felsefenin öztürkçesi.
düşünce bilimi.
(bkz:düşünbilim)
(bkz:düşünbilim)
lamı cimi yok. meali "bu milletin amına koyduk." olan beyanat.
hem zaten yıllar önce de dememmişler miydi? "bu milletin amına koyacağız."
ayrıca "deveye diken insana siken yaraşır." sözünün de kanıtı.
hem zaten yıllar önce de dememmişler miydi? "bu milletin amına koyacağız."
ayrıca "deveye diken insana siken yaraşır." sözünün de kanıtı.
Gelir vergisinin bile cogunlugunu emekci kesimin sirtindan toplayabilen zavalli bir gelir idaresinin dolayli vergiler yoluyla yilda iki kez otomatige bagladigi Zamdir...
farsça "penç- şenbe"nin türkçeye evrilmiş şeklidir ve cumartesiden sonra 5. gün anlamına gelir. şanbe gün anlamında, penç ise bildiğimiz beştir. bu arada pençe de bu köktendir.
araplar ve ortadoğudaki diğer kültürlerde de hep cumartesiden sonra 5. manasına gelen sözcüklerle isimlendirmişler bugünü. cumartesi neden bu kadar önemli peki? hiç düşündük mü bunu? bin yıllar boyunca tüm insanlığı bu kadar derinden etkilemiş olmalı ki kadim birçok kültür günleri cumartesiye göre sıralamış bugün hala kullanılıyorlar. en azından belirli bir güne adını veren tarihsel olan bir şey var ki cumartesi önemli ve diğer günler o güne göre isimlendirilmiş.
bizde geçmişimizle hiç alakası olmayan farsça asıl anlamı "beşinci gün" olan ve fakat bizim haftanın dördüncü gününe verdiğimiz isim.
araplar ve ortadoğudaki diğer kültürlerde de hep cumartesiden sonra 5. manasına gelen sözcüklerle isimlendirmişler bugünü. cumartesi neden bu kadar önemli peki? hiç düşündük mü bunu? bin yıllar boyunca tüm insanlığı bu kadar derinden etkilemiş olmalı ki kadim birçok kültür günleri cumartesiye göre sıralamış bugün hala kullanılıyorlar. en azından belirli bir güne adını veren tarihsel olan bir şey var ki cumartesi önemli ve diğer günler o güne göre isimlendirilmiş.
bizde geçmişimizle hiç alakası olmayan farsça asıl anlamı "beşinci gün" olan ve fakat bizim haftanın dördüncü gününe verdiğimiz isim.
aga iyi hoş da hırsızın hiç mi suçu yok?
15 yıldır iktidarsın. eğitim sistemini hallaç pamuğu gibi oradan oraya savuracağına öğretmen olarak atadıklarına bari dikkat etseydin demezler mi adama.
evet demezler de, demiyorlar da. çünkü birkaç öğretmeni bahane ederek suçu öğretmenlere yüklemek en kolayı.
balık ve deniz sevmeselerde balığın baştan koktuğunu söyleyen atalarımıza kulak vermeliyiz öncelikle. başöğretmenin öğretmenlerle ve öğretmenlikle ilgili her sözü kulaklarımıza küpe olmalı.
her köye öğretmen yerine her köye imam projesinin mimarlarınındır bu tür olayların vebali.
esasen eğitim sistemi değil bu zatı öğretmen olarak atayan cüruf sistem sorgulanmalıdır. mesela hayvanat bahçesi müdürlüğünden tübitak'a, güreş hakemliğinden şehir tiyatroları müdürlüğüne, pttden danıştay üyeliğine ve benzerleri saymakla bitmeyen insanların layık olmadıkları yerlere atandığını falan hatırladınız mı bilmem.
gelişmiş ve gelişmek isteyen ülkelerde bırakın böyle psikolojisi bozukların öğretmen olmasını öncelikle böylelerini topluma kazandırmak için devlet özel eğitim programlarından geçiriyor.
