bugün ölümünün 6.yılı olan büyük ustanın, anısı önünde saygı ile eğiliyorum.
Oyuncakların hep ruhu olduğunu düşünmüşümdür. Çocukken bu düşünce biraz ürkütücü olabiliyordu, hele ki gözleri büyük bir oyuncağınız varsa. Birkaç sevdiğim oyuncağı anımsadım şimdi. acaba hangi ara ve kim tarafından atıldılar? Saatlerce oynamayı ne ara bıraktım veya yerlerini neler aldı, buna değer miydi?
oyuncaklar üzerinde yaşattığımız senaryoları, hayatımızda uygulayabildiğimiz için mi hayal gücünden mahrumlaşıyoruz büyüdükçe?
Çocukken tırmanamadığımız ağaçtaki elmanın büyüdükçe yakın ve ulaşılabilir olduğunu gördüğümüz için mi, elmaları artık gözümüzde büyütmeyişimiz?
Tuhaf geliyor büyümenin getirileri ve götürüleri. Her şeye kolayca adapte oluşumuz ve bazı duygu, düşüncelerimizi ardımızda bırakışımız.
Öyle işte.
oyuncaklar üzerinde yaşattığımız senaryoları, hayatımızda uygulayabildiğimiz için mi hayal gücünden mahrumlaşıyoruz büyüdükçe?
Çocukken tırmanamadığımız ağaçtaki elmanın büyüdükçe yakın ve ulaşılabilir olduğunu gördüğümüz için mi, elmaları artık gözümüzde büyütmeyişimiz?
Tuhaf geliyor büyümenin getirileri ve götürüleri. Her şeye kolayca adapte oluşumuz ve bazı duygu, düşüncelerimizi ardımızda bırakışımız.
Öyle işte.
Akıllı kişilerin en büyük talihsizliği, salakların abuk subukluklarıyla başa çıkmak zorunda olmalarıdır.
(bkz:voltaire)
(bkz:voltaire)
Okullar başlamadan önce veya başlayınca ebeveynler eşliğinde yapılan aktivite. Ayrıca kırtasiye ürünleri sevenlerin de okumasalar bile kendilerine buldukları şeylerle mutlu oluyorlar.
Not: Faber Castell Grip 1345-1347 serisine karşı fetişim var.
Not not: looney tunes karakterlerinin bulunduğu ahşap kalem kutumdan bahsetmeyeceğim bile.
Not: Faber Castell Grip 1345-1347 serisine karşı fetişim var.
Not not: looney tunes karakterlerinin bulunduğu ahşap kalem kutumdan bahsetmeyeceğim bile.
herkesin doğarken kalbinde mevcut olduğu düşünülen siyah noktanın adı olarak bilinir.
hayattaki amacına ulaştığın an o siyah nokta silinirmiş.
hayattaki amacına ulaştığın an o siyah nokta silinirmiş.
*Kitaplar.
Tabi öyle her kitap değil.
İnsanda İz bırakmış, anı bırakmış olması gereken cinsten.
Ders niteliğinde.
Tabi öyle her kitap değil.
İnsanda İz bırakmış, anı bırakmış olması gereken cinsten.
Ders niteliğinde.
mübarek ramazan ayı geldiği zaman camilere asılan mahyalardan biri. şehr-i ifadesi arapça'da ay anlamına geliyormuş. şehr-i ramazan, ramazan ayı demekmiş. bütün ümmetin ramazan ayı mübarek olsun. yaradan herkesin yardımcısı olsun.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
90'ların unutulmayan dizilerinden. Akla gelen ve ara ara tekrarlanan sahnelerinden biri de mahallenin iki küçük, kurnaz bakkalın kepenkleri indirmek için birbirlerini gözlemeleri ve ona göre günü sonlandırıp dükkânlarını kapatmalarıydı.
Nostalji şarkılardan olan sultan-ı yegâh'ın mor ve Ötesi tarafından yapılan başarılı cover'i.
Karşısına biraz hüzünlü biraz da derin bir manzara koyarsak,
Tamam olandır.
