insanın yüksek emeller yaratma ve kendinden aşkın bir varoluşa erişme isteğini sevişmek gibi güzel destekleyen bir şey olamaz.
(bkz:anlık hazzın yanında sonsuzluğun lafı mı olur)
ikisi de varoluşunu birbirinden farklı yöntemlerle dolduruyor. özleri aynı, laciverti veya kırmızısı.
ne zaman takılıp düşsem, gölgede duran 56.saniyedeki gibi gülüyor şöyle:
life hacks ile paralel veya sonra doğdu. jeez..
oovv yeaaaa!!
oovv yeaaaa!!
niye bu şarkı bir meeseeks'le ömür boyu kalacağımı anladığım bir anda üzülmeyeyim diye elime temiz bir sigara tutuşturulduğunu ve arkamdan koca bir penisin koşarak üstüme doğru geldiğini düşündürtüyor? niye lan niye!
mesajlar pörtledi. hayranlarımla, milletimle, aşkımla arama dış güçler giriyor. bakınız, bunlaaar bizi yıldıra
ontolojik sancilarimin merhemi'ne gelsin, ona yani. o, o.
dil denen bok çukurunda kadehi dökmeden şarap içmeye çalışmak gibi.
kabul etmesi ne kadar zorsa da, gerçekten de esaslı bir orospu çocuğu olan schopenhauer'in bu konuda katıldığım bir görüşü var:
''bir insanın hayatının değeri, eğlendiği anların toplamıyla ölçülür.''
yani know thyself falan hikaye babacım, '' know thyself? if i knew myself, i would runaway.'' diyen goethe'nin schopenhauer'e ikinci bir kere kayım kayım kayması da cabası.
''bir insanın hayatının değeri, eğlendiği anların toplamıyla ölçülür.''
yani know thyself falan hikaye babacım, '' know thyself? if i knew myself, i would runaway.'' diyen goethe'nin schopenhauer'e ikinci bir kere kayım kayım kayması da cabası.
orman kanunları'ndan en güzel 3 parçadan biri.
kurumsal kişiliğinin başında bir hukukcu değil de, sedat gibi bir yazılımcı olsaydı şayet, son bir haftadaki gibi bir duruşu sergilemesi çok çok zor olurdu. güncel niteliksel durumundan bağımsız şekilde, varlığıyla bile fikirsel özgürlüğe ve etkileşime türkiye'de örneğine rastlanamaz düzeyde katkı sağlıyor. evet hâlâ.
(bkz:michelangelo merisi da caravaggio)
*
''bana sevgili olan ve bir taştan daha da fazlası olan uykudur..
tahammül edemediğim yanlışlar, acı ve utançla doluyken içim,
ne büyük mutluluk kapanması kulaklarımın ve gözlerimin...
bu nedenle uyandırmayın beni.. sessizce fısıltıyla konuşun, huzurumu bozmayın benim..''
*
''bana sevgili olan ve bir taştan daha da fazlası olan uykudur..
tahammül edemediğim yanlışlar, acı ve utançla doluyken içim,
ne büyük mutluluk kapanması kulaklarımın ve gözlerimin...
bu nedenle uyandırmayın beni.. sessizce fısıltıyla konuşun, huzurumu bozmayın benim..''
demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
*
görüşürüz millet. mecazen.
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
*
görüşürüz millet. mecazen.
uğrayacağım aklıma gelmezdi. numaram konuşmak istediğim arkadaşlarda var, hadi eyvallah.
in treatment'da kadın bir danışan, önceden çok kaba davranışlar sergileyen, anlayışsız, sinirli, kıskanç ve hatta bir kere onu seksten sonra ''beni terk edersen seni öldürürüm'' diye tehdit eden, ancak son zamanlarda değişmeye, düzelmeye başlayan, daha anlayışlı ve tutku dolu olmaya başlayan kocasını ve bu duruma karşı hislerini, seksi temel alıp bu 'kötü' gidişat yüzünden kocasını aldatmayı planladığını ve bunun için psikoloğundan izin almak istediğini şöyle aktarıyor:
p-psikolog
d-danışan
d- ''...bu dokunuşlu hisli seks anlaşmada yoktu. biliyor musun bizim alışkın olduğumuz seksi kız arkadaşlarıma bile anlatamazdım. ya bana inanmazlardı ya da sosyal hizmetleri arayıp jake'i tutuklattırırlardı. şu an sanki beynimi almışlar, bitkisel hayata girmiş gibi. fakat bitkisel hayata falan girmedi. sadece berbat bir sevişmeydi. bu senin hatan.''
