confessions

hamlet

1. nesil Yazar - Girişimci

  1. toplam entry 287
  2. takipçi 10
  3. puan 6327

erkeklerin bacaklarını açarak oturması

hamlet
Genelde istemdışıdır. Erkeklerde bacakların serbest haldeki duruşu açıktır. (Kadınları bilmiyorum)

Örneğin; etrafınızda yolculuk boyunca bacakları birbirine yapışık vaziyette oturan bir erkek görürseniz o erkek yanındakini rahatsız etmemek için ya da yanındakinden rahatsız olduğu için eziyet çekiyor demektir. Erkekler için Bacaklar kapalı vaziyette oturmak, bir ayağınızı sürekli olarak havada tutarak oturmanız kadar yorucu ve rahatsız edici bir durum. Elbette kadınları rahatsız etmemek için bazen o yorucu duruşa katlanıyoruz.

Ancak bu konuda katı fikirleri olan kadınlardan da biraz empati bekliyorum. Mesela kollarınızı serbest bırakmak yerine dirsekleriniz vücudunuzdan ayrık vaziyette elleriniz havada yolculuk etmeyi deneyin. Sürekli o şekilde durmak için kuvvet harcayacak ve yorulacaksınız emin olun.

cehennem başkalarıdır

hamlet
Boyun eğmek zorunda olunan şartlara kesinlikle inanmıyorum. Önceden hazırlanmış ya da içerisine doğulan hiçbir şart kader ya da alın yazısı değildir.

Ki bizim için Mustafa kemal gibi bir örnek varken bunu düşünmek bence yersiz. Boyun eğmek, başkaldırmaktan daha kolaydır ve biz insanlar genelde rahatı sevdiğimiz için boyun eğmeyi tercih ederiz. Bana göre Boynunda tasmasıyla doğan çocuklar bile köle olmaya mahkum değildir. Bkz. spartacus

Bunlar uçuk örnekler diyebilirsiniz ya da istisna, ancak zaten dayatılan şartları değiştirecek güç hiçkimseye doğuştan gelmez. Elini taşın altına sokmaya cesaret etmek, ve köpek gibi bir azimle çalışmak gerek. Yatarak bir şey olmaz yani. Bir şeyi istemek demek onun için çabalamaktan daha fazlasını yapmak demektir. O zaman istediğinizi eninde sonunda alırsınız.

cehennem başkalarıdır

hamlet
Kesinlikle katılmadığım önerme. Başkaları asla cehennem olamaz. Başka insanların içinizde oluşturduğu hislerin kaynağını o insanlar olarak görmeniz aslında büyük hata. Siz ancak sahip olduğunuz ya da olabileceğiniz düşünceleri ve hisleri yaşayabilirsiniz. Bir başkası canınızı sıkıyorsa, bu ona canınız sıkıldığı içindir. Yani o sizin canınızı sıkmak istiyor ya da bunu başarıyor diye değil, sadece siz ona bozuluyorsunuz diye öyle hissedersiniz. Hiçbir şey sizi sinirlendiremez, siz bazı şeylere sinirlenirsiniz.

Kendini cümle içerisinde edilgen olarak kullanmak savunma mekanizmasının minik oyunlarından biri. Bir başkasının hayatınız üzerine olan etkisi siz ondan etkilendiğiniz içindir. Yani hislerinizin ya da acılarınızın hiçbirinin sorumlusu bir başkası değil.

Örneğin; Biri ailenizi öldürse, hissedeceğiniz şeyler ailenizin öldürülmesine karşı geliştireceğiniz tepkiden başka bir şey değildir. Hislerinizin katille alakası yoktur.