15 yıldır iktidarsın. eğitim sistemini hallaç pamuğu gibi oradan oraya savuracağına öğretmen olarak atadıklarına bari dikkat etseydin demezler mi adama.
evet demezler de, demiyorlar da. çünkü birkaç öğretmeni bahane ederek suçu öğretmenlere yüklemek en kolayı.
balık ve deniz sevmeselerde balığın baştan koktuğunu söyleyen atalarımıza kulak vermeliyiz öncelikle. başöğretmenin öğretmenlerle ve öğretmenlikle ilgili her sözü kulaklarımıza küpe olmalı.
her köye öğretmen yerine her köye imam projesinin mimarlarınındır bu tür olayların vebali.
esasen eğitim sistemi değil bu zatı öğretmen olarak atayan cüruf sistem sorgulanmalıdır. mesela hayvanat bahçesi müdürlüğünden tübitak'a, güreş hakemliğinden şehir tiyatroları müdürlüğüne, pttden danıştay üyeliğine ve benzerleri saymakla bitmeyen insanların layık olmadıkları yerlere atandığını falan hatırladınız mı bilmem.
gelişmiş ve gelişmek isteyen ülkelerde bırakın böyle psikolojisi bozukların öğretmen olmasını öncelikle böylelerini topluma kazandırmak için devlet özel eğitim programlarından geçiriyor.
Farsça .çehar-şanbe yani dördüncü günün türkçeye evrilmiş hali. salı gibi arapçası El-Arbia uymamış ve sallanmamış ama çarşafa dolanmış aynen geçmişi gibi. elin insanları wednesday derken iskandinav tanrılarının tanrısı odin (wodin)den esinlenerek ona adamış bu günü. diğer bazıları merkür'den esinlenerek Mercredi ya da Miércoles falan diyerek bir gezegene adamış.
bizde tarihsel anlamı ne?
haftanın ortasını mı ya da bilmem kaçıncı gününü mü anlıyoruz çarşamba deyince? eskiden beri zamandan bağımsız tembel yaşamaya mı alışkınız yoksa. bilemedim.
azeriler bile ışık günü, ateş günü manasında odgün diyorlar bu güne. yazık la kimin çocuğuysak.
bizde tarihsel anlamı ne?
haftanın ortasını mı ya da bilmem kaçıncı gününü mü anlıyoruz çarşamba deyince? eskiden beri zamandan bağımsız tembel yaşamaya mı alışkınız yoksa. bilemedim.
azeriler bile ışık günü, ateş günü manasında odgün diyorlar bu güne. yazık la kimin çocuğuysak.
(bkz:sarı kurdelem sarı)
sözleri ayrı müziği ayrı şahane olan bu şaheserin onuru cengiz onural'a ait. bu sözler saba makamına bu kadar çok yakışırdı. evren hepimizi gönül hırsızından uzak tutsun ve korusun.
sözlerini de yazıp can insan cengiz onural'ın kulaklarını bir kez daha çınlatayım.
Çok aşığın var diyorlar
Yalan de, yeter bana
Bir sevda sözü fısılda
Hazırım inanmaya
Gönül hırsızı diyorlar
İnkar et, yeter bana
Gözlerindeki cevaba
Korkuyorum bakmaya
Geceler uzun ve yalnız
Yoksun sabaha kadar
Düşümde bile günahkarsın
Bunu kim hayra yorar
Ardımdan deli diyorlar
Belki de yalan değil
Yanımda bile uzaksın
Nasıl dayansın gönül
Çok ahlar aldı diyorlar
İnkar et, yeter bana
Gözlerindeki cevaba
Korkuyorum bakmaya
Geceler uzun ve yalnız
Yoksun sabaha kadar
Düşümde bile günahkarsın
Bunu kim hayra yorar
Ardımdan deli diyorlar
Belki de yalan değil
Yanımda bile uzaksın
Nasıl dayansın gönül.
sözlerini de yazıp can insan cengiz onural'ın kulaklarını bir kez daha çınlatayım.
