istanbul

pestenkerani
Ruh ağrısı bir memleket.
İstanbul sıkıntısı ve İstanbul özlemi diye ikiye ayrılır, tıpkı Anadolu ve Avrupa yakası gibi. Sıkıntısını ikametçileri yaşıyor, özlemini ondan gayrı kalanları. Bir de sayın jürinin dikkatini celp etmek istiyorum: İstanbul denilince akla zinhar esenyurt ve bağcılar gelmesin. Kadiköy ve Beşiktaş gelsin. İstirham ediyorum, lütfen...
noviembre
Nemli sokak kaldırımların köşelerinde bitmiş bir Çimen bazen, bazen elleri kirli çocukların Çimenlerinde ellerini sildiği bir şehir...
Bir ucu Araf İstanbul'un, bir ucu yetim kalmış bir çocuğun gözyaşlarının günah kasesi.
Ve öyle yorgun ki İstanbul bir fahişenin morarmış gözaltılarını kıskandıracak kadar.
İstanbul aşk, İstanbul hüzün, İstanbul hasret, İstanbul yalnızlık ve İstanbul işlediğim tüm günahların yegane sahibi.
oblomov
nüfusu dünyada bazı ülkelerden fazla olan şehir. konumu itibariyle manzarası ve tarihi yapıları fazla olsa da günümüz itibariyle güzelliğini yitirmeye başlamıştır. gökdelenler, köprüler, kesilen ağaçlar, her mahallesine dikilen camiler, park etmeye dahi yer bulamayacağınız kadar araç ve gürültüsü vs. insanı çileden çıkarmaya yetmektedir.
bir istanbul trajedisi
insanlar bu şehrin neresini ya da neyini çok seviyorlar, çok özlüyorlar cidden merak ediyorum. düşünüyorum düşünüyorum bulamıyorum. evet 'bazı anları' var hoşa giden ama o kadar, gerisi yok bence.

fazla kalabalık bu şehir, fazla gelişmiş. insanları o kadar modernleşmiş ki artık hiç bir şeyi takmaz olmuş, yolda giderken rahatlıkla taciz edilebilirsiniz, kimsenin sesi çıkmaz, her an karşınıza bi kapkaççı çıkabilir, bir köşede gasp edilebilirsiniz hatta öldürülebilirsiniz. okul yolunda bok yoluna gidebilirsiniz, kimse bir şey demez, tepki vermez. herkes kendi derdine, kendi işine bakar bu şehirde. bütün o kalabalığın içinde başınız sıkıştığı an tek başınasınız.

her ne kadar istanbulda doğmuş büyümüş de olsam, sevemedim ben bu şehri, benimseyemedim bir türlü, hala kendimi buraya ait hissetmiyorum, güzel denilen şeylerden zevk almıyorum, gitmem gerekiyor yapamıyorum. git başımdan istanbul, ben senden gidemiyorum bari sen benden git.
mia
lügatımda telaş ve kaygının karışıp mekân almış halidir.

her alınan nefeste kendi yarattığı yükün ağırlaştığı şehir.
leonidass
İçinde bu kadar kaos barındıran başka bir şehir görmedim.
İstanbul' a her gittiğimde sanki zihnimin arka planında hareketli bir şarkı çalmaya başlıyor.
Ta ki ayrılana dek.

Muazzam ve benzersiz bir şehir.
Özellikle gezmeye gidecek olanlar için şu belgeseli bırakayım. 1 saatinizi ayırıp izlerseniz ve hatta küçük notlar alırsanız gezinizi farklı bir noktaya taşımış olursunuz.

mia
tam erken uyanmıştım, tam evden kafamı çıkarayım derken pencereden dışarıya bakınca yağmuruyla karşılaştığım şehir. dün güneşliyken bugün bana böyle sürprizi yaşattığın için teşekkür ederim güzel (!!) şehir.
masal
Her yol ona çıkıyor. İstanbul'da doğdum büyüdüm, ailem hala orda yaşıyor ama asla İstanbul insanı olmadım. Var gücüyle istanbuldan kaçan taraf oldum hep. Kendi özgür iradesiyle bu şehirde yaşayanlara akıl, başka seçeneği olmadığı için bu şehirde kalanlara sabır diliyorum. Umarım ölmeden bu yazı da atlarız seninle Aziz istanbul.
atlantis
15 milyonluk -ki o da en az- nüfusuyla türkiye'nin en büyük şehri. türkiye 80 milyon ve bunun 15 milyonu istanbul'da. anadolu ve trakya'da istanbul hariç nüfus yaklaşık 65 milyon, varın siz düşünün gari.
elrond
seveni de sevmeyeni de çok olan ortadoğu'nun başkenti. eskiden istanbul zilleri vardı sonra mirasçıları anlaşamadı marka paylaşıldı şimdi istanbul agop adıyla üretiliyo baterileri bagetleri falanda istanbul markasıyla mevcut
sikko
Levent yüksel'in med cezir albümünden, sözleri sezen aksu'ya, müziği fahir atakoğlu'na ait şarkı. Sözleri şöyledir;
Saçlarını dağıtır rüzgar
Yeditepe üzerinden
Hatıralar tarihin küllerini savurur
Kadın gibi kısrak gibi sarılayım
Gel ince beline
Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından
Tüketilmiş yaşanmamış
Hediyelik hayatlar ah bu sever
Pencereler bu kapılar sokaklar
Hüzün gibi sevinç gibi
Eskitilmiş zamanlar
Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından
Minareler uzanmış gökyüzüne bağırır
Kara sevdan nerelerde
Yüreğimi çağırır
Dua gibi büyü gibi ezberledim hasretini
Yarim İstanbul gel öpeyim gerdanından
mislilac
Bu gece elveda dediğim keşmekeş. Her ne kadar sevmesem de her gidişim de hüzün basıyor ruhumu, gelmek için de fırsat kolluuyorum. Değişik şehir vesselam.
0 /