confessions

alanguva

1. nesil Yazar - Akıllı

  1. toplam entry 145
  2. takipçi 20
  3. puan 5185

feminen

alanguva
"ırkçı olduğunuz sürece, benim için yalnızca oksijen israfı, görüldüğü yerde de böcek gibi ezilmesi gereken birer insansınız, hepsi bu! fazla önemsemeyin kendinizi benim nezdimde!"

Sen ne anlatıyorsun ya da ne anlatmaya çalışıyorsun? Allah aşkına beni bi böcek gibi ezmeyi denesene feminen. Ahahah.
Dün kalkıp bana boş falan diyordun, sana saatlerce tartışabileceğimizi söyledim geri dönmedin. Ne oldu? O zeka kokan ünlemli entrylerin mi yetmedi.
(bkz:çöp)

feminen

alanguva
Klavyesini kilitleyip gitmişti hani bu yazar arkadaş? Anlaşılan kendine de saygısı yok, birgün dayanabilmiş. Neyse; tutamayacağınız sözleri vermemeyi bu başlık altında öğreniyoruz arkadaşlar haha.

zengin sözlük

alanguva
Sol frame bana bakıyor ben ona. Paranoyak oldum. Sabahtan beri kendime üç beş hastalık teşhisi koydum. Yapmayın çocuklar. Yapın da ara ara alttan alttan yapın. Soluğu doktorumda almak istemiyorum.

hiçliğe tasavvuftan ulaşmak

alanguva
tasavvufta hedeflenen amaç bu mertebeye erişilebilmektir. kalbin her atışında allah aşkını unutmadan atması, bedenin hırslardan, egolardan, tüm kötü olan ne varsa temizlenmesidir. bize iyilikle bağşedilen bedenin gene allah huzuruna erişildiğinde aynı şekilde teslim edebilmektir.

"hiçlik" temizlenmektir. hallac-ı mansur, nakşibendi vb. birçok islam alimi hiçliğe erişebilmek için çetin yollardan geçip, nefislerini terbiyelemişlerdir.

bu mertebeye adım atıldıktan sonra arkasından halvet gelir... her baba yiğidin harcı değildir.

nefsini sana bildirir ölmezsem evvel öldürür.
yokluk yolunu duygurul fakr-u fena halvettedir.
kendini hiçe saymazsan hiçlikten kurtulamazsın!
halvetiyye tarikatı

112

alanguva
En son aradığımda telefondaki kadın beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Şimdi ne zaman bi ambulans sesi duysam fişleri çekiyorum.

Gerçekten bu hattı boş yere meşgul etmeyin. Gerçek hastalara çok zorluk yaşatıyorsunuz. Öncelerde her aradığında gelirdi, artık iyice herşeyi soruyor. İncik cıncık edip evde kendi kendini tedavi edebileceğini söylüyor ya da aciliyet görmeden gelmiyor. İlk başlarda bu ne aq diyordum da. Adamlar haklı be. Onca kişi boş yere çağırıp ediyor. Mide bulantısı için çağıranını gördüm. Neyse sövmicem.

kanser olmak

alanguva
132 gün önce bu başlığa başka bir sözlükte şunları yazmışım.

"bir buçuk yıl önce babama teşhisi konulduğunda tanıştık bu hastalıkla. ailecek ne olduğunu, neler yapılabileceğini aradık araştırdık ve elimize pekte bir bok geçmedi. ilk duyduğumuzdaki şaşkınlığım ile son duyduğumdaki şaşkınlığım hala aynı. bir insanın bir buçuk yılda ne denli acılar çekebileceğini ve fiziksel olarak ne denli değişebileceğini bu lanet ile bol bol gözlemledim. ilk kemoterapimizi hatırlıyorum daha dün gibi. saçlarını elimize aldığımızı. yoğun bakım kapılarında çaresizce beklediğimi...
bana şu hayatta neyi unutmazsın deseler bu hastalığı söylerim. adımı bile unuturum da artık bunu unutamam.
gözlerinin önünde çöküşünü hele hiç unutamam.
işın'dan sonra bir ay yemeden içmeden yatmasını sikseler unutamam. acıdan ağlamasını kesseler unutamam.
nefret mi dersiniz ne dersiniz bilmiyorum.
bana göre insanlığın laneti bu ve türevleri.

yapacak bir sikim olmaması da sanırım "zevk almaya bak" deme şekli.

bugünümüze de çok şükür. daha neler gösterecek bilmiyorum.

bir buçuk ay sonra ilk defa bugün yürüdük babamla. buna da şükür."



hüseyin nihal atsız

alanguva
üniversite yıllarında fuat köprülü'nün asistanlığını yapmıştır. nihal atsız'ın başarılı akademisyen kimliğinden çok "faşist "liği ile öne çıkması ne kadar ehemmiyet taşır bilemiyorum. önde gelen saygın türkologlardan biridir. yazdığı edebi makaleleri acaba okunmuş mudur?

nihal atsızın tartışmalı faşistliği ise hala gündemlerdedir. sayın hüseyin nihal atsız bir türk ırkçısıdır. ırkçılık faşizm değildir. her türk ırkı diyende faşist değildir. nihal atsız türk milliyetçisidir.

murat bardakçı'ya atsız sorulduğunda şöyle demiştir: "solcu değilsen bu ülkede faşitsin. "türküm" dedin mi faşistsin. kürt açılımına demokratik açılım deniliyor. faşizm denmiyor. bu faşizmdir, ayıptır. " haklıdır.

alanguva

alanguva
Türk mitolojisinde yer alan ünlü kadın ki, efsaneye göre, bir nevi Türklerin ''Meryem Ana” sı gibidir.

