avni

sana gitme demeyeceğim.
üşüyorsun ceketimi al.
günün en güzel saatleri bunlar.
yanımda kal.
sana gitme demeyeceğim.
gene de sen bilirsin.
yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
incinirsin..
sana gitme demeyeceğim,
ama gitme Lavinia,
adını gizleyeceğim.
sen de bilme Lavinia..

özdemir asaf

benim kelime hazinem çok geniştir, derdim.

Senin bir kelimene yetemedim;

git, ne demekti sevgilim ?

nazım hikmet ran

bunu bir anarşist söylese; vay amına koduğumun dinsizi, teröristi, şerefsizi, devlet ve düzen düşmanı bilmem ne "ist"i diye yaftalanır. kendini idealist sanan yobazlara hastır böyle din ırk milliyet üzerinden yapılan söylemler. birileri böyle düşünüyor ve bunu açıkça dillendiriyorsa devletler ve düzen ne için vardır sorusu gelmeli evvela insan olanın aklına. lamı, cimi yok. insanoğlunun ben yaparsam, yönetirsem iyi başkası yaparsa kötü ikiyüzlülüğünden başka bir şey değildir aslında dillendirilen. eline silahı alan, gücü olan kendi adaletini sağlıyorsa ya da sağlamaya yeltenebiliyorsa bunun adı düzensizliktir, kaostur. insanlar ve toplumlar kendi adaletini sağlamaya çalıştığı için insanlar insanları acımadan katlediyor. böyle bir cani tür de yok şu dünyayı paylaştığımız canlılar arasında.
hasılı ha yahudi milliyetçiliği ha budist ya da arap veya alman ya da fransız, ingiliz vs vs. gram fark yok aralarında.
benim milliyetçiliğim ve adaletim en insancılı. yersen.

"Aşırı solcudur aşk. Bu yüzden insanların sol yanını hedef alır. Ve aşk bu kadar solcuyken içinden sağ çıkmak imkansızdır."

deniz gezmiş

devletin cari açığı korkutucu seviyelerde. ekonomiden azıcık anlayan herkes farkında bunun. yakında lüks sayılan bütün emtialarda benzerleri sırada. tahsil edebilecekler mi ayrıca göreceğiz. zaten hali hazırdaki ağır geliyor ödeyemiyor vatandaşların çoğu.

ha ımfye borcumuz yok hatta ımfye borç bile verebiliyoruzz di mi?

"hiçbir bir insan yek diğerinin hayatının süsü değildir. "

kelimenin etimolojik kökeni elbette erkek egemen zihniyetin egemen olmaya başladığı çağlardan. resmi olarak evli erkekle birlikte olan kadınlar için kullanılıyor zira. peki ya anaerkil zihniyet egemen olsaydı evli kadınla birlikte olan erkeğe ne diyecektik dersiniz? kimse demesinki çok eşlilik isteği sadece erkeklere mahsus. birden fazla kadınla ilişki içinde olmak daha açık deyişle birden fazla kadına sahip olma geleneği erkek tanrı inancının insanlık üzerinde egemen olmasıyla başlar. hala daha birçok toplumda kadınlar erkeklerin bu üstünlüğüne boyun eğiyorsa topu taca atmaya gerek yok. zihniyet bu. toplumsal evrimde önde olduğunu öne süren toplumlar ve insanlar bunu kabul edemiyorsa insanlık iyi yoldadır diyebilir miyiz peki? açık olan şu ki; cinselliği sırf üreme için dahi olarak düşünürsek kadın ya da erkek insan doğası gereği çok eşli olmaya meyillidir. kadını erkeği yok bunun. birçok canlıda olduğu gibi türümüzde de genetik olarak geleceğe en iyi genlerin aktarma dürtüsü esastır. diğer taraftan insan ve pek az canlı cinselliği üreme haricinde deneyimlemekten zevk alır. üreme harici cinsellik deneyiminde tek eşlilik zaten mümkün değildir. ancak tek eşli olmayı seçebilirsiniz orası ayrı.

(bkz:gen bencildir)

doğru ya da yanlış insanı yok bence. tek kurşunla iki kişi bir bedende vurulursun. o kadar. mantığı olan ise başka bir şey ama aşk olmadığı kesin. aşkta mantık arayan define arasın daha ehven. ila nihaye mutlu aşk da yok zaten.
(bkz:mutlu aşk yoktur)

orta asya inancalarından. rivayet o ki türklerin müslüman olmadan önceki inançları.
aşağıda paylaşacağım metin minvailinde yaşayan veya benzerine gönülden inanan kaç türk çıkar gerçekten merak ediyorum.

