Çok fazla var ama bana en ilginç geleni ayşe hatun'un çak bi selam şarkısı.
'Çak bi selam' sözünü 'çok güzel am' olarak hayal edince şarkı birden tuhaflaşıyor.
işin kötüsü bir süre sonra sözü 'çak bi selam' olarak duyamamaya başlayabilirsiniz.
gündeme bomba gibi düşen haberdir.
yarınki gazetelere manşet hazır.
hürriyet: BU KADAR DA OLMAZ!
akşam: ajan bunu da yaptı.
sözcü: namussuz!
posta: reza yavaaaaş...
kaynak;
http://www.ensonhaber.com/reza-zarrab-hucre-arkadasina-tecavuz-etti.html
yarınki gazetelere manşet hazır.
hürriyet: BU KADAR DA OLMAZ!
akşam: ajan bunu da yaptı.
sözcü: namussuz!
posta: reza yavaaaaş...
kaynak;
http://www.ensonhaber.com/reza-zarrab-hucre-arkadasina-tecavuz-etti.html
erkek arkadaşlarla oturulan ''bu bana yapılır mı be'' temalı rakı sofralarının vazgeçilmezi parçadır.
kavuşmanın teorik olarak dahi mümkün olmadığı aşk. bu haliyle mesele kavuşma olmaktan çıkar, aşkın kendisi, engellere rağmen uzanıp birbirine dokunan ya da dokunmaya çalışan ellerin uzanımı olur. insana kendini aştıran aşk da budur.
Alevilikteki başlıca ibadet mekanı. Alevilerin zikir yaptıkları, hak ile batıl alanı ayırdıkları, ölmeden önce öldükleri, sorguya çekilip soruldukları ya da bağlama çalarak, karşılama ya da semah döndükleri ibadethâne.
hz. Ali'ye uyup onun Kur'an'daki nâs ve Resulullah (s.a.s.)'ın vasiyetiyle imamlığa tayin edildiğini ileri süren; imametin* onun soyundan dışarı çıkmayacağına inanan ve onu diğer sahâbeden üstün gören zümrelerin başlattığı fikir ve siyasî kavgalarla ortaya çıkan" hareketin genel adıdır.
insanın yüreğinden tank gibi geçen ahmet kaya şarkısı.
"Acı çekmek özgürlükse,
Özgürüz ikimizde"
"Acı çekmek özgürlükse,
Özgürüz ikimizde"
Gecenin 3'ünde uykunun tutmadığı ponçiklere gelsin o zaman bu gecenin şarkısı da:
epistemofili, bilgiye yönelik aşırı sevgi biçiminde tanımlanır. epistemofobi de haliyle bilgiye yönelik korkudur. rüyalarımızın ne anlama geldiğini bilmek isterken hepimiz birer epistemofilizdir. bizi en çok neyin dehşete düşüneceğini bilmek isterken de öyle. kütüphane yakarken epistemofobik oluruz. bize ilişkimizin açmazlarından bahseden birini susturmaya çalışırken de öyle.
peki, ya kitabın salt bir entelektüel quantum alanı olmaktan ziyade, bir pazar unsuru da olmasına ne demeli? hep yaptığımız gibi, gün sonunda uyurken kendimizi teslim ettiğimiz kapitalizme mi saldıracağız? varsa bile ortada sadece bir kitap satın alma hastalığının olmadığı açık; satın almak önce bir davranış biçimi, sonra bir hastalık. bundan geriye küçük bir soru kalıyor: eğer piyasada birilerinin kitap satın alım gücü bizi tahrik ediyorsa, bu epistemofobik bir olgu mudur, yoksa anal bir ketlenme mi?
p.s. : sahi, neden yukarıda sevgiye aşırı sıfatını eklerken korkuya eklemedim? korku zaten aşırı bir duygu olduğu için mi (yani korktuğumuz tüm durumlarda, aslında ortada korkacak pek az şey olduğu için mi) , yoksa sevgide henüz abartılmamış bir şeyler mi var? yoksa sevgi bir abartma etkinliği mi ve böylece hiç sonu yok mu?
peki, ya kitabın salt bir entelektüel quantum alanı olmaktan ziyade, bir pazar unsuru da olmasına ne demeli? hep yaptığımız gibi, gün sonunda uyurken kendimizi teslim ettiğimiz kapitalizme mi saldıracağız? varsa bile ortada sadece bir kitap satın alma hastalığının olmadığı açık; satın almak önce bir davranış biçimi, sonra bir hastalık. bundan geriye küçük bir soru kalıyor: eğer piyasada birilerinin kitap satın alım gücü bizi tahrik ediyorsa, bu epistemofobik bir olgu mudur, yoksa anal bir ketlenme mi?
p.s. : sahi, neden yukarıda sevgiye aşırı sıfatını eklerken korkuya eklemedim? korku zaten aşırı bir duygu olduğu için mi (yani korktuğumuz tüm durumlarda, aslında ortada korkacak pek az şey olduğu için mi) , yoksa sevgide henüz abartılmamış bir şeyler mi var? yoksa sevgi bir abartma etkinliği mi ve böylece hiç sonu yok mu?
5 cm ile çıtayı aşarak dahil olamadığım önermedir. tüh.
Kendinden nefret eden zavallılarca tepki alır. Toplumda var böyle bir şey yalnız. Birinin kendini beğenmesi, sevmesi sanki ayıpmış gibi tepkiyle karşılanıyor. Halbuki nefret denen o duygunun çıkış noktasının kişinin öz nefreti olduğunun farkında bile değiller.
Ben kendime tapıyorum lan resmen! Şimdiye kadar da en çok kendimi sevdim. Kaşıma gözüme, huyuma suyuma bayılıyorum.
Velhasıl benim kendimle ilişkimden kime ne? Herkes kendi evinin önünün temizliğiyle ilgilensin.
