Herkesin göğüs dokusu normal olacak diye birşey yok değil mi? Memesi olmayan kadının da çok mutlu olacağını sanmıyorum bu durumdan. Giydiğiniz kıyafeti taşıyamıyorsunuz, tadilat vs. En kötüsünden tişört üzerinden sütyen izi olmasın diye içini doldurmak zorunda kalıyorsunuz. Biri farkedince utanıp kapatıyorsunuz. Bi kadın sizce bu durumu isteyebilir mi? Kadınlara armağan edilen bir görsel şölenin olmaması ya da eksik olması em nihayetinde onun suçu olmadığı gibi insanlar tarafından eleştirilmesi onun suçu değil. De naaaaparsın malesef var böyle tipler. Hele ki hemcinslerim tarafından görünce onlar adına ben utanıyorum. Bu yermek larak algılanmasın gerçekten utanıyorum. Elinizde olmayan nedenlerden dolayı "kendini atsın yaaaaaeeğğ." Zırvalamalarını da çocukça buluyorum. Tamam senin var diye herkesin olacak değil ya? Ne diye üzüyon elalemi.
Ha çok rahatsız oluyorsan silikon parasını ver yaptırsın. Sen de çokşeyapmamış olursun.
Amaaaan bilmiyorum saçmalıklar silsilesi.
SANırım bu konudaki en detaylı çalışma emile durkheim tarafından yapılmış ve ilk istatistiksel veriler kullanılan eserdir. İntihar toplumsal bir baskı mıdır? İçsel gelen midir? Akıl hastalıkları ya da uyarıcılar etkiler mi? Vs. Vs. Vs.
Kendime göre yaklaşacak olursam; bir anda girilen (aniden ortaya çıkan) bir şey değil. Kendi doktorum sürekli intihar lafını kullandığım için on yıla kadar intihar edebileceğimi espri arasında söylediğinde gülüp geçmiştim. Ama maalesef ki öyle. Zamanla zeminleri hazırlanıyor. Ben şahsen bu girilen psikolojiden zevk alır hale geldim.
Kendime göre yaklaşacak olursam; bir anda girilen (aniden ortaya çıkan) bir şey değil. Kendi doktorum sürekli intihar lafını kullandığım için on yıla kadar intihar edebileceğimi espri arasında söylediğinde gülüp geçmiştim. Ama maalesef ki öyle. Zamanla zeminleri hazırlanıyor. Ben şahsen bu girilen psikolojiden zevk alır hale geldim.
kadınlara olan yaklaşım ve tutumundan dolayı hazmedemediğim, içime alamadığım bir filozof.
kadınları, erkekten daha az zeki gören, dişiliklerinin erlikten daha az olduğunu savunan ve kadınları metalaştıran bir adam. karısı ile olan yaş farkına felsefi yönden bir kılıf uydurmakla yetinen bir birey.
önyargılıyım, kanım alamıyor.
Aristo için Demişim zamanında. Hala aynı düşüncelere sahibim. Oysa ki platon öyle mi? Eflatunun aksine ortak mülkiyeti savunarak ticarete yeni bir anlam yüklediğini düşünüyorum. Ha tabi ilk ırkçılığı yaptığı da aşikar. İşçiler için öne sürdüğü "doğuştan köle" yaklaşımını bile yumuşatabilirim. Gazali'ye kadar etkilerinin görüldüğünü düşünüyorum.
Ayy ben burdan duyar kasardım da, neyse.
kadınları, erkekten daha az zeki gören, dişiliklerinin erlikten daha az olduğunu savunan ve kadınları metalaştıran bir adam. karısı ile olan yaş farkına felsefi yönden bir kılıf uydurmakla yetinen bir birey.
önyargılıyım, kanım alamıyor.
Aristo için Demişim zamanında. Hala aynı düşüncelere sahibim. Oysa ki platon öyle mi? Eflatunun aksine ortak mülkiyeti savunarak ticarete yeni bir anlam yüklediğini düşünüyorum. Ha tabi ilk ırkçılığı yaptığı da aşikar. İşçiler için öne sürdüğü "doğuştan köle" yaklaşımını bile yumuşatabilirim. Gazali'ye kadar etkilerinin görüldüğünü düşünüyorum.
Ayy ben burdan duyar kasardım da, neyse.
