confessions

turuncu gemi

2. nesil Yazar - Eski sevgili hüznü

  1. toplam entry 1820
  2. takipçi 11
  3. puan 16943

zafer dilek

turuncu gemi
kadri kıymeti yeterince bilinmemiş türk bestecidir.
ömürden giden bu güzel cuma gecesini sözlükte pinekleyerek geçiren bütün biz a sosyal eziklere gelsin. kendi aramızda da eğlenebiliriz. a sosyalsek a sosyaliz kardaş ne olacak.

(gardorop fuat'ın kemal sunal'ı kovalamaya başladığı sahnenin müziğidir. bence bir şans verin ezikleerr...)

merhaba ben fuat oktay sorularınızı yanıtlıyorum

turuncu gemi
yani gelse de sözlüğümüze bizim şapşik sorularımızı yanıtlasa pek iyi olacağını düşündüğüm başlıktır. fakat baştan uyarayım ''sen kimsin'' diyerek ötesini getiren sorular sormayın. zira kendisi dünya döndükçe allah başımızdan eksik etmesin cumhurbaşkanımızın tek yardımcısı ve de vekilidir.

benim ilk sorum şu olurdu;
''abi siz kimsiniz? mfö grubunda hiç çaldınız mı?''

230 bin kişinin neci olduğunu ysk'ya gönderdik

turuncu gemi
içişleri bakanı süleyman soylu açıklamasıdır. açıklamanın bir yerinde küçükçekmece belediye başkanı için , "bir seçim iptal edilecekse büyükçekmece iptal edilmeliydi. o belediye başkanı orada fuzuli işgalcidir. ama ysk böyle karar verdi" sözleri de yer alıyor.
malumunuz üzere artık bakanların siyasi bir sorumlulukları yok. buna rağmen hala içişleri bakanı devletimizin, cumhurbaşkanı ve adalet bakanından sonra en yetkili 3. kişisidir. bu seçilmemiş güçlü zat, seçilmiş bir belediye başkanı hakkında bu tür sözler ediyor fakat yargı bunun karşısında lal olmuş. işin sadece bu beyanat kısmı bile korkunçtur.

daha sonrasında bakan bey 700 kadar sandık kurulu üyesinin eniştesinden teyzesi oğluna kadar fetö ile iltisaklı olduğunu söylüyor.
ben de bakan beye sormak istiyorum, memlekette eniştesi, teyzesi fetö ile iltisaklandırılmayan insan mı kaldı? peki suçun şahsiliği ilkesi nerede kaldı? 16 nisan referandumundan 24 haziran seçimlerine kadar sandık kurullarında teyzesi, eniştesi fetö ile iltisaklı kimse yok muydu?

kılıçdaroğlu'na da sormak istiyorum. bu garip açıklamalar karşısında neden kıçını yırtmıyorsun? muhalefet buna benzer deli saçması laflar etse, erdoğan çoktan miting meydanlarında bunlarla gereğince dalga geçer doğru bir yönde kamuoyu oluştururdu. senin böyle bir becerin yoksa neden yıllardır orada millete umut tacirliği yapıyorsun?

zamanında kendisini tbmm önünde yakan yoksul işçiye ''git kendini sarayın önünde yak'' demeyi biliyorsun. muhalefet bu kadar itibarsızlaştırılıp, halkın aklıyla bu kadar çok alay edilirken sen hangi klimalı ortamda serinliyorsun?

izmir marşı'nı okuyan gencin boğazını sıkan adam

turuncu gemi
ne dün ne de bugün izmir marşını gururla söylemedim. hatta hiç söylemedim. rica ederim herkes ''herkes'' yazarken daha dikkatli olsun. fakat herkesin bu marşı gururla söyleme özgürlüğü var tabii. lakin kimse kimsenin boğazını marş söylüyor diye sıkmamalı ve sıkamaz. önce içimden boğazı sıkılan genç için ''kardaş elin armut mu topluyordu? sen neden yaşadığın fiziksel saldırıya karşılık vermedin?'' demek geçti. sonra bundan utandım. burası teksas mı canım dedim kendi kendime. boğazı sıkılanların hukukunu koruyacak bir hakim, savcı, polis yok mu? nasıl tehlikeli ve zehirli bir dildir bu söylem.

