ölümün biyolojik olarak aktif sahasıdır. ölümün çarkını döndürmeye yarayan en önemli dişlisidir yalnızlık. yalnızlığı sevmeyen biri ölümü de anlayamaz.
Açmayı bilene önemli bir meziyettir kapı. ne istersek gerçekleştirmeye hazır bir okyanus içinde olduğumuz halde o engin derya her istediğimiz yaptığı halde neden her kapıya kilit takarız ki ? neden her isteğin önüne bir engel koyuyoruz ? Gerçekten, neden her kapıya bir kilit ? hırsızdan değerli eşyalarını sakınanlar da böyle yaparlar. belkide zorlu bir işe girişmek istemiyoruz. şimdi kim engelleri kaldıracak kilitli kapıları açacak ki..
Anne özlemin ışıltısı,
iki aynanın arasında
dokunmak..
hiç bu kadar kolay olmamıştı,
sonsuzluğa..
gelip giden fısıltıları sayamadım,
ekledim onları uc uca..
bir güle çevirdim,
ve bıraktım...
Ona doğru esen rüzgara..
iki aynanın arasında
dokunmak..
hiç bu kadar kolay olmamıştı,
sonsuzluğa..
gelip giden fısıltıları sayamadım,
ekledim onları uc uca..
bir güle çevirdim,
ve bıraktım...
Ona doğru esen rüzgara..
Yangından kaçıp kurtulan adamın üzerine su diye benzin dökmek.
Yenilmek bazen insanı firavunlaştırmaktan alı koyar. insan hiçliğin içinde aczin içinde yaşadığını bu yolla fark edebilir. insanın her istediğini elde etmesi en önemli olan unsur mu ? ne pahasına olursa olsun take it diyor bazıları. ve bunun için uygun koşulları oluşturmaya çalışıyorlar. Bence yenilmişlik hissi içinde muhtaç olmak güzel. bazen kavuşursun bazen kavuşmazsın istediklerine. yol almaya devam edersin yatay düzlemde bir yayın üzerinde yürür gidersin. aynı döngünün içinde kaldığını bunun kısır olduğu düşünürsün. Fakat insan ilerler. dibe vurduğu anda bile ilerler. bu kaybetme hissi insana aynı zamanda yaşadığını hissettirir. yoksa bir android gibi yaşandığında yahut bir tanrı olmaya çalışıldığında bu his ıskalanıyor.
Yorganların yerini pikelerin alması. İncecik giyenmek. Üstü açık uyumak. Uyurken yüzü yalayan esintiyi hissetmek. Kuş sesleriyle uyanmak.
Reis bu isterse 1 milyonun önüne 5 milyon insan diker. Yaşadık bunları biliyoruz. Şaşırmamak esas burada.
Doğru önerme. Ben mesela her gece cebimden metal bi votka şişesini çıkarır gibi çıkarıp bakıyorum elde ettiğim güçlere. Bir kaç yudum alıp geri koyuyorum. kalbimin yerinde güce tapma isteği var artık. Kadının güce tapanı makbuldür.
Lsd'nin kız kardeşi halüsinojen diyelim anlaşılsın. olmadı mı? sakın tüketmeyin,. Vişne suyu mu? Saçmalıyorsunuz..
'felek, tesadüflerle sağ gösterir ve gerçeklerle sol vurur. mutluluk bu ikisi arasında geçen sürede yaşanır.''
Gizli moderatör. Sol framede ne kadar entry varsa radarından kaçmıyor. Oyluyor Favoriliyor. " yazdıklarınız okunuyor iması yapıyor. Bunun için ssk+para almıyorsa bravo. Kendisinin "açık" moderatör olmasını istiyorum. Gizli yükünü kaldırın üstünden.
''ölüye, ölecek olana bakan kişinin baş döndürücü üstünlüğünü, diri olmanın üstünlüğünü duyması. bu üstünlük, kişiliğin ötesindeki bir üstünlük, öleceğini bilen, ölmek istemeyen, bir şeylere tutunmak umuda, yakınlarının eline, gözüne, sözüne, yatak çarşafına, parmaklarını kanatan taşlara, tırnaklarını kıran asfalta tutunmak tutunmak dileyen insanı bir nesne, bir böcek bile değil, bir nesne haline getiri verir...''
