confessions

ihtiras limani

1. nesil Yazar - neşeli

  1. toplam entry 1130
  2. takipçi 24
  3. puan 24564

bulanıklık

ihtiras limani
berrak, saydam olmama hali.

baktığınız yerde olmak isteyen bir çok şey olunca, gözlerinizi hepsi bir tarafa çekiyor gibi, baktığınız yerde bir şey görememeye başlıyorsunuz. bir tür dikkat dağınıklığına dönüşüyor. şu an yaşıyorum mesela. beynim birkaç parçaya ayrılacak gibi.

duygusallık

ihtiras limani
bunun yerini arzusallık alıyor daha çok. duygusallık da yerine gelemeyen arzuların çocuk mızmızlığı. oysa gerçek duygusallık bu değil, başkalarının acısı üzüntüsü üzerinden bile kendine acı çıkarmaktır duygusallık. başkalarına hissiz, ama kendi arzularına salya sümük insanlar kendini duygusal sanıyor.

vefa

ihtiras limani
dücane cündioğlu nun bir konuşmasından :

"... hazzın en üst ilkesi aslında yararın en üst ilkesidir. yani bencilliğin hasıdır aşk. nedir o ? aşk ilkesi o yüzden bu işten anlayan filozofların tereddütsüz mantıksal olarak söylediği şey nedir ? faydanın yani yararın en üst ilkesi olan iyi, hazzın en üst ilkesi olan güzelin birleştiği tepesi aşktır. o yüzden aşık dünyanın en bencil adamıdır... en büyük ilke aşk ilkesi denmiştir, neden? iyiyi de güzeli de altına alan, birliğe getiren ilkedir.

fakat bir ilke daha var, vefa... vefa aşktan daha büyük bir ilkedir, çünkü vefada hem haz kaybı hem de fayda kaybı vardır. ama vefa borca sadakat demektir, fedakarlık demektir. bir anlamda bütün bilgeler için, en yüksek ilkeye ulaşırken o ilkeyi negatif olarak aşmadır. yani aşk pozitif, eril bir ilkedir aslında. aşkta aşık maşuktan etkilenmiş gibi görülür, hayır, aşık maşuğu maşuk yapandır. tıpkı alimin malumu malum yapması gibi. eğer ben bilmiyorsam bir bilinen olmaz. bilen o şeyi bilinen haline getirir. aşık o şeyi maşuk haline getirir. bin tane kadına bakar mecnun, sıradan nesnelerdir onlar. leyla yı gördü mü içlerinde, leyla birden maşuk mertebesine yükselir. onu maşuk mertebesine yükselten aşıktır yani mecnundur. vefa, negatif aşktır. kaybederek yüksek hazzı ve yüksek yararı elde etmektir. nasıl ? en derin acıda ve en derin zararda. en yüksek fayda ve en yüksek hazda elde edilenin negasyonudur. o yüzden hegel der ki, varlık hiçlik demektir, hiçlik varlık demektir. varlıktan söz ettiğiniz zaman hiçlikten söz edersiniz. o yüzden vefa olmadan, yani negatif aşk olmadan pozitif aşktan söz edemeyiz. "

sadakat

ihtiras limani
sadakte!
yani doğru söyledin!

sadakat sıdk kökünden gelir, sıdk da doğruluk demektir. Asıl anlamının bağlılık, zorunluluk olduğu gibi bir algı var. Sadık olmak ya da sadakat sanki geleceğini ipotek etmek, boynuna tasma takmak gibi algılanıyor. Çünkü devir, hazların nereyi işaret ediyorsa orası senin rotandır fikrinin her yandan pompalandığı, buna dair eleştirilerin de "ahlakçılık" ismiyle örselendiği bir devir olduğu için sadakatin de böyle algılanması doğal.

Oysa sadakat en başta kendine, karşındakine dürüst olması demek. Yaptıklarına, söylediklerine, davranışlarına, çevresindeki insanlara çizdiği portreye, inançları ve davranışları arasındaki tutarlılığa bakıp, insan eğer kendisine sadakte ! diyebiliyorsa sadıktır. Yoksa sadakat her zaman aynı kişiyi sevmek, aynı siyasi görüşe sahip olmak, aynı işi yapmak değildir. Gün gelir başka düşünür, başka sever, başka doğrular edinirsin. Ama sadakat en başta insanın kendisinedir. Ve eğer "ben böyle böyle biriyim" dediğiniz biri varsa, ve o kişi ile sizi bir arada tutan şey sizin o bahsettiğiniz kişi olmanıza bağlıysa, ve değilseniz siz sadık değilsiniz. olgunlaşmanın sadakati güçlendirdiğine inanıyorum, sürçmedik at attan düşmedik yiğit yoktur derler, mesele düştüğün yerden kalkmaktır, bunu hepimiz biliyoruz.

