her seksin aynı tatmini sağlamadığını fark ettiğim anda merceğime takıldı bu. erkek olmak da içgüdülerle, kendinle başa çıkmayı onları öğrenmeyi, ustalıkla kullanmayı gerektiriyor.
ne kadar ilkelse o kadar güzel o kadar kabalık, acımasız, bencilce ve doyurucu.
birleşme esnasında kadının gözlerindeki tamamlanmışlığı izlemek bile tek başına doyurucu. mümkün olsaydı o anı sonsuza dek yeniden yaşatmak isterdim.
gerçekten bunu bilen ve azınlıkta olan insanlar birbirlerini tanıyabilseler geri kalanlara acımaktan günlük hayatlarını yaşayamazlardı.
“zaman ilaç değil, insan unutkan.” diyorum ve arttırıyorum.
işin kötü yanı, kötü şeyleri hatırlarken unutup yenilerine yer açıyoruz, o kötü şeyler için. “o kadar da kötü değildi be?” diyoruz.
insan kötüyü unutmak ister çünkü. onunla, kötünün anısıyla yaşamak istemez. bu sebepledir işte o garip özlem/saygı, insanın götünden kan alan o eski tanıdıklara.
işin kötü yanı, kötü şeyleri hatırlarken unutup yenilerine yer açıyoruz, o kötü şeyler için. “o kadar da kötü değildi be?” diyoruz.
insan kötüyü unutmak ister çünkü. onunla, kötünün anısıyla yaşamak istemez. bu sebepledir işte o garip özlem/saygı, insanın götünden kan alan o eski tanıdıklara.
“actions speak louder than words.
don't even trust words, trust actions.”
don't even trust words, trust actions.”
sözlere, kelimelere değil, eylemlere güven.
bunu anlayabilirsen zaten benden daha iyi bir noktaya gelirsin. anlayamıyorsan da ben kendimi yoruyorum. neyse hadi teneffüse çık...
bunu anlayabilirsen zaten benden daha iyi bir noktaya gelirsin. anlayamıyorsan da ben kendimi yoruyorum. neyse hadi teneffüse çık...
roger waters, sanırım alkollü ya da sinirli bir zamanda "shine the fuck on you crazy fucking diamond" için;
“it's about syd fucking barrett.” demiştir.
zaten shine on you crazy diamond da syd barrett için yazılmıştır.
"İt's not about all the crazy diamonds, it's about syd, and we have an article about him.”
evrendeki tüm şarkılar bir terazinin iki kefesine koyulacak olsaydı ve kefenin birinde sadece tek bir şarkı, diğer kefesinde ise diğer tüm şarkılar olacak olsaydı; o tek şarkı, kesinlikle bu şarkı olurdu. evrendeki diğer tüm şarkıları dengeleyecek güçte bir şarkı, benim için.
sol anahtarı evrendeki tüm parçalara tekabül eder.
“it's about syd fucking barrett.” demiştir.
zaten shine on you crazy diamond da syd barrett için yazılmıştır.
"İt's not about all the crazy diamonds, it's about syd, and we have an article about him.”
evrendeki tüm şarkılar bir terazinin iki kefesine koyulacak olsaydı ve kefenin birinde sadece tek bir şarkı, diğer kefesinde ise diğer tüm şarkılar olacak olsaydı; o tek şarkı, kesinlikle bu şarkı olurdu. evrendeki diğer tüm şarkıları dengeleyecek güçte bir şarkı, benim için.
sol anahtarı evrendeki tüm parçalara tekabül eder.
yazarların kendisiyle ve kendisine dair ne varsa onunla ilişkilendirdiği, “budur be!” dediği o özel şarkıdır.
stüdyoda en uzun süre sorunsuz şekilde çalmaya çalıştığımız bir şarkıydı...
“Nobody knows, where you are?...
how near or how far.
Shine on you crazy diamond.”
(bkz:syd barrett)
stüdyoda en uzun süre sorunsuz şekilde çalmaya çalıştığımız bir şarkıydı...
“Nobody knows, where you are?...
how near or how far.
Shine on you crazy diamond.”
