piyasada gözlemlenen faiz oranıdır.
ürün talebinde artışın neden olduğu enflasyon.
üretim maliyetlerinde artışın neden olduğu enflasyon.
hanehalkını, maliyet minimizasyonunu ve tüketici refahını eklemek isterdim kafa sikmeye gerek yok.
hanehalkını, maliyet minimizasyonunu ve tüketici refahını eklemek isterdim kafa sikmeye gerek yok.
kredilerde ve mevduatlarda sağladıkları elverişli faiz oranlarından dolayı, uluslararası bankacılık mevduatı ve kredileri için büyük bir pazar bulunmaktadır. örneğin londra, tokyo ve bahamalar'daki bir banka, abd doları cinsinden mevduat kabul eder ve kredi verir. uluslararası mevduat ve kredi piyasasına europara piyasası veya sınır ötesi bankacılık adı verilmektedir. europara piyasasında bankacılık işlemlerinde kullanılan para, genellikle bankanın bulunduğu ülkenin yerli parası değildir.
sınır ötesi bankacılığa izin veren bu ülkelerde bankacılık kuralları ikiye ayrılmaktadır; yerli piyasada bankacılık için kısıtlayıcı kurallar ve sınır ötesi bankacılık faaliyetleri için ya hiç ya da çok sınırlı olan düzenlemeler. yerli bankaların mevduatlara karşı rezerv tutmaları ve mevduat sigortasına sahip olmaları gerektiği gibi, sıklıkla devletin koyduğu kredi veya faiz oranı kısıtlamalarına da tabidirler. europara piyasası çok az veya hiçbir maliyeti olmayan kısıtlamalarla çalışır ve uluslararası bankalar genellikle yerli bankalardan daha düşük vergi öderler. sınır ötesi bankalar daha düşük maliyetlerle çalıştıkları için, müşterilerine yerli bankalardan daha iyi şartlar sunabilmektedirler.
başlıca tüm uluslararası paraların europara piyasasında bulunsa da eurodolar cinsinden yapılan faaliyetlerin değeri diğerini gölgede bırakmaktadır. eurodolarlar, europara piyasasındaki mevduatın ve kredilerin yaklaşık yüzde 60'ına karşılık gelmektedir. bu durum abd dolarının global piyasada önemli bir rol oynadığını vurgulamaktadır. abd'li borç veren veya borç alanın dahil olmadığı mevduatlar ve krediler bile, çoğunlukla abd doları cinsinden işlem görmektedir.
sınır ötesi bankacılığa izin veren bu ülkelerde bankacılık kuralları ikiye ayrılmaktadır; yerli piyasada bankacılık için kısıtlayıcı kurallar ve sınır ötesi bankacılık faaliyetleri için ya hiç ya da çok sınırlı olan düzenlemeler. yerli bankaların mevduatlara karşı rezerv tutmaları ve mevduat sigortasına sahip olmaları gerektiği gibi, sıklıkla devletin koyduğu kredi veya faiz oranı kısıtlamalarına da tabidirler. europara piyasası çok az veya hiçbir maliyeti olmayan kısıtlamalarla çalışır ve uluslararası bankalar genellikle yerli bankalardan daha düşük vergi öderler. sınır ötesi bankalar daha düşük maliyetlerle çalıştıkları için, müşterilerine yerli bankalardan daha iyi şartlar sunabilmektedirler.
başlıca tüm uluslararası paraların europara piyasasında bulunsa da eurodolar cinsinden yapılan faaliyetlerin değeri diğerini gölgede bırakmaktadır. eurodolarlar, europara piyasasındaki mevduatın ve kredilerin yaklaşık yüzde 60'ına karşılık gelmektedir. bu durum abd dolarının global piyasada önemli bir rol oynadığını vurgulamaktadır. abd'li borç veren veya borç alanın dahil olmadığı mevduatlar ve krediler bile, çoğunlukla abd doları cinsinden işlem görmektedir.
günümüzde büyük bankalar aslında uluslararası bankalardır. uluslararası bankalar, yerli bankalar gibi finansal aracılar olarak hareket etmekle birlikte, farklı bir yasal ortamda çalışırlar. her bir ülkedeki yerel bankacılığı düzenleyen yasalar genel olarak çok kısıtlayıcıdır; ancak bazı ülkeler, uluslararası bankacılığın büyük ölçüde serbest bir şekilde faaliyet göstermesine izin vermektedirler.