Tamam olandır.
tartışma, 2 ya da daha fazla insan arasında şirket, ülke, kurum ve benzeri şeylerin ortak çıkarları adına uzlaşmak ve anlaşmak yerine kendi düşüncelerini karşısındakine kabul ettirme havasında yürüyorsa yapılması gerekendir.
işte ben bu ülkede bu yüzden siyasetten nefret ediyorum. muhalefetten ve hükümetten yana olan vatandaş birbirini yiyor deliler gibi. peki olay ne? benim düşüncem doğru! sen/siz zamanında şunu yapmadınız mı? gibi saçmalıklar işte. yahu siyaset ülkeyi daha iyi günlerine kavuşturma çabası değil midir? peki neden bir chp ve akpli karşılıklı oturup da "ya kardeşim sorunlar bunlar şunlar, hadi bir beyin fırtınası yapalım yurttaş olarak, nasıl çözeriz bunu? gibi bir sohbete nail olamıyor? bunun yerine hangi akla hizmettir ki biz haklıyız da biz haklıyız zihniyeti güdülüyor? s..s..s.. cevabı olmayan sorular..
özellikle gençlerimizde karşı tarafın bir açığını bilmek ve bunu konuşmak siyasettir gibi bir algı var. siyaset bu değil ulan develer! öyle kutuplaşmışsınız ki amacınız ego kasmak ve şov yapmak.
he amk ya. siz hep haklısınız güzel kardeşim. devam edin. dibi olmayan kuyuda başarılar size.
işte ben bu ülkede bu yüzden siyasetten nefret ediyorum. muhalefetten ve hükümetten yana olan vatandaş birbirini yiyor deliler gibi. peki olay ne? benim düşüncem doğru! sen/siz zamanında şunu yapmadınız mı? gibi saçmalıklar işte. yahu siyaset ülkeyi daha iyi günlerine kavuşturma çabası değil midir? peki neden bir chp ve akpli karşılıklı oturup da "ya kardeşim sorunlar bunlar şunlar, hadi bir beyin fırtınası yapalım yurttaş olarak, nasıl çözeriz bunu? gibi bir sohbete nail olamıyor? bunun yerine hangi akla hizmettir ki biz haklıyız da biz haklıyız zihniyeti güdülüyor? s..s..s.. cevabı olmayan sorular..
özellikle gençlerimizde karşı tarafın bir açığını bilmek ve bunu konuşmak siyasettir gibi bir algı var. siyaset bu değil ulan develer! öyle kutuplaşmışsınız ki amacınız ego kasmak ve şov yapmak.
he amk ya. siz hep haklısınız güzel kardeşim. devam edin. dibi olmayan kuyuda başarılar size.
olum bu bizim halk ne kadar mal lan!!!
aha evet. öncelikle tanım;
bir mall herifin taklit etme şekli!
lan önce bu tipler en çok şundan bahsediyor.. efenim 20 yıl önce hastanelerde eczanelerde sıra vardı blaa blaa blaa.. ulan amk malı! o dönemler w98 vardı. bilgisayarlar henüz hastanelere ve eczanelere girmiş olsa da bu alana uygun kullanışlı uygulamalar yoktu. eh normal ki sıra olsun!
sokun lan bunu beyninize! anlata anlata sokamadık kafanıza bıktık usandık!
doğru yahu.. akp ile beraber türkiye gelişti... akıllı telefonlar girdi cebimize.. w10 çıktı piyasaya ve hemencecik uyum sağladık teknolojiye eheheh. yeni yollar yapıldı. havalimanları yapıldı yahu. soy geçmişimizi dakika içinde öğrenir olduk kardeşiyeahüloogggakpliyik!
amına koduklarım ya. vallahi delirdim.
ulan gerizekalılar.. teknoloji gelişti, elbette hastanelerde eczanelerde işler artık daha kolaylaştı. yeni yollar ve havalimanları yapılmak zorundaydı ki nüfus artmaktaydı. yapılmasaydı da bak gör; ülke karınca yuvasına dönerdi. çüküm boy strateji bilgisine sahip insan bile bunu bilir e be kafasına sıçtıklarım!