Ben kendime tapıyorum lan resmen! Şimdiye kadar da en çok kendimi sevdim. Kaşıma gözüme, huyuma suyuma bayılıyorum.
Velhasıl benim kendimle ilişkimden kime ne? Herkes kendi evinin önünün temizliğiyle ilgilensin.
normalde aynı tabağı, aynı bardağı kullanmazken biraz da tahrik etme amaçlı yaparız bunu. dudaklarını özledim gibi bir anlamı var.. elbette sevgili o an sinirlerini yatıştırmak için o sigarayı içmiyorsa. sonra bi taraflarımızda söndürmek isteyebiliyor.
browser ve mobil üzerinden online olarak oynanabilen muazzam rol yapma oyunu.
http://www.blankmediagames.com/TownOfSalem/
not: oynamak isteyenler pm atsın.
http://www.blankmediagames.com/TownOfSalem/
not: oynamak isteyenler pm atsın.
İnsanların oturdukları yerden başkalarına biçtikleri roller, kestikleri ahkamlar ve beklentilerinin ne kadar kontrolden çıkabildikleri görmek açısında epey öğretici oldu yukarıdaki ekşi linki. Sözlük adına büyük geçmiş olsun diyorum. Kısa sürede turnusol görevini başarıyla tamamladığı için de Aferin. Ve bakkal makkal nasıl bir hesapla yürütüldüğünü bilmem ama yürütenin; insan olduğunu ve yazarlarına değer verdiğini, onları rakamlardan ibaret görmediğini hatta dürüm hastası olmadığını söyleyebilirim. Bir de unutmadan ekşi moderatörü olup türkçe sözcüklerin yazılışını bilmemek de ayrıca tuhaftı ; Bunlar ekşiden mi geldi, emin misiniz? diye msj atmışlığım da vardır. Velhasıl kelam güle güle..
Doğum günü kutlu olsun yazarıdır.
bugün yeni yaşına girmiş, iyilikle dolup taşan güzel insan. kutlu olsun!!
Benzer yazıları arka arkaya okuduğunuzda ya da yazdığınızda son raddede başınıza gelebilecek bir durum bu.
Doğuştan konuştuğumuz bir dili kullanışımız otomatiğe bağlanmışken beynin yorgunluğuyla otomatik aktivite bir süreliğine sekteye uğruyor ve bilinç devreye giriyor. Böyle olunca da gözümüzün alışkın olduğu sözcükleri sanki hatalı yazıyormuşuz, anlamını hatalı biliyormuşuz ya da öyle sözcükler var değilmiş gibi algılıyoruz.
Bunun bilimsel açıklaması da kesin vardır fakat ben o konuya vâkıf değilim, bilen varsa aydınlatabilir, seviniriz.
Doğuştan konuştuğumuz bir dili kullanışımız otomatiğe bağlanmışken beynin yorgunluğuyla otomatik aktivite bir süreliğine sekteye uğruyor ve bilinç devreye giriyor. Böyle olunca da gözümüzün alışkın olduğu sözcükleri sanki hatalı yazıyormuşuz, anlamını hatalı biliyormuşuz ya da öyle sözcükler var değilmiş gibi algılıyoruz.
Bunun bilimsel açıklaması da kesin vardır fakat ben o konuya vâkıf değilim, bilen varsa aydınlatabilir, seviniriz.
8 kişinin arasına daldım yoksa 2-3 kişi gelseler kesin sikerdim onları. Sen birde onları gör! (Çizik yok) shxjshsxsj
Şarjın halk içinde kullanılan şeklidir. Bence artık tdk da daha fazla diretmeyip kelimeyi şarz olarak değiştirmeli. Dil gelişen bir şey. Tdk'nın işi bunu kolaylaştırmak. Halk şarz diyorsa o kelime şarzdır. Zorlayıp milleti aşağılamaya, diyenleri yüceltmeye gerek yok.
Zorlamayın değiştirin hacı. Doğrusu şarzdır bunun. Demesi de kolay hem. Ağzın nemle şekil olmuyor. Tekte çıkıyor. Net.
Çakmaklara gaz
Telefonlara şarz
Yavşaklara dayak farzz
Zorlamayın değiştirin hacı. Doğrusu şarzdır bunun. Demesi de kolay hem. Ağzın nemle şekil olmuyor. Tekte çıkıyor. Net.
Çakmaklara gaz
Telefonlara şarz
Yavşaklara dayak farzz
hocam gördüğüm kadarıyla kafanızda soru işaretleri var, yallah arabistana söz öbeği kime ve neden denir şimdi size ayrıntılarıyla açıklayacağım ama önce mia'ya teşekkürlerimi ileteyim.
evet bildiğiniz gibi türkiye cumhuriyeti sosyal, demokratik bir hukuk devleti. herkes dilediğine inanmakta, inanmamakta dilediğini giymekte ve giymemekte; devletin, bireylerin haklarının, kamu düzeninin aleyhine olmadığı sürece kısaca herhangi bir şekilde suç unsuru barındırmadığı sürece özgürdür. son birkaç yılda inkılap karşıtı, hiçbir araştırma yapmayan, duyduğu şeye körü körüne inanan, karşıt görüşe saygısı olmayan ve insanlara müdahale edebileceğine inanan insanlar bir şekilde güç buldu, buluyor. ve aklınıza gelen insanlar dışında kendini aydınlıkçı gören insanlardan da kısmen daha az olsa da böyleleri var. ayrıştırılıyoruz. anasyasaya aykırı şeyler; özellikle anayasanın birinci değiştirilemez maddesi alttan alttan değiştirilmeye, bir kelime ekleme yapılmaya çalışılıyor. hatta o derece ki insanların aklıyla alay edilmeye başlandı. söylenen şeylerin söylenilmediği, verilen sözlerin verilmediği, her şeyi yanlış anladığımız iddia ediliyor. bu yetmiyor, kendileri de yanlış anladıklarını savunuyorlar.
