confessions

john overmars

1. nesil Yazar - Gayretli

  1. toplam entry 319
  2. takipçi 11
  3. puan 6508

yerli dizi yersiz uzun

john overmars
dünya çapında hiç bir dizi bonus bölümler sezon premieri sezon finali dışında 40-50 dakikayı geçmez.en fazla 1 saattir.en fazla o da.bu kadar dizi süresinde ezilen ne yönetmendir ne yapımcıdır ne de oyunculardır.mutfak çalışanıdır.sendikasız sigortasız taşeron bir şekilde gecesi gündüzü olmayan pazarı cumartesi olmayan parasının yarısın alıp yarısını bazen alamayan gecenin bilmem kaçında çağırılınca gelen, set işçisidir. ışıkçıdır, kameramandır.diğer herkes cukkayı zaten fazlasıyla doldurmaktadır.

manchester united

john overmars
altın çağı bechkam zamanıydı.giggs stam silvestre gary nevill, phill nevill, scholes, schimachel, solsjkaer, becham. efsane kadroydu.zaten o sezon kupa kaldırdılar..avrupa şampiyon kulüpler kupası şu anki adıyla şampiyonlar ligi şampiyonu.

bir zamanlar arsenal ljunberg overmars henry bergkamp wiltord kanu viera.90lar 2000 başları futbol bile başkaymış.

antiviral

john overmars
toronto film festivali ve cannes'da ödüller almış; kanada yapımı distopik bilim-kurgu- gerilim filmi.yakın gelecekte ünlü ve yıldızların ürün portiföyünü bir tür kitle fetişizmine dönüştüren bunu yaparken de aşırılara kaçan bir dünyayı anlatıyor.sert sıradışı ve özgün bir çalışma.2012 yapımı.gerçekten farklı tanımının içini dolduran bir film.

bazı filmler vardır ki benzerini bulabilirsiniz, buna benzeyen başka bir film yok.kendine has.şahsına münhasır adeta.

tafdi

john overmars
sanırım dünya üzerindeki en iyi film sitesi olabilir.reklam yok.sevimli şık.gittikçe arşivi genişliyor.pop up ıvır zıvırı yok.aylar sonra artık reklam var ama o kadar kibar koyulmuş ki.tıklıyorsun geçiyor.reklamı görmüyorsun bile sesi geliyor sadece.burayı kuran ya gerçekten cebi dolu bir girişimci ya da film hakkını ödüyor düşüncesi uyanıyor insanda.

et döner

john overmars
fi tarihinde kızılay sakarya civarında bir tanesi vardı ki.inanılmaz yapardı.lezzetliydi.yarım ekmeğe dolu dolu döner.sadece 6 liraydı.et ucuzdu o zamanlar çünkü. hey gidi.gece gece aklıma geldi.çoğu yerde iyi yapamıyorlar.

vatandaşlığı en değerli ülkeler

john overmars
çoğu anglosakson ülke bu gruba girer.kanada avustralya.gelişmiş ülkelerin çoğuna baktığımızda nüfus artış hızı ve suç oranı düşük nispeten çok pahalı olmayan gelirin iyi olduğu sosyal devlet kavramının oturduğu ülkelerdir.benim ütopyamsa tabii ki kanada.huzur ve düzen ülkesi kışları gerçi çok soğuk şu an winnipeg ortalama eksi 18 derece.kanada vatandaşıysanız abd de dahil olmak üzere 132 ülkeye vizesiz girebiliyorsunuz sanırım.devlet burdaki asgari ücretten daha fazla size işsizlik maaşı veriyor.sağlık hizmetleri vs.

basın

john overmars
özgürlük ve özgünleşmesi anlamında anayasal teşvik ve düzenlemelerin en belirgin şekilde ABD üçüncü başkanı thomas jefferson döneminde temellerinin atıldığı, özellikle etik ve vicdan açısından günümüzde çeşitli ekonomik ve politik döngülerin içersinde sektelere uğrayan bir kavram.en basit haliyle haber verme ve gerçeği yansıtma amacını taşır.

günümüzde ana akım ve geleneksel medya organları vasıtasıyla beraber yeni medya aygıtlarıyla daha farklı bir yapıya bürünmüştür.