Abd'li oyuncu. Supernatural dizisinden sonra dean winchester olarak kalbimde ki yerini aldı. Pek yakışıklı, çok yakışıklısın. eye of the tiger'ı söyleyen dillerini senin..
Takip edilmediğime anlam veremiyordum. Demek bu yüzdenmiş. Nereye yatıyoruz parayı ?
düşünceler vesilesiyle toplumun içinde oluşan bütünleşmelerin getirdiği ayrışmaları da dikkate almak gerekli. oluşan kitleler kendi taraflarını oluşturduktan sonra açıkça görülebilecek etkileşimlere girmeye başlar. düşünceler zihin kaplarından çıkıp artık dev birer organizma olan kitleleri yönlendirmeye başladığında hiç de masum olarak kaldığından bahsedemiyoruz. bahsettiğiniz bireysel anlamda paylaşımın özelliklerinden olan düşüncelerini karşı tarafa kabul ettirme isteği artık alev alev yanan bir tutkuya dönüşmüş oluyor. insanın fikirsel boyuttan çabucak kişilik boyutuna yönelebilen zayıf karakteri sonucu ortaya koydukları davranışın etkileri toplumsal boyutta önyargılardan örülmüş bir ideoloji sayesinde yaşanır. olası sonuçları günümüzde rahatça görebiliyoruz.
düşüncelerin aslında ne kadar etkili ve tehlikeli olduğuna değindikten sonra düşüncenin oluştuğu an ile eylem arasındaki tampon bölge olan niyet kavramını da irdelemek gerekir. düşünceler oluştuktan sonra yargıya dönüştükleri gibi aynı zamanda niyete de dönüşürler. yargı duruşu belirler iken düşüncenin eyleme geçişinde aslen niyetin varlığından bahsetmek gerekir.
düşüncelerin aslında ne kadar etkili ve tehlikeli olduğuna değindikten sonra düşüncenin oluştuğu an ile eylem arasındaki tampon bölge olan niyet kavramını da irdelemek gerekir. düşünceler oluştuktan sonra yargıya dönüştükleri gibi aynı zamanda niyete de dönüşürler. yargı duruşu belirler iken düşüncenin eyleme geçişinde aslen niyetin varlığından bahsetmek gerekir.
''...ama ılık bir nehirdir işte saçların,
ürküsüz boğmak orda bize tebelleş ruhu
ve bulmak o yokluğu senin tanımadığın.
akan düzgünü tadacağım gözkapağından,
verebiliyor mu diye ezik yüreğime
duygusuzluğunu gökyüzünün ve taşların.''
ürküsüz boğmak orda bize tebelleş ruhu
ve bulmak o yokluğu senin tanımadığın.
akan düzgünü tadacağım gözkapağından,
verebiliyor mu diye ezik yüreğime
duygusuzluğunu gökyüzünün ve taşların.''
"gencinen olsam viran edersin
âyinen olsam hayrân edersin..''
âyinen olsam hayrân edersin..''
tüm felsefi ekollere göre insan için ıstırabın, düzensizliğin, bilinçsizliğin başlıca sebebi tutkulardır. düzensiz arzular, abartılı korkular ve kaygının hakimiyeti, insanı gerçek yaşamdan alı koyar. bu yüzden felsefe en çok insanın tutkularıyla ilgilenir. kendini, kendi tutkularından arınmaya zorlar. zira filozoflar; insanı elde edebileceği iyiye ulaşabilmesi ve kaçınabileceği kötülükten kaçınabilmesi için eğitir. tam burada (bkz: stoacılar) demekte fayda var.