tesadüf diye bir şey yoktur

hamlet
Tesadüf ve şans diye bir şeyin olmayışını kabullenmek sürekli o kavramlarla yaşadığımız için oldukça zor oluyor fakat bir kere kavrayınca bir daha inanasınız da gelmiyor. Olayın tanrıyla ilgisi var mıdır yok mudur ilgilenmiyorum bile. Fakat şans ya da tesadüf diye bir şey yoktur. Hayatta sadece olması gereken şeyler olur, ve olması gerekmeyen hiçbir şey olmaz. Bu gereklilik halini belirleyen koşullar ise bilinçli ya da bilinç dışı, insani ya da doğal faktörlerden etkilenerek ortaya çıkar. Uygun koşullar oluşarak bir gereklilik meydana getirir ve o gerekliliğin gerekleri gerçekleşir.
Yani bir kafede bir arkadaşınıza denk gelmeniz, tanrı tarafından önceden planlanmış olmasa dahi gerçekleşmesi gereken olaylardan biridir. Zaman algımız yanılmamıza ve o olayın şans eseri meydana geldiğine inanmamızı sağlasa da, aslında geçmiş, şu an, ve gelecek bir bütündür. Gelecekte gerçekleşecek olan olaylar aslında gerçekleşmiş olan olaylardan farksızlar. Bir dakika önce buzdolabından su içtiyseniz bir dakika sonra da tuvalete gidecekseniz, bu iki olay da aynı anda var ve aynı anda meydana gelmiş, gelecek ve gelmekteler. Bir yolda seyahat ederken geçtiğiniz yerde yok olup gittiğiniz yerde var olduğunuzu düşünebilirsiniz fakat geçtiğiniz yerde yok olmadığınızı ve gelecekte de aslında sonsuzdan beri var olduğunuzu düşünürseniz söylediklerimi anlayacaksınız. Zaman bütün bir görünüşe a-a kesitinden bakmak gibi bir şey. Ve bu a-a kesitini ilerlettiğinizde bir sonraki kesit görünüme geçiyor olmanız öncekini yok etmez ve görmekte olduğunuzun da siz o kesite bakmadan önce orada olmadığı anlamına gelmez.

Çok saçmalamış olabilirim ama söylemek istediğimi bir kişi anlasa kâr sayarım.

bonnie

hamlet
Ne zaman nickini görsem aklıma bonnie parker'ı getiren ve sırf bu sebepten bile sempatik bulduğum yazar.
İçimden hayırdır clyde nerede diye sormak geliyor sürekli tutuyorum kendimi.

boğa burcu erkeği

hamlet
Burçlarla ilgilenen erkektir sanırım. Yani burada bile birden fazla boğa burcu burçlar hakkında bilgili çıktı... Bilemiyorum.

Örneğin ben, boğa burcu değilim, ve ikiz kardeşim hariç hiçbir erkeğin burcunu bilmem. Burcunu bildiğim tek kadın da on senedir sevgilim. Bırakın onu da bileyim bir zahmet. Neyse...

Aslında merak ediyorum. Burçların oluşumunu ve neyi ifade ettiklerini... Yıldızların, gezegenlerin ve bilimum gök cisminin konumları, çekimleri ve ıvır zıvırlarıyla alakalı bir şeyler olduğunu biliyorum. Yanılıyor da olabilirim. Fakat düşündüğümde bana ilginç gelen noktalar var... her yıl aynı aylarda bu mevzubahis gök cisimleri aynı konumlarına geliyor olamazlar. Hatta gelmediklerini biliyorum. Ve evrendeki, hatta abartmaya gerek yok sadece bizim galaksiyi ele alsak da olur, hiçbir gök cismi birbirlerine göre aynı konuma iki kez gelmemiştir ve gelmeyecekler de. Yani nasıl oluyor da hangi yıl doğarsanız doğun, doğduğunuz ay burcunuzu belirliyor?

evli erkek abazalığı

hamlet
Kadına suç atanlar var bu konuda. İlginç br durum. Elbette erkek cinsel ihtiyacını karşılayamadığı durumlarda abazanlaşır. Fakat aldamak çözüm değildir. Hem de hiçbir zaman. Eğer memnun değilsen boşanırsın biter gider. Ha yok hem çamaşırımı yıkasın hem de başkasını sikeyim diyorsan orada duracaksın birader. Her ne kadar erkeğin doğası çok eşlilikten yana da olsa medeni toplumlarda kadını da bir birey yerine koymak ve onun duygularını da önemsemek zorundasınız.

Kimse kimsenin cinsel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda değil. Evliliğin(birlikteliğin) maksadı da cinsel ihtiyaç gidermek değil. Sorun varsa psikologla çözersin çözülmüyorsa boşanmak dahil çözüm yollarını değerlendirirsin. Arkasından iş çevirip aldatmak karaktersizliktir, insanlık dışıdır.

Karşı argüman olarak; "sen beni falanca zenci kadar iyi tatmin edemiyorsun o yüzden aldattım." Gibi bir savunma duyduğunuzda eşinize hak vermeyecekseniz boşuna kendinizi haklı çıkaracak zırvalıklar aramayınız.

varlık

hamlet
Ses Duyacak ya da sesi algılayacak hiçbir şeyin olmadığı bir ormanda bir ağaç yıkılsa herhangi bir ses çıkar mı?