teşhircilik suçtur ve tabii ki hiçbirimiz andan doğma şekilde bir insanı görmek zorunda değiliz. bana göre insanlar o kadar estetik varlıklar da değiller zaten. sırf bir takım varlıklar kendine hakim olamadığı, gözlerini alamadığı ve insan anatomisini seksten ibaret sandığı için kadınların giyimine karışılamaz. sırf yetmiş beş derece sıcakta şort giydi diye uçan tekme hediye edilemez. tecavüz edilemez. laf atılamaz. saçma saçma mimikler yapılamaz.
oruç ibadetine gelelim. islam dini oruç tutmayı emreder ve kendine müslüman diyen, allaha inanan ve hz muhammedin yolundan gidenler de pekala bu orucu tutar. kimse buna karışamaz. ancak aynı şekilde oruç tutmayanlara da bir baskı yapılamaz. tabii ki sırf inat olsun diye yemek yemek su içmek doğru değil ama kimse siz ibadet yapıyorsunuz diye hayatını size uydurmayacak. o ibadetin olayı da budur zaten.
şeriat mevzusuna gelecek olursak. zaten yukarıda belirttiğim gibi türkiye cumhuriyeti düşünce ve inanç özgürlüğünün anayasa ile korunduğu bu ülke ve her ne kadar %99 müslüman hebele hubele diye de gezseniz bu ülkenin en az %25'i müslüman değil, çok büyük bir kısmı da şeriat kadar ağır bir olayı isteyecek müslüman değil. şeriat isteyen tayfaya da bunu neden istediklerini sorduğunuzda genelde aldığınız cevaplar islam hukukuyla yaşamak istedikleridir, çevrelerindeki açık veya dinsiz insanların onları günaha sevk ettiğidir. yahu diyorsun, şeriat olmayınca ibadetlerini yapamiyor musun, laf mı yiyorsun, ezanın mı okunmuyor, camiine bilimden fazla ödenek mi ayrılmıyor? yok yani cevap alamıyorsun. tek anladığın şey tüm ülkenin müslüman olduğu ve şeriatın gelmesinin gerekliliği.
islam dinini yaşayanlar her ne kadar gayrımüslimliği idam sebebi olarak görse de çoğu insanın gerçek islam bu değil dediği üzere düşünce özgürlüğünü savunur. şeriat isteyen insanların bi' koşu gidip şeriatın yaşandığı ülkelerde bir yıl yaşamasını öneririm, özellikle kadınlarımızın.
anlatılacak çok şey var, ancak sonuca gelecek olursam yallah arabistan'a söz öbeği herkese karşı kullanılmaz. çoğunlukla düşünce özgürlüğüne ve bireysel haklara saygısı olmayan insanlara küçük bir sitem olarak kullanılır. örnek olarak aşağıdaki olayı vereceğim.
senin sarığına karışılmıyorsa sen de insanlara karışmayacaksın.
yallah arabistana giriş 101 is over.
evet bildiğiniz gibi türkiye cumhuriyeti sosyal, demokratik bir hukuk devleti. herkes dilediğine inanmakta, inanmamakta dilediğini giymekte ve giymemekte; devletin, bireylerin haklarının, kamu düzeninin aleyhine olmadığı sürece kısaca herhangi bir şekilde suç unsuru barındırmadığı sürece özgürdür. son birkaç yılda inkılap karşıtı, hiçbir araştırma yapmayan, duyduğu şeye körü körüne inanan, karşıt görüşe saygısı olmayan ve insanlara müdahale edebileceğine inanan insanlar bir şekilde güç buldu, buluyor. ve aklınıza gelen insanlar dışında kendini aydınlıkçı gören insanlardan da kısmen daha az olsa da böyleleri var. ayrıştırılıyoruz. anasyasaya aykırı şeyler; özellikle anayasanın birinci değiştirilemez maddesi alttan alttan değiştirilmeye, bir kelime ekleme yapılmaya çalışılıyor. hatta o derece ki insanların aklıyla alay edilmeye başlandı. söylenen şeylerin söylenilmediği, verilen sözlerin verilmediği, her şeyi yanlış anladığımız iddia ediliyor. bu yetmiyor, kendileri de yanlış anladıklarını savunuyorlar.
teşhircilik suçtur ve tabii ki hiçbirimiz andan doğma şekilde bir insanı görmek zorunda değiliz. bana göre insanlar o kadar estetik varlıklar da değiller zaten. sırf bir takım varlıklar kendine hakim olamadığı, gözlerini alamadığı ve insan anatomisini seksten ibaret sandığı için kadınların giyimine karışılamaz. sırf yetmiş beş derece sıcakta şort giydi diye uçan tekme hediye edilemez. tecavüz edilemez. laf atılamaz. saçma saçma mimikler yapılamaz.
oruç ibadetine gelelim. islam dini oruç tutmayı emreder ve kendine müslüman diyen, allaha inanan ve hz muhammedin yolundan gidenler de pekala bu orucu tutar. kimse buna karışamaz. ancak aynı şekilde oruç tutmayanlara da bir baskı yapılamaz. tabii ki sırf inat olsun diye yemek yemek su içmek doğru değil ama kimse siz ibadet yapıyorsunuz diye hayatını size uydurmayacak. o ibadetin olayı da budur zaten.
