#yazar

tarık tufan

bir istanbul trajedisi
1973 istanbul doğumlu, kabataş erkek lisesi ve istanbul üniversitesi edebiyat fakültesesi felsefe bölümü mezunu, bir zamanlar radyo programcılığı yapan, kafa dengi programının sunucularından biri olan, yedi kitap yazan, anna gibi bir yazıyı yazacak kafaya sahip enteresan insan. sevilir çok, fena halde. kitapları okunur, okunur ve tekrar okunur. en çok kraliçenin pireleri okunur ama. en duygusal olduğundan olsa gerek.

şöyle de bir bölüm vardır o kitapta, insanın dilinde olan, söyleyemediği cinsten; 'kalbimden neler geçtiğini, kafamda biriktirdiklerimi, tasarladığım her şeyi bildiğini düşünüyorum. en azından tüm bunları hissettiğini. belki de böyle bir beklenti benimkisi. çünkü bunları sana asla söylemeyeceğim. asla söylemeyeceğim. oysa o kadar dilimin ucundalar ki. rüzgar esse düşecekmiş gibi, gözlerime baksan, giderken başını bir kez geriye çevirsen, ağzımdan dökülüverecek kadar dilimin ucunda. uzunca susuşlarım, ağzımı bile açmadan öylece kalakalıp, bakışlarımı kaçırışım hep bundan. burada hava her geçen gün biraz daha soğuyor. zaman diyorum, biraz daha zaman. dilimin ucundaki kelimeler bu kış da donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler. biraz zaman diyorum. kalbimin bir yanı biraz sıcak kalabilirse bu kış, bir delilik daha yapacağım. ne bir portakal bahçesinde dolaştım ne de bir posta treninde yolculuk ettim. çiçekler bir açmaya görsün, bir çılgınlık yapıp hatır için öleceğim. aslında seni çok... özledim.' çok özledim.

kitapları;
Kekeme Çocuklar Korosu
Kraliçenin Pireleri
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Hayal Meyal
Bir Adam Girdi Şehre Koşarak
Şanzelize Düğün Salonu
Beni Onlara Verme

ahmet cemal

tomakhontas
yazar ve çevirmen.

Nietzche, Kafka, Hamsun, Zweig, Goethe... alman edebiyatına onun çevirileri ile başladığımı, daha dün gibi hatırlarım. gerek kitaplara yazdığı ön sözlerdeki bilgiler ile gerek yazdığı yazılardaki ufak açıklamalar ile okuyucuya kitabı kendisi yazmış kadar bilgi verirdi.

maalesef kendisi yaşamını yitirdi. 2 ağustos gününde ikindi namazına mütakip moda camii'nde kılınacak namaz sonrasında toprağa verilecek.

yalnız kendisi değil, alman edebiyatını da toprağa vereceğiz. dikkatli okurların takdirini ve beğenisini yaşadığı müddetçe almış olduğunu düşünüyorum; ama bundan sonra da bu takdir ve beğeninin azalmamasını diliyorum. yaptığı çeviriler, yazdığı yazılar ve kitaplar için kendisine sonsuz teşekkürler.

olur da son yazısını ve diğer yazılarını okumak isterseniz: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazari/4/Ahmet_Cemal.html

kenan somer

tomakhontas
çevirmen, yazar.

ben kendisini mahir çayan'ın revizyonizmin keskin kokusu yazı dizisinden tanıdım, hâliyle mahir çayan'ın anlattıkları ile bay somer hakkında bilgim var.

mahir çayan'ın yazı dizisinde bahsettiğine göre bay somer, bilimsel namusluluk göstermeyen ve oportünist birisi.

bay somer'in emek dergisinde marksizmin ana eserlerini tanıttığını söylemesi üzerine mahir çayan, marksizmin ana eserlerini değil de, kendi oportünist düşüncelerini lenin ve mao'nun eserleriyle kanıtlamaya çalıştığını söylemiştir, bay somer için.

bay somer'in oportünist düşüncesi ise sosyalizmin barışçıl yollarla olmasına ilişkin karl marx'ın o vakitlerde söylediği: "...barışçıl yollardan sosyalizme geçişi bazı şartlarda ve amaca barışçı ajitasyonlarla daha çabuk ve daha emin ulaşılmasının mümkün olduğu yerlerde..." sözüdür. bay somer bunu ön plana çıkarmaya çalışmış yazılarında. hâlbuki karl marx bu sözü o vakitlerde ingiltere ve amerika için söylemiştir. daha sonrasında lenin, bu sözün tekelci kapitalist dönem öncesi için doğru olabileceğini; ama artık doğruluğunu yitirdiğini söylemiştir.

kaynak: Çayan, Mahir. bütün yazılar. eriş yayınları, 2003.

franz kafka

tomakhontas
yaşadığı süre boyunca hiçbir eseri basılmamış ve vasiyetnâmesinde de bütün metinlerinin yakılmasını talep etmiş, günümüzde popülerliğini kazanmış yazar. oldukça dramatik ve sarsıcı bir bilgi bu yakılma talebi, çünkü ahlâken modası geçmiş bir dönemin parçasıydı ve bu döneme, bu zamana ayak uydurmasını bilmiyordu.

hüseyin nihal atsız

keskin nisanci
''ben ne ırkını bilmeyen bir soysuz ne de ülküsüz bir çıfıtım. ben ne eğlenceye koşan bir hayvan ne de yoldaşını satan bir kaltağım. ben ne kimliksiz bir insan ne de bir et yığınıyım. ben ne çetin yoldan kaçan bir yufka yürekli ne de doğayı yenmeye çalışan bir budalayım. ben ne tanrı'yı görmeyen bir kör ne de sonunda huri kızlarını bekleyen bir dindarım. ben baştan aşağı hüseyin nihal atsız'ım.''

stefan zweig

zeitgeist
satranç adlı kitabında geçen şu iki kısım oldukça dikkat çekici;

"kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren, bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum. siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa,bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan ben'in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu."

"suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiç bir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta. duracak, görecek, hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla."

eduardo berti

blackandwhitememories
çevirisi münir göle ait, alakarga yayınları tarafından basılan kısa ama çok yoğun bir şekilde ele alınmış imkansız hayat adlı eserin yazarıdır. fırsat bulunursa mutlaka okunması gerektiğine inanıyorum. fırsat bulursam da yazarın diğer eserlerini okumak istiyorum.

yusuf atılgan

parody
postmodern edebiyatın öncüleri arasında yer alan yazardır. öyle ki oğuz atay'dan önce gelerek ona ışık tutmuştur. roman, öykü, çeviri, çocuk kitabı türünde eserleri mevcuttur. "anayurt oteli" romanındaki zebercet karakteri türk edebiyatında unutulmayan karakterler arasına girmiştir. aylak adam romanı da tıpkı anayurt oteli gibi çok sevilmiştir. bu romanlarında postmodernizm'in ana temalarından olan yabancılaşma teması işlenmiştir.