"Sadakte ve berirte ve bi l-hakkı natakte " yani hak ile söyledin, hakkı söyledin. Ki bence bağımsız ve sadık insan olmanın anahtarıdır bu.

terk edilmek

ihtiras limani
Bir vakum gibi atmosferimi ne kadar emecek diye bakıyorum ardından, denizimi ne kadar kurutacak. Çabalarken bir şeyler için içimde bir adam oturmuş çınarlı yolda bir banka sen şimdi gittin ya ne değişti diye bakıyor. Keşke insanlar çok makul olsaydı da her terk edişin ardından yolumuza gidebilseydik. Hele ki bizim toprakların insanı.. çoğu kolundan girip gel biraz daha yürüyüp konuşalıma bakar, o onurlu gururlu gidene kal dememler de gidenin bir bakışına kadar. Gidene dönemezsin diyebiliyor musun ? Yoksa kadın ve erkeğin çekme itme kanunlarına göre mi yaşıyorsun, belki de herkes gerçekte kopmamış bağın farkındadır da bir tür gönül sahnesinde oyunlar oynanıyordur. Artık sevilmeyene, gerçekten sevilmediği için terk edilene bir sorsana, kısacık da olsa yaşarken kalbinin durmasını hissetmiş mi diye ?

hayatta kalan

ihtiras limani
" hayatta kalan tek kişi olmak, her ideal iktidar arayıcısının en derin isteğidir. böyle bir insan diğerlerini ölüme yollar; kendisi ölümden kurtulmak için ölümü onların üstüne yöneltir. canlılar üzerindeki hakimiyetine meydan okununca, bu radikal kitlesel ölüm çaresine başvurması özellikle olasıdır. kendisini bir kez tehdit edilmiş hissedince, herkesi önünde ölmüş yatarken görmeye duyduğu tutkulu arzuya aklıyla hükmedemez."

Yaşayanın olmak ve kalmak istediği, ölülerin nefret objesi haline geldiğine inanan, ölülere göre üstün olan.

mükemmel

ihtiras limani
Mükemmel iyinin düşmanıdır demişti ismini hatırlamadığım biri. Ne dostun ne de sevgilinin mükemmeli olmaz. İyi bir dost ve iyi bir sevgili mutlu olmaya yeter. Kusurlara odaklanmak mutlu günleri azaltır.

dudak

ihtiras limani
anlatmakta kullandığımız bir araç, konuşurken, öpüşürken veya bedeninde gezerken öpülenin. Hepsinde ayrı bir tat kalır aklında ve onu hatırlar. Hayal ederken bile böyledir. Konuşmayı hayal ederken, öpmeyi hayal ederken bütün kuytularında gezmeyi hayal ederken veya, dudakta farklı bir tat kalır.
Kalın olanı daha güzel öper.

uzak mesafe ilişkisi

ihtiras limani
Sorunların en zor çözüldüğü ilişki türü. Ufacık bir öpmeye sarılmaya, mimiğe bakan şeyler büyür de büyür. Taraflar hareket halinde olmak zorundadır, yerinde durağan şekilde her şeyin yolunda gitmesini bekleyen ilişkiyi zorlaştırır. Çünkü iletişim düzlemi sürekli farklılaşır.

En boktanı da ruh hallerinin ve yaşamın izafi bir şekilde iki yerde bambaşka akmasıdır. Ahengi sağlamak için kendini yansıtmak önemli.

ilişkiler

ihtiras limani
Aşk ilişkileri ile iş ilişkileri arasındaki temel fark, kıskançlık ve şüphe yaklaşımıdır. İş ilişkisinde ortağınızı acaba kasadan aşırıyor musun diye sorgulayamazsınız, geri dönülmez sonuçları olur. Güveni yıkar araya mesafe koyar. Ancak kar paylaşımı adil oluyor mu olmuyor mu bunu paylaşabilirsiniz, tartışabilirsiniz.

