confessions

hamlet

1. nesil Yazar - Girişimci

  1. toplam entry 287
  2. takipçi 10
  3. puan 6328

öpüşen çiftin yanındaki üçüncü arkadaş

hamlet
Ben oldum bu arkadaş. Ne gücüme gitti, ne zoruma ne de rahatsız oldum. Hatta bilakis yanımda samimi olabildikleri için seviniyorum. Ben istediğimde ikisiyle de zaten öpüşüyorum problem yok o yüzden.

şaka bir yana ikisi de gerçekten çok samimi arkadaşım. Herif zaten benim için bir numaralı adam. Kadınla da epey muhabbetimiz var... Evlenmelerinde bile epey emeğim var. İkisi de beni, ben de onları seviyorum.

Ayrıca evlerinde seviştiğim insanlar sırf yalnız kaldım diye öpüşürken benden izin isteyecek değiller.

Not: öpüşme, öpücükle kalmayıp da uzuyorsa, ortamı terk etmeniz gerekir, starbucks'ta kahve içerken gerçekleşiyor olsa bile...

başkasının yerine karar vermek

hamlet
Bazen güzeldir. Özellikle kadınlarla olan ilişkilerde...

Tabi bunu kadının bütün seçimlerine direkt müdahale olarak algılamayın.

Örneğin; bir akşam yemeğini falanca otelin restoranında yeme kararı verip iki kişilik rezervasyonla kadının yerine karar verebilirsiniz. Akşam için Geceden ıslattığı kurufasulyeyi pişirmiş olsa bile bu karar onu mutlu edecektir.

Bu arada; o kurufasulyeyi pişirirken, o da erkeğinin yerine karar vermiş oluyor zaten diğer günlerde. Çok da şeyapmayın yani.

hamlet

hamlet
Okuduğum ve izlediğim karakterler içerisinde kendime en yakın bulduğum. Hatta raskolnikov'dan bile yakın. Üstelik prens ya da soylu biri olmamama rağmen.

Hamlet'i kendine yakın hissetmek dışarıdan belki 'cool' görünebilir fakat pek de hoş bir durum değil. Özeleştiride sınırları zorlama neticesinde hissedilen tuhaf bir benzerlikten kaynaklanıyor. Yoksa duygularımı hamlet kadar başarılı ve şiirsel bir dille ifade edebildiğimi düşünmüyorum.

sarılmak

hamlet
Öğreneli bir, iki yıl oldu.

Gerçekten güzel hissettiren bir şey. Hele ki sarıldığınız kişi ile ortak duygular paylaşıyorsanız. Birbirinizi anlıyor ve benzer şeyler hissediyorsanız sarılmak paha biçilemez.

Bundan birkaç sene önce hiçkimseye sarılamazdım. İnsanlar bana sarılırdı ben sopa gibi kollarım yanda dururdum. Bunun bir sorun olduğunu bilmeme rağmen aşmakta zorluk çekiyordum. En samimi olduğum insanlar bana oldukça içten duygularla sarıldıklarında maksimum ellerimi sırtlarına koyuyordum. Herhangi birini kollarımla sarıp kucaklaşmam imkansızdı neredeyse. Sonra ne olduysa birlikte olduğum kadınla bunu aştım. Diğer insanlara da sarılabilmeye başladım ve böyle çok daha mutluyum.

Sarılmayı gereksiz duygu ifadesi olarak görürdüm. Hiçbir duygumu dışavurmadığım gibi insanlara karşı olan sevgimi de dışavurmazdım hiçbir zaman. Yani hissettiğim her şeyin gizli kalması gerektiğine şartlanmış gibiydim. Bunun sebebini bilmiyorum çocukluğumda ne çeşit bir travma yaşadığımı da bilmiyorum. Ama duygularını belli etmenin sanki bi acziyet olduğuna inanıyor gibiydim ömrüm boyunca. Halbuki şuan duygularını içine atmak zayıflık yaratır diye düşünüyorum.

türkiye'den siktir olup gitmek

hamlet
Bizlere dayatılandır. Bunun üzerinde durmayacağım. Çoğu insan, 'hayır hiçkimse dayatmıyor kendi isteğim bu' da diyebilir varsın desinler.

Ben de gitmeyi düşünüyorum. Gider miyim bilmiyorum. Yani temelli gider miyim...? Bir yandan diyorsun ki, sahip olduğun şeylere daha fazla değer veren, sana daha insanca yaklaşacakları, kendini daha güvende hissedeceğin bir yere git ve orada sürdür hayatını...

