Adana'nın merkez Seyhan ilçesindeki Döşeme Mahallesi, Mehmet Nuri Sabuncu Bulvarı'nda bulunan Adana Valiliği'nin önündeki açık otopark önünde 24 Kasım 2016 tarihinde saat 08.05'te meydana gelen patlama olayıdır. Olayla ilgili yapılan açıklamalarda patlamada 2 kişinin öldüğü, 31 kişinin yaralandığı, bomba yüklü araç tam mesai saatinin başladığı sırada makam girişine yakın bir noktada patlatıldığı, hedef alınan kişinin Adana Valisi Mahmut Demirtaş olduğu öğrenildi [1]. Bu saldırıyla ilgili 3 sanık bin 100'er yıl hapse çarptırıldı [2].
Tarihçi (!) yazar Kadir Mısıroğlu'nun Cumartesi Sohbetleri adı altında verdiği konuşmalardan 28 Mayıs 2016 tarihli 172 numaralı yayınında kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Beni tefe koyarlar ama keşke yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı, ne şeriat kaldırılırdı, ne medreseler lağvedilirdi, ne hocalar asılırdı. Hiçbiri olmazdı.”
2019 Ramazan Ayı sonrası bayramın ilk günü (4 Haziran 2019) Gaziantep'in Şahinbey ilçesindeki İyinacar Cami'nde bayram hutbesi veren imamın kullandığı ifade. İfadenin tam hâli şu şekildedir: “Kurtuluş mücadelesinde bizi kandırdılar. 1. İnönü'de şöyle zafer kazandılar, 2. İnönü'de şöyle zafer kazandılar. Sakarya'da şöyle zafer kazandılar. Şöyle kahramanlık yapılmış, böyle kahramanlık yapılmış. Yunanlıları denize döktüler. Nerede döktüler. Hepsi yalan, keşke o gün savaşı kaybetseydik, belki Osmanlı'yı daha sonra yeniden kurabilirdik."
zenginsozluk.com/foto Tunceli Belediyesi meclis toplantılarında alınan kararla Tunceli Belediyesi'nin belediye hizmet binasında bulunan tabelalarda yazılı “Tunceli” ibaresinin değiştirilerek, yerine “Dersim” ibaresinin yazılması oy çokluğu ile kabul edilmesi olayıdır.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının 100'üncü yıl dönümüne ithafen CHP İstanbul Twitter hesabı üzerinden “İnadımız, kararlılığımız, inancımız, cesaretimiz, umudumuz, kararlılığımız, vazgeçmeyişimiz, pes etmeyişimiz, korkmadan yürüyüşümüz. İşte her şey #bu100den” açıklamasıyla paylaşılan videodur.
KONSİAD'nin düzenlediği 6. Olağan Genel Kurulu'nda “Allah, Sultan Abdülhamid Han'ın da, bütün ecdadın da mirasına sahip çıkmayı bize nasip eylesin. Gün gelir hesap günü defterler açıldığında kimin o mirasa sahip çıktığı görülür. Kimin o mirasa ihanet ettiği görülür. Sadakatimiz her şeyden önce Rabbimize, aziz ülkemize, necip milletimize ve kökünü kadim kültürümüzden alan ilkelerimizedir. O ilkelerden sapmaksızın toplumumuzun neresinde olursak olalım, dayanışma içinde olacağımıza eminim.” ifadelerini kullanan eski başbakan.