Ben mutlu oluyorum. Toprağına elimi değdirdiğimde ona dokunmuş gibi hissediyorum. Konuşuyorum. O yokken yaptıklarımı anlatıyorum. Babamın cenazesinde ablamın mezarına gidince gülümsemiştim. Onun yanına gitmek o anda bile tebessüm ettirmişti ben de.
Biraz sapıkça bir düşünce de olabilir bilemiyorum ama; mezarlığın az ilerisinden arsa aldık biz. Ev yapmayı düşünüyoruz. Skdkflflglglglşh
Biraz sapıkça bir düşünce de olabilir bilemiyorum ama; mezarlığın az ilerisinden arsa aldık biz. Ev yapmayı düşünüyoruz. Skdkflflglglglşh
Namusum yerde mi kalacak normuyla yaklaşılmasından ziyade, kızıma yapılan şiddete göz yumamadımı tercih ediyorum.
Bir çocuk için yaşanılacak acı eşiğinin en üst noktalarından biri olsa gerek ki bi aile içinde. Kendi canından, kanından olan birşeyin saçlarından öpmeye dahi kıyamazken elin ruh hastası, sapık, lanet bir canlısının kızına / oğluna yaşattıklarını düşününce verilebilinecek doğal tepkilerden biri diye düşünüyorum.
Gerçekten tanrım korusun ama böyle bir durumla karşılaşsam ne yapardım bilemiyorum... adalet sistemine teslim eder miydim? Yoksa acı çektire çektire canına mı kıyardım? Yoksa evladımın geleceğini iyileştirmek için o pisliğe dokunmaz mıydım?
Şimdi o acıyla kalmış bir çocuk ve bir anne var ortada. Bunu da düşünmek lazım. Keşke kızının yanında olsaydı ve yaralarını birlikte sarmayı deneseydi.
Tanrı böyle hastalıklın ruhlardan tüm insanları gerçek anlamıyla korusun.
Bir çocuk için yaşanılacak acı eşiğinin en üst noktalarından biri olsa gerek ki bi aile içinde. Kendi canından, kanından olan birşeyin saçlarından öpmeye dahi kıyamazken elin ruh hastası, sapık, lanet bir canlısının kızına / oğluna yaşattıklarını düşününce verilebilinecek doğal tepkilerden biri diye düşünüyorum.
Gerçekten tanrım korusun ama böyle bir durumla karşılaşsam ne yapardım bilemiyorum... adalet sistemine teslim eder miydim? Yoksa acı çektire çektire canına mı kıyardım? Yoksa evladımın geleceğini iyileştirmek için o pisliğe dokunmaz mıydım?
Şimdi o acıyla kalmış bir çocuk ve bir anne var ortada. Bunu da düşünmek lazım. Keşke kızının yanında olsaydı ve yaralarını birlikte sarmayı deneseydi.
Tanrı böyle hastalıklın ruhlardan tüm insanları gerçek anlamıyla korusun.
Abi benim bi şekilde içimi dökmem lazım ya. Sikerim böyle hayatın ızdırabını. Düzenli olarak hergün babamın ölümünü rüyamda görüyorum. Bazen unutuyorum gördüğüm rüyayı fakat gün içinde birdenbire lönk diye hatırlıyorum. Etrafımda insan varsa kaçacak delik arıyorum. Çevremdeki herkesi de kendimden uzaklaştırdım. En yakınlarımda dahil, kopamadıklarımdan bile. Bütün gün evdeyim. Tv falan da izlemiyorum. Rüya görmemek için de uyumayı çok tercih etmiyorum. Durmadan kuruyorum, durmadan. Saat gibi kuruyorum. Her ambulans sesinde trafiğin anasını sikerek panikliyorum. Her baba görünce ağlamaklı oluyorum. Doktorları ve fox'u izleyerek daha da ağlıyorum. Anasını sikeyim gitmiyor düşünceler kafamdan. Olasılıkları düşünmek ve onlar olsaydı nolurduları da kafamdan atamıyorum. Bu saçma düşüncelerden nasıl kurtulacağımı da bilmiyorum. Harbiden artık atlamak istiyom ya.
Severek takip ettiğim bi dizi. Fakat ikinci sezonunda kalben Stephan hawking reyizi bekliyordum. Bir yandan şaşırdım bir yandan da ikinci sezon ağzımı sulandırmadı da değil. Hadi bakalım oltaları attık bekliyoruz.