Ve benim canım nickimdir kendileri. Öpüyorum çocuklar.

zengin sözlük

alanguva
Ya aslında farkında mısınız hepimiz şuan elitçilik oynuyoruz. Hepimiz birbirimizi tanıyıp delice gıybetler döndürmüş adamlarımız. Kim ne bok yedisinden tut, kim kimle kavga etti biliyoruz. İlk taşı kim atacak çok merak ediyorum. Adeta pusudayım. Neyse poğaça memeden bir fav lütfen. Ahahah.

gıybet

alanguva
Kadın erkek farketmeden son zamanlarda aşırı derece yapılıyor, istemsizce arasında buluyorum kendimi.

Yalnız şaşırdığım bazı noktalar. Hani gıybet yaparsınız anlarım. Gıybetini yaptığınız insanla aşkımlı canımlı konuşmanızı ama hiç anlamam. Bu entry biraz serzeniş gibi olacak sanırım ama olsun. Hayır bu yapılırken sonuçları unutuluyor. Kendi ellerinizle gıybet edip kuyunuzu kazmayın.

Ah ağzımı açsam yer yerinden oynayacak, gıybet etmeye korkacaksınız da neyse öpüyorum.

arz yasası

alanguva
nasıl talep, bir mal veya hizmetin fiyatı ile talep edilen miktarın arasındaki bir ilişki ise arz da arz edilen miktar ile fiyat arasındaki bir ilişkidir. arz, bir zaman dönemi boyunca, diğer her şey sabit tutulurken, üreticilerin olası her fiyat düzeyinde, mal veya hizmeti satmak için arz etmeyi istedikleri ve arz edebildikleri miktarlarıdır. arz edilen miktar, bir zaman dönemi boyunca, diğer her şey sabit tutulurken, üreticilerin belli bir fiyat düzeyinde, mal veya hizmeti satmak için arz etmeyi istedikleri ve arz edebildikleri miktarlarıdır. arz yasasına göre, bir malın veya hizmetin fiyatı arttıkça arz edilen miktarı artmaktadır ve fiyat düştükçe arz edilen miktar azalmaktadır.
arz yasasının beş özelliği vardır :
1- tanımlanmış bir mal ya da hizmetin miktarı.
2- üreticilerin satış için gönüllülükleri ve satabilirlikleri.
3- belirli bir zaman süresi.
4- bu mal ya da hizmetin fiyatı arttıkça artması ve fiyatı azaldıkça azalması.
5- diğer herşeyin sabit tutulması.

birinci madde, talep yasasındaki talep koşulu ile aynıdır. ikinci madde, üreticilerin bir ürünü satmak için arz etmeyi tek başına istemelerinin yeterli olmadığını, anca o ürünü sunabilir durumda da olmaları gerektiğini dillendirmektedir. üçüncü madde, üreticilerin satış için teklif edecekleri miktarların, düşünülen zaman dönemine bağlı olduğuna dikkat çekmektedir. dördüncü madde, daha yüksek fiyatlarda, daha düşük fiyatlardakine göre daha fazla arz yapılacağını belirtmektedir. sonuncu madde ise, arzın belirleyicilerinin değişmemesi koşuludur.

bir insanın ses tonunu unutmak

alanguva
Neredeyse bir hafta sonra babamı kaybedişimin birinci ayı olacak. Düşüncelerine önem verdiğim birisi laf arasında şunları dillendirdi: "babamı kaybettiğim ilk zamanlar ağlamaktan kendimi ve onunla olan anılarımı göremeyecek haldeydim. Boşuna kendimi telaşlandırıyordum. Bi zaman sonra kendimi daha büyük bi sorunla telaşlandırıp kızacaktım. Sesini unuttuğunda bunu sende yaşayacaksın."

Sakin sakin dinledim, ölçtüm tarttım... daha sesini ya da minicik birşeyini unutacak halde değilim fakat şimdiden kendime kızmaya başladım. Ya unutursam? O zaman ikiye mi katlanacak bu depresif haller. Aslında bunu düşünüp gelecek planı kasarken bile insanoğlu bencilliğini koşturuyoruz.
Gidenin değil de geride kalanın hesapları.