fakat sonra canlı yayında diri diri yakılmak istenen ana muhalefet liderimiz geldi aklıma. ve öldürme girişiminde bulunanların sertbest bırakılması.
hukuk hangi bahçede yetişen bir meyveydi?

eşik

turuncu gemi
sabahattin kudret aksal şiiridir;

bir yaz günüydü bırakmışım arkamda
yürüyordum sokaklar tozdu, yapılar
boz bulanık bir su gibi akıyordu
bir kadın çamaşırını asıyordu
penceresinde yitirilmiş anılar
burnumda çürümüş yemiş kokuları
sokaklar yeniden yeniden sokaklar
yer bitirir en güzel aydınlıkları
geceyle gündüzün kavşak noktasında
havada kanat vuran kuştu çirkin
ve şaşkın baktım birdenbire karşımda
olağanüstü eşiği güzelliğin.

15 mayıs 2019 döviz satışlarına işlem vergisi getirilmesi

turuncu gemi
bugün itibarıyla hayata geçen akıllara ziyan karardır.
bugüne kadar tabanından tavanına hangi akp'li ile ekonomi tartışsam özal'ı öve öve bitiremezler. özal'ı bu kadar çok sevmelerinin nedenleri arasına zammanyak pinoşettin'in döneminde doların serbest kalmasını eklerler.
esas itibarıyla, gerçekten dört başı mamur bir serbest piyasa ekonomisi uygulayacaksanız devrimsel bir karardı o dönemde alınan bu karar. çok geçmeden alaturka ve milli bir serbest piyasa ekonomisi uyguladığımız için bunun bedellerini, 90'larda büyük büyük fakirleşerek ödedik.

bugün dolara vergi koydun ve 20 kuruş indirdin doları. peki yarın hiç olmayacak mı? serbest piyasa kurallarından bu kadar delicesine kopuşun bedellerini on yıl sonra falan değil, 23 haziran'dan hemen sonra ödemeye başlayacağız. bu koyduğun işlem bilmemnesinin nasıl bir kayıt dışı döviz ekonomisi yaratacağının farkında mısın? ülkeyi bütün antidemokratik politikalarda 1930'ların gerisine götürdün. dövizide yasaklayıp artık olayı seksen öncesine mi götüreceksin?

ben bir komünistim. bana kalsa devlet yarın bütün herkesin varlığına el koysun. kaynakları eşit dağıtsın. kalanın nasıl büyük bir bolluk olacağını denemesi bedava. fakat sayın akp, ya onu yap, ya da bu akla hayale ziyan ekonomik politikalarla beni her gün kat be kat fakirleştirme.

türkiye ekonomisini kurtarma yolları

turuncu gemi
aklıma dahiyane bir çözüm önerisi geldi arkadaşlar sıkı durun anlatıyorum. son günlerde bir çok haber sitesinde donalt trump'ın türkiye'yi sonbahar gibi ziyaret edeceği konuşuluyor. ülkeye girer girmez derdest etmeliyiz. sonra da bunun çok büyük bir anti emperyalist eylemsellik olduğu konusunda dünyada kamuoyu yaratmalıyız. zaten ben dahil ülkemiz kamuoyunun yüzde sekseni bu eyleme destek veririz. kemal kılıçdaroğlu hemen bu çok tutarlı milli politikanın arkasında yer alır. hdp itiraz edebilir bu politikaya. fakat onlar zaten emperyalist terör iş birlikçisi. kim takar onları.
peki trump'ı tutukladık ne yapacağız sarı bidona turşusunu mu basacağız ülkemizde? hayır tabii ki. onun da ülkesinde çoluğu çocuğu var, bu konuda vicdan yapacağız. fakat turpun büyüğünü öyle kolay vermek yok. diyeceğiz ki ''merkel ayağımıza kadar gelip, ara bulucuk ederse bakarız o zaman''
merkel türkiye'ye girer girmez onu da derdest edeceğiz. bu sefer vicdan, antiemperyalizm falan ayağı yok. direkt açık konuşacağız. abd devleti 50 milyar dolar, ab birliği 50 milyar avro verirse ikisini de salarız. ama tabii ki mahkemeleri devam eder o ayrı konu. lakin türkiye cumhuriyeti mahkemeleri herkesin bildiği üzere bağımsız kurumlardır. ona biz bir talimat veremeyiz.