şeriat mevzusuna gelecek olursak. zaten yukarıda belirttiğim gibi türkiye cumhuriyeti düşünce ve inanç özgürlüğünün anayasa ile korunduğu bu ülke ve her ne kadar %99 müslüman hebele hubele diye de gezseniz bu ülkenin en az %25'i müslüman değil, çok büyük bir kısmı da şeriat kadar ağır bir olayı isteyecek müslüman değil. şeriat isteyen tayfaya da bunu neden istediklerini sorduğunuzda genelde aldığınız cevaplar islam hukukuyla yaşamak istedikleridir, çevrelerindeki açık veya dinsiz insanların onları günaha sevk ettiğidir. yahu diyorsun, şeriat olmayınca ibadetlerini yapamiyor musun, laf mı yiyorsun, ezanın mı okunmuyor, camiine bilimden fazla ödenek mi ayrılmıyor? yok yani cevap alamıyorsun. tek anladığın şey tüm ülkenin müslüman olduğu ve şeriatın gelmesinin gerekliliği.
islam dinini yaşayanlar her ne kadar gayrımüslimliği idam sebebi olarak görse de çoğu insanın gerçek islam bu değil dediği üzere düşünce özgürlüğünü savunur. şeriat isteyen insanların bi' koşu gidip şeriatın yaşandığı ülkelerde bir yıl yaşamasını öneririm, özellikle kadınlarımızın.
anlatılacak çok şey var, ancak sonuca gelecek olursam yallah arabistan'a söz öbeği herkese karşı kullanılmaz. çoğunlukla düşünce özgürlüğüne ve bireysel haklara saygısı olmayan insanlara küçük bir sitem olarak kullanılır. örnek olarak aşağıdaki olayı vereceğim.
senin sarığına karışılmıyorsa sen de insanlara karışmayacaksın.
yallah arabistana giriş 101 is over.
Tırnakların tuval olarak kullanılıp üzerlerine ojeyle çeşitli figürler boyanmasıyla yapılan sanat. Dar alanda kısa paslaşmalara sahne olduğundan ciddi anlamda sanat hem de.
Şahsım da bu sanatın tutkunu. Bisikletin de.
zenginsozluk.com/foto
Şahsım da bu sanatın tutkunu. Bisikletin de.
zenginsozluk.com/foto
1)Ben kadınları tanırım. (Tanıyamadı)
2)sarhoştum hatırlamıyorum.
2)sarhoştum hatırlamıyorum.
"Sözlükten kimseyle görüşmedim, sadece senle konuşuyoruz. Aynen hı hı. Yok zaten genelde mesajlaşmayı sevmem sana kanım ısınınca whatsapp istedim direkt. Öyle :)"
Sığlıktan ve hayvani isteklerden arınmış tanrı'nın sanat eseri.
genelde mobbing yapan kişilerin beslendikleri durum. mümkün olduğunca koz vermeyin ama onların işi bu oldugundan dolayı bir yerden bahaneyi bulacaktır. objektif olarak bahane olmasa bile o istiyorsa, onu bahane olarak görecektir ve bu hayat boyu bu zihniyetler arasında böyle devam edecektir.
Türkiye'nin yusuf miroğlu ile tanıdığı kişi.
Haydarindaaa rinda rinda rinanaaay.
Haydarindaaa rinda rinda rinanaaay.
Hayda rindaa rinanay
Haydarindaaa rinda rinda rinanaaay.
Haydarindaaa rinda rinda rinanaaay.
Hayda rindaa rinanay
Kimine göre tutku, kimine göreyse iğrençlik abidesi.
İğrençlik olduğunu düşünenlere gönül kapımın yolunu gösteriyorum.
Eğer tırnaklarınızı uzun yıllar uzun kullandıysanız kestiğinizde kendinizi bıyıkları kesilmiş kedi gibi hissediyorsunuz. Evet. 100 kediye sorduk, tek popüler cevap aldık.
İğrençlik olduğunu düşünenlere gönül kapımın yolunu gösteriyorum.
Eğer tırnaklarınızı uzun yıllar uzun kullandıysanız kestiğinizde kendinizi bıyıkları kesilmiş kedi gibi hissediyorsunuz. Evet. 100 kediye sorduk, tek popüler cevap aldık.
"Seni ömrümün sonuna kadar seveceğim." ve "Görüşelim bi' ara." ile birlikte en boş, miadı en hızlı dolan söz.
Ben gün içinde kendi kendime bunu söyleyip de o günün akşamında erkenden uyuduğumda ertesi sabah üstüme konfetiler yağıyor. Hani şu karşılama komitesinin yeni gelen yazarların üzerlerine patlattıkları var ya, hah işte onlardan.
Ben gün içinde kendi kendime bunu söyleyip de o günün akşamında erkenden uyuduğumda ertesi sabah üstüme konfetiler yağıyor. Hani şu karşılama komitesinin yeni gelen yazarların üzerlerine patlattıkları var ya, hah işte onlardan.
Aşırı vahim ve içinden çıkılması güç bir duruma düşmek, offf çok fena şapa oturmak anlamına gelen bir argo.
Bazı küfürler küfür değildir, bu da öyle bir şey. Panik anlarında söylendiğinde kesinlikle argosuna değil durumun ciddiyetine ve vahametine vurgu yapılmış oluyor.
Bazı küfürler küfür değildir, bu da öyle bir şey. Panik anlarında söylendiğinde kesinlikle argosuna değil durumun ciddiyetine ve vahametine vurgu yapılmış oluyor.
Küçükken annem ne zaman bakkala yollasa, bakkalcı teyze aldıklarımı poşetlerken sakız aşırırdım bir tane iki tane. Evimiz uzak değildi bakkala iki bina geçerdin gitmek için. Bakkaldan çıkıp diğer binanın önüne gelince aldığım Sakızı açar, atardım ağzıma. O kalan bir binayı öyle yavaş yürürdüm ki bizim binaya gelince Sakızın tadı kaçmış olurdu. Atıp sakızı eve öyle geçerdim. Ertesi günü dayanamaz bakkala geri giderdim sakız almıştım ben bu da parası diye.