Çok aşığın var diyorlar
Yalan de, yeter bana
Bir sevda sözü fısılda
Hazırım inanmaya
Gönül hırsızı diyorlar
İnkar et, yeter bana
Gözlerindeki cevaba
Korkuyorum bakmaya
Geceler uzun ve yalnız
Yoksun sabaha kadar
Düşümde bile günahkarsın
Bunu kim hayra yorar
Ardımdan deli diyorlar
Belki de yalan değil
Yanımda bile uzaksın
Nasıl dayansın gönül
Çok ahlar aldı diyorlar
İnkar et, yeter bana
Gözlerindeki cevaba
Korkuyorum bakmaya
Geceler uzun ve yalnız
Yoksun sabaha kadar
Düşümde bile günahkarsın
Bunu kim hayra yorar
Ardımdan deli diyorlar
Belki de yalan değil
Yanımda bile uzaksın
Nasıl dayansın gönül.
sallanması ile ünlenmesi bir yana, ibranice ve arapçada haftanın üçüncü gününe verilen isimden türkçeye evrilmesi ilginç. halbuse bizde haftanın ikinci gününe verilen ve geçmişimizle dirhem alakası olmayan bir isim. keza "Se-şanbe" diyenler de cumartesiden sonraki üçüncü gün anlamında kullanmışlar kadim zamanlarda ve öyle kalmış.
bazıları cermen göktanrısına adamışlar bu günü bazıları da roma savaş tanrısı marsa.
atalarımız temizlik ve süslenme ayırdıkları bugüne tozgün derlermiş. biz ise azeriler kadar olamamışık vesselam.
bazıları cermen göktanrısına adamışlar bu günü bazıları da roma savaş tanrısı marsa.
atalarımız temizlik ve süslenme ayırdıkları bugüne tozgün derlermiş. biz ise azeriler kadar olamamışık vesselam.
peki ya aradığımız özellikler kendimizde yoksa. bu konuda aynaya hiç baktık mı? içimizdeki kendimizle konuşma cesareti gösterebildik mi?
neyse ya hu boş verin. boşuna kafanızı ütülemeyeyim. zira yok öyle bir sevgili. öyle bir dost da yok hatta sıradan bir arkadaş da.
neden nefes aldığının bilincinde olsun yeterli. insanlar konuşa konuşa olduğu kadar koklaşa koklaşa da anlaşır.
neyse ya hu boş verin. boşuna kafanızı ütülemeyeyim. zira yok öyle bir sevgili. öyle bir dost da yok hatta sıradan bir arkadaş da.
neden nefes aldığının bilincinde olsun yeterli. insanlar konuşa konuşa olduğu kadar koklaşa koklaşa da anlaşır.
çok bilindik bir cümle ama bu konunun olmazsa olmazı.
(bkz:rakı şişesinde balık olsam)
(bkz:rakı şişesinde balık olsam)
"icat edeni ben diyeyim "insan, sen de "tanrı". haram diyene de ben diyeyim yine "insan" sen de yine "tanrı". ne farkımız var? insan olarak icat ederek ben suçumu kabul ediyorum. ya sen?
her şeyi yoktan var ettiğini söylüyorsun içkiyi de yarattığını yadsımadığın sürece elbette."
buna benzer bir pasaj okumuştum. içki yerine "haram" ya da "kötülük" gibi bir kelime vardı yanılmıyorsam.
pasaj sonu şuna benzer bir şekilde bitiyordu.
"sınav diyorsun bre mel'un. öyleyse bırak sınavımla beni başbaşa. esrikken bir suç işlersem cezasını sen mi çekeceksin?"
her şeyi yoktan var ettiğini söylüyorsun içkiyi de yarattığını yadsımadığın sürece elbette."
buna benzer bir pasaj okumuştum. içki yerine "haram" ya da "kötülük" gibi bir kelime vardı yanılmıyorsam.
pasaj sonu şuna benzer bir şekilde bitiyordu.
"sınav diyorsun bre mel'un. öyleyse bırak sınavımla beni başbaşa. esrikken bir suç işlersem cezasını sen mi çekeceksin?"
