Resmi dilde konuşuyor,
yürek dilimle hayal kuruyor,
ana dilimde rüyalar görüyorum.
Üç dilim var benim,
üç ayrı dünya, ayrı harf bükülmeleri
çekimleri, heceleri
üç ayrı dilim var,
dilimin din bellediği.
Birinde mazbut anlamlarım,
birinde karışıklığım, susuşlarım
birinde annemi özlemişliğim,
babamla aramızdaki gri defterlerim.
Üç dilde severim ben,
sevdiğim zaman lafazan olurum.
Ağzımın iyi laf yaptığını söyler durur,
Sedef Hanım, kapı komşum.
Şiirlerim resmi dilde,
herkes anlasın diye.
Dizelerimde uyuttuğum açmazlar var,
yürek dilimde.
Öptüğüm zaman
üç ben olurum dudağımda,
öpüştüğüm zaman dörtlenirim,
gözümü yumar,
sevişmenin aydınlığını yaşarım.
Eşref saatimde biraz kafirim,
oturur böğrüme imânsız bir ses.
Nüzûl olan ayetler bildirir,
yerim cehennem, yemişim zakkum.
"Zakkum nedir bilir misin?"
Merkep saatimde insan olurum,
yeni baştan isim konulur,
Havva'ya Âdem diye yazılırım.
Bir günah işler,
bin tövbe ederim.
Kurulurum hikmetin divanına,
suâl meleklerine sorular sorarım.
Üç dilim var benim,
bir dinim,
nar taneleri gibidir kalbim
her hâbbesiyle severim.
Üç dilim var benim,
bir rabbim,
tanrılar mezbelesine çiçekler ekerim.
Üç dilim var benim,
hayalden mamûr birkaç sevgilim
şiire imân etmişliğim.
Üç dilim var benim,
sonsuz sayıda hüznüm, kederim,
Allah'a giden yolları severim.
Gel dinim ol demiyorum,
gel benim dördüncü dilim ol
Bir Fizan'a sürgün gidelim.