düzenlemelerle engellenmedikleri için uluslararası bankalar genellikle para yatıranlara ve borç alanlara, yerel bir bankadan çok daha iyi şartlar sunabilmektedir.
düzenlemelerle engellenmedikleri için uluslararası bankalar genellikle para yatıranlara ve borç alanlara, yerel bir bankadan çok daha iyi şartlar sunabilmektedir.
piyasa bazı durumlarda etkin çalışmaz veya kaynakları en yüksek değeri elde edecekleri alana dağıtmaz. örneğin, otoyollar çöplerle kirletilir çünkü hiç kimse yolun sahibi değildir ve çöp attığı için ceza ödemez. otoyollar, hiç kimsenin malı olmadığından ve otoyolu kullanmak için kimse ödeme yapmadığından dolayı tıkanır. hiç kimse havanın sahibi olmadığı için kirlenir ve kimse havayı kirletenler için ödeme yapmaz. hiç kimse hayvanların ve bitkilerin sahibi olmadığından nesilleri tükenme altındadır.
bu sorunlar piyasa başarısızlıkları olarak görülmektedir. bir piyasa başarısızlığı, insanların istedikleri, ödemeye istekli ve hazır oldukları şeylerin en düşük fiyatlarından elde edemedikleri ve kaynakların en yüksek değeri taşıdıkları kullanım alanlarına dağıtılmadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.
bu sorunlar piyasa başarısızlıkları olarak görülmektedir. bir piyasa başarısızlığı, insanların istedikleri, ödemeye istekli ve hazır oldukları şeylerin en düşük fiyatlarından elde edemedikleri ve kaynakların en yüksek değeri taşıdıkları kullanım alanlarına dağıtılmadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.
fransızlar merkantilizmin temel varsayımlarından olan "ihracat arttırılsın" maddesini dikkate almış ve ihracata dayalı sanayi politikalarının desteklendiği bir politika izlemiştir. devlet öncülüğünde endüstriyel üretime ağırlık veren bu yaklaşıma, sanayi merkantalizmi de denmektedir. bu akıma colbertizm denmesinin nedeni de j.b colbert abimizin yapmış olduğu politikalar ve düşüncelerdir.
değerli madenlerin ülkeye girişi içi, sanayi üretimi tarım üretiminden üstün tutulmuştur. nedeni ise; sanayi üretimi tarıma göre daha istikrarlı ve karlı bir ihracat sağlaması olmuştur. aynı zamanda endüstriyel üretimde fazlalık sağlanması için aşırı nüfus politikası izlenmiştir.
değerli madenlerin ülkeye girişi içi, sanayi üretimi tarım üretiminden üstün tutulmuştur. nedeni ise; sanayi üretimi tarıma göre daha istikrarlı ve karlı bir ihracat sağlaması olmuştur. aynı zamanda endüstriyel üretimde fazlalık sağlanması için aşırı nüfus politikası izlenmiştir.
bir grup içindeki üyelerin tümü aynı niteliklere sahip olmasa da bir grubun karakteristiklerinin tahsis mekanizması olarak kullanılmasıdır.
firma, tek bir yönetimin kontrolünde bulunan işletme organizasyonudur. firmanın faaliyeti birden fazla yerde gerçekleşebilir. "şirket", "teşebbüs" ve "işletme" terimleri firma yerine kullanılabilmektedir.
birleşik devletlerin merkez bankasıdır. bu kurum, abd hükümetinin bankası gibi hizmet verir ve abd para arzını düzenler.
federal rezerv sistemi, yönetim kurulunun yedi üyesi tarafından yürütülür. kurulun en önemli üyesi başkandır ve devlet başkanı tarafından dört yıllık bir dönem için seçilir. kurul, güncel ekonomik durumu değerlendirmek ve abd parasının ve kredisinin büyümesine dair politika kurmak için düzenli olarak üst-düzey yetkililerden oluşan bir grupla birlikte toplabır. bu toplanma yılda 10 ila 12 kez gerçekleşir.
federal rezerv'in uygulamalarının abd iktisat politikası üzerinde çok büyük bir etkisi vardır.
federal rezerv sistemi, yönetim kurulunun yedi üyesi tarafından yürütülür. kurulun en önemli üyesi başkandır ve devlet başkanı tarafından dört yıllık bir dönem için seçilir. kurul, güncel ekonomik durumu değerlendirmek ve abd parasının ve kredisinin büyümesine dair politika kurmak için düzenli olarak üst-düzey yetkililerden oluşan bir grupla birlikte toplabır. bu toplanma yılda 10 ila 12 kez gerçekleşir.
federal rezerv'in uygulamalarının abd iktisat politikası üzerinde çok büyük bir etkisi vardır.
