confessions

rakunzhell

1. nesil Yazar - Alıştı gibi sanki

  1. toplam entry 120
  2. takipçi 13
  3. puan 4715

minimal öykü denemeleri

rakunzhell
uzaklaşıyordu şimdi rahatsız edici olmayan zil sesli bisiklet. arka tekerleğinden sıçrayan çamur, yıllarını geçirdiği hapishaneden çıkış günü gelmiş mahkumun yaşadığı iç hesaplaşmasındaki patlayan volkan gibi; bir oraya, bir buraya savruluyordu.
usta'nın "yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak." sözü geliverdi aklıma sebepsiz.

hiroşima

rakunzhell
"özgürlüğün savunucusu", "adalet timsali" ülke olan abd 140 bin kişiyi katletti burada. modern zamanların en kalleşçe saldırısıydı. savunmasız olan tüm canlılar yerle yeksan oldular.
atalarını kaybetmiş hiroşima'lı çocukların gözyaşlarında boğulasıcalar. o bombayı üretirken yaptığınız matematiksel hesaplar, bombanın etrafındaki gülüşmeleriniz adedince tekrar tekrar dirilerek azapların en şiddetlisi olsun sizler için.

yüzyıllar öncesinden seslenmiş köroğlu:

"düşman geldi tabur tabur dizildi
alnımıza kara yazı yazıldı
tüfek icad oldu, mertlik bozuldu
eğri kılıç kında paslanmalıdır"

cuppa

rakunzhell
farklı müzik türlerinde über kaliteli şarkılar yapan, ülkemizin en hakettiği değeri görmeyen renkli gruplarından rebel moves'in eğlenceli bir şarkısı.

ille de cuppa isminde bir şarkı dinlenecekse, bu şarkı dinlenilebilir.

jermaine lens'i sosyal medya takibinden çıkarmak

rakunzhell
beşiktaş'a transfer olan jermaine lens için az önce yaptığım başkaldırı eylemi.

facebook'tan takibi bırakmaya kıyamadım. eski manitasını stalklayan liseli tribindeyim, acaba fenerbahçe'yle ilgili bir paylaşımda bulunur mu diye. hayallerimiz vardı lens, bak yarım kaldı şimdi. bunu bize yapmayacaktın. şimdi kirli suyunda parıltılar.

hehe. şaka bir yana, yolu açık olsun. iyi topçuydu.

yalnız kalmak

rakunzhell
dış uyarıcılardan tamamen bağımsız olup kendi kendine yeterli olabilme ya da olamama durumu. yeterli olduğu ölçüde mutluluk katsayısı da aynı orantıda yükseliş gösterir. aksi durumda can sıkıntısı, iç huzursuzluk başlar. fakat mutluluğun tek ölçütü yalnız kalmak değildir. ayrı bir şeydir mutluluk. yalnızca tek başına olmak da değildir yalnızlık. kalabalık bir ortamda da yalnız hisseder bazen insan. duygularını, bilgi birikimini, anılarını paylaşabileceği kimse yoksa ve de zamanını verimli geçirmesine yardımcı olabilecek herhangi bir meşgalesi yoksa yalnızdır o kişi.

schopenhauer'in güzel bir örneği var bu konuda, kulak verelim: ülkeler kendi kendine yeterli olabildiği ölçüde kalkınmışlardır. ürettikleri, ihityaçlarını karşılamayan az gelişmiş ülkere nazaran daha kaliteli bir yaşam sürerler. fakat bu tek başına yeterli değildir. gelişmiş ülkelerin de muhakkak ithalat yapmasını gerektirecek bir durum ortaya çıkacaktır.

biz yeni bir devlet kuruyoruz kurucusu da erdoğan

rakunzhell
bir zamanlar hükümet kurup/indiren sözde muhalif kanalda dile getirilen meczup söylemi. cnn strateji değişikliği yapmış sanırım. bu cümle görüşü farklı bir kanattan gelmiyor, var olan hükümet tarafından geliyor. yani hali hazırdaki hükümet, şimdiki hükümeti yıkarak yeni bir hükümet kuruyor. çok yaratıcı değil mi ya?
bu beynini dönemlik kiraya veren "oturma uzuvları" bitmez arkadaşlar. bunları ekranlara çıkaranlarda kabahat. hukukçu olacak bir de haspam. şu mimiklerdeki yozlaşmış egoya bak. uykunun en güzel yerinde uyandıran cırtlak alarm sesinden daha sinir bozucu bir ses. keşke arabistan'a siktir olup gitse.