öyle sarhoş olsam ki..
İnsanlarla konuşurken ciddi olamıyorum. Pek çoğumuz gibi... Ama durum bende biraz farklı. Çok ciddi olmam, karşımdaki insana destek olmam gereken yerlerde bile istemsizce aklımdan saçma sapan şeyler geçiyor. "Hmmm anlıyorum yaa :( çok sıkıntılı bir durum" diyorum. Ama halbuki içimden "heleloy loy loy xd xd pappi papi papiçulo :p" gibi saçma sapan şeyler geçiyor. Hatta tam da bununla ilgili bir karikatür vardı, onu bulamadığım için atamıyorum :))
Edit: ahanda buldum :)
zenginsozluk.com/foto
Edit: ahanda buldum :)
zenginsozluk.com/foto
allah adaleti emreder. (nahl 90.ayet)
gezi'de, gazi'de, soma'da, ermenek'te, sivas'ta, fatsa'da, maraş'ta, reyhanlı'da, roboski'de ve daha birçok yerde katledilen insanlarımız için orada olup adaleti savunacağız!
oğulları 1980 cuntası tarafından götürülen ve bir daha oğullarından haber alamayan cumartesi anneleri için orada olup adaleti savunacağız!
dünya da işçi ölümlerinde 1.sıradayız ve bunu fıtratla kaderle geçiştirmek isteyen insanlara inat orada olup işci kardeşlerimizin haklarını savunacağız!
ösym'nin sınavlarını silgi kullanmadan yapan cemmatlere karşı orada olup adaleti savunacağız!
musa kart başta olmak üzere, fetö ve başka hiçbir örgütle ilgisi olmayan insanlar sırf muhalif diye hapishanelere atıldı, o insanların özgürlüklerine kavuşmaları için orada olup adaleti savunacağız!
sanata ve sanatçıya saldırıp heykellere ucube diyenlere inat, sanatı yakarak yok edeceğini sanan zavallılara inat orada olup adaleti savunacağız!
adana'da cemmat yurtlarında yanan çocukların hesabını sormak için adaleti savunacağız!
ülke kurucularına hakeret eden sözde din adamı deyyuslara karşı orada olup adaleti savunacağız!
yarın saat 18.00'da maltepe miting alanındayız, sizi de bekleriz.
gezi'de, gazi'de, soma'da, ermenek'te, sivas'ta, fatsa'da, maraş'ta, reyhanlı'da, roboski'de ve daha birçok yerde katledilen insanlarımız için orada olup adaleti savunacağız!
oğulları 1980 cuntası tarafından götürülen ve bir daha oğullarından haber alamayan cumartesi anneleri için orada olup adaleti savunacağız!
dünya da işçi ölümlerinde 1.sıradayız ve bunu fıtratla kaderle geçiştirmek isteyen insanlara inat orada olup işci kardeşlerimizin haklarını savunacağız!
ösym'nin sınavlarını silgi kullanmadan yapan cemmatlere karşı orada olup adaleti savunacağız!
musa kart başta olmak üzere, fetö ve başka hiçbir örgütle ilgisi olmayan insanlar sırf muhalif diye hapishanelere atıldı, o insanların özgürlüklerine kavuşmaları için orada olup adaleti savunacağız!
sanata ve sanatçıya saldırıp heykellere ucube diyenlere inat, sanatı yakarak yok edeceğini sanan zavallılara inat orada olup adaleti savunacağız!
adana'da cemmat yurtlarında yanan çocukların hesabını sormak için adaleti savunacağız!
ülke kurucularına hakeret eden sözde din adamı deyyuslara karşı orada olup adaleti savunacağız!
yarın saat 18.00'da maltepe miting alanındayız, sizi de bekleriz.
Öncelikle maddiyat açıdan herkesin yaşayabileceği elverişli bir şehirdir. Memurlar için Türkiye'de ki en iyi şehirlerden birisidir.
Okuyan gençler ya da okumayan gençler kesinlikle iş bulabilir, öğrenci değilse eğer insan 1500 lira ile Kırşehir'de rahat geçinebilir.
Kiralar 3+1 evler için konuma göre 300 ile 600 arasında değişmektedir. Yaşam ucuzdur, pahalı bir şey yoktur. Parayı harcayabileceğiniz hiçbir yer yoktur diyebiliriz.
Ankara ve Terme Caddesi olmak üzere tur atılabilecek 2 caddesi vardır ve tüm hayat bu 2 caddededir. Hayat dediysekte, cafeler mağazalar falan. Bar, Club, Disko bulamazsınız belki varsa 1-2 pavyon vardır onlar da varsa eğer nerede bilmiyorum. Ayrıca kentpark diye Sivas-aksu'nun çakması vardır, Ankara caddesine yürüyerek 5 dakika arabaylada 5 dakikadadır. Trafik vardır, kişi sayısı/araba sayısı yapıldığında Türkiye'de istanbul'dan sonra en yüksek oran Kırşehir'dedir. Arabayı park edecek yer bulamazsınız kolay kolay.
Şehir taş çatlasa 5 kilometre karelik alana kurulmuştur, yürüyerek en uç yerleri 45 dakikayı geçmez. Binaların ortalama yükseltisi 4-5 kat civarındadır. en yüksek 7 en az 1 kata kadar binalar vardır şehirde. Makissos diye bir otel vardır, en yüksek binadır sanırım 20 katlı falan o da şehrin dışındadır. Şehrin dışına gidenler de ya içmek ya da sevgilileriyle bir şeyler yaşamaya gidiyorlar.