Nazmiye çam davasından daha dikkatimi çeken bir davadır.
Ülkedeki saykoluğa, drama bakar mısınız? Çok korkunç. Ben de pipim var diye ortalarda dolanıyorum ama hiç kadın becermiyorum yani. Tövbest.
Ülkedeki saykoluğa, drama bakar mısınız? Çok korkunç. Ben de pipim var diye ortalarda dolanıyorum ama hiç kadın becermiyorum yani. Tövbest.
Sırf bu ve benzeri başlıklardan dolayı iki gün sözlüğe girmeyeceğim. Televizyon izlemeyeceğim.
Babası olanlar için "kutlu olsun."
Babası olanlar için "kutlu olsun."
Milli takımda beni dördüncü yılımızda boynuzlayan eski sevgilim de var. İnşallah boğulmuşlardır.
tek satıcı karşısında çok alıcı olduğu varsayılmaktadır.
firma dengesi marjinal gelir ile marjinal maliyetin kesiştiği noktada oluşmaktadır. fakat burada oluşan denge bize ne kadar ürün üretileceğini ve satılacağını "miktar" olarak göstermektedir.
piyasa talebi, satış miktarını belirleyecektir.
aşırı karlılık durumu gözlenir.
amaç karı maximum seviyeye çıkarmaktır.
firma dengesi marjinal gelir ile marjinal maliyetin kesiştiği noktada oluşmaktadır. fakat burada oluşan denge bize ne kadar ürün üretileceğini ve satılacağını "miktar" olarak göstermektedir.
piyasa talebi, satış miktarını belirleyecektir.
aşırı karlılık durumu gözlenir.
amaç karı maximum seviyeye çıkarmaktır.
batı avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülkenin bütçeleme sisteminin elinden geçmiştir. bu bütçe sistemi kamu kuruluşlarının görevlerini yerine getirmek için ihtiyaç duydukları kaynakları tesis eder.
bütçede denklik esastır. bütçenin denk olabilmesi içinde devletin, vergi, resim, harç, teşebbüs, mülk gelirleri gibi kaynaklardan gelir elde etmesi gerekmektedir.
gelirler ve giderler azaltılır; gelirlerin artması halindeyse giderlerin arttırılması ya da vergilerin indirilmesi yoluna başvurulur. bu bütçe sistemine göre bütçenin fazla veya açık vermesi sorunları da beraberinde getirir.
bütçe açıklarının kapatılması için devlet borçlanır, özel yatırımlar verimli şekillerde değerlendirilir. borçlanma devletin normal bir geliri haline gelir, borçların ana para ve faiz ödemeleri ilerde bütçe dengelerini bozacaktır. halbuki denk bütçe ile harcamalar belirlenir ve finansmanı sağlanır.
bütçede denklik esastır. bütçenin denk olabilmesi içinde devletin, vergi, resim, harç, teşebbüs, mülk gelirleri gibi kaynaklardan gelir elde etmesi gerekmektedir.
gelirler ve giderler azaltılır; gelirlerin artması halindeyse giderlerin arttırılması ya da vergilerin indirilmesi yoluna başvurulur. bu bütçe sistemine göre bütçenin fazla veya açık vermesi sorunları da beraberinde getirir.
bütçe açıklarının kapatılması için devlet borçlanır, özel yatırımlar verimli şekillerde değerlendirilir. borçlanma devletin normal bir geliri haline gelir, borçların ana para ve faiz ödemeleri ilerde bütçe dengelerini bozacaktır. halbuki denk bütçe ile harcamalar belirlenir ve finansmanı sağlanır.
geleneksel bütçe sınıflandırması ile, devlet faaliyetleri gözlenebilir ve bazı analizler için kafa yorulabilir.
geleneksel bütçeleme sisteminde en yaygın olarak kullanılan harcama sınıglandırmasıdır. harcama kalemleri ile yapılır. bu vasıta ile her bakanlık veya daire için teklif edilen harcamalar bütçede maddeler halinde sıralanır.
diğer sınıflandırma ise; fonksiyonel sınıflandırmadır. burada harcamalar güvenlik, eğitim, adalet, sağlık vb. hizmet gruplarına ayırılmıştır.
son olarak; ekonomik sınıflandırma. bu sınıfa göre harcamalar, yatırım ve transfer olarak ayrılır.
geleneksel bütçeleme sisteminde en yaygın olarak kullanılan harcama sınıglandırmasıdır. harcama kalemleri ile yapılır. bu vasıta ile her bakanlık veya daire için teklif edilen harcamalar bütçede maddeler halinde sıralanır.
diğer sınıflandırma ise; fonksiyonel sınıflandırmadır. burada harcamalar güvenlik, eğitim, adalet, sağlık vb. hizmet gruplarına ayırılmıştır.
son olarak; ekonomik sınıflandırma. bu sınıfa göre harcamalar, yatırım ve transfer olarak ayrılır.
otonom yatırımlar genelde devlet tarafından yapılan ve milli gelire bağlı olmayan yatırımlardır.
otoyollar, köprüler, barajlar bu tür yatırımlara dahil olmaktadır.
otoyollar, köprüler, barajlar bu tür yatırımlara dahil olmaktadır.
bu tür yatırımlar gelir miktarına bağlı olan yatırımlardır. uyarılmış yatırımları genelde özel teşebbüs yapmaktadır. mal ve hizmet talebinin artışına bağlı olarak özel girişimciler kar elde etmek amacıyla yatırım yapmaktadırlar.
bu çeşit yatırımlar, makine ve teçhizat yatırımlarıyla inşaat yatırımlarını bütünüyle kapsamaktadır.
gerçekte parayı arz eden iki kesim vardır. birincisi bankalar, kendileri kaydi para yaratırlar. ikincisi de merkez bankası, piyasalara kendi parasını arz eder.
buradaki para arzı kavramında sadece merkez bankasının parasal miktarının kendi parasından oluştuğunu kabul etmekteyiz.
buradaki para arzı kavramında sadece merkez bankasının parasal miktarının kendi parasından oluştuğunu kabul etmekteyiz.
bu sistemde döviz piyasasında merkez bankası'nın ve bankaların katılımı ile serbest para ticareti yapılacaktır. döviz kurunu döviz piyasasındaki döviz arzı ile döviz talebi belirleyecektir. bu döviz kuru na merkez bankası'nın müdahalesi söz konusu değildir.
bu sistemde döviz kuru sabittir. merkez bankası ülkenin gerçek koşullarına bağlı kalarak döviz kurunu kendisi belirler. ayrıca merkez bankası ayarlanabilir döviz kurumda belirli bant aralığında döviz kuru na müdahale edebilir.
döviz piyasasındaki işlemler kısıtlanır. döviz piyasasındaki işlemler bazen kısıtlanır ve bazen de belirli kontenjan çerçevesinde hareket edilir.
dolayısıyla ulusal paranın alınıp satılması belirli kısıtlamalar çerçevesinde gerçekleşir.
dolayısıyla ulusal paranın alınıp satılması belirli kısıtlamalar çerçevesinde gerçekleşir.
batı ülkeleri içerisinde federal siyasi yapıya ve başkanlık sistemine sahip olan bir ülkedir. iyi mi kötü mü tam verileri elime geçtiğinde editleyerek sizlerle de paylaşacağım. merak konusu yaptığım gelişimiydi, çünkü bu adamlar için köklü bir maliye tarihinden söz edemiyoruz. kıt'anın keşfi ile avrupa ülkelerinin ekonomik, idari siyasi vb. yönleri buraya yerleşmeye başlamış. ve aynı zamanda kıt'a ülkeleri ve abd, gelişmeye ve yeni bir uygarlık geliştirme yüklemelerine başlamış.
amerika'nın bağımsızlığının tanınma süreci; ingiltere'ye karsı açılan vergi mücadesi ve altı yıl süren savaştan sonra 1783'de ingilizlerin amerikalıların bağımsızlığını tanıması ile başlamış. abd'nin kuruluş yıllarında parlamentonun yaptıkları bütçe uygulamaları ingilizleri tekrarlamaktan öteye gidememiş. yani; parlemanto üyelerinin hepsi bütçeyi inceler ve tartışırdı. bütçe ile ilgili ilk ihtisas komisyonu çalışması 1795 yılında temsilciler meclisi gelirler komisyonunun kurulması ile başlamıştır. kurulan bu komisyon ile birlikte maliye bakanlığının bütçe ve gelirler üzerindeki bazı yetkileri kısıtlanmış hatta ellerinden alınmıştır. hatta ve hatta 1801-1809 yılları arasında maliye bakanlığı ile komisyon arasındaki ilişkiler kopma aşmasına gelmiştir.
1855 yılında temsilciler meclisinde ödenekler ile ilgili 8 komitenin bulunduğu, daha sonra bu komitenin sayısının 14'ü temsilciler meclisi ve 15'i de senato olmak üzere 29'a yükseltildiği görülmektedir.
1800-1912 yılları arasında abd bütçe sistemi: her federal dairenin bütçe teklifleri tek tek olmak üzere kongreye sunuluyordu. başkanın, bu teklifleri, kongreye sunmadan önce değiştirme hakkı yoktu. ödenekler titizlik ile ayarlanılıyor ve yürütme organının ödenekler arası transfer yapma yetkisi kısıtlanmıştı. kongre, ödenekleri ayrıntılandırarak, yürütme organının yetkisini sınırlandırıyordu.
federal idarede ve bütçe ve maliye konusunda başkan william howard taft (zerre haz etmem) döneminde yumuşatıcı tedbirler alınmıştır. howard döneminde tasarruf ve verimlilik komisyonu kurulmuştur. komisyonun iki yıllık çalışmadan sonra hazırladığı raporda:
- federal idare önce neler yapmak istediğine karar vermelidir.
- bu amaçlara uygun en iyi örgütlenmenin nasıl olabileceği araştırılmalıdır.
- kamu personelinin seçimi, eğitimi ve etkin çalışma metotlarıyla ilgilenilmelidir.
- kamu kuruluşlarının içindeki her bölüm, kendisi için en iyi sonuç verecek etkin çalışma metotlarını araştırarak bulup uygulamalıdır.
- bütün bunlar yıllık programlar halinde yapılıp uygulanacak bütçeler aracılığı ile gerçekleştirilmelidir.
- kamu kalitesinde kaynak kullanımında etkinliğin sağlandığını izlemeye elverişli bir muhasebe sistemi ve denetim mekanizması kurulmalıdır.
bu rapordan sonra haliyle bazı yenilikler ortaya çıkmıştır. 1934'de tarım bakanlığında performans bütçe sistemi uygulamaya başlanmıştır. 1939 yılında reorganizasyon kanunu ile bütçe bürosu hazine bakanlığından ayrılmıştır. başkanlık yürütme idaresine bağlanmıştır. ikinci dünya savaşına hazırlık içinde "performans" ve "program bütçe" uygulamaları geliştirilmiştir.
abd bütçe sistemlerini ilk olarak denek gibi özel sektörde denemiş ve başarılı olan sistemi kamulaştırmıştır. hatta özel sektörde başarı ve amaca ulaşan yöneticileri de bünyesine dahil etmiştir. abd'de performans ve program bütçe sistemi 1960'lı yılların başlarında "planlama-proglamlama-bütçeleme sistemi (ppbs)" olmuştur. bu sistemi birçok avrupa ülkesi de uygulamış, ülkemize ise; 1973 yılında geçmiştir.
abd'de başkan nixon öncülüğünde 1973 yılında 21 federal birime "hedeflere göre yönetim sistemi" pilot olarak uygulanmıştır.
`
başkan carter `döneminde sıfır esaslı bütçeleme ismiyle yeni bir sistem kurulmuştur. tarım bakanlığında uygulamaya başlanılan bu sistemden alınan pozitif sonuçlara göre, 1977'de federal devletin bütün bakanlık ve bürolarında uygulanmaya başlanmıştır.
1993 yılında ise "hükümet performans ve sonuçlar kanunu" kabul edilmiştir. kanuna göre federal birimler uzun vadeli stratejik planlar hazırlayacak, bütçelerinde yer alan programlar için faaliyetleri belirleyecek ve yıllık performans hedefi koyarak yıllık faaliyet raporu ortaya koyacaklardır. böylece abd'de hükümet performans ve sonuçlar kanunu ile stratejik planlamaya dayalı performans esaslı bütçeleme uygulaması başlatılmış, federe devletlerde bu uygulamaya gitmiştir. yeni bütçeleme sistemi batılı ülkeler ve ülkemiz gibi çeşitli ülkelerde kullanılmıştır.
