confessions

turuncu gemi

2. nesil Yazar - Eski sevgili hüznü

  1. toplam entry 1820
  2. takipçi 11
  3. puan 16945

immünoloji

turuncu gemi
burjuvalarımızın çok yanlış anladığı tıp dalıdır. her hangi bir immünolo'ğa kafanıza göre gidip muayene olamazsınız. ilgili tıp hekiminiz gerekli gördüğü takdirde sizi bu alanın uzmanına yönlendirir.
ama ne yazık ki bizim zenginlerimiz immünolog arkadaşlarımızın ölümsüzlük üzerine sihirli reçeteleri ve formülleri var sanmaktadır. olay hiç de böyle değildir.

kraliçe elizabeth

turuncu gemi
dünya insanlığının en büyük düşmanı olan aristokrasisinin başındaki insan. bu aristokrasi başta kendi proleteryasının ve ezilen halkarının düşmanı olsa da, uzun uzun incelenmeye değecek ve hatta çok şey öğrenilmesi gereken bir ailedir.
kadını yaşam içinde her yönüyle eşit görürler. kadını yaşam içinde bütün yönleriyle güzelleştirirler.

hatta kraliçe elizabeth'in yaşamından anladığım kadarıyla gücünü hiç bir zaman kirlenmiş bir erkeklik varlığından almamakta. her alanda sakin, güzel ve kararlı gücünü kullanmakta.

29 ekim cumhuriyet bayramı

turuncu gemi
halâ bir cumhuriyetimiz varmış gibi, cumhuriyet kutlaması yapmak ne kadar tutarlı bir davranış bilmiyorum.

cumhuriyet demokrasisi fikrini paramparça ettiler. bunun tek sorumlusu da hükümet değildir. cumhuriyetimiz çalınırken hepimiz başka yere bakıp görmezden geldik. bugün iktidar höd dediğinde pusan muhalefet en hamasi kliplerle halâ cumhuriyet varmış gibi halkı kandırmaya devam etmekte. sosyal medyada insanlar power pointle çizilmiş resimlerle cumhuriyet fikrinin içini boşaltarak ölüye daha beter zulm etmekte.

1919 yılında cesur, zeki ve kararlı bir lider anadolu halkının üzerinden ölü toprağını atmak için yola çıktı. çok kısa bir sürede genç türkiye cumhuriyetini kurdu. o gün kutlu olsun.
umarım biz de en kısa zamanda dayanışma, sevgi ve demokrasi esaslı yepyeni ve güzel bir yaşam kurmayı başarırız. ama bunun için yine gazi paşa'dan öğreneceklerimiz var. "türkiye cumhuriyetinin temeli kültürdür" diyor gazi paşa.
yeni yaşamın da temeli kültür olacak. hamaset içinde bir bayağılıkla özgür bir yaşam inşaa edilemez.

en sevilen ömer hayyam rübaileri

turuncu gemi
ben şarabı eskimiş acı acı severim;
en çok da ramazanda cumaları içerim;
helal üzümünü ezdim doldurdum küpe:
ne olur,içinceye dek ekşitme tanrım.

aşk o yüce mimar, beden evimi kurunca
aşk dersini yazdırdı bana her dersten önce
sonra bir parça altın koparıp yüreğimden
bir anahtar yaptı mana hazinelerine.

bilmem, tanrım, beni yaratırken neydi niyetin,
bana cenneti mi, cehennemi mi nasip ettin;
bir kadeh, bir güzel, bir çalgı bir de yeşil çimen
bunlar benim olsun, veresiye cennet de senin.

kadın olmak

turuncu gemi
blaga dimitrova şiiridir;
kadın olmak acı verir,
bir genç kız olduğunuzda, acı verir,
bir sevgili olduğunuzda, acı verir,
bir anne olduğunuzda, acı verir,

ama yeryüzündeki bütün acıların en dayanılmazı,
bir kadının, bir gün biteceğini
bilmeden çekmesidir
bütün bu acıları…

büyük fetişler

turuncu gemi
muhteşem bir blaise cendrars şiiridir;

işte erkek ve kadın
çirkinlik ve çıplaklıkta eşit
erkek daha az yağlı kadından ama daha güçlü
karnının üzerinde eller ve kumbara ağız.