akp hükümetinin açık ara en iyi avantajı ve can simidi milenyumda hızla gelişen teknolojidir. sağlam ekmek yediler bundan. bu yüzden inmiyorlar ya bir türlü.
bu bunak! en fazla 65 ya da 70 yaşında. 1940 ve üzeri doğumlu olanlara yaşlı deyip de itimat etmeyin. hep yaptığım şeydir; 90 yaş ve üzeri denk geldiğim yaşlı amcalara hep sorarım şimdiki hükümet hakkında ne düşünüyorsunuz? hep bir nefret var! Atatürk dönemine övgü var bu insanlardan. o adam ülkeyi sıfırdan yarattı diyorlar hep. tarihe inanmam çünkü kaynakların büyük bir kısmı taraflı yazılmış ama bu amcalar önemli bir bilgi kaynağı. ama bu videodakiler değil.
ya gelir gelmez delirdim yine. offfs.
edit: eksileyen kim? ben kim olduğunu biliyorum ama delikanlı gibi karşıma çıkmasını isterim.
aha evet. öncelikle tanım;
bir mall herifin taklit etme şekli!
lan önce bu tipler en çok şundan bahsediyor.. efenim 20 yıl önce hastanelerde eczanelerde sıra vardı blaa blaa blaa.. ulan amk malı! o dönemler w98 vardı. bilgisayarlar henüz hastanelere ve eczanelere girmiş olsa da bu alana uygun kullanışlı uygulamalar yoktu. eh normal ki sıra olsun!
sokun lan bunu beyninize! anlata anlata sokamadık kafanıza bıktık usandık!
doğru yahu.. akp ile beraber türkiye gelişti... akıllı telefonlar girdi cebimize.. w10 çıktı piyasaya ve hemencecik uyum sağladık teknolojiye eheheh. yeni yollar yapıldı. havalimanları yapıldı yahu. soy geçmişimizi dakika içinde öğrenir olduk kardeşiyeahüloogggakpliyik!
amına koduklarım ya. vallahi delirdim.
ulan gerizekalılar.. teknoloji gelişti, elbette hastanelerde eczanelerde işler artık daha kolaylaştı. yeni yollar ve havalimanları yapılmak zorundaydı ki nüfus artmaktaydı. yapılmasaydı da bak gör; ülke karınca yuvasına dönerdi. çüküm boy strateji bilgisine sahip insan bile bunu bilir e be kafasına sıçtıklarım!
akp hükümetinin açık ara en iyi avantajı ve can simidi milenyumda hızla gelişen teknolojidir. sağlam ekmek yediler bundan. bu yüzden inmiyorlar ya bir türlü.
bu bunak! en fazla 65 ya da 70 yaşında. 1940 ve üzeri doğumlu olanlara yaşlı deyip de itimat etmeyin. hep yaptığım şeydir; 90 yaş ve üzeri denk geldiğim yaşlı amcalara hep sorarım şimdiki hükümet hakkında ne düşünüyorsunuz? hep bir nefret var! Atatürk dönemine övgü var bu insanlardan. o adam ülkeyi sıfırdan yarattı diyorlar hep. tarihe inanmam çünkü kaynakların büyük bir kısmı taraflı yazılmış ama bu amcalar önemli bir bilgi kaynağı. ama bu videodakiler değil.
ya gelir gelmez delirdim yine. offfs.
edit: eksileyen kim? ben kim olduğunu biliyorum ama delikanlı gibi karşıma çıkmasını isterim.
Tartışmak; tartmak fiilinden gelir, karşılıklı fikirlerin tartılıp doğruyu eğriyi eksiği fazlayı bulma çabası olmalıdır. Her ne zaman bunu görürsem tartışmaya inanabilirim. Diğer türlüsü havanda su döğmekten sinirleri hoplatmaktan fazlası değildir.
Canım hümeyra şahanesi.
Plağına sahip olduğum için kendimi müsaadenizle şanslı addedeceğim.
Plağına sahip olduğum için kendimi müsaadenizle şanslı addedeceğim.
Çocuk yaşımda da çocuk gibi olmadığımdan güzellemesini yapamayacağım şeylerdir.