Ama diğer yandan da, dört bir yanı işgal edilmiş, sokakta üç kişi yanyana yürüyünce ingiliz askerleri tarafından önünün kesildiği, kendi vatanında fransızların kimlik kontrolü yaptığı bir ülkede senin atan siktir olup gitmek yerine kalıp savaşmış, kimsenin idrak edemediği bir savaşı kazanmış. Hem de sırf senin için yapmış bütün bunları. Her şeyin üstüne de, ölmeden hemen önce, kurduğu bu imkansız ülkeyi ve vatanın bütünlüğünü alenen sana emanet etmiş. Diyorsun.

İdrak etmenin bile hayli efor istediği kadar zor bir durumda imkansızı başaran, sana özgürce nefes alacağın bir vatanı emanet eden bir adama rağmen gitmek, vatana ihanet olmasa da emanete hıyanet olur.

Götü zora gelince kaçmayı tercih eden nesiller olmamız,
Elbette ki kendi isteğimiz değildir diye düşünüyorum.
Bunun kaçmak olmadığını iddia etmekse kendini aklamanın yolunu arayan beynimizin savunma mekanizmasının bir oyunu. Kimse boşuna inkar etmesin bu düpedüz, götü dara gelince kaçmaktır.

süt tozu

hamlet
Amerikan emperyalizminin ilk unsurlarından.

Emine çaykara'nın prof. Dr. Oktay sinanoğlu ile yaptığı söyleşiden oluşan 'türk aynştaynı' kitabında, oktay sinanoğlu ayrıntılı bir şekilde anlatmış bu mevzuyu. Tabi kitabın konusu bu değil. Kitap, uzun bir söyleşiyi içeriyor. Okumanızı tavsiye ederim.

kadınlar güce tapar

hamlet
Katılmadığım önerme.

On senelik ilişkim var. Ve bu on senenin iki senesinde beraber olduğum kadın ekonomik özgürlüğe sahipken ben bu yıla kadar değildim. Çoğu zaman bütün maddi imkanlarını benimle paylaştı ki izin versem beraber çalışıyormuşuzcasına yaşayacaktık. Hele son bir sene kaba tabirle resmen kadının parasıyla geçiniyordum. Tabi durumun farkında olunca giderleri asgari seviyeye indiriyorsun ister istemez.

Yani demem o ki, eğer kadına verebileceğiniz başka bir şeyiniz yoksa, hiç değilse paraya sahip olmanızı bekleyebilir. paradan daha önemli şeylere sahip olduğunuzu kadına göstermeniz gerek. Tabi ki paradan daha önemli bir şey olmadığını düşünen kadınlar da oldukça fazla olabilir. Ancak yine de bu genellemeyi doğrulamaz.

gemileri yakmak

hamlet
Bir komutanın, google'a göre tarık bin ziyad, savaşa gittiği bir ülkede, google'a göre ispanya, kendi gemilerini yaktırarak askerlerin kaçma ihtimalini yok etmesi eylemi sonrası ortaya çıkan bir deyim.

renkli gözlü insanlar

hamlet
(bkz:Ben)
En sevdiğim renkte olması ise tamamen tesadüf. Ben yeşili doğadan ötürü seviyorum. Bu entryi de sırf en sevdiğim rengi tescillemek için yazdım. Yoksa aniden sorsanız söyleyemem en sevdiğim rengi. Hepsini seviyorum çünkü. Ama birinin resmiyete geçmesi gerekiyor artık.

asla tartışılmaması gereken insanlar

hamlet
Herkes. Tartışmayı bilen insan yok denecek kadar az. Tartışmayı bilen biriyle tartışmaya girmek şans oyunundan büyük ikramiyeyi tutturmak kadar zor. Kısacası; vazgeçin bu sevdadan. "Bundan başka sevdalar da var."

Edit: imla. Ulan bu tanım 'hiçkimse' diye başlar mı hiç? Yine beynimi yakmışım belli...

verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz

hamlet
Hiç de samimi gelmeyen özür yazısı.

Onu oraya yazıyorsanız, rahatsız etmemek için de elinizden geleni yapmanız lazım. Ya da "nasıl daha az rahatsız ederiz?" Diye düşünmeniz... Ama hepimiz biliyoruz ki, umurunuzda bile değiliz. Ayrıca yapıp yapıp özür dilemenin manası yok. Bir diledin eyvallah, iki diledin hadi ona da kabul, e üçüncüde bir daha yapmayın aynı rahatsızlığı ki özrünüz bi boka benzesin.

mühendis

hamlet
Operatörle, operatörlük dalında yarışırsa elbette tecrübesizken kaybedecektir. Bir süreliğine. Ki operatörün yaptığı işi de bir mühendisin öğrenme süresi de başka bir operatöre göre çok kısadır.

