confessions

kozmos

1. nesil Yazar - Pazar mahmuru

  1. toplam entry 3201
  2. takipçi 53
  3. puan 44827

numb solosu

kozmos
2 tane vardır. biri birinci, diğeri ikinci. evet bu kadar basittir. hayır değildir. gitara heveslenmiş heyecanlı bünyelerin ''amına koyim adamlar yapmış daha fazlası artık mümkün değil'' dedirtecek solodur o ikinci solo. pulse versiyonu enfestir..

sahafa kitap satmak

kozmos
bir tür eşik, sıklıkla gurbette üniversite okuyan arkadaşların başına gelir.
kitaplara haksızlıktır, kitaplardan edinilmiş dostlara haksızlıktır.. maddi yönü ağır basar genelde bu durumun. ihtiyacınız vardır üçe beşe, öğrencisinizdir falan. olur ya, parasız kalınmaz. ederi belki 5000 tl olan kitaplara 50 tl alır çıkarsınız sahaftan. o kitaplardan öğrendikleriniz de bir bir gelir peşinizden, dışarı.

atatürk hitler'i berlin'de ölümüne tokatladı

kozmos
bir malik çambeli iddiası. şöyledir:

"atatürk, sağlığı kötüleşmeden gizlice almanya'ya gitmişti. maksat, hitler'le görüşüp vahim bir seyir izleyen avrupa'nın gidişatı hakkında konuşmak ve akıl vermekti. fakat hitler savaş başlatacağını, avrupa'yı kan gölüne çevireceğini söyleyince atatürk daha fazla dayanamadı, arka arkaya tokat atmaya başladı. evet, atatürk, hitler'i berlin'de ölümüne tokatladı."

sad but true

kozmos
davul çalmaya başladığım dönemlerde kulaklıkla davul vuruşlarını takip etmeye çalıştığım, sabahlara kadar deliler gibi dinlediğim metallica parçası, şaheseri. lars, bu parçada adeta coşmuştur. her ne kadar bir blackened olmasa da, sad but true da davul bazında lars'ın coşturduğu eserlerdendir.

alternatif maliyet

kozmos
fırsat maliyeti diye de geçer. temel olarak elinizdeki kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçlarınızı karşılarken ''fayda'' gözetmek suretiyle yapılan, uygulanan şeydir. en çok ihtiyacınız olan şeyi almanızdır. yani ihtiyacınız olmadığı halde bir şeyleri almamanızdır. mesela 5. bir televizyon gibi.

üretici açısından: "üretim kararlarında fırsat maliyeti"
tüketici açısından: "tüketim kararlarında fırsat maliyeti"
devlet açısından: "kamu harcamalarında fırsat maliyeti"

diye 3'e ayrılır.

açlık

kozmos
mükemmel ötesi bir eser. çevirisini behcet necatigil'in yapması da apayrı bir lezzet katmış. kitaptan şu kısmı unutmam, paylaşmamam mümkün değil;

''boyuna, düzenli-biteviye, şu son zamanlarda işim bitikti benim! sonunda, ellerim böyle boş, ortalarda kalışım ne garip! artık bir tarağım bile yoktu, efkar basınca okumaya bir kitabım bile yok. ''

idealar dünyası

kozmos
platon'un dünyasıdır aynı zamanda. bir sahtecilik içinde kıvrandığımızı anlatır. kısaca:

platon'a göre gerçeklik, ikiye ayrılıyor.

bunlardan biri hakkında tam olarak fikir sahibi olmadığımız ve olamayacağımız 'duyular dünyası' dır. bu bilgilere ise, kendileri ise tam olarak bilinmeyen beş duyu sayesinde ulaşırız. görecelidir, öznel bilgilerdir bunlar, kalıcılığı olmadığı gibi gerçekliği de yoktur.

diğeri ise idealar dünyası'dır. idealar dünyası'nın bilgilerine aklımızı ve mantığımızı kullanarak ulaşırız. yani idealar dünyası, duyular aracılığı ile bilinemez, anlaşılamaz, reddedilir. buna karşın idealar, ebedidir, değişmezdir. yani platon, doğadaki tüm görüngüleri ebedi biçimlerin ya da ideaların gölgelerinden ibaret görmektedir. kendisinin bir betimlemesi, idealar dünyasını çok güzel açıklamaktadır:

''bir yeraltı mağarasında yaşayan insanlar düşünün. sırtları güneşe dönük, elleri ve ayaklarından bağlanmışlar; onun için mağaranın duvarlarını görebiliyorlar sadece. arkadalarında yüksek bir duvar daha var ve bunun ardında da çeşitli şekilleri duvardan bize daha yüksekte tutarak, in benzeri varlıklar gidip geliyor. bu şekillerin arkasında bir ateş yandığından, titrek gölgeleri düşüyor mağara duvarlarına. mağarada yaşayan insanların görebildiği tek şey de, işte bu ''gölge oyunu''. doğduklarından beri öylece oturuyorlar ve dolayısıyla sadece bu gölgelerin var olduğunu sanıyorlar.''