Özlemek, mümkün olsa o günlere dönmek istemek. Ne bileyim. Daha çok madem doğduk, yaşayalım gibi düşünüyorum. Halihazırda bu kadar yaşamışım niçin başa dönmek isteyeyim. Yaşamaya çocukluktan tekrar başlamayı isteme motivasyonuna sahip insanları merak ediyorum fakat. Nasıl. Neden.
Özlemek, mümkün olsa o günlere dönmek istemek. Ne bileyim. Daha çok madem doğduk, yaşayalım gibi düşünüyorum. Halihazırda bu kadar yaşamışım niçin başa dönmek isteyeyim. Yaşamaya çocukluktan tekrar başlamayı isteme motivasyonuna sahip insanları merak ediyorum fakat. Nasıl. Neden.
Aynalanmak isteyen ve isteğinde son derece haklı olan kadın talebi.
Kadın olsun erkek olsun insanın tüm talebi sevgiye yönelik aslında. Sevdiğimiz zaman sevdiğimizin gözlerinde kendimizi aramamız, onun tarafından görülmek istememiz ne kadar anlaşılır ve ne kadar güzel değil mi.
Kadın olsun erkek olsun insanın tüm talebi sevgiye yönelik aslında. Sevdiğimiz zaman sevdiğimizin gözlerinde kendimizi aramamız, onun tarafından görülmek istememiz ne kadar anlaşılır ve ne kadar güzel değil mi.
derinlikli bir kimsedir.
görünmek değil var olmak çabasıyla yaşamaya çalışır. fakat nedendir bilinmez sığ insanlarla sınanır. bu dünyada mutluluk haram kılınmıştır kendisine. adeta.
görünmek değil var olmak çabasıyla yaşamaya çalışır. fakat nedendir bilinmez sığ insanlarla sınanır. bu dünyada mutluluk haram kılınmıştır kendisine. adeta.
Ardından bilinçli yalnızlık tercihini getiren düşünce.
Temelde aynı dili konuşuyoruz sansak da her kişi kendi dilini konuşuyor aslında. terminolojisini kendinin belirlediği. Bazen öğrenebiliyoruz. Bazen öğrenemiyoruz. Olmuyorsa zorlamıyoruz.
Temelde aynı dili konuşuyoruz sansak da her kişi kendi dilini konuşuyor aslında. terminolojisini kendinin belirlediği. Bazen öğrenebiliyoruz. Bazen öğrenemiyoruz. Olmuyorsa zorlamıyoruz.
İnsanın büyüdükçe Daha kolay değil belki ama daha kabul edilebilir bulduğu artık istememezlik halidir.
Bazen tercihen vazgeçiyorsun bazen zorunda bırakılıyorsun. Her durumda eksikliğini hissediyorsun vazgeçtiğin şeyin/kişinin. Fakat insan zaten eksik bir varlık özünde. Tamamlama nesneleri zamanla değişir. Eksikliğin bakiliğine peşinen razı olmak huzursuzluğumuzu bir miktar azaltabilir.
Bazen tercihen vazgeçiyorsun bazen zorunda bırakılıyorsun. Her durumda eksikliğini hissediyorsun vazgeçtiğin şeyin/kişinin. Fakat insan zaten eksik bir varlık özünde. Tamamlama nesneleri zamanla değişir. Eksikliğin bakiliğine peşinen razı olmak huzursuzluğumuzu bir miktar azaltabilir.
“Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz etken ilgidir. Bu etken ilginin olmadığı yerde sevgi de yoktur.” Diyor sevme sanatında.
Ben katılıyorum kendisine açıkçası. sevilen kişiyi elde edene kadar emek vermek doğru mu sadece. Sevgi sahip olunabilir bir şey mi. Hak etmek için her gün emek vermek ve özenli davranmayı sürdürmek gerekmez mi.
Ben katılıyorum kendisine açıkçası. sevilen kişiyi elde edene kadar emek vermek doğru mu sadece. Sevgi sahip olunabilir bir şey mi. Hak etmek için her gün emek vermek ve özenli davranmayı sürdürmek gerekmez mi.
İdealin dahası olması. Ne bileyim pek mümkün olmadığı gibi saçma gibi de. Ya idealdir ya değildir.