Ama gene de ben dayanamam ya.

abd bütçesi

alanguva
batı ülkeleri içerisinde federal siyasi yapıya ve başkanlık sistemine sahip olan bir ülkedir. iyi mi kötü mü tam verileri elime geçtiğinde editleyerek sizlerle de paylaşacağım. merak konusu yaptığım gelişimiydi, çünkü bu adamlar için köklü bir maliye tarihinden söz edemiyoruz. kıt'anın keşfi ile avrupa ülkelerinin ekonomik, idari siyasi vb. yönleri buraya yerleşmeye başlamış. ve aynı zamanda kıt'a ülkeleri ve abd, gelişmeye ve yeni bir uygarlık geliştirme yüklemelerine başlamış.

amerika'nın bağımsızlığının tanınma süreci; ingiltere'ye karsı açılan vergi mücadesi ve altı yıl süren savaştan sonra 1783'de ingilizlerin amerikalıların bağımsızlığını tanıması ile başlamış. abd'nin kuruluş yıllarında parlamentonun yaptıkları bütçe uygulamaları ingilizleri tekrarlamaktan öteye gidememiş. yani; parlemanto üyelerinin hepsi bütçeyi inceler ve tartışırdı. bütçe ile ilgili ilk ihtisas komisyonu çalışması 1795 yılında temsilciler meclisi gelirler komisyonunun kurulması ile başlamıştır. kurulan bu komisyon ile birlikte maliye bakanlığının bütçe ve gelirler üzerindeki bazı yetkileri kısıtlanmış hatta ellerinden alınmıştır. hatta ve hatta 1801-1809 yılları arasında maliye bakanlığı ile komisyon arasındaki ilişkiler kopma aşmasına gelmiştir.

1855 yılında temsilciler meclisinde ödenekler ile ilgili 8 komitenin bulunduğu, daha sonra bu komitenin sayısının 14'ü temsilciler meclisi ve 15'i de senato olmak üzere 29'a yükseltildiği görülmektedir.

1800-1912 yılları arasında abd bütçe sistemi: her federal dairenin bütçe teklifleri tek tek olmak üzere kongreye sunuluyordu. başkanın, bu teklifleri, kongreye sunmadan önce değiştirme hakkı yoktu. ödenekler titizlik ile ayarlanılıyor ve yürütme organının ödenekler arası transfer yapma yetkisi kısıtlanmıştı. kongre, ödenekleri ayrıntılandırarak, yürütme organının yetkisini sınırlandırıyordu.

federal idarede ve bütçe ve maliye konusunda başkan william howard taft (zerre haz etmem) döneminde yumuşatıcı tedbirler alınmıştır. howard döneminde tasarruf ve verimlilik komisyonu kurulmuştur. komisyonun iki yıllık çalışmadan sonra hazırladığı raporda:
- federal idare önce neler yapmak istediğine karar vermelidir.
- bu amaçlara uygun en iyi örgütlenmenin nasıl olabileceği araştırılmalıdır.
- kamu personelinin seçimi, eğitimi ve etkin çalışma metotlarıyla ilgilenilmelidir.
- kamu kuruluşlarının içindeki her bölüm, kendisi için en iyi sonuç verecek etkin çalışma metotlarını araştırarak bulup uygulamalıdır.
- bütün bunlar yıllık programlar halinde yapılıp uygulanacak bütçeler aracılığı ile gerçekleştirilmelidir.
- kamu kalitesinde kaynak kullanımında etkinliğin sağlandığını izlemeye elverişli bir muhasebe sistemi ve denetim mekanizması kurulmalıdır.

bu rapordan sonra haliyle bazı yenilikler ortaya çıkmıştır. 1934'de tarım bakanlığında performans bütçe sistemi uygulamaya başlanmıştır. 1939 yılında reorganizasyon kanunu ile bütçe bürosu hazine bakanlığından ayrılmıştır. başkanlık yürütme idaresine bağlanmıştır. ikinci dünya savaşına hazırlık içinde "performans" ve "program bütçe" uygulamaları geliştirilmiştir.

abd bütçe sistemlerini ilk olarak denek gibi özel sektörde denemiş ve başarılı olan sistemi kamulaştırmıştır. hatta özel sektörde başarı ve amaca ulaşan yöneticileri de bünyesine dahil etmiştir. abd'de performans ve program bütçe sistemi 1960'lı yılların başlarında "planlama-proglamlama-bütçeleme sistemi (ppbs)" olmuştur. bu sistemi birçok avrupa ülkesi de uygulamış, ülkemize ise; 1973 yılında geçmiştir.

abd'de başkan nixon öncülüğünde 1973 yılında 21 federal birime "hedeflere göre yönetim sistemi" pilot olarak uygulanmıştır.
`
başkan carter `döneminde sıfır esaslı bütçeleme ismiyle yeni bir sistem kurulmuştur. tarım bakanlığında uygulamaya başlanılan bu sistemden alınan pozitif sonuçlara göre, 1977'de federal devletin bütün bakanlık ve bürolarında uygulanmaya başlanmıştır.

1993 yılında ise "hükümet performans ve sonuçlar kanunu" kabul edilmiştir. kanuna göre federal birimler uzun vadeli stratejik planlar hazırlayacak, bütçelerinde yer alan programlar için faaliyetleri belirleyecek ve yıllık performans hedefi koyarak yıllık faaliyet raporu ortaya koyacaklardır. böylece abd'de hükümet performans ve sonuçlar kanunu ile stratejik planlamaya dayalı performans esaslı bütçeleme uygulaması başlatılmış, federe devletlerde bu uygulamaya gitmiştir. yeni bütçeleme sistemi batılı ülkeler ve ülkemiz gibi çeşitli ülkelerde kullanılmıştır.

