atmaya çalışırdım. komedi filmi olmasa da durumsallıkla tamamen alakalı olan ''on of'' filmini bir kez daha izlerdim.
mutlaka 8-10 sayıfalık bir mektup yazardım. son kez uzun uzun kafa sikmeyeceksen intihar etmenin zevki nerede? hem o arada çok sevdiğim şarkıları bir kez daha dinleme şansım olurdu.
mutlaka kansız bir son hazırlardım kendime. bir yerlerden atlayarak yahut mermiyle, bıçakla kanlı gitmek istemezdim. insanlara iş çıkmasın daha fazla benim yüzümden.
çalıştığım hastanede her gün mutlaka bir kaç kez morga ex götüren bir temizlik görevlisi görüyorum. görevli arkadaş duruma oldukça yabancı haliyle. onca işi arasında bir de bu angarya çıkıyor başına. maaş asgari ücret, iki göz odada kaç boğaz yolunu gözlüyor allah bilir. bir de seni mi dert edecek.
nasıl verebilecekler beni böyle bir temizlik görevlisine soğuk çöplüğe götürmesi için tek başıma. ne güzel hayallerim ve umutlarım vardı daha benim.
offf ulann off!!!
Bazen insan düşünmüyor değil ama engeller var çocuklarım,eşim annem,vb. Uzar gider. Onlar üzülmesin diye ben hergün üzülüyorum.
Tanım: toplum ve dini açıdan çok ayıp ve hoş karşılamayan davranış.
Tanım: toplum ve dini açıdan çok ayıp ve hoş karşılamayan davranış.
Bu eylemselliği gerçekleştirecek birey önceden çok dillendirmez genellemesi ne kadar doğru bilmiyorum. İntihar etmek durumunun anlık bir fiil değil süreç olduğu kanaatindeyim.
En az yaşamak kararı kadar intihar etmek süreci de olağan üstü bir süreçtir. İnsan ruhu bir kazana atılmışçasına yoğun kaynar durur bu süreçte. Daha önce bir çok yamayla mükemmeleştirdiğiniz sayısız anlamsallık kaotik bir entropiye dönüşür. Doğadaki ve insanlardaki bütün çelişkiler kıl kıl dağılır, çözülür bu süreçte. Zaten kendinizi çoktan param parça etmişsinizdir. Elinizde tuttuğunuz ruhunuzun yumakları kötü kokusu dayanılmazdır. Ellerinizden zaten nefret ediyorsunuzdur artık.
Gezegenler ve sonsuz uzay yıldızlar kadar çok nedenleri olabilir bu halin. Hepsinin son tahlildeki formülasyonu çaresizliktir. Dayanılmazlık ve dayanışılmasızlıktır.
Uzun süredir herkese çok ayıp olur diye intihar etmiyorum. Ulan yüz binlerce güzellik arasından böyle bir yaşama sebebi süzer mi insan kendine? Her şeyin entropisinden gelen koku burnumun direğini kırıyor.
Viktor hugo'nun da ölmeden önce dediği gibi.
"Işık, ne olur biraz daha ışık"
En az yaşamak kararı kadar intihar etmek süreci de olağan üstü bir süreçtir. İnsan ruhu bir kazana atılmışçasına yoğun kaynar durur bu süreçte. Daha önce bir çok yamayla mükemmeleştirdiğiniz sayısız anlamsallık kaotik bir entropiye dönüşür. Doğadaki ve insanlardaki bütün çelişkiler kıl kıl dağılır, çözülür bu süreçte. Zaten kendinizi çoktan param parça etmişsinizdir. Elinizde tuttuğunuz ruhunuzun yumakları kötü kokusu dayanılmazdır. Ellerinizden zaten nefret ediyorsunuzdur artık.
Gezegenler ve sonsuz uzay yıldızlar kadar çok nedenleri olabilir bu halin. Hepsinin son tahlildeki formülasyonu çaresizliktir. Dayanılmazlık ve dayanışılmasızlıktır.
Uzun süredir herkese çok ayıp olur diye intihar etmiyorum. Ulan yüz binlerce güzellik arasından böyle bir yaşama sebebi süzer mi insan kendine? Her şeyin entropisinden gelen koku burnumun direğini kırıyor.
Viktor hugo'nun da ölmeden önce dediği gibi.
"Işık, ne olur biraz daha ışık"
bugün üst üste 8-10 leman sam şarkısı dinleyerek denediğim eylemselliktir. süründürdü fakat öldürmedi. üzerine 3-5'de 80'li, 90'lı yıllar sezen şarkısı sapladım kendime lakin yine de kanadım kanadım ölmedim.
intiharcı arkadaşlara deneyselliklerinde başarılar dilerim. (mecazi denemelerden bahsediyorum elbette. gençlerin deyimiyle temsili olarak)
intiharcı arkadaşlara deneyselliklerinde başarılar dilerim. (mecazi denemelerden bahsediyorum elbette. gençlerin deyimiyle temsili olarak)
çevremdeki insanların normal yaşayışlarını, amaçlarını ve hedeflerini ve bu manzara karşısında kendimin yaptıklarını görünce son zamanlarda içten içe istediğim durum. Aslında kendi canıma kıymak istemiyorum. Mesela zehirlensem diyorum. Ya da bana araba çarpsa. Bir sağlık sorunum ortaya çıksa ve bu ölümcül olsa. Tepeme bir şey düşse ve beni zemine ıysa. Bunlar daha rastgele ve daha acımasız geliyor.