p- ''ama yine de jake duyarlı olduğunda, sevgisini şefkatiyle ifade ettiğinde bu seni kızdırıyor. buna ''iğrenç'' diyorsun. acaba bu seni korkutuyor olabilir mi? içindeki merhameti açığa vuran insanlara güvenilmeyeceğini, çünkü onların zayıf göründüğünü öğrenmiş olabilir misin? bu yüzden bunu bertaraf etmek için jake'i kızdırıyorsun. onu öfkelendiriyorsun. öyle durumlar yaratıyorsun ki ağzından en kötü sözler çıkıyor, seni tehdit ediyor.''
d- ''ben her an gelebilir. ne yapmalıyım?''
p- ''gerçekten patronunla seks yapabilmen için izin vermemi mi istiyorsun?''
d- ''bir kere. sadece bir kerecik. bana bunun kötü bir şey olmadığını söyle. ''
p- 'bence bu gayet kötü bir şey.''
d- ''fakat bunu öğrenirse açıklayabilirsin. ona akıl verebilir misin? ''
p- ''peki tam olarak ne söyleyeceğim ona?''
d- ''çuvalladığımı! kendime engel olamadığımı, bu işin beni aştığını. ona çuvalladığımı söyle!''
p- ''peki diyelim ki seni affetti, sen kendini affedebilecek misin?''
d- ''ben kendimi daima affederim sorunum da bu. geceleri uyumadan önce ,gözlerimi kapar ve tanrıdan bağışlanmayı dilerim. ve her şey için kendimi bağışlarım. bağışlanmayacak şeyler olsa bile. asla cezalandırılmam.''
p- ''reeves'le yatarsan bunun cezasını çekmeyeceğini mi sanıyorsun?''
d- ''kim cezalandıracak beni?''
p- ''belki sen çoktan kendini cezalandırmaya başladın bile. reeves'le yatarsan o güven duyduğun eski, güzel duygunun, öfkenin geri geleceğini mi sanıyorsun, jake'i kontrol etmeni sağlayan. seninle savaşan, seni tehdit eden jake'i. ve o artık aşkını incelikle ifade ediyor. bu aşkı hak ediyor musun?''
d- ''aşk değil bu! muhtaçlık, zayıflık. çekilmez bir şey.''
p- ''yani ancak seni kontrol ederse, peşine takılırsa, gizli kayıt yaparsa, seni kıskanırsa bu gerçek aşk öyle mi?''
*
seksin yazısız sözleşmelerinde egzoterik bi gövde gösterisi olabileceği cümlesinin yer alabileceği fikrini ciddi ciddi düşünmeye başladım.
p-psikolog
d-danışan
d- ''...bu dokunuşlu hisli seks anlaşmada yoktu. biliyor musun bizim alışkın olduğumuz seksi kız arkadaşlarıma bile anlatamazdım. ya bana inanmazlardı ya da sosyal hizmetleri arayıp jake'i tutuklattırırlardı. şu an sanki beynimi almışlar, bitkisel hayata girmiş gibi. fakat bitkisel hayata falan girmedi. sadece berbat bir sevişmeydi. bu senin hatan.''
p- ''ama yine de jake duyarlı olduğunda, sevgisini şefkatiyle ifade ettiğinde bu seni kızdırıyor. buna ''iğrenç'' diyorsun. acaba bu seni korkutuyor olabilir mi? içindeki merhameti açığa vuran insanlara güvenilmeyeceğini, çünkü onların zayıf göründüğünü öğrenmiş olabilir misin? bu yüzden bunu bertaraf etmek için jake'i kızdırıyorsun. onu öfkelendiriyorsun. öyle durumlar yaratıyorsun ki ağzından en kötü sözler çıkıyor, seni tehdit ediyor.''
d- ''ben her an gelebilir. ne yapmalıyım?''
p- ''gerçekten patronunla seks yapabilmen için izin vermemi mi istiyorsun?''