üniversite yıllarında fuat köprülü'nün asistanlığını yapmıştır. nihal atsız'ın başarılı akademisyen kimliğinden çok "faşist "liği ile öne çıkması ne kadar ehemmiyet taşır bilemiyorum. önde gelen saygın türkologlardan biridir. yazdığı edebi makaleleri acaba okunmuş mudur?
nihal atsızın tartışmalı faşistliği ise hala gündemlerdedir. sayın hüseyin nihal atsız bir türk ırkçısıdır. ırkçılık faşizm değildir. her türk ırkı diyende faşist değildir. nihal atsız türk milliyetçisidir.
murat bardakçı'ya atsız sorulduğunda şöyle demiştir: "solcu değilsen bu ülkede faşitsin. "türküm" dedin mi faşistsin. kürt açılımına demokratik açılım deniliyor. faşizm denmiyor. bu faşizmdir, ayıptır. " haklıdır.
nihal atsızın tartışmalı faşistliği ise hala gündemlerdedir. sayın hüseyin nihal atsız bir türk ırkçısıdır. ırkçılık faşizm değildir. her türk ırkı diyende faşist değildir. nihal atsız türk milliyetçisidir.
murat bardakçı'ya atsız sorulduğunda şöyle demiştir: "solcu değilsen bu ülkede faşitsin. "türküm" dedin mi faşistsin. kürt açılımına demokratik açılım deniliyor. faşizm denmiyor. bu faşizmdir, ayıptır. " haklıdır.
O kadar salakça yorumladılar ki bu merkantalizmi... Yiyecek ekmek bulamadılar sonra. Hayır sen ithalat-ihracat olaylarına kafa yoruyorsun anlarım, neden enflasyonu Unutuyorsun? Ya da altın rezervi yapmaktan neden tarımı ihmal ediyorsun da yicek ekmeği altından pahalı ülkene sokuyon? Bakın ispanyollara bu konularda aşırı sinirliyim. Hayır bu ibneler gidip dünya sisteminin ağzına başlangıçta sıçmış.
İngiltere gitmiş feodal yapıyı sikko sikko işlerle hüsrana uğratmış. Neden? Temel neden bu. Ha gene en karlı kim çıkmış belli.
Şu colbertizm kameralizm kısmına girmicem böğ geldi.
Çok sinirlendim bakın gene. Sakinleştirin.
İngiltere gitmiş feodal yapıyı sikko sikko işlerle hüsrana uğratmış. Neden? Temel neden bu. Ha gene en karlı kim çıkmış belli.
Şu colbertizm kameralizm kısmına girmicem böğ geldi.
Çok sinirlendim bakın gene. Sakinleştirin.
genellikle reel gayri safi yurt içi hasıladaki değişmelerden önce değişirler. bu nedenle, ekonomistler bunları çıktı değişimlerini öngörmek için kullanırlar.
örneğin, yeni bir bina yapma ruhsatı yeni inşaatları temsil eder. eğer yeni verilen ruhsat sayısı artarsa, ekonomistler yeni inşaat miktarının artmasını bekleyebilirler. benzer şekilde, imalatçılar daha fazla yeni sipariş alırlarsa ekonomistler daha fazla mal üretileceğini bekleyebilirler.
fakat, öncü göstergeler de yanılabilirler. benzer şekilde, imalatçılar daha fazla tutarlı olmayabilir. örneğin, reel çıktı istikrarlı artarken öncü göstergeler bir ay düşüp diğerinde artıyor olabilir. ekonomistler çıktıda bir değişim öngörmeden önce, öncü göstergelerde birbirini takip eden aylarda yeni bir yön gözlemlemek isterler. göstergelerdeki kısa dönem hareketleri çok yanıltıcı olabilir.