11 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanan 85'inci bölümünde bir sahnede geçen “Gül ağacına su veririz. Lakin su, hem güle verilir hem de dikene. Yanımızda yöremizde su verdiklerimiz diken olmaya meyletmişlerse sonunda mutlaka budarız.” diyaloğun 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderme yaptığı yönünde sosyal medyada iddiaları dolaşan bir yerli dizi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, 1941 yılında bahsi geçen yerdeki toplama kampında kimliği belirsiz Yahudi kızın katledilmeden önce kesilen saçlarının dikildiği, 78 yıllık bez bebek Antalya'nın merkez Kepez Belediyesi'nce 2017 Ekim ayında Dokuma Park alanı içinde hizmete açılan Anadolu Oyuncak Müzesi'nde cam bölme içinde sergileniyor. Anadolu Oyuncak Müzesi Müdürü Emrah Ünlüsoy, 78 yıllık bebeği görmeye gelenler arasında ilginç isteklerde bulunanlar olduğunu belirterek, “Müzenin çok kıymetli bir eseri, aynı zamanda çok acıklı hikâyesi var. Nazi Almanyasında 'Auschwitz' toplama kampında günde ortalama 1000 Yahudi katlediliyordu. O tarihlerde kız çocukları katledilmeden önce saçları kesilip, o saçlarla zengin Alman çocuklarına bebek yapılırdı. Gerçek saçlı bebeklerin dramı o zaman ortaya çıkıyor" dedi. Yahudi yetkililerin bebekle ilgili ilginç istekte bulunduğunu da anlatan Ünlüsoy, “Yahudi cemaatine mensup bazı ziyaretçiler, kendi sivil toplum kuruluşlarına haber vermiş. Onlar da bizimle iletişime geçti. Gerçek saçlı bebeğimizden saç teli istediler. Ne yapacaklarını sorduğumuzda DNA testi ile aile bağlarına ulaşmak istediklerini ifade ettiler. Özel izinle onlara yardımcı olduk. Birkaç saç telinden, kızın aile bağlarına ulaşmak istiyorlar. Ağlayarak, koridorları gezen ziyaretçilerimiz var” diye konuştu.
zenginsozluk.com/foto 6 Mayıs/03 Haziran 2019 tarihleri arasında sürecek, bu süre süre zarfında oruçlularda iftar saatine yakın bir zamanda görülen ramazan keyfine şahit olacağımız bir ay.
Kıymeti hiçbir zaman bilinmeyen zaman kavramıdır. Yitirilen şimdiler gelecekte keşkelere sebebiyet verecek, yaşayanı kahredecek ve geleceğini doya doya yaşattırmayacaktır.
tahta çıktığında 33 yaşındaydı kayda değer bir eğitim ve tecrübe edinmişti. küçük alman prensliği anhalt-zerbst'te prenses olarak doğan geleceğin rusya imparatoriçesi alçak gönüllü ama kültürlü bir ortamda yetişti. anhalt-zerbst'teki saray 18. yüzyıl avrupa sarayları gibi güçlü bir şekilde fransız kültüründen etkilenmişti ve katerina da çocukluğundan itibaren fransızca kitaplar okumaya başlamıştı. 1744'te on beş yaşında holstein-gottorp'lu petro ile evlenmek üzere rusya'ya geldi ve kendisini rus hükümdarın eşi olmak üzere hazırladı. 1744 ile 1762 yılları arası katerina için zor geçti. petro berbat bir kocaydı ve alman prensesin imparatorluk sarayındaki pozisyonu haklı bir şekilde izole hatta kocasının keyfine tabi olarak tarif edilebilirdi. katerina'nın zorluklarına ek olarak annesinin büyük frederick'in ajanı olduğu keşfedilmiş ve rusya'dan ayrılmak zorunda kalmıştı. ancak müstakbel imparatoriçe sarayda sadece hayatta kalmaktan daha fazlasını başardı. petro'yla evlenmek için ortodoks olmaya ek olarak rus dilini ve edebiyatını iyi bir şekilde öğrenmeye ve yeni ülkesiyle ilgili bilgi elde etmeye girişti. aynı zamanda voltaire, montesquieu ve diğer filozofların yazılarına da ilgi gösteriyordu, daha önceki fransız edebiyatı temeli ile buna hazırdı. görüldüğü gibi büyük katerina'nın aydınlanma'ya olan ilgisi saltanatının önemli bir yönünü oluşturacaktı. genç prenses kendini yeni çevresine becerikli bir şekilde adapte etti, arkadaşlar edindi ve saray çevrelerinde bir ölçüye kadar yakınlık ve popülerlik kazandı. masumiyet ve uysallık numarası yaparken entrika ve planlara katılmış ancak izlerini dikkatli bir şekilde kapatmıştı; ta ki 1762 yaz ortasında kocasının devrilmesine ve ardından ölerek kendisini imparatoriçe ıı. katerina yapan başarılı darbeye kadar.