ferhan şensoy

rakunzhell
kavuğunu rasim öztekin'e devretse de, türkiye'de meddahlık geleneğini sürdüren biricik, eşsiz insan.

benim için çok değerli biri olarak kendisini mütemadiyen takip eder, kâh kahkaha atar, kâh saz eşliğinde söylediği türkülerle hüzünlere gark olurdum.

geçenlerde şehrime geleceğini duydum. ve "katiyen kaçırmamalıyım" dedim. bilet işini son dakikaya bıraksam da; bereket, sahneyi tam cepheden gören bir yerde oturarak soluksuz izledim. gösteri kısa sürmüştü. bir de bu güzel insan, oyuna gayet enerjik girse de sanıyorum hastalığının etkisiyle uzatmadı oyunu. dakikalar ilerledikçe enerjisinin düştüğü çok açıktı. ilk bölümü de bir anda bitiriverdi zaten "ara verelim" demeden. bunun burukluğuyla bitmiş olsa da oyun, benim için yaşayan bir efsane olan ferhan şensoy'u görmüş olmak muazzamdı. gösteri öncesi "kayda almayın" minvalinde bir şeyler söylese de, oyunu bitirip seyirciyi selamlarken o anı ölümsüzleştirmesem kendime kızardım.

korkak medya tarafından öldükten sonra kıymete bindirilecek kişilerden olacak muhtemelen. iktidar yalayıcıları seni yeni nesle pek tanıtmasa da bizler geride bıraktığın eserlere bir şekilde ulaşarak daha çok tanımaya ve tanıtmaya devam edeceğiz seni. kendine has tavrınla seviyoruz seni büyük usta.

fatih terim

rakunzhell
eğer gerçek milliyetçi ise aldığı tazminat parasını, ihtiyaç sahiplerine dağıtması gereken kişi. ihtiyaç sahibinden kastım prim alamadı diye ağlayıp zırlayan sözde milli futbolcular değil elbette.
maddi gücü yetmediği için tedavi olamayan kişiler, evsizler, yoksullar, korunmaya muhtaç kediler, köpekler. ha bi de zırhlı araca sahip olması gereken meclis başkanı. pardon ya, futbola siyaset karıştırdım. ülkemizde şimdiye kadar olmamış bir şeye parmak bastım. üç temmuz falan hiç olmadı yani.. ne güzel ya, her alanda çok namuslu insanlar tarafından yönetilmek:)

ypg'nin isim değiştirmesi

rakunzhell
öyle bir yapılanma düşünün ki, tüm dünyada suriye'nin kurtarıcısı olarak görülüp, uğruna 'anarşizm' adı altında hollywood filmleri çekilmeye başlanarak dünyanın en tatlış örgütü olarak sunulsun.
hem abd'nin hem de rusya'nın desteklediği bir anarşist yapı. hmmmm. pkk ile hiçbir bağlantıları yokmuş. hmmfs. üstelik bebek filan da öldürmüyorlarmış. bak sen. hemen tası tarağı toplayıp bu örgüte katılmalıyım o zaman.

nazarımda pkk terör örgütüyle aynı kana sahipler. ismine 'demokratik' ekleyince teröristlikten çıkmıyorsun şekerim.

frante

rakunzhell
kopyala/yapıştır yapmış olması değil de, e-kitap sitesi zannederek milyon sayfalık yazıyı buraya koyması ile sözlüğü sabote etmiş, bu yaptığına tepki gösteren diğer yazarların cezalandırılmasına yol açmıştır. yol açmayı seven biri galiba, çekilse de yolumuza baksak.

ayrıca radyo sevdalısı olduğu gözlerden kaçmadı. her gün yeni bir radyo keşfetmekte. radyo kuracak galiba. kendisine yayın akışını vermek lazım. böylece her gün siteyi yenilemek zorunda kalmaz.