örneğin, yeni bir bina yapma ruhsatı yeni inşaatları temsil eder. eğer yeni verilen ruhsat sayısı artarsa, ekonomistler yeni inşaat miktarının artmasını bekleyebilirler. benzer şekilde, imalatçılar daha fazla yeni sipariş alırlarsa ekonomistler daha fazla mal üretileceğini bekleyebilirler.
fakat, öncü göstergeler de yanılabilirler. benzer şekilde, imalatçılar daha fazla tutarlı olmayabilir. örneğin, reel çıktı istikrarlı artarken öncü göstergeler bir ay düşüp diğerinde artıyor olabilir. ekonomistler çıktıda bir değişim öngörmeden önce, öncü göstergelerde birbirini takip eden aylarda yeni bir yön gözlemlemek isterler. göstergelerdeki kısa dönem hareketleri çok yanıltıcı olabilir.
eş zamanlı göstergeler reel çıktıyla aynı zamanda değişme eğiliminde olurlar.
örneğin, reel çıktı artarken ekonomistler istihdam ve satışların artmasını beklerler.
örneğin, reel çıktı artarken ekonomistler istihdam ve satışların artmasını beklerler.
değişkenlerin değerleri reel gdp'nin değeri değişmeden değişmez. örnegin, çıktı artarken, yeni işler ortaya çıkar ve daha çok işçi kiralanır. sonrasında, işsizlik süresinin düşmesini beklemek anlamlıdır. işsizlik süresi gecikmeli bir göstergedir. benzer şekilde, hizmetler için enflasyon oranı reel gdp'nin değişmesinden sonra değişme eğilimindedir.
kısacası; reel üretim değiştikten sonra değişen bir değişkendir.
kısacası; reel üretim değiştikten sonra değişen bir değişkendir.
bir birim mal için tüketicinin ödemeye istekli olduğu fiyat ile gerçekte ödediği fiyat arasındaki farktır; tüketicilerin bazı kalemden satın almak zorunda oldukları ile ödemeyi arzu edecekleri arasındaki fark.
büyük egemen firmaların rekabet karşıtı hareket etmelerini engelleyen yasalardır.
ölçek ekonomilerinin sadece tek bir firmanın varlığına izin vermesi.
spesifik bir konuda anlaşmaya vardıktan sonra, bilgi eksikliğinin tüketici veya üretici davranışını değiştirmeye yönelttiği durum.
bir işlemi gerçekleştirenin yarar sağlamadığı veya ödemede bulunmadığında o işlem tarafından yararılan maliyet ya da kazanç.
bilgi eksikliğinin piyasada düşük kaliteli unsurların egemenliğine sebep olduğu ve yüksek kalitelilerinin piyasa dışına itildiği durum.
ticari faaliyetlerin bazı yönlerinin devlet tarafından kontrol edilmesidir.
sağlık, güvenlik, çevre ve istihdam politikalarında devlet regülasyonu.
milton friedman abimiz daha 1972'de ilaçların yasallaşmasının aynı zamanlı olarak suç oranını düşüreceğini ve yasanın icra niteliğini yükselteceğini iddia etti. ne var ki bu fikir, yasallaşma muhtemelen fiyatları düşüreceğinden ve daha fazla insanın ilaçları denemesine sebep olacağından fazla taraftar bulmadı. mesela kokainin serbest piyasa fiyatının 10 ila 40 misli fiyata satıldığı ve böylece eğer yasallaşırsa daha az pahalı olacağı tahmin edilmektedir.
düşük fiyat tüketimi çok yönlü etkiler. bu, talebin fiyat elastikiyetine bağlıdır. kaçak ilaçlar için talep oldukça inelastik olmasına rağmen, tam inelastik değildir. bunun anlamı ilaçlar için düşük fiyatların bir miktar ilave tüketimi teşvik edeceğidir. ne kadar ilave tüketim olacağı, talebin ne kadar inelastik olduğuna bağlıdır. marihuana, eroin ve kokaine göre daha az bağımlılık yapıcı ve daha az zararlı olarak görüldüğü için, marihuana talebin fiyat esnekliği de muhtemelen daha yüksek olacaktır.
düşük fiyat tüketimi çok yönlü etkiler. bu, talebin fiyat elastikiyetine bağlıdır. kaçak ilaçlar için talep oldukça inelastik olmasına rağmen, tam inelastik değildir. bunun anlamı ilaçlar için düşük fiyatların bir miktar ilave tüketimi teşvik edeceğidir. ne kadar ilave tüketim olacağı, talebin ne kadar inelastik olduğuna bağlıdır. marihuana, eroin ve kokaine göre daha az bağımlılık yapıcı ve daha az zararlı olarak görüldüğü için, marihuana talebin fiyat esnekliği de muhtemelen daha yüksek olacaktır.