şaman öğretisi der ki;

"doğada hiçbir can sadece kendisi için yaşamaz. nehirler kendi suyunu içemez. ağaçlar kendi meyvesini yiyemez. güneş kendini ısıtmaz. ay kendini parlatmaz. çiçekler kendi için kokmaz. rüzgar kendi için esmez. yağmur kendini ıslatmaz. toprak kendi için yaratmaz. her şey zincirleme olarak birbiri için yaşar ve var olur. bu doğanın, doğallığın kendisidir ve kanunudur.

insan ilişkilerinde karakter olarak mesafeli davrananlara yapıştırılan yafta ya da kondurulan sıfat.
karşıtı için;
(bkz: sıcak)

kapalı kapılar ardında pek çok devletin onay verdiği bir referandum olduğunu, konuyla ve bölgeyle ilgili en ahmak insanlar bile idrak eder kanısındayım. konuyla alakasızların referandumu gerçekleştirenleri salak yerine koyan açıklamaları bir tarafa "kandırmışlar bizi" ayağına yatıp bu ülke insanlarını salak yerine koyanlara kızamıyorum da artık. zira salak yerine konulmak başka gerçekten salak olmak bambaşka şeyler.

insanoğlunun en çok abarttığı, en çok korktuğu ve karşısında kendini en zavallı hissettiği ben diyeyim realite, siz deyin fenomen.
ola ki çaresi bulunsa ve ölümsüz olsa insan, başka hangi şeyden bu kadar çok korkar, çekinir, kendini naçar hisseder diye düşünürüm bazen. ilk aklıma gelen sakatlık olur. mesela bir uzvunu yitirmek ya da ne bileyim bitkisel hayata girmek. çoğumuz "ölsem daha iyiydi" der mi acaba.

"kendini sevmeyen kimseyi hatta hiçbir şeyi sevemez" diyen noktayı çoktan koymuştur bence. hal böyleyken; "sevmeye kendinden başlamak farz-ı kifaye değil farz-ı ayn'dır." bu da benim noktam olsun. varsın bencil, egoist vs. vs. desinler.
kendini sevmediğini söyleyenlere de pek aldırmayın derim. sıfır egolu insan yokturdan ziyade gen bencildir canlar.

tarif gibi tariflerinden biri de şöyle:

"nedir bilir misiniz?
zihnin kanatlanıp gittiği yere
bedenin gidememesi..."

hiç kusuru olmayan, kusurlardan muaf. kusursuz. konfiçyüs der ki: kusursuz iki insan vardır. biri ölmüştür, öteki ise henüz doğmamıştır.
keza orhan baba da "hatasız kul olmaz" der basitçe.

fırtına ne kadar şiddetli olursa olsun
martı sevdiği denizden
asla vazgeçmez.

albert camus

gidene kal demek zavallılara,
kalana git demek terbiyesizlere,
dönmeyene dön demek acizlere,
hak edene git demek asillere yakışır.

nietzsche

hayata bir din penceresinden bakmayan tek tanrı inancı. bu düşünce tarzında günah sevap dolayısıyla ölümden sonra yaşam olgusunun insan düşüncesinin bir ürünü olduğu, tanrının yarattıkları ile iletişim için peygamber, kitap vesaire gibi aracıya ihtiyacı olmadığı savlanır.

deizmi benimseyen. inanç hakkında konuşmak, tartışmak, fikir teatisinde bulunmak teistlere nazaran çok daha kolaydır. ne ki fikri sabit ve tutucu değildirler.

Yoksul olduğu için bilgiye ulaşamayanlardan, hayatı ve insanlığı sorgulayamayanlardan, en yüksek eğitim olanaklarının sunulduğu, delirmek için yeterli bütün malzemeye sahip çocuklara kadar bütün hayat tarzlarında, bilgi rahatsız ama çekici bir yere sahiptir.

hakan günday ziyan

nihayetinde söylenmedik bir şeyleri mutlaka kalacaktır.
(bkz:herkesin bir derdi var durur içerisinde)

bir dine inanan mesela hristiyan ya da budist veya musevi olan bir teistin bir ateistten farkı tek bir dine inanmasıdır. diğer bir ifade ile ateist tüm dinleri reddederken bir dinin inananı teist kendi inancı olan din haricindekileri reddeder. bu vesileyle bir teist kendisinin inancı haricindeki dinleri neden reddettiğini anladığı vakit ateistin neden tümünü reddettiğini idrak edebilecektir.
genel olarak tanrıya inanan kimse. özel manada ise bir dine inanan kişi.
bu özel anlamı nedeniyle deistten farklıdır. deistler de ateistler gibi tüm dinleri dolasıyla peygamberleri, kutsal kitapları reddeder ama tanrının varlığına inanırlar.

(bkz:teist)

bu şiire bir nazire;
(bkz:sus söyleme)

gün ortasından beri yoğunlaşarak devam eden istifa edeceği yönündeki söylentileri akşam 18.30'da doğrulayan 2004 yılından beri istanbul büyükşehir belediye başkanı olan siyasetçi. istifa etme nedenlerinden birinin de daha önce veto ettiği belediye meclisi kararının akp il genel meclisi üyelerince hiçbir değişiklik yapılmadan aynen tekrar kabul edilmesi olduğu iddia ediliyor. belediye başkanlığından istifa ederken akp'den ayrılmayacağının altını özellikle çizmiştir.