askerlik anıları

john overmars
eskiden sokakta görsen selam dahi vermeyeceğin adam selam vermeyi öğretir.bir sürü şey yaşarsınız iyi kötü ironiniz güçlenir.anılar öyledir.çünkü sınıf ayrımı yoktur.tamam ast üst ilişkisi var bu ayrı da.sınıfsız toplumdur mikro olarak.ben bir tek askerdeyken kendimi özgür hissettim.hiç bir şeyi sorgulamamayı hem de sorgulamayı öğretir.döndükten sonra fiziksel ve mental olarak inanılmaz dönersiniz.kıymete binersiniz.her şeyi yapabileceğinizi falan sanırsın.o da bir kaç ay sürer.sivil hayat askerlikten daha zordur.doğuda çatışmada yapmadıysanız.askerlik güzel bir tiyatrodur.bir anıdır.ama sonra gerçek hayat adamı doğduğuna pişman eder eğer dönünce aslında sizi bekleyen bir hayat yoksa.çünkü askerde amaçsızlık diye bir şey yok.durmak diye bir şey de yok.çok farazi veya çok önemli bir şey de olsa hep bir amacınız hep bir hareket vardır.bu da sizi makine gibi çevik hale getirir.


anksiyete bozukluğu

john overmars
neyin yokluğunu çekiyorsanız onu büyüteçle büyütür ve size onun endişesini yaşatır.neyi çözemiyorsanız onu büyüteçle büyütür ve onun kaygısını yaşatır.kontrol edemediğiniz sonu belli olmayan her sorun anksiyeteyi güçlendirir.korku yani.sürekli korku içinde yaşamak.öyle üzerine giderek çözemezsiniz bazı şeyleri.öyle değil işte.iki depresyona girip bir şeyleri kafaya takıp anksiyete olmuyorsunuz.yavaş yavaş oluyor.büyüyor.her şey kontrolden çıkıyor.öyle krallığını ilan ediyor.öyle basit değil.fobi değil bu obsesyon da değil.panik atakla da karıştırılır.hayır öyle bir şey de değil gerçek anksiyete bozukluğu.panik atakla iç içe benzer gibi görünse de başka bir şey.anksiyete de ölüm korkusu odak noktası değildir.esas olan korkunun kendisidir.başka bir boyut.bir tür karmaşa.kontrol dışı her şey.çok kötü bir hastalıktır.

evlilik

john overmars
çocuksuz olmalı.gördüğüm kadarıyla çevremde çocuk demek dert demek.masraf demek bir çok şey.baba olmayı pek merak etmiyorum.neden insanlar iki kişi yaşamak varken 3 ve 4üncüyü dünyaya getirip dert eklerler bilmiyorum.gittikçe böyle bakıyorum evliliğe hoş 30 yaşındayım iş yok güç yok nereye evleniyorsam bu saatten sonraki evlilikten bir hayır gelir mi gerekli mi iki kişi evlenmeden de yaşayabilir bence.aynı evde olmak heyecanı öldürmek rutinleşmesi her şeyin.evleniliyorsa bir kere olmalı o kadar.kendi dertlerim çok zaten bir de çocukla uğraşamam.ona vakit ayıramam kendi hayatımı bile dolu dolu yaşamadım ki.bu şekilde bir de çocuk sahibi olup onu da kendime mi benzeteyim.çocuksuz olabilir belki.çocuk sahibi olan her arkadaşım bütün hayatın çocuk oluyor diyor.onun kaygısı büyüme endişesi maddi sorumluluğu iki kişiye bir hayat kalmıyor çocuk oluyor bütün hayat o zaman evliliğin esprisi kalmıyor.annemle babama yüküm şu an kendimi gördükçe kendim gibi çocuk istemiyorum.benim gibi hayatta hiçliğe sürüklenmesin.gerek yok çocuğa.

annem ve babamdan nasıl çocuk yetiştirilmez onu öğrendim.bir çocuğum olursa bir de erkek olursa kesinlikle çok disiplinle yetiştiririm.asker gibi ki bana benzemesin.başarılı olsun.hayatta bir yere gelsin.bu ne şimdi bencillik bu kendi yaşayamadığın hayatı çocuğun yaşasın umudu mu bencilliği mi karışık bir mevzu.