peki bu para bizim ekonomimizi kurtarır mı? bu kadar çok borçla nah kurtarır. elimizdeki sıcak paranın bir kısmını acil borçlara dağıtırız. sayın cumhurbaşkanımız da beni danışman olarak işe alır. ben bir iddaa komüsyonu oluştururum. haftada 2-3 sağlam maça bir kaç milyar bastık mı, artık ekonomimizin sırtı yere gelmez.

binali yıldırım

turuncu gemi
önce çok kısa binali yıldırım'ın akp tarihini ele alalım. tayyip beyle olan tarihi, erdoğan'ın belediye başkanlığıyla başlar. istanbul'un bugüne kadar gördüğü en başarılı belediye başkanlarından birisi olan ali müfit gürtüna zamanında biter. ne sebeple bu görevinin bittiği, bütün namuslu internet medyasında manşet manşet ortalıktaydı bugün.

akp ile tarihi 2002'de ilk abdullah gül hükümetinde bakanlıkla başlar. malumunuz üzere tarihimizin en uzun süre ulaştırma bakanlığı yapmış muhterimidir kendisi. ve dünyada eşşeğe binmekten bile daha güvenli kabul edilen ölümlü tren kazaları tarihidir bu tarih.
ve bakanlık bünyesinde, bütün dünya ihale yasalarına, hiç bir dinin ahlakına uymayacak şekillerde ihalelerin verildiği, 1 liralık işlerin şirketlere 5 liraya yaptırılıp şişirilmiş şirketler tarihidir. ve bu şirketler kamunun kefaletinde dışarıdan borçlarla yapılmıştır. bugün kıçımıza giren krizin en önemli müsebbiplerinden biri de işte bu tarihtir.

asgari ücretle otoyollarda yığınların aç acına çalıştırılarak, köle tacirlerinin bu insanlarımız sırtından milyarlar kazandığı bir tarihin adıdır bu tarih.

yani anlayacağınız salt yumuşak g yazamamak, mause kulanamamak kadar masum değildir olmamalı eşeltirilerimiz ve sorgulamalarımız.
yara ve pislik çok daha derinlerde.

seks grevi çağrısı

turuncu gemi
ünlü abd'li oyuncu alyssa milano'nun kürtaj yasasını protesto amaçlı yaptığı devrimci çağrıdır.
aslında alyssa kızımızın çağrısını düz mantıkla anlamak yanlıştır. gerçi olayı böyle anlayıp, nice güzel bayan arkadaşımız dağ gibi sevgililerini 31'e mahkum edecektir bir süreliğine. yapmasınlar.

olay alyssa hanım gibi dünyada tanınan bir insanın, en çok satan olguyu da pozitif yönde kullanarak, yanlışa dikkat çekme çabasıdır diye düşünmekteyim.

ahmet davutoğlu

turuncu gemi
dışişleri bakanlığı ve başbakanlığı dönemi ülkemizin en karanlık yılları olarak tarihe geçmiş kişidir. gerçi hala bu tarihin içinde sayılırız ve daha yazık ki önümüzdeki uzun yıllar direk olarak bu zatın aldığı kararlar ve oluşturduğu politikaların içeride ve dışarıda bedellerini ödeyeceğimiz zannındayım.