çirkinim ben
şu kız kokularını çeke çeke burnuma yalnızlığımda
başım kazan gibi burnum da ha düştü ha düşecek.

kaçmak istedim reisin karılarından
güneşin taşından çatırtıyla kırıldı başım
kumsalda
bir ağzım kaldı sadece
açık bağırıp duran
orası gibi anamın.

ağaç budağı
meşe palamudu biçiminde baş
sert ve boyun eğmez
soyulmuş yüz
cinsiyetsiz ve hayasızca güleç tanrı.

andımız gerginliği

turuncu gemi
yeter arkadaşlar. abd batar da bu firmalar batmaz dediğimiz nice göz bebeği ülke şirketi varsa batıyor. ekmeğe gelen yüzde elli zam dolayısıyla asgari ücretli artık ekmeğine katık değil, geçen ay bulduğu ekmeğin hala yarısını bulabiliyor. hala hala tatlı su muhalifliğine prim verip duruyorsunuz.

ceddinizi çok mu seviyorsunuz? ne kadar güzel ve sağlıklı bir duygu. ama sizden ricam biraz da gelecek nesillerinizi sevin. nesiller boyu insanlara zorla yalan yere yeminler ettirilerek cumhuriyet korundu mu? hayır. bari gelecek nesillere zorla yemin dikte ettirmenin doğru bir şey olduğu gibi bir erdemsizlik öğretmeyelim.

her şeye rağmen andımız mı diyorsunuz? bu hakkı da hiç bir hakkı olduğu gibi sosyal medyada zırıl zırıl zırlayarak elde edemezsiniz. madem bu kadar cumhuriyet ve atatürk perversiniz ki ben öyle olduğunuzu hiç sanmıyorum, gidin her sabah okul önlerinde okuyun. sivil itaatsizlik eylemleri yapın.
ama hayır, burada zırım zırım zırlamak ne kadar rahat ve kolay.

bu arada bu yönde bir sivil itaatsizlik eyleminde halkı böyle tatlı su muhalefetiyle oyalayan chp, mhp, iyi parti şukelasını bulacağınızı hiç zannetmeyin. ne zaman onları yanınızda gördünüz ki?

pir sultan abdal

turuncu gemi
osmanlı imparatorluğuna karşı halkı savunan devrimci ozandır. kendisini idam eden hızır paşayı bir yetimken bulmuş ve kendisi büyütmüştür. zannımca buradaki mana, yaşam içinde en büyük kötülükleri, en büyük iyilikleri yaptığınız insanlardan bile görseniz iyilikten ve insanlıktan asla umudumuzu kesmememizdir.

''iyi niyetten kaybetme'' diye bir olay yoktur. eğer bir insan iyi niyetinden kaybettiği türü bir ağlama içindeyse bilin ki yola çıkarken içinde kozmik ve karmaşık çirkin niyetleri vardır.

pir sultan abdal, halkıyla birlikte, osmanlı devletine karşı giriştiği onurlu mücadeleyi kaybetmiştir. kendisini en adi aşağılık taktiklerle yenen kişi zaman içinde bir osmanlı paşası olmuş olan manevi oğlu hızır paşadır.

hızır paşa, pir sultan abdal'a dar ağacına çıkartmadan önce der ki;

-içinde şah geçmeyen tek bir şiir yazarsan seni asmayacağım.