Ayrıca, eğer mühendislik alanında yarışılacaksa, henüz üçüncü sınıf mühendislik öğrencisi operatörü alt edecektir. Bu elbette onu mühendis yapmaz fakat operatörün mühendislik hakkında hiçbir şey bilmeyişi ona bu yarışı kaybettirir. Mühendislik demek, bir şeyin nasıl üretileceğini bilmek değildir. Mühendislik, en genel anlamda problem çözmek demektir.

Analitik düşünme dedikleri şey sadece bir kalıp değil bir probleme yaklaşım biçimidir. Ve mühendislik eğitimi boyunca mühendise verilmek istenen de budur. Derste bir şeyi anlatıp sınavda yüz şeyi istemek de bundan dolayıdır. Sınavda istenen yüz şeyi, yüz adet bir şeye bölerek çözmesi beklenir. Bunun sebebi analitik düşünce sistemini öğrencinin beynine kazımaktır.

Teori ve pratiğin ayrıldığı yerde, pratikte operatörün çektiği çileden çok daha azını yaşayarak o adımları aşacaktır.

Ve fikrimce yeni mezun bir mühendislik öğrencisinin ilk hedefi asla para olmamalıdır. Yeni mezunsanız tek hedefinizin daha fazla bilgi ve daha fazla tecrübe olması gerekir. Ki evet teorik bilgiden bahsediyorum. İş hayatında, derslerde anlatılandan çok daha fazla teorik bilgi var. Elbette bu yapmak istediğiniz işle alakalı olmalı fakat, ne olursa olsun iş hayatında para eden şey bilgidir.

bu arada, kaynak vb ustalık gerektiren işler haricinde, pek fazla operatörün bu tip bir yarışı kazanabileceğine de inanmıyorum ben. Yani yeni mezun da olsa ortalama bir mühendis ortalama bir operatörün hakkından gelir gibi. Çünkü çoğu, robot gibi verilen işi yapar ve ne yaptığını sorgulamaz bile. Bunu aşağılamak için söylemiyorum. Adam geçim derdinde, sorgulayarak ya da kafa yorarak katma değer sağlayamayacağını da biliyor. Getirisi olmayacaksa neden kafa yorsun?

erkeklerin seks düşünmediği zamanlar

hamlet
Çoğu zaman düşünmez amk. Ya da ben erkek değilim. Ulan tamam hiç düşünmüyorum diyemem. Sağlıklı her erkek düşünür. Ama "...düşünmediği zamanlar" diye bir sınıflandırma yapılması çok saçma bir mübalağadır.

Bir erkek Hemen hemen hergün bile seks düşünse günün kısa bir vaktini ancak buna ayırabilir. Yani hala seks düşündüğü zamanlar, düşünmediklerine kıyasla çok daha azdır. İş, güç, kariyer vs... Stresin içine doğuyoruz, sanki boş vakitlerimizi değerlendirecek aktivite bulmakta zorlanıyoruz da devamlı kafamız sekse çalışıyor. Yok öyle bir dünya.

Kadınlara gelince, belki sıklık olarak erkeklerden daha nadir düşünüyor olabilirler. Fakat kadınlar seks hakkında erkeklerden çok daha derin düşünürler. Ve fantazi dünyaları kesinlikle daha geniştir diye düşünüyorum. Bana göre bu; kadın olmayla ya da erkek olmayla ilgili olmaktan ziyade, toplumun cinsiyetlere yüklediği rollerle ve yetişme tarzıyla alakalı.

evde en çok zaman geçirilen yer

hamlet
Çoğu insan için yataktır. Uyku süresini denklemin dışında bırakırsak işler değişebilir. Ha Benim için yine de yataktır.

Hatta biraz mübalağa ile söyleyebilirim ki, eğer Yatağımda değilsem ya dışarıda arkadaşlarlayımdır, ya da işteyim çalışıyorumdur.
Diğer yerlere o kadar az uğruyorum ki oralarda denk gelme ihtimaliniz çok düşük.

İnsanın yatağı gibisi var mı bee?

cumartesi

hamlet
Düşük kalite şarap markası.
Ya da bilmiyorum, benim damak zevkime uymuyor diyeyim. Fakat geçenlerde bir cinsinin iyi olduğunu duydum. Hangisiydi hatırlamıyorum ve içmedim de. Değişik bi şişesi vardı.
9 /