Mantık ses çıkmasını öngörse de bu bilinemez. Peki ses çıktığını varsayarsak, bu sesi ya da titreşimi algılayacak, duyacak herhangi bir alıcı yoksa çıkan sesin herhangi bir anlamı olur mu? Peki anlamsız bir sesin var olup olmaması neden umurumuzda olsun? Yani o sesi yok saymakla hiçbir şey kaybetmeyiz.

Evrende ilk bilincin oluşumundan bir dakika öncesinde neyin var olduğu ya da evrenin başlangıcında ne olduğu ancak bilincin ortaya çıkışından sonra anlam kazanmış olur. Yani bilinç asla var olmamış olsaydı, evrenin başlangıcının da, evrende nelerin var olduğunun da hiçbir manası olmayacaktı. Dolayısıyla manası olmayan bir şeyi yok saymanın hiçbir yanlış tarafı yoktur.

Öncesindeki her şeyi yok sayarsak bilincin oluşumunu yaratılışa mı bağlamak zorundayız? Bunu yapmak zorunda değiliz. Fakat eğer evrenin bir başlangıcı varsa o başlangıcın öncesi de olmak zorunda. Evrenin başlangıcından öncesi olabilmesi için zamanın evrenden daha önce var olmuş olması gerekir. Bunun olmadığını bildiğimize göre ya da zamanın da bir başlangıcı olduğu düşünüldüğüne göre, zamanın ya da evrenin başlayabilmesi için gereken süreyi(!) zamandan bağımsız olarak asla tanımlayamayacağımız için bir yaratıcının doğa üstü güçlere sahip olması gereği oldukça cazip bir kaçış yolu.

Zamandan ya da mekandan bağımsız bir ortamda var olan gaz ve toz bulutlarına(!) inanmak; herhangi olası bir tanrıya inanmaktansa, süper güçleri olan gaz ve toz bulutlarına inanmak gibi geliyor. Bu yüzden bilinçli bir yaratıcının var olduğuna inanmak bana daha mantıklı geliyor.

Big bang teorisinde Gaz ve toz bulutları(ya da her ne ise) evren var ama mekan yok, hareket yok(zaman yok), konstantre evrenimiz bir noktadan daha küçük yani sonsuz küçük hacim ve sonsuz büyük kütleye sahip öylece bir anda(!) Patlayarak zamanı oluşturuyor. Umarım bu anlaşılmazlıklara bir cevap bulabiliriz de, varlığın da aslında ne olduğunu anlamış oluruz.

varlık

hamlet
Ancak Bir manaya sahip olan şeyler var olabilirler. Manasız hiçbir şey var olamaz. Herhangi bir şeyin manaya sahip olabilmesi için de bilinç gerekir. Yani eğer evrendeki bilinç sahibi tek varlık insansa, diğer her şeyin varlığı insanın varlığına bağlıdır. Bu konu hakkında uzunca bir yazı yazmıştım aslında ama nereye yazdığımı unuttum.

kişinin 7 yaşındaki haline vereceği öğüt

hamlet
Bildiğin gibi yaşa aslan parçası. on numara iş çıkarıyorsun.

İleride Herkes karşında duracak, gerçekten çok yalnız kalacaksın, seni salak zannedenler olacak, ya da zeki ama çalışmıyor diyenler... Siktir et çalışmak istemiyorsan çalışma. Çalışmanın gerekliliği öğrenilmez ancak tecrübe edilir.

Hayatın boyunca Toplumla çelişeceksin, aykırı fikirlerin olacak. Çoğunu yüksek sesle söylememeye devam et, onlara saygı duyulmayacak. Söyleyebileceğin bazı düşüncelerini baban hatta kardeşin bile eleştirecek, yine de onları değiştirmeyeceksin. sadece kendine saklamayı öğreneceksin.
Hiçbirine, hiçkimseye kulak asma, zaten sen akışına bıraktığında olacak olan bu. sadece bildiğin gibi yaşa. Eğer ufacık bir şeyi değiştirirsen hayatında, hayatımızı sikersin. Her şey olması gerektiği gibi oluyor akışına bırak. Beraber Güzel şeyler göreceğiz.

İnsanların yargılarına içinden cevap vermeye devam et. Ama muhakkak her yargıya bir cevabın olsun. Eğer cevap veremeyeceğin bir yargıyla karşılaşırsan o yargı seni zamanla değiştirecektir. Sakın ola toplumun dayattıklarından kaçarken mazaretlerini yanına almayı unutma. Öptüm.