büyük halk şairinin, bu teklif karşısında yazdığı son şiirdir;

karşıdan görünen hey dost ne güzel yayla
bir dem süremedim vallah giderim böyle
ala gözlü pirim pirim sen himmet eyle
ben de bu yayladan hey dost şaha giderim

eğer göğerüben hey dost bostan olursam
şu halkın diline hey dost destan olursam
kara toprak senden senden üstün olursam
ben de bu yayladan hey dost şaha giderim

alınmış abdestim hey dost aldırırlarsa
kılınmış namazım hey dost kıldırırlarsa
sizde şah diyeni hey dost öldürürlerse
ben de bu yayladan hey dost şaha giderim

pir sultan abdal'ım hey dost dünya durulmaz
gitti giden ömür ömür geri dönülmez
gözlerimde şah yo-lundan ayrılmaz
ben de bu yayladan hey dost şaha giderim

rosenbergler

turuncu gemi
bay ve bayan rosenberg'in hayatı ve duruşu hala insanlığın umut kesilmemesi gereken direngen çığlığı ve duruşunun hüzünlü olsa da cesaret dolu öyküsüdür.

rosenbergler abd'li iki bilim insanıdır. hiç bir delile dayanmadan soyyet ajanlığıyla suçlanırlar. yapılan kurmaca mahkemelerde rosenberg çifti suçlarını itrafa zorlanır. ama rosenbergler masumdur ve bu dayatmayı redederler. rosenbergler katil abd mahkemesi tarafından vatan hainliği suçlamasıyla idama mahkum edilirler. dünyanın her yanından yüz binlerce insan bu idam kararına tepki gösterir. katil abd yargısı masumiyet karşısında yenilmiştir. rosenberg çiftiyle pazarlığa girişmek ister. ajanlık suçlarını kabul ederlerse cezalarının on yıla düşeceğini söyler. bu iki onurlu insan kabul etmez. idam gününe kadar abd devleti sürekli cezayı azaltarak rosenbergler üzerinde baskı yapar. buna mukabil dünyanın her tarafında onurlu yüz binler rosenbergler lehine onurun çığlığını yükseltmektedir.

rosenberg çiftinin idam zamanı bir noel gecesidir. idama el ele yürürlerken bir abd yetkilisi önlerinde durur. çocuklarına telefon ettiklerini ve noel yemeğinde anne babalarının onlarla olacaklarını söylediklerini bildirir. ancak bu tek bir şarta bağlıdır. o da katil abd devletinin dayattığı itraf metnini imzalarlarsa mümkün olacaktır. bay rosenberg dizlerinin üzerine yığılır. bayan rosenberg dimdik ayaktadır. bu konuyu eşiyle tartışmak için yetkiliden müsade ister.
kocasını ayağa kaldırır ve der ki;
''şimdi biz bu itrafnameyi imzalarsak noel yemeğinde çocuklarımızla olacağız. ama ya dünyada bize inanan yüz binlerce insan? onlar da artık bizim evlatlarımız değiller mi? onları yüz üstü bırakamayız.''
ve el ele idama giderler.

holywood sinemasının yarattığı algı abd'nin yenilmez olduğudur. oysa tarihte abd, silahsız iki insanın aşkına ve onuruna yenilmiştir.

gece mezarlıkta horlama sesi duymak

turuncu gemi
üniversite yıllarında nereden edindiğimi bilmediğim çok lumpen ötesi bir çevrem vardı. bu çocuklarda pedofoli ve ırkçılık hariç her türlü itlik puştluk vardı ama çok ilginç bir şekilde hiç bir cumayı kaçırmayacak kadar müslümanlardı. ramazanlarda 30 gün oruçlarını tutar ve içki içmezlerdi.

benim ateist olmamı bir türlü akılları almıyordu. kafalar güzelken evrim biyolojisi, diyalektik materyalizm seviyesine kadar yüksek seviyelere çekmeyi başarmıştım sohbetleri. hayret verici bir dikkat ve şaşkınlıkla dinlerler ama yine de kafaları yatmazdı bu işe.