halkımızın ne doğusunda ne de batısında karşılığı olmayan eski bilim adamıdır. bu adamın muhalif blok içindeki liderler arasında yer almaya çalışması, şimdilerde çok doğru bir yönde giden muhalif hareketin sulandırılıp cıvıtılmasından başka bir işe yaramayacaktır.

soykırım devam ediyor hala

turuncu gemi
sevgili ali duran topuz'un, gazete duvarda nihat hatipoğlu'nun 13 yaşında ermeni bir çocuğu showla müslüman yapmasını anlattığı yazısının başlığıdır.
ali duran bey yeterince güzel şekilde olan biteni yazmış. yazıdan pasajlar paylaşacağım.

''ysk kendisini aştı. ileri demokrasi o kadar ilerde ki yetişen yok. hal böyleyken şovlar da kendini aşacak tabii ki. bir televizyon şovunda 13 yaşında, "ermeni kökenli" diye tanıtılan bir çocuğun "müslüman yapılması!" sahnesi oynandı. bir rektör eliyle. çirkin gösterinin tek mümkün anlamı var: soykırım bitmedi.

"ermeni asıllı çocuk canlı yayında müslüman oldu." haberin başlığı bu. özeti de bu. evet, her şey canlı yayında oldu. çocuktu. işi yapan bir şovmen. bir popüler iman küratörü, duygu avcısı. dini rehber. rektör. akıllı adam, özal dönemindeki anlamıyla, yani (haşa huzurdan) zibil gibi para kazanıyor.

çok sayıda kişi oturmuş. rektör şovmen beyefendinin programı. izleyiciler haliyle inançlı müslüman. her şey canlı. canlı canlı. bir çocuk sesleniyor, hocam merhaba. ben müslüman olmak istiyorum. çocuğun bıyıklar yeni terliyor,
emred.
"a. konusu bana söylendi." söylenecek tabii, organize iş bu. "a. konusu." a., bir çocuk değil, bir insan bile değil, bir "konu." "bana arkadaşlarım ermeni kökenli, hıristiyan bir çocuğun müslüman olmak istediğini söylediler. yaşını sordum a'nın."

tabii malumatfuruşlak da şovun parçası, adam biliyor, adam profesör, adam rektör. "nihat kelimesi farsça kökenli, iyi huylu, iyi ahlaklı, tabiatı iyi adam demek." kökenli, yoksa farsça olacak değil. işimiz köken değiştirmek.
anne niye yok? utanmış olabilir mi? baba? zaten baba "ermeni" ya da hıristiyan değil sanki, olsa söylenirdi değil mi? hem neden 13 yaşındaki a. 12 yıldır türkiye'de? lozan'daki azınlıkları koruyan maddelere aykırı iş yapmıyoruz, öyle de sözleşmenin taraflarını mat etmeyi biliriz biz demek için mi? sonradan geldi, biz de arkadaşlarla işi bitirdik.

ne sahnedeki ne de öyküdeki açıkları, kusurları daha fazla deşmek neye yarar? görünenin vahametinden utanmayan varsa buyursun mutlu olsun. ama bir nokta var, çok ağır, vahim, utancı da aşan bir nokta. özeti:
soykırım devam ediyor hâlâ! çünkü: uluslararası soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılması
sözleşmesi'nin ikinci maddesi:
"(…) aşağıdaki fiillerden her biri soykırım suçunu oluşturur:
(…)
e) gruba mensup çocukları zorla başka gruba nakletmek."
zor ne demek? kafasına silah dayamak mı? reşit olmayan bir çocuğu, yanında yöresinde "velisi" yokken, onlarca kişinin önünde, kameralar eşliğinde kökenlerinden koparmakta zor yok mu? orada yoksa nerede var? soykırım devam ediyor hâlâ. dünya aleme gösteri halinde.

peşiya male

turuncu gemi
kürtçede ''evin önü'' anlamına gelen cümledir. muhteşem de bir aram tigran ezgisidir. sanırım bir gün idam edilmeden yahut intihar etmeden önce dinlemek istediğim son şarkıyı sorsalar mehmet atlı'dan peşiya male'yi açın öyle gideyim derim.

pêşiya malê b'kizin e, rindê b'dest û bazin e, qelenê keçika delal, sed û pêncî bizin e...