Belki de sadece ortaokulda beste'ye vurmasan çok bir şey kaybetmeyiz ortak... ama vursan da sorun değil, seneler sonra gönlünü alırsın. Hem vurmasan belki de şu an çok farklı şeyler olurdu. Milyoner olacağın bir gelecek bile istemiyorum senin için, beste'ye de vur anasını satayım. Yeterki bugüne gel ve ben ol. Tek ihtiyacın zaman.

(Öğütten farklı oldu biraz ama kendimi 7 yaşındaki benle konuşuyormuş gibi hayal ettiğimde bu aralar buna benzer şeyler söylüyorum.)

mütevazı kişiliği ile övünen insan

hamlet
Biraz tuhaftır.
Mütevaziysen ne diye övünüyon hacı derler insana. Dediler. (Hacı demediler, demesinler de zaten.)

Övünmüyorum da diyemezsin ki şimdi. Edilmiş bir laf var ortada. Neyse eğer ortada iki ucu boklu bir değnek varsa ortasından tutmakta fayda var. Hem bok bulaşmaz hem de dengede durur. Boklu ucuyla milleti dürtersin falan, komiklikler.

Aksi halde Kalbim kırılır, hakarete uğramış hissederim, aşağılandığımı düşünürüm ve hepsinden önemlisi üzülürüm.

yazarların bugünkü mutsuzluk nedeni

hamlet
İnternetten 1. Baskı diye satın aldığım kitabın 11. Baskı olarak elime ulaşması.

Yahu arkadaş oraya koyduğun görseli 1. Değilde x. Baskı olarak koysan nolur yani?

Tamam her baskı için ayrı görsel koy demiyorum. ki bence koyulmalı. Ama x>1 koşulunu sağlayan bütün x. Baskılar umurumda değildi açıkcası.

Ayıp ettiniz dostum çok ayıp ettiniz. İade falan için uğraşmayacağımı da biliyordunuz... Sattığınız kitap kitaplığıma dekor olacak. yahut güzel bir insana hediye.

şüphe

hamlet
Standart donanımım. Biz şüpheciler, şüphe ettiğimizden bile şüphe ederiz zaman zaman. Tabi bu hemen hemen her konu için geçerli. Kendi adıma konuşmam gerekirse, şüphe duymadığım tek bir bilgi bile mevcut değil desem abartmış sayılmam. Örneğin şu an elimde bir adet cep telefonu tutuyor oluşum bile kesin bir bilgi değil. Hiçbir bilgi kesin değildir. Bilginin anlamlı olması için çalışan anlamlandırıcıya bağlı olarak bilginin içeriği farklı yorumlanabilir.

Örneğin; bir metrelik bir ipi iki ucundan fazla germeden tutun ve havada hafif bir eğim yapmasına izin verin. O ipe baktığınızda bir eğim görüyorsunuz. İpin eğimli olduğu bilgisi gerçek bilgi olarak tanımladığınız bilgi olsun. Şimdi o ipin eğiminden haberdar olmayan bir ufaklığın o ipe alttan baktığını düşünün. Kesinlikle ipin düz olduğunu ve bir metreden kısa olduğunu görecektir. Onun gerçek olarak nitelendirebileceği bilgi ise, elinizde bir metreden biraz kısa ve düz bir ip olduğudur. Dolayısıyla basitçe, bilginin kesinliği gözlemciye bağlıdır ve hiçbir bilgi herhangi bir referans olmaksızın doğru değildir.

sözlük yazarlarının dinlediği şarkılar

hamlet

Bu videoyu izlememiştim. Aslında bir İrlanda halk şarkısı gibi bir şey olan whisley in the jar'ı metallica yorumuyla dinliyorum. Çok güzel oluyo bir deneyin.



Aslında dinlediğim şarkılar bununla sınırlı da değil ama bu entryi yazmaya başlarken çalan buydu. aslında biraz da şu youtube linki paylaşma olayını denemek istedim. Ay hadi inşallah doğru yapmışımdır.

fularlı fm

hamlet
Sanırım ismi "geveze süpürge" olan yayının Sonuna yetişebildim.

Müzik kalitesi fena değil gibiydi. Yayını yapan arkadaş benim playlistimi oynatıyor sanırım spotify üzerinden.

mia

hamlet
Aklıma iki şeyi getiren isim.

Biri pia. Attila ilhan şiiri.

Diğeri de, need for speed most wanted'daki taş hatun.
Taş değilse de şeyapmayın. tipi çok aklımda değil ama seksi bir ses tonuyla "hi i am mia" deyişi hoştu. Sanırım.

Ayrıca bir yazarmış. Diğer her yazar için yaptığım gibi, çokça yazmasını umut ediyorum.
11 /