bir gün konu nasıl geldi hatırlamıyorum, gecenin bir vakti mezarlığın bir ucundan girip diğer ucundan tek başıma çıkamayacağım üzerine bir kasa birasına bahse girdik. elime bir soppa aldım ve daldım kafam güzel bir şekilde mezarlığın bir ucundan. lumpen arkadaşlarım soppayı karşıma bir ruh çıkarsa dövmek için aldığım temelli bir fikre kapıldılar. tabii ki değil. siz de bir gün böyle bir bahse girerseniz mutlaka vahşi köpek sürülerine karşı bir tedbir amaçlı böyle yapın.

o saatlerde kafayı çekmiş ve yakınlarının mezarında ağlayan en az iki kişi gördüğümü hatılıyorum. yazın gündüzleri de içmek için ağaçlı ve serin yerlerdir mezarlıklar. duyulan horlama sesleri mutlaka bu seslerdir.

mezarlığın diğer ucundan çıkarken lumpen ve varoş arkadaşlarımın bana duyduğu saygı tarihte george washington'a duyulmamıştır. kazandığım bir kasa birayı dostlarla komün bir şekilde içtik.

bu da böyle bir anım ve hikayemdir.

ilginç diyaloglar

turuncu gemi
iş yerimde 50'li yaşlarda iki memur arkadaşın diyaloğu. isimler tabii ki gerçek isimler değildir.

-raif ince uçlu şarz aleti var mı sende?

-ragıp, ince uçlu kesmez seni, kalın uçlususu var, işini görür mü?

ahhh freud dedim içimden. senden şüphe eden kafirdir.

nar ekşili salata vs limonlu salata

turuncu gemi
bir antakya'lı olarak söylüyorum ki, süpermarketler size nar ekşisi satarken yasal yoldan kazzıklamaktadır. evinizdeki her hangi bir market nar ekşisini okursanız göreceksiniz ki üzerinde ''nar ekşisi'' değil ''nar sosu'' falan gibi şeyler yazar. zararlı mı ürünlerdir bilmiyorum ama her hangi bir faydası olmadığından eminim.

her sokak başında açılan ''yöresel'' takılı marketlere hiç itibar etmeyin. güzel salatalarınızı hilesiz limonlarla yapmaya devam edin.

not: salata malzemelerini kafam kadar doğramayın, bu konuya az özen gösterin.

savaşa gitmemiz buyruldu

turuncu gemi
demyan bednıy'nin, ataol behramoğlu çevirisiyle savaş karşıtı şiiridir;

- bir asker türküsü
savaşa gitmemiz buyruldu
“toprak için aslanlar gibi dövüşün” diyerek
toprak için! ama kimin toprağı? söylenmedi bu
- dere beyinin toprağı olsa gerek!
savaşa gitmemiz buyruldu
“özgürlük adına” diyerek
özgürlük adına! ama kimin özgürlüğü? söylenmedi bu
halkın özgürlüğü olmasa gerek!
savaşa gitmemiz buyruldu
“bizden” dendi “yardım bekliyor müttefik uluslar”
ama en önemli şey unutuldu:
kimin cebine girecek banknotlar?
savaş kimisi için hayatla ödenen bir fatura
milyonluk kazançtır kimisine
çoçuklar, daha ne kadar -
katlanacağız bu ağır işkenceye?

aşk acısını dünyanın en büyük sorunu sanmak

turuncu gemi
güzel bir grup gündoğarken şarkısında da der ya, ''unutmak kolaysa bu kadar üzgün insan neden var?''
''aşk acısı'' cümlesi belki de bir anlatım bozukluğudur. insan aşıkken hiç acı mı çeker yahu? aşkın yaşanırken mutluluğu vardır. acı olan ayrılıktır. hasrettir.

ben her ayrılık acısından sonra etrafıma bakar ve çok yoğun bir hayrete düşerim. herkes bir şekilde mutludur çünkü. ulan derim bu insanlar nasıl mutlu? hiç mi ayrılık acısı çekmemiş bunlar? mutlaka çekmişlerdir derim, onlar bu acıdan kurtuldu ve bir şekilde tekrar mutlu oldularsa ben de olurum ileride.

not: olamadı.