İdealin iyi bir şey olduğuna duyulan inanç ise ayrıca saçma. İdealize etmek karşı tarafa yapılmış büyük bir haksızlık değil de ne. Kendisi olmasını engelleyen bir kalıp. Ve yine idealize etmek gerçek insanlarla gerçek ilişkiler kurmamızın önündeki belki de en büyük engel. Kendi fantezilerimize hakikat muamelesi yapmak. Olmadığını gördüğümüzde kaçınılmaz olarak hayal kırıklığı yaşamak. Hoş değil.
Tanrısallaştırmadan sevmek mümkün. Deneyelim.
İdealin iyi bir şey olduğuna duyulan inanç ise ayrıca saçma. İdealize etmek karşı tarafa yapılmış büyük bir haksızlık değil de ne. Kendisi olmasını engelleyen bir kalıp. Ve yine idealize etmek gerçek insanlarla gerçek ilişkiler kurmamızın önündeki belki de en büyük engel. Kendi fantezilerimize hakikat muamelesi yapmak. Olmadığını gördüğümüzde kaçınılmaz olarak hayal kırıklığı yaşamak. Hoş değil.
Tanrısallaştırmadan sevmek mümkün. Deneyelim.
Filtre ile renklendirilip instaya atılınca yokmuş gibi görünen gerçektir. Gibi görünmek. Bedava. E bu da az şey değildir. Düşününce.
Fakat ödünlemeye çalıştıkları şeyin daha çok altını çiziyorlar gibi geliyor bana. Sırıtıyor. Durmuyor.
Fakat ödünlemeye çalıştıkları şeyin daha çok altını çiziyorlar gibi geliyor bana. Sırıtıyor. Durmuyor.
Akıldan şöyle bir geçmesiyle her şeyi ansızın önemsizleştiren cümlecik.
sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz.
sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz.
cemali grubuna ait 90'lar türkçe pop denince akla gelen en güzel şarkılardan biri. 90'lar türkçe pop'a giriş yaptım, vatana millete hayırlı olsun.
Renksiz hayaller dolu, dökülen gözyaslarim
Ezikligi kalbimde, yasanmis tüm asklarin
Tüm aci anilari, bana birakip gitme
Beni bana ver artik, pesinden sürükleme
Duymak istiyorum, duymak istiyorum
Kalbimde ruhunu, duymak istiyorum
Görmek istiyorum, görmek istiyorum
Gözünde gözünü, görmek istiyorum
Incitme kalbimi, birakip gitme
Sana kendimi verdim, beni yok etme
Ne olur suskun durma, birseyler söyle
Karanligin içinde kaybolma öyle
Duyabilsem kalbini, okuyabilsem seni
Sessiz feryatlarini, aci agitlarini
Tüm haykirislarini, hissetmek istiyorum
Sana yaklaşıp sende, ölmek istiyorum
Renksiz hayaller dolu, dökülen gözyaslarim
Ezikligi kalbimde, yasanmis tüm asklarin
Tüm aci anilari, bana birakip gitme
Beni bana ver artik, pesinden sürükleme
Duymak istiyorum, duymak istiyorum
Kalbimde ruhunu, duymak istiyorum
Görmek istiyorum, görmek istiyorum
Gözünde gözünü, görmek istiyorum
Incitme kalbimi, birakip gitme
Sana kendimi verdim, beni yok etme
Ne olur suskun durma, birseyler söyle
Karanligin içinde kaybolma öyle
Duyabilsem kalbini, okuyabilsem seni
Sessiz feryatlarini, aci agitlarini
Tüm haykirislarini, hissetmek istiyorum
Sana yaklaşıp sende, ölmek istiyorum
Tam şimdi bu saatte burda olmalıydın.
Bir bakışında
Zaman dilimini kesip
Gözlerin de baharı süzmeliydim.
İç sesinin çınlayan saatlerinde
İçe içe geçmiş akrep, yelkovanı kesip
İçim içindekileri çıkarıp,
İçine bi' bukle huzur vermeliydim..
"Evet şimdi sarılmalıydım"
"Evet şimdi sarılmalıydım"
Dilimi, sardıkça saran kelimeler
Bi' dize şiir
Bi' dize daha
Bi' dize daha diye diye..