Yapacak bir şey olmadığı için ve ailelerin maddi durumu genelde iyi olduğu için ayrıca yaşamak ucuz olduğu için çocuklar ya başarılıdır ya da özel üniversitededir ya da endüstri meslek çıkışlıdır bir yerde işe girmiş çalışıyordur. Ama gerçekten öğretim konusunda en başarılı şehirdir diyebiliriz.
Nüfus olarak yarı yarıya türk ve kürt bulunur ama kürtler asimile olmuşlardır. Çoğu kürt olduğunu söylemeye tenezzül dahi etmez, mhp ye bile oy verenler vardır. 1994'e kadar hiç sağ parti 1. çıkamamışken, 94'den bu yana hiç bir sol parti 1. çıkamamıştır. Halk muhafazakardır ama gençler öyle değildir. Yeni nesil çok farklı bir nesildir. Halk genelde okumaz, öyle çok takva sahibi de değillerdir fakat iç anadoludaki en az yobaz olan şehirdir(Eskişehir ve Ankara'yı saymıyorum.).
Kürt pilavı denen pilav vardır bu şehirde ve muhteşem bir pilavdır, hayatınızda yiyebileceğiniz en lezzetli pilavdır.
Dışarıdan yemek yiyeyim derseniz meşhur "Ankara Tavuk Döner", "Mevlana Pide Fırını" ve bu tür yerler vardır. Dominos, Burger King, Pizza Pizza, McDonalds vardır ama liseli gençlerin tercihidir. Üniversiteli gençler esnaftan yemek yer, eksta olarak çiğköfteci ve kokoreççiler var.
Alışveriş yapabileceğiniz yerler pahalı değildir, pahalı satan mağaza yoktur zaten.
Yanıklar, Ardıçlar ve Akın2000 olmak üzere futbol oynayabileceğiniz 3 halısaha vardır, gerçi akın2000 de 2 saha vardır orası ayrı bir durum. (Ekleme: Yanıklar 2. halısahasını açacak bu aralar, Sinan ve Kenan abilere buradan selamlar.)
Bowling, Bilardo, Okey salonları vardır. Buralar kışın yabancı üniversiteli gençler tarafından doldurulur yazın ise pek dolu değildir bunun sebebi yine dediğim gibi şehir gençlerinin tatile geldiklerinde oralara ihtiyaç duymamalarıdır.
Playstation salonları vardır, Adress, Gol 40, Crazygame, Özge, Bilka, Truva, Ali Baba, Deplasman adlarında.
Müzeyyen, Romano Espresso, Gustorika, Eylül, Avrupa Yakası, Hüsn-ü Zan, Yemen Kahvesi, Almira, Kocatepe, Otantik, Osmanlı Kahvecisi, Coffeemania, Özsüt, Almira, Yeşilçam adlı kafeler vardır sıkça gidilen.
Müzeyyen, Avrupa Yakası, Kocatepe, Hüsn-ü Zan ve Yemen Kahvesi'ni öneririm.
Gölhisar ve Hılla adlı küçük su birikintilerinin olduğu hoş mekanlar vardır, oraya da gidilebilir ama vasıta gereklidir özellikle de Gölhisar'a.
----
Sorkanmak: Bir işi gönülsüz yapmak gibi bir şey.
Malamat: Rezil
ilean: Leğen
Güvermek: Morarmak (Bir yeri bir yere çarptığınızda morarması.)
Dölek: Uslu, Sessiz
Cingan: Çingene
ilane: Lahana
Savak: Elinden iş gelmeyen, Saf
Bellemek: Öğrenmek
Leen: Tepsi
Astap: Giysi, çamaşır
Acep: Acaba
Nirde:Nerede?
Na'has: Bir insandan beklenmezken olumlu veya faydalı bir iş yapmasına şaşırıp, onu sorgulamak.
Yen mi: Yer misin?
Nörüyon= Ne yapıyorsun
Nöördün= Ne yaptın?
Ellaaam= Zannediyorum ki
Zaar= Sanırım
Gah= Kalk
Gırşeer, Gırşeyir= Kırşehir
Angara=Ankara
K ile biten kelimelerde k harfi yerine h harfi söylenir, ortasında k olan gelimeler g gibi söylenir.
-yor eki yon olur, -musun eki mu olur. yapıyon mu? Genelde merkezde pek duyamazsınız bunları sorular hariç.
Not: Bu yazıyı başka yerde görebilirsiniz fakat oralara da ben yazdım, bundan dolayı problem yok.
Okuyan gençler ya da okumayan gençler kesinlikle iş bulabilir, öğrenci değilse eğer insan 1500 lira ile Kırşehir'de rahat geçinebilir.
Kiralar 3+1 evler için konuma göre 300 ile 600 arasında değişmektedir. Yaşam ucuzdur, pahalı bir şey yoktur. Parayı harcayabileceğiniz hiçbir yer yoktur diyebiliriz.
Ankara ve Terme Caddesi olmak üzere tur atılabilecek 2 caddesi vardır ve tüm hayat bu 2 caddededir. Hayat dediysekte, cafeler mağazalar falan. Bar, Club, Disko bulamazsınız belki varsa 1-2 pavyon vardır onlar da varsa eğer nerede bilmiyorum. Ayrıca kentpark diye Sivas-aksu'nun çakması vardır, Ankara caddesine yürüyerek 5 dakika arabaylada 5 dakikadadır. Trafik vardır, kişi sayısı/araba sayısı yapıldığında Türkiye'de istanbul'dan sonra en yüksek oran Kırşehir'dedir. Arabayı park edecek yer bulamazsınız kolay kolay.
Şehir taş çatlasa 5 kilometre karelik alana kurulmuştur, yürüyerek en uç yerleri 45 dakikayı geçmez. Binaların ortalama yükseltisi 4-5 kat civarındadır. en yüksek 7 en az 1 kata kadar binalar vardır şehirde. Makissos diye bir otel vardır, en yüksek binadır sanırım 20 katlı falan o da şehrin dışındadır. Şehrin dışına gidenler de ya içmek ya da sevgilileriyle bir şeyler yaşamaya gidiyorlar.