(bkz:syd barrett)
oyuna giren sporcunun zaptedilemez şekilde hareketli olması ve girer girmez etrafa direktifler vermesi kadar kalıcı cümle.
bunu diyen eleman yüzünden gol yenir ve bunu diyen elemana dikkat edin, kimse sevmeZ esasen, yani örneğin, kimse bu elemanla aynı evde yaşamak, ne bileyim yemek yemek istemez veya edilen bir sohbetten gerçek manada tat almaz.
bitsin de gidelim modundadır bu elemanın çevresindekiler.
bunu diyen eleman yüzünden gol yenir ve bunu diyen elemana dikkat edin, kimse sevmeZ esasen, yani örneğin, kimse bu elemanla aynı evde yaşamak, ne bileyim yemek yemek istemez veya edilen bir sohbetten gerçek manada tat almaz.
bitsin de gidelim modundadır bu elemanın çevresindekiler.
bu seviyeye spor olsun diye gelmiyorum ama gerçekten çevresel faktörler zorluyor. bir yerden sonra benimle alakası kalmıyor. topyekün siktirin amk.
(bkz:siktir git seviyesi)
(bkz:siktir git seviyesi)
medeni hukuk'un asli kaynaklarındandır.
türk medeni kanunu, türk medeni hukuku'nun gelişim çizgisi doğrultusunda ve karşılaştırmalı hukukun doğrudan etkisiyle son halini almıştır.
ilk olmasa da laik türk cumhuriyetinin yeni sayılabilecek medeni kanunu 1926 tarihinde isviçre medeni kanununun fransızca versiyonundan tercüme edilerek hemen hemen, birebir olarak iktibas edilmiştir.
isviçre medeni kanunu'nun iktibasıyla türk özel hukuku, avrupa hukuk ailesine dahil olmuştur.
türk medeni kanunu, türk medeni hukuku'nun gelişim çizgisi doğrultusunda ve karşılaştırmalı hukukun doğrudan etkisiyle son halini almıştır.
ilk olmasa da laik türk cumhuriyetinin yeni sayılabilecek medeni kanunu 1926 tarihinde isviçre medeni kanununun fransızca versiyonundan tercüme edilerek hemen hemen, birebir olarak iktibas edilmiştir.
isviçre medeni kanunu'nun iktibasıyla türk özel hukuku, avrupa hukuk ailesine dahil olmuştur.
eski bir kaldırım taşında oturmuş otobüs bekliyorduk
henüz sigara içmiyor, ikimiz de güzel kokuyorduk
ne o beni aldatmıştı ne de ben onu
en masum aşkı o kaldırımda bıraktık.
henüz sigara içmiyor, ikimiz de güzel kokuyorduk
ne o beni aldatmıştı ne de ben onu
en masum aşkı o kaldırımda bıraktık.
Her ergin bireyin yapması gerekendir. Günde 40 bardak çay içen, kahve içmeden ayılmayan ama sadece 1-2 bardak su içen insanlara harbiden üzülüyorum. Yanında bir de, hareketsiz yaşam, sigara, düzensiz beslenme ve uyku problemi varsa bravo.
baş ağrısı, ciltte kuruma, kaşıntı, çeşitli böbrek sorunlarını önlemek için yapılabilecek en yerinde harekettir. çünkü bunların sebebi susuz kalmaktır.
baş ağrısı, ciltte kuruma, kaşıntı, çeşitli böbrek sorunlarını önlemek için yapılabilecek en yerinde harekettir. çünkü bunların sebebi susuz kalmaktır.
katip arzuhalim diye de bilinen türkü. birçok kıymetli sanatçı yorumlamış ama selda bağcan yorumu çok başka.
en güzel mısrası “şekerler ezeyim, şirin dillere.” dir.
en güzel mısrası “şekerler ezeyim, şirin dillere.” dir.
hep mutlu olursun umarım usta. yolunuz açık olsun.
benim sadık yarim kara topraktır.
doğru markayı tercih için sağlam bir tiner burnu ve koku hafızası gerektirir.
havaalanında gitsem mi gitmesem mi diye düşünürken pub'a girip birkaç kadeh aldıktan sonra atılan mesajdır.
en az bir yat partisi yapamadan ölmek kadar üzer.
en az bir yat partisi yapamadan ölmek kadar üzer.
tam hali, “The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford” olan başlık ve olay.