"pazartesinin sendrom haline gelmesinin yegane sebebi canlı bir varlık insanın doğadaki tüm diğer türler gibi tembellik hassasıdır."
yukardaki cümle bana ait değil. çok eski bir psiko-sosyolojik araştırmada ortaya çıkan sonuçlardan biri.
meali şu;
dinlenirken tembelliğe alışan insan bedeni yeniden çalışmak zorunda olduğunda isteksizdir. bunun neresi sendrom allesen.
ezcümle canlı bir varlık olarak insanın tembelliğine uydurulmuş bir kılıf.
yukardaki cümle bana ait değil. çok eski bir psiko-sosyolojik araştırmada ortaya çıkan sonuçlardan biri.
meali şu;
dinlenirken tembelliğe alışan insan bedeni yeniden çalışmak zorunda olduğunda isteksizdir. bunun neresi sendrom allesen.
ezcümle canlı bir varlık olarak insanın tembelliğine uydurulmuş bir kılıf.
kelimelere takılmayagörsün insan; nasıl fiziken bir şeye takılıp tökezliyorsak aynen düşünürken de bir şeye takıldığında tökezlediğini fark etmekte gecikmiyorsun. bu şeraitte sonunda düşüp yaralanmaktan kaçınırken telaşlanmamak ne mümkün.
pazartesiye sendrom olarak takılanların aklını seveyim. benim de keşke tüm sıkıntım bundan ibaret olsa. pazartesi başgün yani haftanın ilk günü olmasa salı olacaktı ya da çarşamba veya haftanın başka bir günü. benim sıkıntım hafta yani yedice niye var. ayrıca niye sekiz veya altı değilde yahut bir başka adet değilde yedi gün bir hafta. latin dillerinde ay günü, perslerde, araplarda, ibranilerde haftanın ikinci günü olmuş, ya da bilmmem ne kültüründe haftanın herhangi bir günü olmuş kimin umurunda.
türkçe bir gün ismi olmaması da ayrı bir üzüntü kaynağı. ne ki doğru düzgün bir anlamı bile yok.
pazar ertesi. pazar ne demek ayrıca ? çarşı anlamından başka pek tabii. gün olarak dinlence günü olmaktan gayrı tarihten kopup gelen haftanın günleri ile ilgili bir şey çağrıştırıyor mu?
pazartesiye sendrom olarak takılanların aklını seveyim. benim de keşke tüm sıkıntım bundan ibaret olsa. pazartesi başgün yani haftanın ilk günü olmasa salı olacaktı ya da çarşamba veya haftanın başka bir günü. benim sıkıntım hafta yani yedice niye var. ayrıca niye sekiz veya altı değilde yahut bir başka adet değilde yedi gün bir hafta. latin dillerinde ay günü, perslerde, araplarda, ibranilerde haftanın ikinci günü olmuş, ya da bilmmem ne kültüründe haftanın herhangi bir günü olmuş kimin umurunda.
türkçe bir gün ismi olmaması da ayrı bir üzüntü kaynağı. ne ki doğru düzgün bir anlamı bile yok.
pazar ertesi. pazar ne demek ayrıca ? çarşı anlamından başka pek tabii. gün olarak dinlence günü olmaktan gayrı tarihten kopup gelen haftanın günleri ile ilgili bir şey çağrıştırıyor mu?
altı sıfır atıldığından bu yana neredeyse dünyanın tüm para birimleri karşısında 2 kattan fazla değer kaybeden para birimi.
altı sıfır atılan tarih -ki 1 ocak 2005-te 1 amerikan doları 1,5 tl civarındaydı.
altı sıfır atılan tarih -ki 1 ocak 2005-te 1 amerikan doları 1,5 tl civarındaydı.
sıvı ya da gaz bir akışkanın akışını durdurmak için engel koymak ya da akışı durdurmak için birtakım gereçler kullanmak veya akışını engellemek.
en kötüleri kan damarlarına kast edenler olabilir mi?
en kötüleri kan damarlarına kast edenler olabilir mi?
türk dil kurumunun ayrı yazılmasını uygun gördüğü kelimenin yine kurumun yazım kuralları kitabına göre bitişik yazılması elzem. zira kuralda belirtildiği üzere birleşik kelimeyi oluşturan kelimelerden birinin esas anlamıyla alakası yok. tapa "âmâ" değil görüyor ama iş görüyor. ne ki akışkan taşıyan boruların bitiminde akışkanın sızıntı yapmayacak şekilde kapatılması işini görüyor.
kenarda, ayrı duran, bekar manalarına da gelmekle birlikte felsefede (düşünbilim) soyut anlamında kullanılır.
somut karşıtı. arapçası da kelimenin manası gibi zor olsa gerek. mücerret ki liseden sınıfdaşımın adı. ben ona soyut diye takılırdım hep.
soyut karşıtı.