çünkü çaldılar

turuncu gemi
binali yıldırım beyanıdır.
bana kalırsa bin ali bey bunu söyleyerek genel başkanıyla çelişmekten parti disiplin kuruluna sevk edilmelidir. zira, erdoğan demiyor mu hep bu cehapeliler 3 koyun güdemez. her yanından iktidar tarafından kuşatılmış bir seçimde nasıl olabilir de cehape oy çalabilir o zaman?

peki neden seçim iptal edildi? zira birileri çalamadılar. zira eko başkanın tatlı dili, istanbul'da her etnik kökenden ve sınıfa mensup insandan, çalınarak kapatılamayacak kadar oy aldı.

medya gücünün yüzde 95'inin akp'de olmasına rağmen yurttaşlarımız bu hükümetle böyle giderse giren şemsiyenin daha beter kapanamayacak boyutlarda olacağını anladı.

dersim dört dağ içinde

turuncu gemi
erkan oğur'un muhteşem bir aranjman ve yorumla ciğerlerimize savurduğu ağıttır. ahmet kaya ustamız da ayrı güzel söyler.
(dersim diyemeyecek kadar kompleksli, yahut bu bölgenin adına hala alerji duyacak kadar komik vatandaşlarımız ''my lesson in 4 mountains'' şeklinde de anlayabilirler türküyü.

not: kötü espiri bana ait değil, bir kültür bakanlığı eylemselliğidir.

ekrem imamoğlu'nun sandık videosu

turuncu gemi
sevgili eko başkan neyin ne olduğunu bilal'e anlatır gibi anlatmış sağ olsun. fakat zaten akp seçmeni dahil herkes neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor ve görüyor.

31 mart gecesi rte'nin gerçekten de istanbul seçim sonuçlarını kabullendiği kanaatindeyim. aklından şöyle bir şey geçiyordu, ''ekrem'le uzlaşır anlaşır, yine eskisi gibi al gülüm var gülüm bir şekilde durumu idare ederiz''
fakat eko başkan gerçekten muhalif namusa sarıldı. halka güvendi. 20 yıldır ibb'de yapılan bütün pisliklere neredeyse zülfikarlarla saldırdı. bunun yanında 1 mayıs'ta sınıfla meydanlarda dayanışması gerçekten takdire şayandı.

şimdiki seçim sürecinde eko başkan seçim hukuksuzluğunu falan anlatarak oyalanmaktan vaz geçmeli. dayak yiyen öğrencilerin, göz altına alınan gazeticilerin, maaşı dolar karşısında hızla kuşa dönen işçilerin yanında bir söylem geliştirirse yine kazanır. bu sefer daha büyük kazanır.

grup gündoğarken

turuncu gemi
geceye ayrılık depresyonu yaşayan dostlarımıza ilaçtan da iyi gelecek bir eserlerini bırakıyorum. kimse bilmez ama bu memleketin kötü tarihinin de kötü tarihinin başlaması, grup gündoğarken'in dağılıp, ilhan şeşen'in saçlarını kestirmesiyle başlamıştır.

kapitalizmle mücadele derneği

turuncu gemi
ateist olmama rağmen pirim, hocam, yaşayan en namuslu aydınlardan olan ihsan eliaçık önderliğinde kurulan derneklerdir. 70'lerde bu günümüzün bu güzel çocuklarının babaları komünizmle mücadele dernekleri kuruyordu. fettullahı, abdullah gül'ü felan filan hep oralarda yetişmiştir.
günümüzde bu çocukların antikapitalist mücadeleleri, sömürücülere kapak olsun.
28 /