çünkü jesse james bir korkak tarafından öldürüldü. türkçesi de zaten “korkak robert ford'un jesse james suikasti”dir.
haydut jesse james'in hayatının son dönemlerini anlatıldığı bir filmdir.
bir yanı babacan, Güven veren, güldüren ve sakin bir insanken, diğer yanı silahlarla, çete, günah ve suçla bezenmiş hastalıklı bir insandır jesse. özellikle yer yer ruh sağlığının gidişatı ile ilgili göze çarpan sahneler tekrar tekrar izlettirir kendini. ne kadar kötü biri de olsa bunlara rağmen sevilir, çünkü tutarlı, ciddi ve kıskanılan bir liderdir.
robert ford ise jesse james'in yakın arkadaşıdır. missouri valisi jesse james'in kellesine 10.000 dolar ödül koyunca, tereddütsüz bir şekilde jesse'yi arkası dönükken ensesinden vurmuştur.
hayatı boyunca da adı, korkak robert ford olarak anılmıştır.
müzikleri, içerdiği psikolojik çözümlemeler, karakterler arasındaki gerilim, oyuncu seçimeleri tam yerinde bir film.
çünkü jesse james bir korkak tarafından öldürüldü. türkçesi de zaten “korkak robert ford'un jesse james suikasti”dir.
haydut jesse james'in hayatının son dönemlerini anlatıldığı bir filmdir.
bir yanı babacan, Güven veren, güldüren ve sakin bir insanken, diğer yanı silahlarla, çete, günah ve suçla bezenmiş hastalıklı bir insandır jesse. özellikle yer yer ruh sağlığının gidişatı ile ilgili göze çarpan sahneler tekrar tekrar izlettirir kendini. ne kadar kötü biri de olsa bunlara rağmen sevilir, çünkü tutarlı, ciddi ve kıskanılan bir liderdir.
robert ford ise jesse james'in yakın arkadaşıdır. missouri valisi jesse james'in kellesine 10.000 dolar ödül koyunca, tereddütsüz bir şekilde jesse'yi arkası dönükken ensesinden vurmuştur.
hayatı boyunca da adı, korkak robert ford olarak anılmıştır.
müzikleri, içerdiği psikolojik çözümlemeler, karakterler arasındaki gerilim, oyuncu seçimeleri tam yerinde bir film.
burnumuzun dibinde. işte, zaten bu yüzden görmeyiz. ya da görmek istemeyiz, konduramayız, inkar eder, kabullenmeyiz. bir kaç adım geri gidince daha etraflıca görürürüz o şeyleri. İnkar, tersleme, kabullenmeme de zaten, uzaktan bakınca kaybolur.
gerçek görünür hale gelir. fazlasıyla çıplak fazlasıyla gerçek.
gerçek görünür hale gelir. fazlasıyla çıplak fazlasıyla gerçek.
“tanrım! bir fındık kabuğuna sığıp,
gene de kendimi hudutsuz ülkelerin hükümdarı sayabilirdim..“
diyen ikizler burcu erkeğidir hamlet.
gene de kendimi hudutsuz ülkelerin hükümdarı sayabilirdim..“
diyen ikizler burcu erkeğidir hamlet.
a capella'nın türkçe formu. Muazzam bir parça. ah firuze...
“sabahlara kadar...
içsek, sevişsek...
ne ben işe gitsem, ne sen ayılsan...
derin bir uykunun,
dibine düşsek...
içim ürperiyor, ya evde yoksan...”
“sabahlara kadar...
içsek, sevişsek...
ne ben işe gitsem, ne sen ayılsan...
derin bir uykunun,
dibine düşsek...
içim ürperiyor, ya evde yoksan...”
inkar edilemez realite. gerçekten böylr bir şey var. spor sunucusu kadınlar haber sunucusu kadınlara kıyasla 3-4 tık daha albeni sahibi.
(bkz:ceylan çiğdem)
(bkz:yüce allah şahidimdir ki sen bir gadınsın gadınsın)
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
(bkz:ceylan çiğdem)
(bkz:yüce allah şahidimdir ki sen bir gadınsın gadınsın)
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto