Akrabaların yarısı bu ülkede yaşıyor ama iletişim yok işte. Bir el atsalar bizi de alsalar olmazdı sanki.
Zor bir şey. Sosyal hayatınız kısıtlanıyor bir kere. Gece uykusu alamadığınız için uyku kaliteniz düşüyor. Bir dönem böyle bir işte çalışmıştım. Gerçekten insanı yıpratıyor.
Chp istanbul milletvekili. Dicle üniversitesi diş hekimliği fakültesi mezunu.
ukdeci: kozmos
Başlığını açayım diye geldim arkadaş ukde bırakmış
Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi ceza hukuku profesörlerinden. Tartışma programlarına bu aralar çok sık çıkıyor. Eğer denk gelirseniz dikkat edin. adam hukuğu içselleştirmiş konuşurken öyle konuşuyor, retoriğinin temelini yasa ve kanunlar oluşturuyor ve bunun üzerinden yorum yapıyor. Doğal olarak konu ne olursa olsun objektif kalıyor ve etkili bir konuşma ortaya koyuyor. Biraz da heyecanlı bir hocamız, konuşurken enerji doluyor zaman zaman sesinin şiddetini ayarlayamıyor ama olacak o kadar. Saygılar hocam.
Başlığını açayım diye geldim arkadaş ukde bırakmış
Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi ceza hukuku profesörlerinden. Tartışma programlarına bu aralar çok sık çıkıyor. Eğer denk gelirseniz dikkat edin. adam hukuğu içselleştirmiş konuşurken öyle konuşuyor, retoriğinin temelini yasa ve kanunlar oluşturuyor ve bunun üzerinden yorum yapıyor. Doğal olarak konu ne olursa olsun objektif kalıyor ve etkili bir konuşma ortaya koyuyor. Biraz da heyecanlı bir hocamız, konuşurken enerji doluyor zaman zaman sesinin şiddetini ayarlayamıyor ama olacak o kadar. Saygılar hocam.
siyasi düşüncesi ne olursa olsun, geçmişte ideolojisi ne olursa olsun hakim güce, hakim iktidara sığınarak, tutunarak, maddi/manevi avantaj sağlama, konum ve gelir elde etme amacı güden insanlara verilen genel ad. Daha çok konjonktüre göre bukelamun gibi görüş değiştiren veya objektiflikten uzak bir şekilde hakim ideolojiyi tam bir teslimiyetle hınca hıç savunan, fanatizm pompalayan basın mensupları ve gazeteciler için kullanılır. Yıkıktırlar, acınasıdırlar.
Tabi sadece basın çalışanlarına has bir tabir değil bu. Onlar göz önünde olduğu için öyle örnek verdim. tüm meslek kollarında iş dünyasında sermayenin olduğu her yerde bol bol görürsünüz bunları.
Ortak özellikleri hakim güce yanaşırken çıkar kovalamalarıdır, yani o görüşü benimsedikleri için değil bundan maddi kazanç, etiket veya konum elde ettikleri için fanatikleşirler. İdealizm nedir diye sorsanız anlamını bilmezler.
Tabi sadece basın çalışanlarına has bir tabir değil bu. Onlar göz önünde olduğu için öyle örnek verdim. tüm meslek kollarında iş dünyasında sermayenin olduğu her yerde bol bol görürsünüz bunları.
Ortak özellikleri hakim güce yanaşırken çıkar kovalamalarıdır, yani o görüşü benimsedikleri için değil bundan maddi kazanç, etiket veya konum elde ettikleri için fanatikleşirler. İdealizm nedir diye sorsanız anlamını bilmezler.
Tartışma programlarına vekil yollamayan iktidar partisinin, kadrolu yandaş kalemşörlerinden bir tanesi. beyni ninja kendisi normal göründüğü için başta muhalefet adına programda bulunuyor sandım itiraf edeyim. Şu an haber global'de konuşuyor.
her şeyi iyi güzel de, firefox kullanırken "geçmişi asla hatırlama" ayarladıysanız filmler açmıyor. Ben gezinti geçmişimi saklayan bir insan değilim, neden beni buna zorluyorsun anlamıyorum ki. Gezinti geçmişini açmadığınız sürece ne yaparsanız yapın firefox'dan izleyemiyorsunuz film.