büyük katerina'nın kişiliği ve karakteri daha sonraki yorumcular gibi pek çok çağdaşını etkiledi. imparatoriçe üstün bir zekaya, doğal bir yönetme becerisine, olağanüstü bir gerçekçiliğe, harcayacak enerjiye ve demir bir iradeye sahipti. kararlılığının yanında cesaret ve iyimserlik de vardı. katerina bütün engelleri geçebileceğini inanıyordu ve pek çok kez de haklı çıktı. özdenetim, karar ve propaganda becerisi, erkekleri ve durumları kendi arzularına göre akıllı bir şekilde idare etme becerisi is bu olağanüstü hükümdarın ek değerleriydi. kendisibi besleyen şeyin tutku olduğunu söylemişti. eğer bu tutku sadece tacı ele geçirmek, savaşta zafer elde etmek ya da filozoflardan övgü almak olarak anlaşılmadığı ama her şeyde mükemmel olmak ve her şeyi kontrolü altına almak konusunda ısrarlı bir güdü olarak anlaşıldığı takdirde tarihçi buna katılır. çünkü büyük petro zamanından bu yana ilk defa rusya gece gündüz çalışan, büyük küçük her konuya kişisel dikkat gösteren bir hükümdara sahip olmuştu.
Yazdığı historia ile hikayeci tarih yazıcılığının ilk örnekleri vermiş tarihçi. Hikayeci tarihte mitler ve efsaneler vardır ve Yer ve zaman bilgisi verilse de Modern tarihçiliğin aksine sebep sonuç ilişkisi üzerinde pek durulmaz.
ulu önder gazi mustafa kemal atatürk'ün, yaşadığı tarihsel olayları kendi sözleriyle anlattığı ve kendi tarafından hazırlanmış, 15 - 20 ekim 1927 tarihlerinde, yerli ve yabancı basın mensuplarının da katıldığı partisinin 2. kongresinde gerçekleştirdiği otuz altı buçuk saat süren tarihi konuşması ve onun metnidir.
türkiye cumhuriyetinin kuruluşu ve o süreçte yaşanan olayları öğrenmek için mutlak okunması gerekilen bir eser.
hüseyin nihal atsız'ın bozkurtların ölümü kitabında anlattığı hikayenin kahramanı. çin kaynaklarında isim Chieh-she-shuai olarak geçer, atsız ata ismi kürşad olarak değiştirmiştir ki kaynaktaki isim türkçe'ye kürşad olarak çevrilmiştir. bir de gururla taşınan bir isimdir.
esarete daha fazla dayanamayan kürşad yanına kendisi gibi 40 cengaver alıp çin imparatorunu öldürmeye karar verir. çin imparatoru salı günleri (günden tam emin değilim) ava çıkmaktadır. kürşad ve arkadaşları imparatorun ava çıktığı bölgede gizlenerek imparatorun gelmesini beklerler. fakat o gün şiddetli bir rüzgar esmektedir. bu yüzden imparatorun av partisi ertelenmiştir. kürşad böyle bir fırsatın bir daha ele geçmeyeceğini düşünerek çin sarayını basmayı ve imparatoru orda öldürmeyi planlamıştır. bir anda saraya hucüm eden kürşad ve arkadaşlarını gören çin askerleri bir süre afallamışlardır. hatta rivayet odur ki; bir cengaver tam imparatoru öldürecekken şehit edilmiştir. ilk şoku atlatan ve gittikçe sayıları artan çin askerleri karşısında daha fazla bir şey yapamyacaklarını anlayan kürşad arkadaşlarını da alarak sarayı terk etmiştir. kürşad ve arkadaşlarını takip eden çin askerleriyle vey ırmağı civarında karşı karşıya gelinmiştir. kürşad ve arkadaşlarının insanüstü mücadelesine rağmen sayıları kendilerinden çok fazla olan çin kuvvetlerine karşı dayanamayıp şehit olmuşlardır.