tabi burada stoacı yöntem ile epikuroscu yöntemleri birbirinden ayırmamız gerekmektedir. her neyse.. pisagorasçılar, insanın tutkularını parmak ucuyla tatmasına izin verirler. derler ki; insanın bir tutkusunu iyileştirmeye katkıda bulunmayan bir filozofun söylemi boştur. vazgeçilmez içsel dönüşümün yavaş yavaş oluşabilmesi için tutkuların eğitilmesi şarttır. yani yapmamız gereken; bilinçsizce sıkıştırdığımız, gölgelediğimiz, bizi içten içe kemiren tutkularımızı düzene sokmak. düzen şart! bu bizi daha iyi var eden, daha da ilerleme sağlatacak en önemli unsur.
tabi burada stoacı yöntem ile epikuroscu yöntemleri birbirinden ayırmamız gerekmektedir. her neyse.. pisagorasçılar, insanın tutkularını parmak ucuyla tatmasına izin verirler. derler ki; insanın bir tutkusunu iyileştirmeye katkıda bulunmayan bir filozofun söylemi boştur. vazgeçilmez içsel dönüşümün yavaş yavaş oluşabilmesi için tutkuların eğitilmesi şarttır. yani yapmamız gereken; bilinçsizce sıkıştırdığımız, gölgelediğimiz, bizi içten içe kemiren tutkularımızı düzene sokmak. düzen şart! bu bizi daha iyi var eden, daha da ilerleme sağlatacak en önemli unsur.
son kırıntısına kadar kişinin, etinden, sütünden faydalanan, kişiyi iradeden yoksun bırakan, insan olma onurunu ayaklar altına alan, hatta onur tanımayan, bir dünyanın etkisi altın gelinen kaçınılmaz son. bu konuda türkiye elbette yine birinciliğe oynuyor. hepimiz kendine ait bir düşüncesi ya da iradesi olmayan, bir koyun sürüsü gibi bir yerden diğerine, bazen birlikte bazen de ayrı ayrı güdülüyoruz. bu durumda varlığımızı, hayvan yaşamının düzeyine inmiş birisi olarak hissetmek de gayet normal bir hale geliyor..
duvarlarının inceldiği özümsenmiş bir şeyin kalmadığı anları vardır. içindeki mavinin siyaha döndüğü zamanları. bazen de kül olup dökülür. geride bir şey bırakmaz. kuru, saman gibi anılarla sarılıp sarmalanmışsınız gibi..
1914 st louis doğumlu, abd'li roman ve deneme yazarı.. beat kuşağının da en renkli yazarlarından biridir. yazılarında, birçok kişinin "kafa karıştırıcı ve ukalaca" olarak nitelendirdiği kolaj (cut up) tekniğini kullanırdı.. ele aldığı konular çoğunlukla yer altı dünyası ve uyuşturucu alt kültürleriydi.. burroughs'un aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan naked lunch (çıplak şölen)adında bir kült film de mevcuttur..
değmemek.. durmayı başka bir şekliyle yaşamak. keşfetmeyi sabitlikle açıklamak. tutunma şekline sadık olmak. mekana ait bir şey olmayı hazmetmek. kendinden uzağa fırlatılmayı hiç anlamlandıramamak. bunlar ne şimdi? evet adı yok bazı ölmelerin..
kıskanmıyorum,
gökyüzünde;
özgürce uçan kuşları..
vatanım,
oldu senin kalbin..
sonsuz bir dünyadayım..
tüm hayallerim, isteklerim,
sana olan göçüm üzerinde;
birer mihenk taşı..
her gün,
bir kez daha ulaşıyorum;
sana..
sende kaybolduktan sonra.
gökyüzünde;
özgürce uçan kuşları..
vatanım,
oldu senin kalbin..
sonsuz bir dünyadayım..
tüm hayallerim, isteklerim,
sana olan göçüm üzerinde;
birer mihenk taşı..
her gün,
bir kez daha ulaşıyorum;
sana..
sende kaybolduktan sonra.
salak değilsindir. sadece birilerinden daha duygusal ve incelikli olmanın sonucu bu. özensiz piçler her yerde özeni anlamadan yaşıyorlar..