memesi olmayan kadınlar

alanguva
Herkesin göğüs dokusu normal olacak diye birşey yok değil mi? Memesi olmayan kadının da çok mutlu olacağını sanmıyorum bu durumdan. Giydiğiniz kıyafeti taşıyamıyorsunuz, tadilat vs. En kötüsünden tişört üzerinden sütyen izi olmasın diye içini doldurmak zorunda kalıyorsunuz. Biri farkedince utanıp kapatıyorsunuz. Bi kadın sizce bu durumu isteyebilir mi? Kadınlara armağan edilen bir görsel şölenin olmaması ya da eksik olması em nihayetinde onun suçu olmadığı gibi insanlar tarafından eleştirilmesi onun suçu değil. De naaaaparsın malesef var böyle tipler. Hele ki hemcinslerim tarafından görünce onlar adına ben utanıyorum. Bu yermek larak algılanmasın gerçekten utanıyorum. Elinizde olmayan nedenlerden dolayı "kendini atsın yaaaaaeeğğ." Zırvalamalarını da çocukça buluyorum. Tamam senin var diye herkesin olacak değil ya? Ne diye üzüyon elalemi.
Ha çok rahatsız oluyorsan silikon parasını ver yaptırsın. Sen de çokşeyapmamış olursun.

Amaaaan bilmiyorum saçmalıklar silsilesi.

geleneksel bütçe sisteminde sınıflandırma

alanguva
geleneksel bütçe sınıflandırması ile, devlet faaliyetleri gözlenebilir ve bazı analizler için kafa yorulabilir.

geleneksel bütçeleme sisteminde en yaygın olarak kullanılan harcama sınıglandırmasıdır. harcama kalemleri ile yapılır. bu vasıta ile her bakanlık veya daire için teklif edilen harcamalar bütçede maddeler halinde sıralanır.

diğer sınıflandırma ise; fonksiyonel sınıflandırmadır. burada harcamalar güvenlik, eğitim, adalet, sağlık vb. hizmet gruplarına ayırılmıştır.

son olarak; ekonomik sınıflandırma. bu sınıfa göre harcamalar, yatırım ve transfer olarak ayrılır.

geleneksel bütçe sistemi

alanguva
batı avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülkenin bütçeleme sisteminin elinden geçmiştir. bu bütçe sistemi kamu kuruluşlarının görevlerini yerine getirmek için ihtiyaç duydukları kaynakları tesis eder.

bütçede denklik esastır. bütçenin denk olabilmesi içinde devletin, vergi, resim, harç, teşebbüs, mülk gelirleri gibi kaynaklardan gelir elde etmesi gerekmektedir.

gelirler ve giderler azaltılır; gelirlerin artması halindeyse giderlerin arttırılması ya da vergilerin indirilmesi yoluna başvurulur. bu bütçe sistemine göre bütçenin fazla veya açık vermesi sorunları da beraberinde getirir.

bütçe açıklarının kapatılması için devlet borçlanır, özel yatırımlar verimli şekillerde değerlendirilir. borçlanma devletin normal bir geliri haline gelir, borçların ana para ve faiz ödemeleri ilerde bütçe dengelerini bozacaktır. halbuki denk bütçe ile harcamalar belirlenir ve finansmanı sağlanır.

aristotales

alanguva
kadınlara olan yaklaşım ve tutumundan dolayı hazmedemediğim, içime alamadığım bir filozof.

kadınları, erkekten daha az zeki gören, dişiliklerinin erlikten daha az olduğunu savunan ve kadınları metalaştıran bir adam. karısı ile olan yaş farkına felsefi yönden bir kılıf uydurmakla yetinen bir birey.

önyargılıyım, kanım alamıyor.

ak 47

alanguva
Abi baya doğa şartlarına uyumlu, ucuz bir silah. Ki bu yüzden dağdakiler bunu tercih eder. Ama mekaniği falan bence sağlam. Tutukluk falan yapmadan alıp gidiyor. Ama tabi nereye kadar.

Bir ara mekaniğini, yapısını ele alıp uzun uzun yazarım. Hatırlatın.

walther p99 as

alanguva
en sert koşullara kucak açabilen bir silahtır. namlu ve dış yapısı korozyona dayanıklı ve mat bir kaplamaya sahiptir. cz 75b gibi kullanımı emniyetli olup iğneli ateşleme sistemine sahiptir. gerçek bir double action olmasından ötürü sürgünün üzerindeki düğme ile kurulu iğnenin yayını boşaltabilme özelliği vardır. tetik yolu kimi kullananlara göre uzun kimisine göre normaldir.

sub compact bir silah.
9•19 mm çapında
polikarbon gövde

diğer silahlara nazaran geri tepmesi daha azdır. bu yüzden diğer silahlara oranla tahminimce rahat kullanım özelliği sunar. sağ ve sol elle de kullanılır bu yüzden. sanıyorum ki avusturya, avrupa ve kuzey amerika silahlı birliklerinde ve kolluk kuvvetlerinde bu silahı bu yüzden beylik tabancası yapmışlardır.

ağır silah kullanmış ve buna alışmış kişilerce tercih edilmezler. bu konuda yorum yapacak bir bilgim açıkcası yok. fakat deneyimlediğim silahlar genelde ağır ve tepmesi fazla olduğu için beni yormuştu. bu yüzden hafifliği bende bir sempati oluşturdu.

cz 75b

alanguva
ilk olarak estetiğine değinmek istiyorum. ciddi anlamda hoşuma gidiyor tasarımı. baya asil geliyor hatta. uzun ömürlü ve güvenlik açısından tercih edilen uzun namlululardan. çek cumhuriyeti'nin yaptığı en iyi şeylerden biri. o kadar beğenilmiş ki klonlarını fazlaca görmek mümkün.

birçok ülkenin ordusunda ve emniyetinde bulundurduğunu es geçmek istemem. firing pin blocker özelliği sayesinde gözlerde yerini kolaylıkla sabitlemiş. horoz kurulu, namluda mermi varken bu özellik sayesinde rahatta kalınabiliyor.