Aşk ilişkisinde ise kıskançlık ve şüphe her zaman güvensizlik hissinden gelmez. Tutkusu fazla ilişkilerde sahiplenme eğilimi bazen artma bazen azalma gösterir. Bazen her şey yolunda hissi olurken bazen onu kaybediyor muyum dersiniz, bana baktığı gibi değildir ama başkasına olan bakışında beni rahatsız edecek bir şey olabilir mi sorgulaması ufacık rutin ayrıntılarda kendini bulabilir. Aşk ilişkisinde bunlar tazelenen duygularla giderilir. Burada sınır, karşıdakini aldatmakla suçlamamaktır, insan hata yapmaya meyillidir, hatalar ölçüsüne göre giderilir, ama ben sevgilimin bastığı tahtanın yaş olup olmadığını da merak ederim. İşin kötüsü kendisi bile bazen bastığı tahtanın farkında olmaz, hepimiz yaşamışızdır bunları. Bunun yanında kıskançlığın, sahiplenmenin muğlak sınırları var. İş anlaşması gibi kesip atmamak gerekir. Tabii bu da her şeye karışma hakkı vermez.

öfke

ihtiras limani
duygulardan gelen öfke yaz yağmuru gibidir. günlük güneşlikken hava bir anda gökyüzü kararıp yağmur ve dolu bastırabilir. rüzgar çatıları uçurabilir. ama aynı hızda da yerini yeniden güneşe bırakır. bu kısa sürede verdiği hasarın telafisi ise uzun sürer.

oylanmamak

ihtiras limani
kalabalık, insanların okumaktan okunmaktan başka dertlerinin olduğu, ancak popüler başlıkların okunduğu sözlükleri anlıyorum da burada bunun olması gerçekten acayip. sol frame de yaprak kımıldamadığı gibi olan kıpırtıyı oylamamak burayı daha bir cazibe merkezi haline getiriyor haklısınız tabii.

kozmolojik argüman

ihtiras limani
hiçbir şey bir sebebi olmadan var olamadığına göre, en başta evrenin var olmaya başlamasının da bir sebebi vardır. bu sebepler zinciri bir yerde durmak zorundadır ve o da olsa olsa tanrıdır. öyleyse tanrı vardır diyen düşünce.

simülasyon argümanı

ihtiras limani
yaşadığımız evrenin bir simülasyondan ibaret olduğunu iddia eden hipotez. insan yaşamının simüle etmeye değer olup olmadığı bence burada asıl sorun. çünkü bu hipotez bizden sonra yaşayan, yani çok daha üst insan konumundaki bir insan formunun bizim gibi ilkel bir toplumu simüle etmekle uğraşmayacağını söylüyor. bu sebeple çok daha başka çok daha gelişkin başka bir canlının simülasyonu sonucu oluştuğumuzu iddia ediyor.

attila

ihtiras limani
avrupa hun devleti hükümdarı. roma seferinde papa ile yaptığı görüşme ve mezarının yeri tarihteki büyük gizemlerden biridir. avrupalılar atının ayak bastığı yerde ot bitmediğine inanırmış.

milgem

ihtiras limani
deniz kuvvetleri'ne yapılan fetö operasyonlarında bu projenin hedef alındığı, yürütücülerinin nasıl dağıtıldığı sonradan çıktı ortaya. diğer askeri projelerden farklı olarak sonu san la biten askeri teknoloji firmalarından öte ana çalışmaları deniz kuvvetleri bünyesindeki mühendislerle yapılmıştır, radara yakalanmamak temel misyonuydu diye hatırlıyorum.

aşk

ihtiras limani
savaştan döndükten sonra yeniden savaşa gitmek isteyen adrenalin bağımlısı askerler gibi arzularız aşkı yeniden ve yeniden.
aşk bir çeşit rezonans hali. bizi biz yapan pek çok şeyin, duyguların, cinselliğin, hayallerin bir beden bir ruh etrafında, onun vasıtasıyla yaşamla rezonansa gelmesi halidir. bu yüzden yıkıcı olabilir. bu yüzden pik yaptırır veya dip yaptırır. huzur düzenli salınımdadır biraz da. oya aşk bundan çok uzaktır.

umutsuzluk

ihtiras limani
umutsuzluğun ölümü getirdiği düşünülüyor hep ama kişinin olduğundan daha iyi olamayacağı gibi bir düşünceyle yaşayabileceği göz ardı ediliyor nedense. oysa çoğu insan zaten umutsuzdur, hayatlarında daha fazla küçük meşgale yaratmaya çalışırlar. bir gün her şey düzelecek sözünün bile inanmak istedikleri bir yalan olduğun bilerek yaşayan insanlar, yaşamı ölüme yine de tercih ederler. ölüm biraz daha kendine gurur yapan insanların işidir, başka insanlara yönelik toplumsal onurlarını düşünenler çoğunlukla gözden kaybolur.
20 /