Seçim yatırımı olarak yeni nesilin ve benim de ilk defa karşılaştığımız bu uygulama aslında geçmişte de yapılmış bir uygulama. Zamanında, yanlış okumadıysam chp tarafından yurttaş aracıya para ödemesin bunu devlet kendisi alsın kaynağından satsın diye TANSA adında bir girişim kuruluyor. bu tansalar yokluk zamanı yurttaşa aracısız kaynağından devlet eliyle uygun satış yapıyorlar. Tabi günümüzdeki gibi değil sadece konsept aynı. Bugün gördüğümüz seçim yatırımı, saman alevi, göz boyama. Seçimden sonra ne olacağı belli değil. Hatta devletin bu satıştan zarar ettiği dahi söyleniyor ki böyle bir durum varsa zararını yine biz yurttaşlar çekeriz biliyorsunuz. Ardından ihtiyaç azalınca(?) nasıl azalıyor onu da öğremedim. Bu girişim özel sektöre satılıyor, özel sektöre satıldıktan sonra da TANSAŞ adını alıyor. Günümüzde alış veriş yaptığımız marketler zincirinden birisi olan TANSAŞ işte böyle doğuyor.
Böyle bir uygulamayla karşılaşırsanız hukuken ödememe hakkınız var çünkü yasal değil bilginiz olsun.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/hastanede-otopark-vurgunu-26947375
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/hastanede-otopark-vurgunu-26947375
Karikatürde yaşıyoruz
Tatlılıkta seviye atlamış kızdır, hazırını, bimden ikişer paket alıyorum sık sık, beni bu dertten çek kurtar dediğim kız
türban, merve kavakçı rahmetli bülent Ecevit tarafından meclisten sepetlendiği günden itibaren siyasi ve politik bir aksesuar olmuştur. İktidarın bunca yıldır tek adam rejimiyle ülkede ağırlığını yaymasında da bir numaralı siyasi silahı olmuştur. Bunu kimse inkar edemez. Tabi ki bu hanımın yaptığını onaylamıyorum fakat kimse eski günlerdeki algıyla bu konuda tatlı su özgürlüğü yapmasın. türban siyasi ve politik bir kıyafettir bir anlamda üniformadır. ve ben türbanlıya karşı bunu bilerek ve bu yargılarla yaklaşırım, iletişim kurarım. Bu ne zaman değişir derseniz bu hükümet değişir gider, yerine daha birleştirici insanları ötekileştirmeyen ve geçmişteki hataları gelecekte iktidar olmak için kaşımayan bir ekip gelir o zaman bendeki bu algıda doğal olarak kaybolur. Kimsenin giyimine karışmam umurumda da olmaz. Ama kendi bireysel özgürlüğünü dogmalar üzerinden kısıtlayan bir insanın ki bu özellikle bir kadınsa, kadını cinsiyetçilik olarak algılamayın bir ülkedeki sosyal özgürlüğün ve medeniyetin simgesidir bir anlamda kadın. Dünya'da kadına seçme hakkını vermiş ilk ülkelerden birisinde sıkma baş kültürü beni her gördüğümde incitir ve yaralar.
Ben bu konuda biraz köşeli düşünüyorum, katılırsınız katılmazsınız. Türkiye son yıllarda özellikle siyasetçilerin söylev tarzları, üslupları sayesinde halk arasında siyasi görüşler ve ideolojiler üzerine bir bölünme yaşadı, yaşıyor.
Şu anda Türkiye'de apolitik yurttaşlarda dahil olmak üzere sol görüşlüler, sosyalistler, demokratlar ve kemalistler bir tarafta, faşistler ve muhafazakar ve akp yandaşı yuttaşlar bir tarafta. Bu durum iş hayatı dışında sosyal yaşamda insanların ideolojilerine olan bağlılıkları ve sosyal çevrelerini oluştururken ki özgürlükleri sınırında kendisini gösteriyor. iş hayatında ise bir "idare etme" durumu hakim. Çünkü hakim ideoloji ne ise insan kalabalıklarının bir anlamda çıkarları için ona tutunma refleksi var, bu maddi olur, mesleki olur başka türlü olur. Bu insanlarla çalışan muhaliflerde bir idare etme veya rengini belli etmeme halindeler.