arda turan

john overmars
overrated bir adam.barcelona'da oynaması veya orda bulunması bir şeyi değiştirmiyor.bir nihat kahveci değil. real sociedad taki nihat o performansıyla her takımda banko 11de olabilecek bir performanstaydı misal.brezilyalı oscar gibi.her şeyden biraz var işte.top tekniği fena değil.top saklayabiliyor.kısa uzun pas verebiliyor.geçebilirse biraz adam geçebiliyor.neden ülkenin son dönemdeki ülke tarihinin en önemli futbolcularından biri gibi lanse ediliyor bazı çevrelerce bilmiyorum. on numara oyuncusu anlamında bakarsak bir sergen hiç değil.

pandorum

john overmars
christian alvart yönetmenliğindeki 2009 yapımı uzay bilim kurgu-gerilim-aksiyon filmi.dead space tadında.başrolde 3:10 to Yuma'daki performansıyla tanıyıp sevdiğim futuristik rollerde de çok sırıtmadığını bu yapıtla anladığım ama nedense kovboyluğun epeği yakıştığı ben foster var.yanında da ingiliz görünümlü amerikalı pierce brosnan'a feci şekilde çok benzeyen bilindik jön yüzlü dennis quaid var.filmin konusu klasik dünya dışı arayışlar içersinde kolonizasyon adına fırlatılan keşif ve yerleşme gemisinde görevin uzunluğu itibariyle uykuda tutulan askeri mürettebatın uyanması ve işlerin sarpa sarmasıyla ilgili.epeği farklı yönlerde gidiyor.atmosfer olarak bazı yönleri başarısız biraz waterworld dünyası gibi havaya doğru kayıyor zaman zaman konsept dışı ve bunu sevemedim. süpriz sonu ve sürükleyiciliğiyle yine de izlenebilir bir film.

işsizlik

john overmars
kötü bir durum.bir kere statünüz yok.toplumun değer yargısında işsiz yaftası almak sanki engelliymiş gibi hissetmenize neden olabilir.basit iş büyük iş diye bir şey yok.asgari ve biraz üstü sigortalı herhangi bir iş bile bulmak için kırk takla atmak gerekiyor.yeni mezunken deneyim ararlar.bazen şartlar uyar yine de dönüş olmaz.modern dünyada yüksek statü iyi bir maaş ve sosyal hayatta hem özel hayatta sizin vizenizdir maalesef düzen böyle.işsiz olunca mülteci gibi hisseder insan kendini.herkesin şikayet ettiği beyaz yakaya bile tabii değilsiniz.özellikle erkek olarak işsiz olmak yoksunuz demektir.siz aslında yoksunuz ve bir hiçsiniz.iş aramak ayrı bir sıkıntı.o ayrı bir stres.

ya gerçekten iş bulabileceğiniz bir bölüm okuyun.ya staj yapın çokça.ya da arayın umutsuzca.zaten yeterince kalifiye ve deneyim sahibi olsam dicem öylesini de tanıyorum.adam işten atıldı.8 aydır iş arıyor şimdi kpss'ye hazırlanıyor.e haliyle insan iyice bunalıyor.bu buhranda.o bile iş bulamıyorsa ben nasıl bulucam iş diyor insan.en basit işe bile dönüş olmuyor.onu söyleyebilirim.bazen sadece arıyor insan o kadar.ama bu arayış aslında boşluğa kurşun atmak gibi bir şey.başka bir şey değil.sadece sinir bozucu.

akrabalar dır dırı dır.akraba derken aileden bahsetmiyorum.bizzat akrabaların bir kısmı dırdırırdır arayıp hikaye anlatırlar.yani sözün özü aramaya inanıyorsanız.arayın.cv hazırlama konusunda epeği deneyim kazanıyor, nerelerin fake nerelerin kurumsal nerelerin gerçekten söyledikleriyle istedikleri arasında örtüşme olup olmadığını görüyorsunuz.

hepsi bu.sonrası yok.

pontypool

john overmars
berbat bir film.anladım ki insanlar korku filminden anlamıyorlar.filmle ilgili yok alt metinden girilmiş üst metinden çıkılmış.yok entelektüel zombi filmiymiş gibi ekşide saçmasapan yorumlar okudum.başka yorumlara baktım.film 6.7 imdb de en fazla 2 puanlık film.
arkadaş korku filmi bu sanat filmi veya dram değil.beni germeli korkutmalı heyecanlandırmalı.

oyuncular zaten berbat.b movie standartının bile altında iğrenç bir film.bugüne kadar izlediğim en kötü filmlerde ilk 4 e girer.orijinal blair witch le birlikte izlenmemesi gereken iki net korku filminden biri.
10 /