en sevilen ömer hayyam rübaileri

turuncu gemi
kendi çarkını döndürmeye bak döndükçe dünya;
keyfinin tahtına çık kadehle dudak dudağa;
tanrının umrunda mı senin günahın sevabın:
sen kendi muradını kendi güzelinde ara.

gül der ki yüzüm yüzlerden güzelken
ezer suyumu çıkarırlar bilmem neden.
bülbül de şöyle der ona sanki içinden:
bir yıl dert çekmeden var mı bir gün sevinen?

bize şarap ve sevgili, size cami kilise;
sizler cennetliksiniz, cehennemliğiz bizlerse;
kader böyleymiş neylersin, kimsenin suçu yok:
kim ne karışır ezel nakkaşının işine?

benim varlığım senin yaptığın bir nakış;
türlü garip renklerini hep senden almış;
kendimi düzeltmeğe nasıl varsın elim:
senden güzelini yapmak bana mı kalmış!

herkesin birbirine benzediği bir dünya

turuncu gemi
aşık veysel bir türküsünde ''koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa'' der. bu dizelerin tefsiri aslında şöyledir,

kuran-ı kerime göre, kıyamet gününe yakın vahşi hayvanlar ve avları yan yana gezecektir. büyük ozanımız da bize her kesin aynı fikirde olduğu bir dünyanın kıyamet gününden farksız olacağını anlatmaya çalışır.

artık herkesin neredeyse aynı şeyleri düşündüğü bir kıyamet cenderesine çoktan girdik. facebook ve instagram gibi sosyal medya hesaplarım yok ve hiç olmadı. ama dışarıdan biraz oraları incelemeye çalıştım. gördüğüm kadarıyla herkesin birbirine benzediği korkunç bir dünyayı da çoktan geçmişiz. herkesin aynı kişi olduğu bir maymunlar cehhenemini yaşıyoruz.

gayet pahalı kıyafetleriyle, oldukça tuzlu hesaplar geçirilen mekanlarda insanlar, güzel yüzleri eşliğinde beyinlerinin ve zamanlarının sığlığını ifşaa etmekteler.

sanırım bu çağın adına, kadını ve erkeğiyle neo kıroluk çağı diyebiliriz.

güven

turuncu gemi
büyük romancı vedat türkali'nin 2 ciltten oluşan en güzel romanının adıdır.

vedat ustamız yaşamı boyunca büyük mücadeleler tarihini en olması gereken biçimde anlatmıştır bize. bu romanı bir gün bir kitapçıda bulursanız mutlaka edinin. kalın iki cilt olması gözünüzü asla korkutmasın. su gibi okutacaktır kendisini.

genel cerrah

turuncu gemi
hastanede görev yapmaya başlamadan evvel, beyinden bağırsağa kadar her organı ameliyat etmeyi bilen doktorluk türü sandığım branş.
oysa ki sadece karın ve bel bölgesi organları ameliyat etmeyi bilen hekimlik türüymüş. olsun yine de ismi kulağıma en havalı gelen doktorlar bunlardır.

sağlık bakanlığı tarafından götünüzü de kesmekle yetkilendirilmişlerdir.

adli tıp uzmanı

turuncu gemi
meslek tanımları çok ayrıntılı olsa da sadece otopsi yapan doktorlar olarak dahi çok değerli bir hekimlik dalıdır.
bir kaç kez otopsi yapmalarına şahitlik etmek zorunda kaldım. insan anatomisi üzerinde bir sanatçı gibi çalışırlar.
yazık ki bu sanatlarına rağmen, ölü sahipleri tarafından ağza alınmayacak küfür ve beddualara maruz kaldıklarını gördüm. buna rağmen sinirleri çelik gibiydi.

bir gün hepimizin adalete ihtiyacı olabilir. bu sebepten, bütün sağlık çalışanlarına karşı biraz daha empatiyle yaklaşmanızı rica ederim.

türk kızı

turuncu gemi
türkiye erkekleri olarak kıymetini bilmemiz gereken kadın ulusudur. bizim kahrımızı o iskandinav şeyler çeker mi sanıyorsunuz? nah çekerler. e tabii, hareket olarak da nah çeker giderler.