Bence bu tam bir bölünmedir. Bölünme illaki sınırların değişmesi ve yönetimin ele geçirilmesi şeklinde olmayabilir. Bazen kalabalıklara, güçlü hatip özelliklerinizle öyle ötekileştirici ayrıştırıcı şeyler söyler ve bunu onlara inandırırsınız ki, geçim derdinde canı burnunda olan milyonlarca insan bir anda alt komşsusuna karşı düşmanlık beslemeye başlar. İşte ülke tam bunun sınırında bir bölünme halinde bence.
Şu anda Türkiye'de apolitik yurttaşlarda dahil olmak üzere sol görüşlüler, sosyalistler, demokratlar ve kemalistler bir tarafta, faşistler ve muhafazakar ve akp yandaşı yuttaşlar bir tarafta. Bu durum iş hayatı dışında sosyal yaşamda insanların ideolojilerine olan bağlılıkları ve sosyal çevrelerini oluştururken ki özgürlükleri sınırında kendisini gösteriyor. iş hayatında ise bir "idare etme" durumu hakim. Çünkü hakim ideoloji ne ise insan kalabalıklarının bir anlamda çıkarları için ona tutunma refleksi var, bu maddi olur, mesleki olur başka türlü olur. Bu insanlarla çalışan muhaliflerde bir idare etme veya rengini belli etmeme halindeler.
Bence bu tam bir bölünmedir. Bölünme illaki sınırların değişmesi ve yönetimin ele geçirilmesi şeklinde olmayabilir. Bazen kalabalıklara, güçlü hatip özelliklerinizle öyle ötekileştirici ayrıştırıcı şeyler söyler ve bunu onlara inandırırsınız ki, geçim derdinde canı burnunda olan milyonlarca insan bir anda alt komşsusuna karşı düşmanlık beslemeye başlar. İşte ülke tam bunun sınırında bir bölünme halinde bence.
Türkiye'de cani adıyla gösterilmiş 2003 Abd-almanya yapımı biyografik film. Charlize Theron filmde Aileen Wuornos'u canlandırdı. Aileen Wuornos abd için önemli bir isim. Belki de ABD tarihinde büyük bir taraftar kitlesi bulan ve cinayetlerinde haklılık görülen ilk ve tek seri katil. Davası yıllarca süren Aileen Wuornos, başlarda nevs-i müdafa diyerek kendisini savunduktan sonra yıllar süren duruşmaların ardından cinayetlerinde haklı olduğunu iddia etmiştir. Film Charlize Theron'un devleşen oyunculuğuyla Aileen Wuornos'un yokluk içinde lezbiyen bir hayat kadınıyken bir katile dönüşmesini/dönüştürülmesini tarafsız yalın bir dille anlatmaktadır. Ben filmi izldikten sonra lezbiyen sevgilisinden tiksindiğimi de belirteyim. Neden, Aileen'i onu o kadar severken, hapishanede en ihtiyaç olduğu zamanda yalnız bırakmasından, ona ihanet etmesinden dolayı insanlığımı sorgulattı çünkü bana aptal kadın.
1977 doğumlu ingiliz sinema oyuncusu. Kendisini en son Venom Zehirli öfke'de izledim.
Bilim kurgu edebiyatının alt türü. Bir kıyamet olur, bu nükleer olur başka bir nedenle olur ve bildiğimiz dünya düzeni yok olur. İşte post apokaliptik senaryolar kıyamet sonrası bu yeni evrende hayatta kalanların hayatlarını, hikayelerini anlatır.
Güney Afrikalı müthiş yetenekli sinema sanatçısı. Oyuncu olmak için doğmuş bir kadın. Monster isimli biyografik filmde hayat kadını bir katili, mad max'de furiosa'yı atomic blonde'de ajanı ondan daha iyi canlandıran birisi olamazdı. Oynadığı rolü üzerine giymiyor, tamamen özümsüyor o karakter haline geliyor, izlerken bunu hissediyorsunuz. Seviyorum seni güzel kadın, daha çok filmlerini izleyelim tamam mı?