Yapacak bir şey olmadığı için ve ailelerin maddi durumu genelde iyi olduğu için ayrıca yaşamak ucuz olduğu için çocuklar ya başarılıdır ya da özel üniversitededir ya da endüstri meslek çıkışlıdır bir yerde işe girmiş çalışıyordur. Ama gerçekten öğretim konusunda en başarılı şehirdir diyebiliriz.
Nüfus olarak yarı yarıya türk ve kürt bulunur ama kürtler asimile olmuşlardır. Çoğu kürt olduğunu söylemeye tenezzül dahi etmez, mhp ye bile oy verenler vardır. 1994'e kadar hiç sağ parti 1. çıkamamışken, 94'den bu yana hiç bir sol parti 1. çıkamamıştır. Halk muhafazakardır ama gençler öyle değildir. Yeni nesil çok farklı bir nesildir. Halk genelde okumaz, öyle çok takva sahibi de değillerdir fakat iç anadoludaki en az yobaz olan şehirdir(Eskişehir ve Ankara'yı saymıyorum.).
Kürt pilavı denen pilav vardır bu şehirde ve muhteşem bir pilavdır, hayatınızda yiyebileceğiniz en lezzetli pilavdır.
Dışarıdan yemek yiyeyim derseniz meşhur "Ankara Tavuk Döner", "Mevlana Pide Fırını" ve bu tür yerler vardır. Dominos, Burger King, Pizza Pizza, McDonalds vardır ama liseli gençlerin tercihidir. Üniversiteli gençler esnaftan yemek yer, eksta olarak çiğköfteci ve kokoreççiler var.
Alışveriş yapabileceğiniz yerler pahalı değildir, pahalı satan mağaza yoktur zaten.
Yanıklar, Ardıçlar ve Akın2000 olmak üzere futbol oynayabileceğiniz 3 halısaha vardır, gerçi akın2000 de 2 saha vardır orası ayrı bir durum. (Ekleme: Yanıklar 2. halısahasını açacak bu aralar, Sinan ve Kenan abilere buradan selamlar.)
Bowling, Bilardo, Okey salonları vardır. Buralar kışın yabancı üniversiteli gençler tarafından doldurulur yazın ise pek dolu değildir bunun sebebi yine dediğim gibi şehir gençlerinin tatile geldiklerinde oralara ihtiyaç duymamalarıdır.
Playstation salonları vardır, Adress, Gol 40, Crazygame, Özge, Bilka, Truva, Ali Baba, Deplasman adlarında.
Müzeyyen, Romano Espresso, Gustorika, Eylül, Avrupa Yakası, Hüsn-ü Zan, Yemen Kahvesi, Almira, Kocatepe, Otantik, Osmanlı Kahvecisi, Coffeemania, Özsüt, Almira, Yeşilçam adlı kafeler vardır sıkça gidilen.
Müzeyyen, Avrupa Yakası, Kocatepe, Hüsn-ü Zan ve Yemen Kahvesi'ni öneririm.
Gölhisar ve Hılla adlı küçük su birikintilerinin olduğu hoş mekanlar vardır, oraya da gidilebilir ama vasıta gereklidir özellikle de Gölhisar'a.
----
Sorkanmak: Bir işi gönülsüz yapmak gibi bir şey.
Malamat: Rezil
ilean: Leğen
Güvermek: Morarmak (Bir yeri bir yere çarptığınızda morarması.)
Dölek: Uslu, Sessiz
Cingan: Çingene
ilane: Lahana
Savak: Elinden iş gelmeyen, Saf
Bellemek: Öğrenmek
Leen: Tepsi
Astap: Giysi, çamaşır
Acep: Acaba
Nirde:Nerede?
Na'has: Bir insandan beklenmezken olumlu veya faydalı bir iş yapmasına şaşırıp, onu sorgulamak.
Yen mi: Yer misin?
Nörüyon= Ne yapıyorsun
Nöördün= Ne yaptın?
Ellaaam= Zannediyorum ki
Zaar= Sanırım
Gah= Kalk
Gırşeer, Gırşeyir= Kırşehir
Angara=Ankara
K ile biten kelimelerde k harfi yerine h harfi söylenir, ortasında k olan gelimeler g gibi söylenir.
-yor eki yon olur, -musun eki mu olur. yapıyon mu? Genelde merkezde pek duyamazsınız bunları sorular hariç.
Not: Bu yazıyı başka yerde görebilirsiniz fakat oralara da ben yazdım, bundan dolayı problem yok.
Karadenizli olduğunu düşündüğüm youtuber.
Arz-talep ilişkisi düşünüldüğünde kendisi hakkında iyi veya kötü gibi bir değerlendirme yapılmamalı diye devam edeyim, Youtube'dan hayatın sırrını öğrenecek değiliz. Makyaj yapıp genel insan profilleri üzerine sohbet ediyor olayı bu.
Kendisi milletvekili olmaya niyetlenmez umarım.
Ekleme: Humane Sadist Kütahyalı diye ekledi.
Arz-talep ilişkisi düşünüldüğünde kendisi hakkında iyi veya kötü gibi bir değerlendirme yapılmamalı diye devam edeyim, Youtube'dan hayatın sırrını öğrenecek değiliz. Makyaj yapıp genel insan profilleri üzerine sohbet ediyor olayı bu.
Kendisi milletvekili olmaya niyetlenmez umarım.
Ekleme: Humane Sadist Kütahyalı diye ekledi.
Daha ilkokuldaydım, eve telefonla su sipariş edilecekti. Ben hemen gönüllü oldum, o yaştaki bir çocuk için telefonla sipariş vermek falan hep önemli meseleler ya hani. Telefonun ucundaki adama, evimizin zaten güç bela ezberlediğim adresini söylerken sonuna şehir detayını da ekledim. Annem günlerce dalga geçti benimle. Çok pis utanmıştım be.
Hâlâ ara ara anımsatır bana, artık eşşşek kadar olduğum için birlikte gülüyoruz tabii.
Hâlâ ara ara anımsatır bana, artık eşşşek kadar olduğum için birlikte gülüyoruz tabii.
ingilizce library kütüphane anlamına gelir, programcılık açından açıklama yapacağım;
library birçok class (sınıf), function, sub, enum, const, alt library, interface (arayüz sınıflar) dan oluşabilir, sınıflar inheritable olabilir.
zengin sözlük ana kütüphanesi 9300 satır visual basic .net kod, 4228 satır j a v a s c r i p t kodu, 2800 satır html kodundan oluşur, yardımcı kütüphanelerle bu kod katarlarının toplam boyutu 121mb dir. bu da şu demek oluyor, şimdiye kadar zengin sözlük bünyesinde açılan başlıklara girilen toplam yazı miktarı 36mb, yüzlerce kişiden oluşan yazar kadrosu daha sözlük librarysi kadar yazı yazamamış.
library birçok class (sınıf), function, sub, enum, const, alt library, interface (arayüz sınıflar) dan oluşabilir, sınıflar inheritable olabilir.
zengin sözlük ana kütüphanesi 9300 satır visual basic .net kod, 4228 satır j a v a s c r i p t kodu, 2800 satır html kodundan oluşur, yardımcı kütüphanelerle bu kod katarlarının toplam boyutu 121mb dir. bu da şu demek oluyor, şimdiye kadar zengin sözlük bünyesinde açılan başlıklara girilen toplam yazı miktarı 36mb, yüzlerce kişiden oluşan yazar kadrosu daha sözlük librarysi kadar yazı yazamamış.
genellemeleri pek sevmem ama bunlardan birini bile içtenlikle yapan birinin sinir bozucu bir tip olduğunu hiç görmedim ya da öyle şanslıyım ki bana denk gelmedi ama tam tersini çok gördüm. meselâ kitap okumayıp adamı deli eden çok insan tanıdım. bu yüzden kitap okumanın insan üzerindeki etkileri hakkında bir araştırmalar yapmak şart. türkü mevzusuysa biraz teferruatlı ama neşet ertaş dinleyen adam kötü mü olur?
bunu yapan kişi bir müddet sonra seri eksi oy veren ibne'ye dönüşüyordur.
Herkes mi rüyasında uçuyormuş? Hepiniz hazerfensiniz tamam. Ben rüya görüyorsam da hatırlayamadığımdan kıskançlığımı da bırakıp gidiyorum bu başlıktan
Hanüz sahip olmasığım ama sahip olacağım ilk araba için (bkz:ford ka)
"ne
neyi
neyle örterse örtsün,
her şeyin bir göstereni vardır.
yalnızlığı gösterense, her şeydir."
"hangi yola koyulursak koyulalım, yalnızlık hep yoldadır. her yere ve her şeye ondan gidilir ve ondan gelinir."
hasan ali toptaş
neyi
neyle örterse örtsün,
her şeyin bir göstereni vardır.
yalnızlığı gösterense, her şeydir."
"hangi yola koyulursak koyulalım, yalnızlık hep yoldadır. her yere ve her şeye ondan gidilir ve ondan gelinir."
hasan ali toptaş
Hoş gelmiş, mutlu etmiş yeni yazar. Hemen takipledim az bulunur böyle sesi gür çıkan yazar. Helal olsun, daim olsun!
Bissürü konfeti!!!
zengin sözlük karşılama komitesi
Bu ibareyi gördüğünüz her entrye itibar etmeyiniz. Sahte davulculuk bir nevi.
Bissürü konfeti!!!
zengin sözlük karşılama komitesi
Bu ibareyi gördüğünüz her entrye itibar etmeyiniz. Sahte davulculuk bir nevi.
Irkçılığınızı kadınlar üzerinden mi yapmaya başladınız şimdi de? Nereleri aşırı egoistmiş pardon? Azıcık gözlem yeteneğiniz olsa görürsünüz çevrenizdeki kadınların toplum, eş, aile baskısı içinde nasıl savunmasız ve aciz kaldığını.
O aşırı egoist dedikleriniz kıçının dibinden ayrılamadığınız süs köpekleri. Reddedilince ya da yüz bulamayınca gelip burda ağlamayın. Halka karışın arada iyi gelir!
O aşırı egoist dedikleriniz kıçının dibinden ayrılamadığınız süs köpekleri. Reddedilince ya da yüz bulamayınca gelip burda ağlamayın. Halka karışın arada iyi gelir!
Sürpriz Yumurta (İngilizcede: Easter Egg), bigisayar programlarında ve bazen diğer medyalarda, gizlenmiş çeşitli özellikler için kullanılan terimdir.
Programcıların genellikle kendilerini tanıtmak için yaptıkları, eğlendirici programcıklar olup, bazen programcının imzası olarak da nitelendirilirler.
Programcıların genellikle kendilerini tanıtmak için yaptıkları, eğlendirici programcıklar olup, bazen programcının imzası olarak da nitelendirilirler.
Sözlerinde ayarsız uydurmalara yer vermek.
- Yha çok kilo aldım, resmen 150 kilo oldum yha! :(
+ Uçma lan, aynısın işte yok kilon milon.
- Yha çok kilo aldım, resmen 150 kilo oldum yha! :(
+ Uçma lan, aynısın işte yok kilon milon.
Modern zaman ozanı Ahmet aslan'ın da icra ederken yürek verdiği eser.