bizim erkeklerdeki rus kadın hayranlığını da hiç bir zaman anlamayacağım. boyum kadar bacakları, can yücel'in sesi gibi sesleri var. memeleri de kalın kafamdan daha kalın, gönlünce oynanmaz ki lan onlarla. nasıl bir sırt yapıları var öyle. meyve sebze hamalında gündelikçi çalışır ahh demezler. düşündüm de abime benziyorlar lan aynı.
türk kızı başlığından hareketle, gizli eşcinsel zihninizi dökmeyeyim şimdi ortaya.

türk kadını bir tanedir.

not: whatsapp var.

kanat terzisi

turuncu gemi
muhteşem bir akgün akova şiiridir;

her şeyi
anladılar
sevgilim
seviştiğimiz
yatakta
unutulmuş
bir çift
kanat
bulunca

terzilerine
gidiyor
kentteki
kadınlar
kendilerine
kanat
diktirmek
için
o günden
beri

timuçin esen

turuncu gemi
günümüzün kumaşı en düzgün aktörlerinden. son dönem türk sineması için büyük bir şans. dünyadaki bütün başarılı aktör ve aktris'lerin sesleri de güzel olur. bizim sinemamızda buna en iyi örnekler kanaatimce sadri alışık, metin akpınar, ayla algan ve zuhal olcay'dır. şimdi bu kalıpta yeni bir aktör daha kazandığımız için mutluyum.
yolu ve başarıları hep daim olsun.

devran buyurdu bize

turuncu gemi
çağımızı çok iyi özetleyen ernest hemıngway şiiridir;

devran buyurdu bize şarkı söyleyin
ve kesti dilimizi kökünce.
devran buyurdu bize su gibi akın
ve tıpa soktu tüm deliklerimize.
devran buyurdu bize kalkıp oynayın
ve iğneli fıçıyı giydirdi bize.
ve sonunda ey devran ! al sana,
dışkının dik âlâsı, buyursana.

barışın tadı

turuncu gemi
cemal süreyya çevirisiyle güzel bir eugène guıllevıc şiiri;

bir ağaç, kesebilirler ağacı,
ağacın ne gelir elinden?

biraz çaba, testere falan,
eh, az çok da zaman,
ağaç devrildi gitti.

bir kuş, vurabilirler bir kuşu
bir el ateş ya da bir iki taş
bir avuç tüy düşer toprağa.

bir öküzün ya da bir atın
işi kolay görülür ve hazırdır
kesimevinde kasap önlüğü.

bir çocuğun, oğlan ya da kız,
ne gelir elinden katile karşı?

bakışlar, diyeceksiniz şimdi,
ama gözü dönmüşse katilin
ya da kimse yoksa ortada?

bir adam, koca bir adam da
bir kuş gibi avlanabilir,
belki daha da kolay hatta.

bir ağaç, bir kuş, bir öküz, bir at
bir çocuk, bir adam
yok oldular işte ard arda.

ama dostlarım, hepimiz olsak
ne bok yiyebilirler
onca insanın karşısında?

ne yapabilirler
direnen halklara?

aydemir akbaş

turuncu gemi
sinemamızın kadri kıymeti bilinmemiş yetenekteki aktörlerindendir. ne yazık ki bu yönünü gösterebilecek çok az fırsat geçmiştir eline. yılmaz güney'le oynadığı ''çirkin kral'' filmindeki rolü buna en iyi örneklerdendir. absürd komedi filmlerinde bile kaliteli oyunculuk kumaşı görülebilir. seks filmi furyasında açlıktan ölmemek zorundaydı ve öyle de yaptı. bugün açlıktan ölmemek için aktörler, televizyonlarda çok daha beter işler yapmaktadır.

ama yandaş açıklamaları, kendisinin bir hayranı olarak beni kahretmektedir. görmezden geliyorum.
63 /