Aldığı ödüller bir oda dolusu olduğu için yazmaya üşendim, şuradan bakabilirsiniz ;
https://www.google.com/search?q=charlize+theron+%C3%B6d%C3%BCller&stick=H4sIAAAAAAAAAOPgE-LQz9U3MMyxLNCSzU620k8sTyxKgZDx5Zl5ealFVmBO8SJWyeSMxKKczKpUhZKM1KL8PIXD21IO78nJSS0CACZ6BaVHAAAA&sa=X&ved=2ahUKEwiA0OXEmbTgAhVItosKHRQVAygQ44YBKAIwInoECAYQFA&biw=1366&bih=628
Aldığı ödüller bir oda dolusu olduğu için yazmaya üşendim, şuradan bakabilirsiniz ;
https://www.google.com/search?q=charlize+theron+%C3%B6d%C3%BCller&stick=H4sIAAAAAAAAAOPgE-LQz9U3MMyxLNCSzU620k8sTyxKgZDx5Zl5ealFVmBO8SJWyeSMxKKczKpUhZKM1KL8PIXD21IO78nJSS0CACZ6BaVHAAAA&sa=X&ved=2ahUKEwiA0OXEmbTgAhVItosKHRQVAygQ44YBKAIwInoECAYQFA&biw=1366&bih=628
2015 Avustralya yapımı post apokaliptik aksiyon filmi. Yazan ve yöneten, aynı zamanda eski mad max serilerinin de yönetmeni George Miller. Yönetmen, yıllar sonra Mad Max Dünyasına bu filmle dönüş yapmıştı ve bana kalırsa müthiş bir geri dönüş olmuştu. Aksiyonun filmin başından sonuna kadar hiç düşmediği bir akışın hakim olduğu filmde zaman zaman bu adrenalin izleyiciyi yoracak düzeyde. Tom Hardy ve hem kendisine hem oyunculuğuna bayıldığım her rolün üstesinden gelen Charlize Theron fury Road'da harika bir performans çıkarmışlar.
Her hangi bir ticari ürünün, bu film olur, oyun olur, kitap olur, artık aklınıza ne gelirse, sınırlı sayıda piyasaya sürüldüğünü ifade eder. Örneğin bazı eski kült oyunlar tekrardan satışa çıkarılırlar ancak belirli bir sayı satıldıktan sonra çekilirler işte bunlar limited edition olarak geçer. Bu tarz ürünlerin satış kanalları da sınırlı olur, örneğin sadece X sitesi üzerinden satılır.
Çok sık yapmıyorum, ara sıra yapıyorum onu da yaparsam "akşam" yapıyorum anlamında bir ikileme.
Şu parçası çok hojdur
Valla en son Fazıl Say gibi bir değerin konserleri falan iptal oluyordu muhalif diye. Koskoca sanat insanını mecbur bıraktılar diye okuyorum ben bu durumu. iyi niyetle çağırmıştır bilemem ama türkiye'de konser işi bitecekti en son neredeyse instagram dan takip ediyordum sızlanıyordu hep. Al yeteneğini sanatını git bir avrupa veya abd ülkesine bak keyfine dimi. Yok old school muhalif bir abimiz olduğu için illa kalacak buralarda. Neyse bundan sonra en azından organizasyonlarına çelme takmazlar.
Hep beraber
Maddi gücün varsa verici olmak kişiyi rahatlatıyor olabilir. Bu kötü bir şey değil. Bir başkasını gerçekten mutlu etmenin hazzı bambaşka.
Olgunluk yaşla olur tıpkı meyvelerdeki gibi. Doğal sürecinde böyledir. Bu demek değildir ki her yaşını almış insan olgulaşmıştır. Bazen ne oluyor meyvelerde, bozuluyor veya böcekler talan ediyor olgunlaşıyor bal oluyor, yenmiyor veya dalından yere düşüp çürüyor. İşte öyle bir durum bu. Gencim ama olgunum tam oturmamış ama gelecek vadeden bir olgunlaşma sürecinin başladığına dalalettir. Olgun insanın yolculuğu yaşanmışlıkla sürer gider. Yaşanmışlık içinde zaman gerekir. Zaman da yaşı doğurur.