60 metre menzilli yarı otomatik.
9•19 mühimmat.

şahsen rahat ettirmeyen tek özelliği ağır oluşuydu. ellerimin minicik olmasına rağmen kavramada zorluk çıkarmadı. fakat ağır oluşundan sanırım diğer tabancalara oranla daha sert tepmesi vardır.

ama asaleti yeter be.

mal

alanguva
ihtiyaçlarımızı gidermeye yarayan her şeye mal denir.

iktisadi ve idari olmayan mallar: karşılığında para ödediğimiz mallardır.

ikame mallar: birbiri yerine kullanabilen mallara denir.
nihai mal:kendisi başka hiç bir malın girdisi olmayan maldır.
ara mal: kendisi başka bir malın girdisi olan maldır.

hanehalkı emeğini firmalara satarak karşılığında bir ücret alır. emeğin karşılığı faizdir. bunun sonucunda talep edilen malı gene firmalardan alarak bir döngü oluşturur. firma devlet ilişkisi, hanehalkı firma ve mal ilişkisi bu döngünün temelini oluşturmaktadır.

ırkçılık

alanguva
insanların etik eşitliğine inanılmayıp, toplum biyolojisine önem veren eşitsiz dünya düzenidir. bilimden, felsefeden, ideolojiden ve kültürden beslenerek karma bir şekilde karşımıza sayısız örnekleriyle çıkmaktadır. irkçılığı kapitalizm öncesi ve kapitalizm ile varolan ırkçılık olarak analiz etmişlerdir. kapitalizm ile ortaya çıkan ırkçılık , kapitalizm öncesi ırkçılığı da önüne katıp harmanlanıp sunulmuştur.
bize "üstün ulus-ırk" olarak sunulan bu terim ilk olarak amerikanın keşfinden itibaren kızıldereli abilerimizle başlatılan bir savaştır. zaman içerisinde kaynaklara olan talepler arttıkça, bu kavga da kendini bizzat kölelik olarak göstermiştir.
devlet rejiminin sadece güvenlik için kurulduğunu bunun gereksiz olduğunu savunan marksizm vb. görüşlerce çatışmaya düşüren bir kavramdır.
fakat ayırt edilmesi gereken yerlerde vardır. faşizm, milliyetçilik farklı kavramlardır. bunlar ırkçılıkla karıştırılmaktadır.

öfke

alanguva
Yaşayabilecek olup yaşayamadığım ne varsa hissettiğim sikimsonik duygu. Son günlerde nedense daha da hakim. Elden gidenlere öfke daha da artıyor galiba.

Ya ben ne anlatıyorum?

bir varmış bir yokmuş

alanguva
Masalların girişidir.

Küçükken oturtturur anlatırlardı. Sizi bilmem ama bana çok yaparlardı. Babam gelir tepeme çöreklenir zorla bana bunları dinletirdi.

Sonra hayatta onunla birlikte "bir varmış bir yokmuş" a döndü.

sword art online

alanguva
Favori animelerimdendir. Sword art online diye Mmorpg çıkıyor. Oyunun betasını oynayan bir kahramanımız var. Ve bu oyun diğerlerinden bi tık daha farklı. Nervegear takarak oyun dünyasına giriyorsunuz. Şöyle bir ibnelik yapmışlar. Oyuna giren çıkamıyor. Nervegearı çıkarıp oyundan da çıkamıyorlar. Çıkarttıkları an ölürler.
Yani yaşamak için o oyunu bitirmek zorundalar.

Sevilen animeler listesine alınacak türden.

ben böyleyim

alanguva
Ritmine yandığımının şarkısı. Paten kayarken bi hareket deneyeceğim zaman buna abanıyorum. Birden bi özgüven geliyor. Tabii sonrasında düşüyorum. Neyse gelelim sözlere:


Hayat bu kadar mı?
Bence değil
Bir kaç sözüm var
Biraz senin gibi
Yıkılmayan duvarları var
Bazen esintili
Bazen uzak yakınlarım var
Ben ben böyleyim kendi yolumda

Bırak tutma beni
Kaybetsem de üzülmem asla
Ne boş kaygıların
Korkma bana hiç bir şey olmaz
Yanlış doğru gibi
Eksik kalan bir kaç satırsa
Ve ben ben böyleyim
Kendi yolumda

Hayatta benim
Her anımı yaşadıkça sevesim var
Aldırmam hiç yağmurlara
Benim güzel hatalarım var
Bir an bile vazgeçmedim
Kendi yolumdan

Değer saklanma hiç geçer zaman
Böylede geçer ya sev ister vazgeç
Beklentiler sadece üzer
Ayrı dünyalarda farklı farklı kafalarda
Ve ben ben böyleyim
Kendi yolumda

Hayatta benim her
Anımı yaşadıkça sevesim var
Aldırmam hiç yağmurlara
Benim güzel hatalarım var
Biran bile vazgeçmedim
Kendi yolumdan


mutlak seveceksin

alanguva
Başlığını açıyor olmak beni çok mutlu etti.


Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor:Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

(bkz:Hüseyin nihal Atsız)

geri gelen mektup

alanguva
Atsız'ın ruh adam kitabında içimize işleterek bizlere armağan ettiği bir şiir. Ve nedense listemin başını çeken bir eser.


Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil' İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin
Sen vururken de öldürürken de güzelsin.......

(bkz:Hüseyin nihal Atsız)

sen benim ilkimsin diyen kadın

alanguva
Şu an taşak geçerek andığımız bir konu bu. Ama farkında mısınız bilmem ama toplumsal baskı yüzünden niceleri bu açıklamayı yapıyor. Kimisi gerçekten doğru söylüyor, kimisi de utanılacak bir şeymiş gibi bu cümleyi korkarak kuruyor.
Bir kadına bunu dillendirtecekseniz siktirin gidin. Erkeklerin hormonları varsa kadının da var. Nice ilkler görmeye de hakkımız var.
Ben esneğim diye ortada dolanan ve bunu bir başarı gibi gösteren milyonlar var.

Kimsenin malı değiliz. Kimse için yalan söylemek zorunda da değiliz. Çetele tutup hesap vermek zorunda hiç değiliz. Capslere konu olacak bir konu da değil bu. Gidin başka espriler bulun kendinize.

Sevginin, aşkın, hazzın; kanımızda ve kasıklarımızda olması dileği ile!

mülkiyet

alanguva
bazı ülkelerin zengin, bazı ülkelerin fakir olması mülkiyet kavramını akıllara doğrudan getirir. özel mülkiyetin olmadığı sistemler, özel mülkiyetin olduğu sistemler kadar başarılı değillerdir. hindistan, çin, cezayir, maceristan ve polonya gibi, çok az mülkiyet hakkı verilen ülkeler, özel mülkiyete izin veren ülkeler kadar başarılı değiller idi. hong kong, kendini dünyanın en zengin "ülkelerinden" biri yapabilmişti; bunun nedeni, özel mülkiyete izin vermiş olmasıydı.

zengin ülkelerde herhangi bir şeye sahip olduğunuzda, onunla istediğinizi yapabilirsiniz- en azından başkalarına zarar vermediğiniz sürece. bir ev yada araba kiralamayı düşünün. evin yada arabanın sahibi olduğunuzda onlara göstereceğiniz özen ve dikkat kiralayacağınız için göstereceğiniz özen ve dikkat ile aynı olmayacaktır. kiralananlara, özen gösterme güdüsüne sahip değilizdir. çünkü karşılığında hiçbirşey elde edemeyecek olsanız da evi ya da arabayı korumak ya da bunları iyileştirmek için zaman, para ya da çaba harcayabilirsiniz. ona sahip olduğunuzda, araba ya da eşya vb. yapacağınız herhangi bir iyileştirme karşılığında birşeyler elde etmeyi bekleyebilirsiniz. bu durum; özel mülkiyet hakları olarak bilinir. insanların mallara sahip olabileceği ve sahip oldukları bu mallar ile yapmak istedikleri şeylerin hemen hemen tamamını yapabilecekleri anlamına gelmektedir. en zengin ülkelerde özel mülkiyet hakları yürürlükte ve uygulanmaktadır.

çok kısa bir zaman öncesine kadar çinde herşey devletin malıydı. pakistan'da hiç kimse kendilerinin olduğunu iddia ettikleri herhangi bir şeyin kendilerine kalacağından emin olamıyordu. latın amerika'nın büyük bir kısmında, özel mülkiyetin güvencesi uzun süre resmileştirilmedi. meksika hükümeti pek çok defa özel mülklere el koydu. latin amerikan ülkelerinde özel mülkiyete izin verilmedi.

bu ülkelerin ekonomileri tökezlemekte ve ciddi problemlere doğru gitmektedir.

özel mülkiyet hakları vatandaşlar arasında evrensel olmadığında ya da yürürlülükteki uygulama sürekli ve etkili olmadığında, bir ülke zenginleşemeyecektir.

özel mülkiyet, sadece zenginler için bir hak gibi görülebilir; ancak fakirler için çok daha büyük bir önem taşımaktadır.

hiç kimse birşey sahip değilse, hiç kimsenin birşeyi koruma güdüsü de doğmaz. komünist rejim sürecinde polonya'da gdansk 'taki gemi inşa eden fabrikalarda çalışmaya zorlanan işçiler, göstemelik çalışıyorlardı. üretken olmak gibi bi güdüleri yoktu. çünkü ne yaparlarsa yapsınlar alınan ücret değişmiyordu. sahibi olduğunuz takdirde, emeğinizin ya da malınızın - mülkünüzün değerini artırma güdüsü olur.
(bkz:fundamentals of economics)

bir dine inanmak

alanguva
insanoğlunun gaybı bilmeyip yanılgıya düştüğü tepelerden birkaçı: tanrı var mıdır? dinler var mıdır? sanırım bir tanrının oluşması bize bir din öğretisini sunmak zorundadır. bu konuya birazdan değineceğim. bir tanrı da varsa sanırım tasarruv etmek hoş karşılanmayacaktır.. işin metafizik kısmına değinmeden evvel inanan biri olarak onu gözünüzde canlandırmamanızı talep ediyorum.

sorular harmonisini hareketlendirmeye, hızlandırmaya çalıştıkta durduk. yok efendim tanrı egoist dedik, kur'an olayını çözemedik... sanırım en sonunda tatmin edici şeyler öğrenebildim ve bu konular üzerinde ahkam kesmeyi bıraktım.

milyonlarca asırlardır bize bir yaratılış savı anlatıldı. o savı bir hatırlarsak, adem ve havva yaratıldı ve ardından bizler. tanrının evreni ve bizleri yaratma fikri bir anlık idi. düşündü ve oldu. bunu açıklamak sanırım biraz zor, kuantum metafizik vs bir çok dal zaman, ışık vb. olguları hala araştırmakta. zaman kavramı dediğimiz şeyin hala ne olduğunu anlamış değiliz. mesela; siz bebekken geleceğinizi göremezken, geleceğinizden geçmişinizi görebiliyorsunuz. bunu bizzat tanrının düşünüp yaratmasıyla (yani zaman kavramıyla) bağdaştırabilirsiniz.

bir tanrının az çok oluşmasını anlamlandırdıysak din boyutunu alma zamanı... eğer bir yaratıcı varsa ki bu düzen açıklanamayan bir gizem halinde kaldı ise kesinlikle var. kalü belada secde eden bedenlerin müslüman olduğu ifade edilir kuran'da. yani biz seçilimimizi tanrı bizi henüz ilk düşündüğünde ve yarattığında yapmışız. yaratıcının gücü ileriyi görüşü ya da başka ne denirse artık buna.

yıllardır tartışagelinen başka bir konuda insanın dürtüleri ile hareket etmesi. bana göre insanlar ahlakı sonradan kazanırlar, fakat adaleti doğuştan öğrenirler. tanrının verdiği içgüdüler güdümlemeler ile öğrenmeye aç bırakılmışız. ve eğer yaratıcı tahminlediğim şekilde ilerlediyse bir ahlak kurallarına ihtiyacımız vardı. ahlak kuralları içgüdüler ile birleşince işe yararmış... manevi açlığımızla bir dine de bu yüzden ihtiyaç vardı. din toparlayıcılığı sağlama görevini üstlenmiştir. çoğu dini öğrenmeme rağmen en mantıklısı adaletlisi islamdır. ha bu öğrenme işlemini dindarlığım için falan değil, götüm sıkışınca "yaratıcım yardım et!" diyebilmek için yaptım orası ayrı.

kafanızda oluşturduğunuz bir tanrı figürü varsa elbetteki din vardır. insanlar içgüdüleriyle yaratılıyorlar. içgüdülerimizde bizi dine yönlendiriyor. anne olan bir kadının hisleri, kadının veya erkeğin anotomisi, hırsızlık gibi aklınıza gelebilecek herşey din öğretisinin toparlayıcılığı altında buluşturulmuştur.

son olarak, islam dini ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. dönemin koşullarını araştırıp, daha sonra okuyunuz. şayet ben kadının kadın olmasında o dönemde islamın rolü olduğunu düşünüp sırf bu konudan dolayı bile saygı duyuyorum.

taurus pt92

alanguva
bu silahı alma düşüncesi içinde olduğunuz zamanlarda, konuştuğunuz kişiler " abi yapma yaaa beretta 92fs'nin aynısı onu al" diyecekler. kanıp almayın. birçok açıdan daha iyi olduğunu düşünüyorum. özellikle ev için alınacaksa kesinlikle yüksek güvenliği ile kasanıza çok yakışacaktır. bu silah güvenlik konusunda hassasiyetini baya gözler önüne sermiştir.

geri tepme ile çalışan bu silah kilitli sürgülüdür. mandal emniyetine ve kendine ait bir emniyet sistemi vardır. tetik çift hareketlidir. otomatik iğne emniyeti vardır. aynı zamanda üstten açılan sürgüye sahiptir. isteğe bağlı tek ve çift tetik mekanızmamız var. bana göre fazla olmasa da abimin söyleyişine göre hafif bir yapısı var. polimer gövde yerine çelik gövde var, hafifliği nerden kaynaklı bilemiyorum.

mekaniği oldukça basit ve kuvvetli. içini açıp incelediğinizde uzun yollu çift hareketli bir tetik size merhaba diyecek. bu silahta kabza kauçuklarını içim almadı, büyük ellere hitap etmiş sanki.

taurusun bir diğer güzelliği kuşkusuz "taurus security system" manuel emniyetin ön tarafında kurulu bulunan sürgülü blok horozu devreden itiyor. ilk başta tamamıyla eve uygun bir silah demiştim. nedeni tamamıyla buydu. bu sistem sayesinde istenilmediği zaman ve istenilmeyen kişiler tarafından kullanılmıyor. tetiği sonuna kadar çekmedikçe iğne serbest kalmıyor.

aksi durumlarda olmuyor değil, bu tamamen kullanıcıya kalmış. şahsen ben temizlerken dikkatsizim geçmiş zamanlarda masaları delip geçmişliğim var. bu da sanırım istisnai bir durum.

majör depresif bozukluk

alanguva
Bu teşhis koyulduğunda uyuşturucuya devam ederseniz gerçekten yakın zamanda delirdiğinizi hissedersiniz. Çok korkunç birşey, bir de yenileniyor falan. Yıllarca kendinizi bu döngü içinde bulup defalarca intiharı denemiş olabilirsiniz.