hayal kurmak

rakunzhell
siz hiç bob marley'le evinizin önünde, parmak uçlarınızı hissetmediğiniz bir kış günü, sokak aydınlatma lambasının loş ışığında lada samara'nın içinde karşılıklı sigara içtiniz mi?

ya da başınıza güneş geçtiği bir gün, okyanusun ortasında, jack london'un kaptanı olduğu bir gemide ateşler içinde yatarken, baba şefkatiyle başınızı okşadığı oldu mu?

uzaylılar diye itham ettiğiniz o varlıklarla uzayın derin boşluklarında, adını bile telaffuz edemediğiniz bir element için omuz omuza verip, son teknoloji silah kullandınız mı?

ferhat'ın deldiği dağlarda; leyla, mecnun, ferhat, şirin, siz ve sevdiceğiniz tabu oynadınız mı?

milattan önce x yılında; kanatları üçer metre, gözlerinden ateş fışkıran, şeytani bir yüze sahip dinozorun sırtında kitap okudunuz mu hiç?

yanınızdaki şişedeki suyu içtikten sonra, bir kargaya dönüşerek harikalar diyarındaki alice'nin uyuz olduğunuz tavşınının havucunu elinden aldınız mı?

bunların hepsini yapan bi tanıdığım var:)



ahmet şık

rakunzhell
unesco dünya kültür mirasları listesine alınması gereken milli değerdir. cesaretiyle, zorbaları ifşa edip tokatlamasıyla, bundan elli altmış yıl sonra ders kitaplarında okutulması gereken dersler veren milli bakunin'dir.

bazıları "kandırıldık" deyip işin içinden çıkarken, altın dönemini yaşadıkları bir zamanda yazdığı kitapla bu teröristleri ifşa ederek, kıvılcım ateşini yakmıştır ahmet şık.

"kimsenin kuşkusu olmasın, tüm kişi ve kurumlarıyla organize kötülük örgütünün bu ablukası da dağıtılacak. çünkü bu ülkede, demokrasi düşmanlarına inat, kalıcı ve yaygın bir demokrasi için mücadele edenler var. hukuku katledenlere inat, hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edenler var. menfaat düzenlerini sürdürmek için savaşı ve ölümü kutsayanlara inat, barışı veyaşamı esas kılmaya çalışanlar var. çocukları katledenlere, pedofilleri koruyanlara inat, çocukların düşlerini gerçek kılmak için çabalayanlar var. ve hakikati boğmak isteyenlere inat, gazetecilik yapmaya devam edenler var. ve zorbalar da şunu bilsin ki, hiçbir zalimlik, tarihin akışını engelleyemez. kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!"

s-400

rakunzhell
rusya'nın göz bebeği.

türkiye abd ve ab'ye "yalnız değiliz, rusya var arkamızda" mesajını vermekte. bi türlü yaklaşamadık şu rusya'ya. tam yaklaştık diyoruz, hoop rus uçağı düşürme vakası. bu sefer kesin oldu diyoruz, bir başka patlak veren olay daha.. bu defa kararlı gidiyoruz ama. yaklaşıyoruz. yıllardır dağıtılamayan orta doğu'daki kartları dağıtacağız. dengeler değişiyor.

şaka bir yana, bu hamleden sonra kim kiminle, nerede flört edecek merak etmekteyim. abd'nin fetö mevzusuna duyarsız kalması, rte'nin darbe gecesi rus uçakları tarafından korunmuş olması iddiası, hatta rte'nin eniştesinin rus yetkililer olduğu iddiaları varken abd ile eskisi kadar kankirella olacağımızı düşünmüyorum. bunlar hep ülkemizin jeopolitik konumu azizim.

yeni darbeyi ulusalcılar yapabilir

rakunzhell
başlığı görünce yeni akit paçavrasının manşeti sandım ama değilmiş. hoş, aynı bokun laciverti. ulan amma darbe beklentisi yüksek bi ülke olduk çıktık ha. illa tekrar birileri yapsın istiyorlar anlaşılan. şu darbe beklentisine harcanılan emeğin yarısı ekonomik göstergeleri düzeltme için harcansa, işsizlik kalmamıştı ülkede.. bunlar hep suçluluk psikolojisi. yedikleri nanelerin üstünü iftira yoluyla örtme çabaları. algıda bok atma. ya da içerideki fetöcü teröristleri salacaklar da yol yapıyorlar ufaktan. çünkü yılanların başı dışarıda ya elini kolunu sallaya sallaya geziyor ya da 'bağımsız yargımız' tarafından salıverilmişler.