amerika'nın bağımsızlığının tanınma süreci; ingiltere'ye karsı açılan vergi mücadesi ve altı yıl süren savaştan sonra 1783'de ingilizlerin amerikalıların bağımsızlığını tanıması ile başlamış. abd'nin kuruluş yıllarında parlamentonun yaptıkları bütçe uygulamaları ingilizleri tekrarlamaktan öteye gidememiş. yani; parlemanto üyelerinin hepsi bütçeyi inceler ve tartışırdı. bütçe ile ilgili ilk ihtisas komisyonu çalışması 1795 yılında temsilciler meclisi gelirler komisyonunun kurulması ile başlamıştır. kurulan bu komisyon ile birlikte maliye bakanlığının bütçe ve gelirler üzerindeki bazı yetkileri kısıtlanmış hatta ellerinden alınmıştır. hatta ve hatta 1801-1809 yılları arasında maliye bakanlığı ile komisyon arasındaki ilişkiler kopma aşmasına gelmiştir.
1855 yılında temsilciler meclisinde ödenekler ile ilgili 8 komitenin bulunduğu, daha sonra bu komitenin sayısının 14'ü temsilciler meclisi ve 15'i de senato olmak üzere 29'a yükseltildiği görülmektedir.
1800-1912 yılları arasında abd bütçe sistemi: her federal dairenin bütçe teklifleri tek tek olmak üzere kongreye sunuluyordu. başkanın, bu teklifleri, kongreye sunmadan önce değiştirme hakkı yoktu. ödenekler titizlik ile ayarlanılıyor ve yürütme organının ödenekler arası transfer yapma yetkisi kısıtlanmıştı. kongre, ödenekleri ayrıntılandırarak, yürütme organının yetkisini sınırlandırıyordu.
federal idarede ve bütçe ve maliye konusunda başkan william howard taft (zerre haz etmem) döneminde yumuşatıcı tedbirler alınmıştır. howard döneminde tasarruf ve verimlilik komisyonu kurulmuştur. komisyonun iki yıllık çalışmadan sonra hazırladığı raporda:
- federal idare önce neler yapmak istediğine karar vermelidir.
- bu amaçlara uygun en iyi örgütlenmenin nasıl olabileceği araştırılmalıdır.
- kamu personelinin seçimi, eğitimi ve etkin çalışma metotlarıyla ilgilenilmelidir.
- kamu kuruluşlarının içindeki her bölüm, kendisi için en iyi sonuç verecek etkin çalışma metotlarını araştırarak bulup uygulamalıdır.
- bütün bunlar yıllık programlar halinde yapılıp uygulanacak bütçeler aracılığı ile gerçekleştirilmelidir.
- kamu kalitesinde kaynak kullanımında etkinliğin sağlandığını izlemeye elverişli bir muhasebe sistemi ve denetim mekanizması kurulmalıdır.
bu rapordan sonra haliyle bazı yenilikler ortaya çıkmıştır. 1934'de tarım bakanlığında performans bütçe sistemi uygulamaya başlanmıştır. 1939 yılında reorganizasyon kanunu ile bütçe bürosu hazine bakanlığından ayrılmıştır. başkanlık yürütme idaresine bağlanmıştır. ikinci dünya savaşına hazırlık içinde "performans" ve "program bütçe" uygulamaları geliştirilmiştir.
abd bütçe sistemlerini ilk olarak denek gibi özel sektörde denemiş ve başarılı olan sistemi kamulaştırmıştır. hatta özel sektörde başarı ve amaca ulaşan yöneticileri de bünyesine dahil etmiştir. abd'de performans ve program bütçe sistemi 1960'lı yılların başlarında "planlama-proglamlama-bütçeleme sistemi (ppbs)" olmuştur. bu sistemi birçok avrupa ülkesi de uygulamış, ülkemize ise; 1973 yılında geçmiştir.
abd'de başkan nixon öncülüğünde 1973 yılında 21 federal birime "hedeflere göre yönetim sistemi" pilot olarak uygulanmıştır.
`
başkan carter `döneminde sıfır esaslı bütçeleme ismiyle yeni bir sistem kurulmuştur. tarım bakanlığında uygulamaya başlanılan bu sistemden alınan pozitif sonuçlara göre, 1977'de federal devletin bütün bakanlık ve bürolarında uygulanmaya başlanmıştır.