Hafif bir hastalık değildir.

fiyat esnekliğinin belirleyicileri

alanguva
herhangi bir malın fiyatını belirlemek için talebin fiyat esnekliğini kullanıyorsanız esnekliği nelerin etkilediğini bilmeniz gerekir. genel itibariyle :
1- bir ürünün ikamesi ne kadar çoksa, talebin fiyat esnekliği de o kadar yüksek olur.
2- ürünün tüketicinin toplam talep bütçesi içindeki payı ne kadar büyük ise talebin fiyat esnekliği o kadar yüksektir.
3- ilgili zaman periyodu ne kadar uzunsa, talebin fiyat esnekliği de o kadar yüksek olur.

orjinal ürünün kalitesi veya diğer bir niteliği açısından kayba uğramadan bir üründen diğer bir ürüne kolaylıkla geçiş yapabilen tüketiciler bir fiyat değişikliğine karşı oldukça duyarlı olacaklardır. talepleri oldukça esnek olacaktır. hangi cins pirinç yediğimizin bir önemi yoktur. o vakit, bir dükkana girdiğimiz zaman en düşük fiyatlı pirinci alırız. o pirinç markasının fiyatı çok az yükselse bile biz, en düşük fiyata sahip olan diğer markalı pirinci alırız. oysa, yalnızca tek bir cins pirinç olsaydı, bir markadan diğerine böyle kolayca geçiş yapamazdık. ya patatese ya da makarnaya yönelirdik. veya hiçbir şey satın almazdık. böyle bir durumda, fiyata karşı da bir duyarlılık söz konusu olmaz.

iş seyahati yapan yolcuların seyehat etmeleri için gereken zaman konusunda çok az seçenekleri vardır; gerektiğinde uçağa binmelidirler. sonuç olarak, onların uçak koltuğu taleplerinin fiyat esnekliği oldukça katıdır. oysa, tatilciler çok daha esnektir ve bu nedenle daha fazla fiyat duyarlılığına sahiptir.

bir ürünün daha az yakın ikamesi olduğunda, firma önemli bir satış ve gelir kaybına uğramaksızın fiyatı arttırabilir. firmaların marka isimleri yaratarak müşteri sadakati yaratmaya çalışmalarının nedeni budur. marka isminin daha çok tanınması ve müşteri şanslarının artması ürüne yakın ikame sayısının daha az olması anlamına gelir ve bundan dolayı talebin fiyat esnekliği daha düşük olur. bu nedenle, coca cola'nın pepsiden daha yüksek fiyatla satış yapmasını sağlar. nedeni budur.

bir mal için yapılan harcamanın tüketici bütçesindeki oranı ne kadar yüksek ise o mal talebin fiyat esnekliği o kadar yüksek olur. yeni bir araba ve avrupa tatili oldukça pahalı olduğu için, fiyatlarındaki küçük bir yüzde değişikliği bile hanehalkı gelirininin önemli bir kısmına mal olabilir. bu nedenle, fiyattaki %1'lik bir artış, birçok hanehalkının araba ya da tatil düşüncesini ertelemelerine neden olabilmektedir. diğer taraftan, kahve bir hanehalkının haftalık toplam harcamalarının küçük bir kısmını oluşturduğu için, kahve fiyatında yüksek bir yüzde artış satın alınan kahve miktarını muhtemelen çok az etkileyecektir. tatil talebinin fiyat esnekliği kahve talebinden genellikle daha yüksektir.

ele alınan zaman periyodu ne kadar uzunsa herhangi bir ürün için talep o kadar fazla, fiyat esnek olacaktır. kısa bir zaman periyodunda çoğu mal ve hizmet talebinin fiyat esnekliği daha düşüktür. buna karşılık, bir veya birkaç yıllık periyot için çoğu mal veya hizmet talebi fiyata karşı daha esnek olacaktır. ancak, 10 yol gibi uzun bir periyot için benzin talebi fiyata karşı çok daha esnek hale gelir. ek süre, tüketicilere davranışlarını, benzini daha iyi kullanacak ve ikame bulacak şekilde değiştirme olanağı sağlamaktadır.

fırsat maliyeti

alanguva
bir seçim, basit olarak alternatiflerin bir karşılaştırılmasıdır. örneğin, yeni bir araba satın alıp almama kararı veriyor olsaydınız, alternatifleriniz neler olabilirdi? bunlar, üretilen diğer otomobiller, kamyonlar, hatta bisikletler olabilir.

bu alternatifler ayrıca, paranın harcanabilir olduğu başka hemen hemen her şey de olabilirdi. bir şeyi seçtiğinizde, diğer şeylerden elde edebileceğiniz faydalardan vazgeçilmiştir.

ekonomistler bir sonraki alternatifin bu vazgeçilen faydalarını fırsat maliyeti - bir seçim yapıldığında vazgeçilmesi gereken en yüksek - değerli alternatif - olarak adlandırmaktadır.

fırsat maliyetleri, her kararın ve aktivitenin bir parçasıdır. sizin bu girdiyi okurken ki fırsat maliyetiniz, yapabiliyor olabileceğiniz başka herhangi bir şeydir.