''mağaradakilerden birinin bağlarından kurtulduğunu düşünün. önce mağara duvarındaki gölgelerin nereden geldiğini sorar bu kişi kendine. ''gerçeğe'' bakınca o kişiye ne olur? öncelikle sivri ışık, gözlerinin kamaştırır. şekillerin keskin hatlarına bakmak da gözlerini kamaştırır. ne de olsa şimdiye kadar hep gölgeler görmüştür.. fakat sonrasında gözleri açılır ve her şeyin ne kadar güzel olduğunu görür. ilk kez gerçekten ''gerçeği'' algılayacaktır bu kişi.. mağaradan çıkan bu şanslı kişi, isterse doğaya atılıp henüz kazandığı özgürlüğünün tadını çıkartabilir. ama hala aşağıda, mağaranın içinde kalanları hatırlar ve geri döner. onlara duvarda gördükleri gördükleri şeylerin aslında gerçeğin sadece bir yansıması olduğunu anlatır. ama kimse inanmaz doğal olarak.. duvarları gösterip orada o şeylerden başka bir şey olmadığını söylerler. ve belki, öldürürler onu..''

sayfren

kozmos
yetişkinlerde bipolar bozukluk tip-1 ile ilişkili akut manik epizodların tedavisinde ve son epizodu manik ya da karma olan bipolar 1 hastalarında stabilitenin sağlanması yönünde kullanılan ilaç.

ilk doktor ziyaretinde alacağınız şekil 5 mg'lik bir şeydir. başlangıç için idealdir.

kimsenin olmadığı bir yerde devrilen ağaç

kozmos
heyecanlı felsefecilerin günlerce kounştuğu konu, yazım iştahını kabartan başlık.

kimsenin olmadığı bir yerde devrilen ağaç, kimse görmeyeceği, kimse duymayacağı, kimse bilmeyeceği için aslında devrilmemiş, belki hiç var olmamış ağaçtır.

ancak bu konunun özellikle ''ses'' kısmı önde tutulmuştur. kimsenin olmadığı bir yerde devrilen ağacın ses çıkartıp çıkartmadığı mevzuu.

bilgi

kozmos
cehalet ölçüsü, cehalet sökücü değildir, bir öğe de değildir diye düşünüyorum. keşke somut bir kavram olsaydı da konuşmak daha kolay olsaydı ama öyle de eğil.
obje ile suje arasında oluşan her türlü ilişkiden doğan bir yapıdır.

yhprum kanunları

kozmos
yhprum kelimesi murphy kelimesinin tersidir.
[ yhprum= murphy ] murphy yasaları/kanunları genel olarak, bardağın boş tarafına odaklı bir düşünce sistemini öğütler.

realitik kapsamda bakınca bu düşünce biçimi, pek iyimser olmasa da gerekli olan realiteyi doyurucu olarak sağlar. yani pollyannacılığı çöpe atar. murphy kanunları ve yhprum kanunlarının zıtlığının anlaşılması için 2 örnek verelim:

-murphy yasaları : "bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir."
-yhprum yasaları : 'bir şeyin olma ihtimali varsa mutlaka olur.'

-murphy yasaları : 'bir şeye aşırı ve çaresiz bir şekilde ihtiyacın olduğu anda, telsizler çalışmayacaktır.'
-yhprum yasaları : 'çalışabilen her şey, çalışır.'

sokratik ironi

kozmos
sokrates, konuştuğu kişilere bilhassa sohbetin başında sorular soruyordu. hiçbir şey bilmiyormuş gibi görünmeyi tercih ediyordu. sohbet ilerledikçe çoğu zaman o kişinin fikirlerindeki zayıf noktaları görmesini sağlıyordu. bu durumda o kişi kendisini köşeye sıkışmış hissedebiliyor sonunda hak ile haksızlığı fark edebiliyordu. hiçbir şey bilmiyormuş gibi yapmakla insanları öğrenmeye, doğruyu bulmaya teşvik ediyordu yani. cahil rolü oynayabiliyordu, -ya da aptal gibi görünebiliyordu- ve buna sokratik ironi deniyor.

(bkz:en akıllı kişi neyi bilmediğini bilendir)

kırık camlar teorisi

kozmos
bir defadan zarar gelmezciliğin sonudur. kırık pencereler teorisi olarak da bilinir... ne alaka bilmiyorum ama ilk üniversitemde medeni hukuk dersinde işlenmiş bir konu idi.

örneğin bir insan hata yapıyor ve bu insanın arkasında da bir tür kitle var. siz şayet o insana doğruları anlatmazsanız, göstermezseniz o daha çok konuşacaktır, daha yanlış şeylerle yönlendirecektir belki birilerini.
122 /