tanım: teröristlerle koyun koyuna yatanların korkularını iftira yoluyla dışa vurdukları manşet.

fularlı fm

rakunzhell
dinleyip seveninin çok olduğu gibi sevmediği halde dinlendiğini de bizlere gösteren, kaliteli müzik, hoş sohbet erkanı.
"iyi radyo, niceliksel olarak fazla kişi tarafından dinlenen radyo mudur?" sorusunun cevabını random gülme efektiyle dinleyicilerine verdirtmiştir.

mutluluk

rakunzhell
sevdiğiniz bir müziği dinlerken hülyalara dalmaktır.
ilk defa bisiklet sahibi olmuş küçüğün, bisiklete dokunma anına şahit olmaktır.
fizik tedavi gören bir hastanın tekrar yürümeye başlarken ailesinin göz yaşlarını tutamamasını görmektir.
kaybettiğiniz bir yakınınızın rüyanızda sizi ziyaret etmesidir.
yardımcı olduğunuz ama hiç tanımadığınız bir insanın size, çocuğuna eder gibi dualar etmesini dinlemektir.
sevdiğiniz insanın yüzünü güldürecek hediyeyi almak için araştırma yapmaktır delicesine.
dibe vurduğunuz anda gelen sevgi dolu, sıcak bir mesajdır.
hiçbir çıkar amacı gütmeden yanınızda var olan kişilerin olduğunu bilmektir. hatalarınızla, kusurlarınızla sizi yalnızca siz olduğunuz için sevip, sizin destekçiniz olduğunu bilmektir.
çay içmektir.
yıllar sonra "en sevdiğim arkadaşımdı" dediğiniz kişiyle tesadüf eseri belediye otobüsünde karşılaşmaktır.
sevdiğiniz müzik grubunun konserine gitmektir.
yılları birlikte geçirdiğiniz arkadaşlarınızın düğününde oynamaktır karşılıklı.
profesyonel olmasanız da, ilgili olduğunuz bir sanat dalında çalışma yapmaktır.
verdiğiniz emeklerin karşılığını şu an almasanız da bir gün alacağına olan inancınızdır.
yeğeninizin bir anda odanıza girip sizi öpmesidir.
denizde sırt üstü yatıp düşüncelere dalmaktır.
okuduğunuz bir romanın sizi fazlasıyla tatmin etmesidir.
hak ettiği değeri görmeyen, sizin de çok sevdiğiniz müzik grubunu dinleyen kişilerin olduğunu bilmektir. müzik konuşmaktır onunla.
engelli bir çocukla sohbet etmektir. onun yüzünü güldürmektir. ona değer vermektir.
yeğeninizin burnuna parmağınızı sokmaktır.
aile bireylerinizle sarılmaktır.
imkanı olmayan ve hiç tanımadığınız bir kişinin karnını güzelce doyurmasına vesile olmaktır.
sözlerini bilmeseniz de mırıldanmaktır sevdiğiniz şarkıyı.
çok susamış bir kedi/köpeğin kana kana su içmesine aracı olmanızdan dolayı kendisini size sevdirmesidir.
hiçbir şey yapmamaktır bazen.

şato

rakunzhell
dönemindeki baskıcı, dilediğine söz hakkı tanıyıp, dilediğine tanımayan devlete duyduğu nefreti, yöneticilerinin halk tarafından tanrısallaştırılmasıyla olağanüstü egoya sahip olmuş kibrini, imgeler vasıtasıyla baş kahraman kadastrocu k. gözünden anlatan kafka romanı.

karşıt ifadeleri art arda dile getirerek tüm olasılıkları detaylı bir şekilde incelemektedir.