1993 yılında ise "hükümet performans ve sonuçlar kanunu" kabul edilmiştir. kanuna göre federal birimler uzun vadeli stratejik planlar hazırlayacak, bütçelerinde yer alan programlar için faaliyetleri belirleyecek ve yıllık performans hedefi koyarak yıllık faaliyet raporu ortaya koyacaklardır. böylece abd'de hükümet performans ve sonuçlar kanunu ile stratejik planlamaya dayalı performans esaslı bütçeleme uygulaması başlatılmış, federe devletlerde bu uygulamaya gitmiştir. yeni bütçeleme sistemi batılı ülkeler ve ülkemiz gibi çeşitli ülkelerde kullanılmıştır.
osmanlı devleti dönemini; tanzimat öncesi dönemi, tanzimat dönemi ve tanzimat sonrası ile ele alıp cumhuriyet dönemini de inceliyoruz.
tanzimat öncesi dönemde bütçe hakkının gelişimi;
devlet uygulamalarında dinin etkisi ve hükmü buram buram hissedilmekteydi. zaten osmanlı devleti islam dini ile yönetilmekteydi. bunu sadece hukuksal açıdan kavramsallaştırmayın kafanızda. gelir gider yapısına, uygulamasına da bu hakimdi. her yapıda olduğu gibi burada da gelire göre gider yapılır, toplanan gelirler belirli giderlerse tahsis edilirdi. bütçe gelirlerini "şer'i" ve " örfi " gelirler meydana getirmekteydi. kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde adem-i merkeziyetçi bir yapılanmadan ve vakıf sisteminden yararlanılmaktaydı.
osmanlı devletinin kuruluşundan bu yana en önemli harcamaları savaşlara ve yerleşmelere olmuştur. vergiye tabii tutulan iktisadi alan ise tarımsal üretim olmuştur. kentlerde yapılmakta olan sanayi ve ticaretten gelen vergi hasılatı ise ikinci dereceden önem arz etmiştir. birinci murat zamanında savaştan kazanılan topraklardan belirli miktarlarda vergiler sağlanmıştır. birinci bayezit döneminde; savaş tazminatı, mahkeme harçları gibi yeni gelir kapıları elde edilmiştir. fatih sultan mehmet zamanında vergiler en yüksek seviyesine çıkarılarak, devlet idaresinde yeni düzenlemelere gidilmiştir. defterdarlık teşkilatı ilk defa fatih döneminde kurulmuş, daha sonrasında rumeli için de defterdarlık kurularak baş defterdarlık kurumu oluşturulmuştur.
osmanlı devletinde bütçeler mali teşkilatın başı olan defterdarlık tarafından hazırlanırdı. defterdarlık yalnızca devlet kalitesine el atmaz, devlet hesaplarını da tutar, korurdu. aynı zamanda; defterdarlık içindeki "defter eminliği" devlete ait olan mali kayıtların tutulmasından sorumlu idi.
daha sonra geçmiş yılların hesaplarının da inceleme bölüneceği gelir-gider hesap özetleri düzenlenmiştir. hesap özetlerinin en tanınmışları ayni ali efendinin "masraf cetveli", dördüncü mehmet zamanında; tarhoncu ahmet paşa "lahiyası" ve eyyubi efendi "cetveli"'dir.
1808'de sened-i ittifak imzalanmıştır. bu sözleşmede; vergiler hususunda osmanlı vergi düzeninin ülkenin tamamında, tüm eyaletlerde uygulanacağı, padişaha ait gelirlerin ayanların el koyamayacağı, vergi oranlarının hükümet ve ayanın görüşmeleri sonucunda belirleneceği karara bağlanmıştır.
osmanlı devlet bütçesi; merkezi devlet bütçesi, eyaletler bütçesi, vakıf bütçesi olarak sınıflandırılmıştır. eyalet ve vakıf bütçeleri merkezi devlet dışında hazırlanırdı. ancak, gelir ve gider çok net ve ayrıntılı bir biçimde merkezi devlet idaresine gönderilirdi. gelirler tahmin yöntemi ile değil bizzat devlet idaresine girdikten sonra tespit edilip kesin rakamlar şeklinde cetvellere göre yıllık düzenlenirdi.
bütçenin tamamlanmasından sonra defterdar, gelir ve gider cetvellerinin başına mukaddimeyi ekler ve padişah onayına sunardı. padişah okey verirse mukaddime ve cetveller geçerlilik kazanırdı.