Ters düze yatan dizlerinin dibinden
Sinsi sinirlerinden öpmeliydim..
Ve şimdi sen olmalıydın
Dilimin ucunda... Baş ucumda..
Yanımda.. beraber.. biz..
Tükenmez kalemleri bitirip
Yatakları döşekleri yakıp
Masaları sandalyeleri yıkıp
Soğuk sularda sevgi kusmalıydık
Ve bi' defa daha o sular ile yıkanmalıydık..
-osman Aydoğan
zenginsozluk.com/foto
Bir bakışında
Zaman dilimini kesip
Gözlerin de baharı süzmeliydim.
İç sesinin çınlayan saatlerinde
İçe içe geçmiş akrep, yelkovanı kesip
İçim içindekileri çıkarıp,
İçine bi' bukle huzur vermeliydim..
"Evet şimdi sarılmalıydım"
"Evet şimdi sarılmalıydım"
Dilimi, sardıkça saran kelimeler
Bi' dize şiir
Bi' dize daha
Bi' dize daha diye diye..
Ters düze yatan dizlerinin dibinden
Sinsi sinirlerinden öpmeliydim..
Ve şimdi sen olmalıydın
Dilimin ucunda... Baş ucumda..
Yanımda.. beraber.. biz..
Tükenmez kalemleri bitirip
Yatakları döşekleri yakıp
Masaları sandalyeleri yıkıp
Soğuk sularda sevgi kusmalıydık
Ve bi' defa daha o sular ile yıkanmalıydık..
-osman Aydoğan
zenginsozluk.com/foto
Yaşanmışlıklara- yeniden dokunma arzusu.
Bu saatlerde..
Bu saatlerde..
Seven 'nasıl' bir gözle bakıyor ki? Çirkin güzel oluyor, orantılı olan güzel.
Duygusal bir olaydır.
Aslında, hissettiğin şey güzel kılar gözünde onu.
"Çirkin erkek güzel kız birlikteliği" diğerlerinin yargısıdır.
Duygusal bir olaydır.
Aslında, hissettiğin şey güzel kılar gözünde onu.
"Çirkin erkek güzel kız birlikteliği" diğerlerinin yargısıdır.
Haftanın herhangi akşamları evde kitap okumaktan farkı olmayan ne güzel bir eylemdir.
Karşınıza ansızın şöyle bir cümle çıkabilir:
“...eliyle gözlüklerini çıkardı ve karısını hemen oracıkta, gözlerinin içine bakarak öptü. Bu vücut, bu küçücük insan, bu koca hayatta ayaklarının sağlam bastığı tek topraktı.”
(bkz:ahmet Hamdi Tanpınar)
(bkz:hikayeler)
(bkz:rüyalar)
Karşınıza ansızın şöyle bir cümle çıkabilir:
“...eliyle gözlüklerini çıkardı ve karısını hemen oracıkta, gözlerinin içine bakarak öptü. Bu vücut, bu küçücük insan, bu koca hayatta ayaklarının sağlam bastığı tek topraktı.”
(bkz:ahmet Hamdi Tanpınar)
(bkz:hikayeler)
(bkz:rüyalar)
hüsnü arkan'ın kırık hava albümünde yer alan birsen tezer ile birlikte seslendirdiği rüya gibi şarkı.
'Seni beklerken her şey sana benzedi' şeklinde bir cümle var şarkıda. Daha neleri var. Ah.
'Seni beklerken her şey sana benzedi' şeklinde bir cümle var şarkıda. Daha neleri var. Ah.
"nasıl ki meyvenin çekirdeği, kalbi güneş görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, biz de acıyı bilmeliyiz."
-halil cibran
İnsanda yaralanmalı ki öğrenebilsin, öğrensin ki yara alsın.
Yaralayan şey öğreticidir.
Gerçektir çünkü, ders vermiştir.
Yaralamıştır ama göstermiştir yolu-doğruyu.
Yaralanmadan büyümüyor çocuksu kalpler, bir adım öteye gidemiyor cam kırıklarıyla dolu ayaklar.
t: orjinali Latince olan bir deyiş, özlü söz-müş.