şato ulaşılmak için tüm yolların denenmesine rağmen, bir türlü ulaşılamayan bir yerdir. k. ulaşamamasına rağmen umudunu hiçbir zaman kaybetmeyip, sürekli yeni yollar denemektedir. devlettir bu şato. öyle istediğinde giremezsin. girebilmen için bir sürü sınavlardan geçmen gerekmektedir. bununla da yetmez. girebilme yeterliliğine sahip olduğunun, yetkili kişilerce uygun görülmesi gerekmektedir. ağır işleyen sıkıcı bürokratik işlemlerdir k.'nın burada kendi işini yapamama sebebi. bürokrasi olmasaydı yaşamayacaktı belki de tüm o kasvetli havayı.

suudi arabistan

rakunzhell
doğal kaynakları olmasa afrika kıtasının küçük bir ülkesi kadar değeri olmayacak, sözde dini kanunlarla yönetilen ama bu kanunların, galiba prenslerine uygulanması yasak olduğu, uzun uzun isimlere sahip olunca dünya toplumlarındaki yer edinilebilirliği yüksek sanılan arap diyarı.

krallarının, prenslerinin gizlice yediği naneleri geçtim de bu ülkenin öldüğü kralı için bir günlük yas ilan eden aynı bokun laciverti bizim kanun koyuculara ne desek az kalır. ülkendeki gencecik şehitler için değil de ne idüğü belirsiz adamlar için yas ilan eden bu vasat yöneticilerin yediği haltlar burunlarından gelir mi bir gün? ne dersiniz?

japonlardan öğrenilecek on şey

rakunzhell
bir gün şehirler arası yoluculuk yapıyorum. hemen çaprazımda japon bir çift var. onların arkasında da türk bir kadın ve bebesi. bizim japon çiftten erkek olanı yolculuk boyunca pek konuşmadı. kafasını yasladı, gözlerini kapadı. arada uyanıp dışarı baktı, sonra tekrar uyudu. ama çekik gözlü hanım ablamız yolculuk boyunca arkasındaki bebekle ilgilendi. ama nasıl ilgi. hayatında ilk defa bebek görmüş gibi. sürekli olarak tatlı muziplikler yaparak bebeği güldürmeye çalışmalar, dayanamayıp bebeği kucağına almalar, öpmelere doyamyıp arka arkaya fotoğraf çekmeler... bizim bebe biberonu arka arkaya dört beş defa yere attı. uzak doğulu ablada en ufak bir kızgınlık belirtisi yok. kızgınlığı geçtim, usanmadan her seferinde biberonu yerden alıp, annesine teslim etti. yolculuk boyunca heyecanlı bakışlarını eksik etmedi.

genel olarak bir ırka karşı nefretim ya da aşırı sevgim yoktur ama orada japon'ların ne kadar sevgi dolu ve tahammül eşiği yüksek bir millet olduklarını anladım. gerçi çocukluğu tsubasa ve pokemon izleyerek geçen adamlar, japon'lara niye bir sempati duymasın ki?

beşir fuad

rakunzhell
bileklerini keserek ölüm anını kaleme alan ilk türk materyalist asker, şair, yazar, çevirmen, fikir adamı.

ölürken, ölümü şu şekilde betimlemektedir:

"Ameliyatımı icra ettim. Hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı.

Canib-i zabıtadan gelecek tahkik memuruna size anlatmağa mecbur olmadığım bazı esbabdan dolayı terk-i hayata mecburiyet gördüm. Kendi kendimi öldürdüm. Benim yazım ve imzam alem-i matbuatta bulunan muharrirlerce malumdur. Binaenaleyh beyhude işgüzarlık edeceğim diye zaten matem içinde bulunacak familyam azası hakkında bi-lüzum tahkikata girişip de onları iz'ac etmeyiniz. Şu itirafnamem intiharın vukusunu müsbittir. Sizin vazifeniz kağıdı alıp bir jurnal ile makama takdim etmekten ibarettir.

Vücudumu teşhir olunmak üzere Mekteb-i Tıbbiyye'ye teberrüan bahşettim. Cenaze oraya naklolunmalıdır. Beşir Fuad"
5 Şubat 1887

son cümlesinde de belirttiği gibi; cesedini kadavra olarak kullanılmak üzere, tıp fakültesine bağışlamıştır. ancak dini sebeplerden dolayı bu isteği yerine getirilmemiştir.

resimli biyografi için buyrunuz: https://onedio.com/haber/urkutucu-olumuyle-istanbul-da-intihar-salgini-baslatan-bir-osmanli-aydini-besir-fuad-720815
4 /