d- ''bir kere. sadece bir kerecik. bana bunun kötü bir şey olmadığını söyle. ''
p- 'bence bu gayet kötü bir şey.''
d- ''fakat bunu öğrenirse açıklayabilirsin. ona akıl verebilir misin? ''
p- ''peki tam olarak ne söyleyeceğim ona?''
d- ''çuvalladığımı! kendime engel olamadığımı, bu işin beni aştığını. ona çuvalladığımı söyle!''
p- ''peki diyelim ki seni affetti, sen kendini affedebilecek misin?''
d- ''ben kendimi daima affederim sorunum da bu. geceleri uyumadan önce ,gözlerimi kapar ve tanrıdan bağışlanmayı dilerim. ve her şey için kendimi bağışlarım. bağışlanmayacak şeyler olsa bile. asla cezalandırılmam.''
p- ''reeves'le yatarsan bunun cezasını çekmeyeceğini mi sanıyorsun?''
d- ''kim cezalandıracak beni?''
p- ''belki sen çoktan kendini cezalandırmaya başladın bile. reeves'le yatarsan o güven duyduğun eski, güzel duygunun, öfkenin geri geleceğini mi sanıyorsun, jake'i kontrol etmeni sağlayan. seninle savaşan, seni tehdit eden jake'i. ve o artık aşkını incelikle ifade ediyor. bu aşkı hak ediyor musun?''
d- ''aşk değil bu! muhtaçlık, zayıflık. çekilmez bir şey.''
p- ''yani ancak seni kontrol ederse, peşine takılırsa, gizli kayıt yaparsa, seni kıskanırsa bu gerçek aşk öyle mi?''
*
seksin yazısız sözleşmelerinde egzoterik bi gövde gösterisi olabileceği cümlesinin yer alabileceği fikrini ciddi ciddi düşünmeye başladım.
''bazı şeylerin bilinçaltında olmasının bir sebebi var, çünkü eğer her şey apaçık, gün gibi ortada olursa insan yaşayamaz yada nefes alamaz hatta bir adım bile atamaz. tamamen bilinçli bir insan bir felçli bir sakat gibidir.''
bilinçaltının varlığıyla deva mı cefa mı olduğu düşünüldüğünde, goethe'den know thyself'e atıf mahiyetinde olan şu cümleyi de yabana atmamalı:
''know thyself? if i knew myself i would run away.''
bunlarla beraber, bilinçaltı incelemesinin, içinde barındırdığı korku veya acıları analiz etmeden, oraya bakmadan imkansız olduğu fikrine daha yakınım. fakat yine de kendi derinliğini kavramak isteyen insan, fitilini ateşlediği şeyleri güç fark eder ve varoluşunun idrakına doğru geri dönüşsüz bir seyir alır.
bilinçaltının varlığıyla deva mı cefa mı olduğu düşünüldüğünde, goethe'den know thyself'e atıf mahiyetinde olan şu cümleyi de yabana atmamalı:
''know thyself? if i knew myself i would run away.''
bunlarla beraber, bilinçaltı incelemesinin, içinde barındırdığı korku veya acıları analiz etmeden, oraya bakmadan imkansız olduğu fikrine daha yakınım. fakat yine de kendi derinliğini kavramak isteyen insan, fitilini ateşlediği şeyleri güç fark eder ve varoluşunun idrakına doğru geri dönüşsüz bir seyir alır.
1 sn
yeeeenecek
ben de bilmem kardeşim sakso ne demek ne bilim ben amk ben işinde gücünde ekmeğinin peşinde aile babası bi adamım.
innsaaaaaanlık ooooooonuru işkenceeeeyi yeeeencek
innsaaaaaanlık ooooooonuru işkenceeeeyi yeeeencek
olm nick altına yazmıssın ya sakso çekiyorum yıllardır falan yazmıs girdisinde uyarmıssın sende falan ne bilim 1000 kere sakso çektim falan yazmıs da sen uyarmısısn gibi bişeydi mk
onu diyom yani
onu diyom yani
Dante Alighieri moruk. sakso çekmeyen.
ben de görmüyorum amk mesajlarını ya, olm demin danteden, dostoyevskiden bahsediyorken burada düştüğümüz hale bak, bu utanç hepimzin zengin sözlük!
burası sörv-..
burası sörv-..