-halil cibran
İnsanda yaralanmalı ki öğrenebilsin, öğrensin ki yara alsın.
Yaralayan şey öğreticidir.
Gerçektir çünkü, ders vermiştir.
Yaralamıştır ama göstermiştir yolu-doğruyu.
Yaralanmadan büyümüyor çocuksu kalpler, bir adım öteye gidemiyor cam kırıklarıyla dolu ayaklar.
t: orjinali Latince olan bir deyiş, özlü söz-müş.
Onlarca kitap,
Dergiler,
ve tek bir tane defter; saman kağıdından.
Dergiler,
ve tek bir tane defter; saman kağıdından.
Ezgi'nin günlüğü grubuna ait naif bir şarkı.
Sevgili, bir içimlik kahveye ancak bu kadar nazikçe davet edilebilir.
"Anlardım aklından geçenleri
Sustukça konuştuk sanki
Sevdaymış meğer o içimizde
Yıllardır uyuyan deli
Sessizlik sensin geceleri"
Edit; başlık-entry uyumsuzluğu olsa da; siz onu 'fincana kahve koydum gel' olarak okuyup zihninizde tolere edebilirsiniz, kıyamadım silmeye.
Bu entry burda kalsın.
(Yanlışlıkla)
Sevgili, bir içimlik kahveye ancak bu kadar nazikçe davet edilebilir.
"Anlardım aklından geçenleri
Sustukça konuştuk sanki
Sevdaymış meğer o içimizde
Yıllardır uyuyan deli
Sessizlik sensin geceleri"
Edit; başlık-entry uyumsuzluğu olsa da; siz onu 'fincana kahve koydum gel' olarak okuyup zihninizde tolere edebilirsiniz, kıyamadım silmeye.
Bu entry burda kalsın.
(Yanlışlıkla)
"İki küçük kol düğmesi bütün bir aşk hikayesi
İki düğme iki ayrı kolda bizim gibi ayrı yolda .."
İki düğme iki ayrı kolda bizim gibi ayrı yolda .."
"Onların kendi hikayeleri yok.."
"Onlar sadece seyirci dünyada.."
"Onlar sadece seyirci dünyada.."
Yok.
Bir sözlük yazarı olarak diyebilirim ki;
Herşeye karşı hali hazırda bulunan bir savunma mekanizmam mevcut.
Korkularım yok, korkulacak birşey yok çünkü.
Herşey doğası gereği, olması gerektiği gibi oluyor en nihayetinde.
Bir sözlük yazarı olarak diyebilirim ki;
Herşeye karşı hali hazırda bulunan bir savunma mekanizmam mevcut.
Korkularım yok, korkulacak birşey yok çünkü.
Herşey doğası gereği, olması gerektiği gibi oluyor en nihayetinde.
"Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur."
-a.çehov
-a.çehov
"O aslında geçici bir heves değil, sen yokken bile varmışsın gibi hayatı devam ettirebilmekmiş.
Cesaret senin gibi yüreklerde gizliymiş.
"Hayatınızın sonuna kadar yaşamadıkça, talihinizden şikayet etmeyin" demiş Çehov.
Bunu sen öğrettin bana.
Unutturmadın.
Ne uzaklıklar engelmiş ne de bir başkası var olanı değiştirebilirmiş.
Kol düğmesi farklı kolda aynı amaçla birleşmeyi bekleyen.
Ve bir gün o da olur denen hiçbir şey aslında avuntu değil gerçeğin ta kendisiymiş.
Bizim gibi der şarkı..yarım kalmışlar için..
Biz kalabilenler için yazılmış.."
(Alıntı)
Kol düğmeleri, bir barış Manço şarkısıdır.
Cesaret senin gibi yüreklerde gizliymiş.
"Hayatınızın sonuna kadar yaşamadıkça, talihinizden şikayet etmeyin" demiş Çehov.
Bunu sen öğrettin bana.
Unutturmadın.
Ne uzaklıklar engelmiş ne de bir başkası var olanı değiştirebilirmiş.