tanzimata kadar, devletin safi gelir ve giderleri ayrıntılı bir halde deftere kayıt olmakla birlikte , tahminlere sistemine dayanan bir bütçe yapılması gündeme gelmemiştir
tanzimat öncesi dönemde bütçe hakkının gelişimi;
devlet uygulamalarında dinin etkisi ve hükmü buram buram hissedilmekteydi. zaten osmanlı devleti islam dini ile yönetilmekteydi. bunu sadece hukuksal açıdan kavramsallaştırmayın kafanızda. gelir gider yapısına, uygulamasına da bu hakimdi. her yapıda olduğu gibi burada da gelire göre gider yapılır, toplanan gelirler belirli giderlerse tahsis edilirdi. bütçe gelirlerini "şer'i" ve " örfi " gelirler meydana getirmekteydi. kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde adem-i merkeziyetçi bir yapılanmadan ve vakıf sisteminden yararlanılmaktaydı.
osmanlı devletinin kuruluşundan bu yana en önemli harcamaları savaşlara ve yerleşmelere olmuştur. vergiye tabii tutulan iktisadi alan ise tarımsal üretim olmuştur. kentlerde yapılmakta olan sanayi ve ticaretten gelen vergi hasılatı ise ikinci dereceden önem arz etmiştir. birinci murat zamanında savaştan kazanılan topraklardan belirli miktarlarda vergiler sağlanmıştır. birinci bayezit döneminde; savaş tazminatı, mahkeme harçları gibi yeni gelir kapıları elde edilmiştir. fatih sultan mehmet zamanında vergiler en yüksek seviyesine çıkarılarak, devlet idaresinde yeni düzenlemelere gidilmiştir. defterdarlık teşkilatı ilk defa fatih döneminde kurulmuş, daha sonrasında rumeli için de defterdarlık kurularak baş defterdarlık kurumu oluşturulmuştur.
osmanlı devletinde bütçeler mali teşkilatın başı olan defterdarlık tarafından hazırlanırdı. defterdarlık yalnızca devlet kalitesine el atmaz, devlet hesaplarını da tutar, korurdu. aynı zamanda; defterdarlık içindeki "defter eminliği" devlete ait olan mali kayıtların tutulmasından sorumlu idi.
daha sonra geçmiş yılların hesaplarının da inceleme bölüneceği gelir-gider hesap özetleri düzenlenmiştir. hesap özetlerinin en tanınmışları ayni ali efendinin "masraf cetveli", dördüncü mehmet zamanında; tarhoncu ahmet paşa "lahiyası" ve eyyubi efendi "cetveli"'dir.
1808'de sened-i ittifak imzalanmıştır. bu sözleşmede; vergiler hususunda osmanlı vergi düzeninin ülkenin tamamında, tüm eyaletlerde uygulanacağı, padişaha ait gelirlerin ayanların el koyamayacağı, vergi oranlarının hükümet ve ayanın görüşmeleri sonucunda belirleneceği karara bağlanmıştır.
osmanlı devlet bütçesi; merkezi devlet bütçesi, eyaletler bütçesi, vakıf bütçesi olarak sınıflandırılmıştır. eyalet ve vakıf bütçeleri merkezi devlet dışında hazırlanırdı. ancak, gelir ve gider çok net ve ayrıntılı bir biçimde merkezi devlet idaresine gönderilirdi. gelirler tahmin yöntemi ile değil bizzat devlet idaresine girdikten sonra tespit edilip kesin rakamlar şeklinde cetvellere göre yıllık düzenlenirdi.
bütçenin tamamlanmasından sonra defterdar, gelir ve gider cetvellerinin başına mukaddimeyi ekler ve padişah onayına sunardı. padişah okey verirse mukaddime ve cetveller geçerlilik kazanırdı.
tanzimata kadar, devletin safi gelir ve giderleri ayrıntılı bir halde deftere kayıt olmakla birlikte , tahminlere sistemine dayanan bir bütçe yapılması gündeme gelmemiştir
can verme gam-ı aşka ki aşk afet-i cândır;
aşk âfet-i cân olduğu meşhûr-i cihandır.
bu iki mısra ile mest ediyor gece gece.
aşk âfet-i cân olduğu meşhûr-i cihandır.
bu iki mısra ile mest ediyor gece gece.