Kol düğmesi farklı kolda aynı amaçla birleşmeyi bekleyen.
Ve bir gün o da olur denen hiçbir şey aslında avuntu değil gerçeğin ta kendisiymiş.
Bizim gibi der şarkı..yarım kalmışlar için..
Biz kalabilenler için yazılmış.."
(Alıntı)
Kol düğmeleri, bir barış Manço şarkısıdır.
Yoktur aslında.
"An, zaman" özgürlüğün sınırsız olduğu-hissedildiği bir zaman dilimi yoktur.
Doğamız gereği, birçok 'kurala, hayır olmazlar'a, kim ne der'kilere, çok istesekte arsız ayıplara' maruz kalırız, tıpkı bizim gibi belli kurallara bağlı kalan insanlar tarafından.
Belki, bazı zamanlar da insan kendi kendine kaldığında; zihninde kurduğu ütopyalarda gönül gezdirir durur.
İnsan, kendi gökyüzünde özgür olamayan bir kuş misalidir.
"An, zaman" özgürlüğün sınırsız olduğu-hissedildiği bir zaman dilimi yoktur.
Doğamız gereği, birçok 'kurala, hayır olmazlar'a, kim ne der'kilere, çok istesekte arsız ayıplara' maruz kalırız, tıpkı bizim gibi belli kurallara bağlı kalan insanlar tarafından.
Belki, bazı zamanlar da insan kendi kendine kaldığında; zihninde kurduğu ütopyalarda gönül gezdirir durur.
İnsan, kendi gökyüzünde özgür olamayan bir kuş misalidir.
Nasıl ki aşık olurken bir formülle olmuyorsa bu işler, ayrılık acısını yenmenin de bir formülü matematiği yoktur.
Aşkın hissettirdiği, insanın benliğine kattığı güzellikleri yaşarken nasıl ki hesap kitap işlerine girmiyorsak; aşkın geride bıraktığı acıyı da tüm benliğimizle yaşamamız gerekir.
Bir şeylerden kaçmak yerine, o şeyin acı ya da mutluluğun ruhunuza zenginlikler katmasına neden engel oluyorsunuz ki?
Aşktan arda kalan o buz gibi ızdırabın hücrelerine karışmasına izin ver.
Acı, çoğu kez güzel şeylere gebe kalandır.
Aşkın hissettirdiği, insanın benliğine kattığı güzellikleri yaşarken nasıl ki hesap kitap işlerine girmiyorsak; aşkın geride bıraktığı acıyı da tüm benliğimizle yaşamamız gerekir.
Bir şeylerden kaçmak yerine, o şeyin acı ya da mutluluğun ruhunuza zenginlikler katmasına neden engel oluyorsunuz ki?
Aşktan arda kalan o buz gibi ızdırabın hücrelerine karışmasına izin ver.
Acı, çoğu kez güzel şeylere gebe kalandır.
-bana gelince, sizlerin ancak yarı yarıya yürütmek yürekliliğini gösterdiğiniz şeyleri ben sonuna dek götürmekten başka bir şey yapmadım yaşamımda.
Lacivert boyalı gecelerde, Nostaljik müzik saatlerine göz kırpmak.
franz kafka-Milena'ya Mektuplar
Onlarca cümleyi kurmaya, söylemeye, yazmaya gerek kalmadan da tek bir kareyle anlatılabilecek olandır.
İç taraftadır, derinde.
İki şeyin arasında.
Kısa anlardan ibaret olandır, tıpkı mutluluk gibi.
zenginsozluk.com/foto
İç taraftadır, derinde.
İki şeyin arasında.
Kısa anlardan ibaret olandır, tıpkı mutluluk gibi.
zenginsozluk.com/foto
Kimselerin bilmediği bir denizden, mevsimlerden bahsetsen, bana.
Yitirilmiş aşklar..
Yitirilmiş aşklar..
"karşılaştığınız her yabancının görünmeyen bir sakatlığı olduğunu, tesellisi mümkün olmayan mahrem bir yas tuttuğunu ya da dışarıdan fark edilemeyen bir krizin ortasında olduğunu farz edin.”
Avuçlarımda bir hüzünlü aşk.