Arkamdan çok pis işlerin döndüğünü hissediyorum sözlükçüğüm, bir şekilde ortaya çıkacak ama zaten sonunda. Şu an için herkes sorumluluğunu bildiği sürece hiç sıkıntı yok.
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
Kimsenin olmadığı bir yere gitmek istiyorum.
Bugün yine çok filozof ve çok şairim. Tanrım o kadar güzelim ki yağmur başladı.
Tam 10 gündür hastalıktan kırılıyorum. Kimini bitirdiğim, kimine hâlâ devam ettiğim kırk beş milyon kutu ilaçla yakınlaştım. İşim gereği daha fazla hasta kalma ve işlerimi aksatma lüksüm de yokken ilaç içmeye karşı asilik edemiyorum, biat etmek zorundayım çünkü ya istiklâl ya ölüm. Sürekli bir uyku hâli, şahsıma bir şeyler anlatanların suratlarına ağzı açık ayran budalası gibi bakakalma, cümleleri bir türlü toparlayamama gibi yan etkilerle artık başa çıkamaz oldum. Zaman dinlenme, tüm hafta sonunu yatağın sıcak tarafında geçirme zamanıdır.
Son 63 dakika!
Son 63 dakika!
Yazasım falan yok.
bari rüyalarıma gel be!
Mıntıkalarımı kimsenin tekeline bırakmamak gibi bir huyum var ki nasıl seviyorum bu huyumu belli değil. Umarım canım çıkarken huyum da çıkmaz.
Çocukken böcek fobim vardı, şimdi aldatılma. Böceklerin gözünü sevdiğim bir günün geleceğini kimse söylememişti ki bana.
Gözlerimin henüz görmediklerini gönlümle gördüm ben. Gönlümün gördüğünü bana unutturacak bir güç tanımıyorum.
Şuan metrobüste oturuyorum.
Hatırlamayı Unutma!
Madem evlenmeyecektik, neden entrymi favladın?
O kadar uzun süre sessiz kalacağım ki , varlığımı unutacak tüm tanrılar.
belli bir yaştan bu yana
hayalimde hep yüksek lisans yapmak vardı
sağolsun devletimiz
fakir olanlara da
entelektüel olma hakkı veriyor
hayalimde hep yüksek lisans yapmak vardı
sağolsun devletimiz
fakir olanlara da
entelektüel olma hakkı veriyor
Bir gün mahalle arasındaki bir kahvehaneye girip herkese çay söylemek istiyorum.
hiç kimse pür-i pak ya da boylu boyunca masum değil. kimimiz tanrı korkusuyla kimimiz ceza almaktan korkarak güya ahlaklı. insan olarak tanrıdan veya ceza almaktan korkmadan da ahlaklı olmayı seçebilirdik pekala.
hülasa kah eller günahkar kah diller günahkar kah beyinler bir çağ yangını gibi dünya günahkar.
(bkz:masum değiliz)
hülasa kah eller günahkar kah diller günahkar kah beyinler bir çağ yangını gibi dünya günahkar.
(bkz:masum değiliz)
Sabit fikirli olmak, değişime pek açık olamamak, gereğinden fazla ağır kanlı olmak can sıkıcı olmaya başladı artık. Duygular ve mantık ortaklığını yitiriyor. Kendimle çatışmak istemiyorum ama beni kamçılayan kutuplarımın arasında ezilmekten de kaçamıyorum.
dostluk kazansın.
15 sene öncesinde yaşıyorum hâlâ. Sevdiğim, özlediğim, tutku duyduğum, kızdığım, üzüldüğüm her şey o senede kaldı. 15 yılımı kimden geri alacağım bilmiyorum.
Bari enflasyonla topyekün mücadele kapsamında sevseydin beni...
bazan suskunlaşırım, konuşasım gelmez. anlatmak isterim ama ne desem boş gelir. bir deniz kıyısında geçmişimi izlerken geleceği hayal ederim. sonra yıkılan hayallerim, kırılan umutlarım gelir gözümün önüme... gelecekten de vazgeçerim.
21 haziran 2017
vay be sözlük..
21 haziran 2017
vay be sözlük..
gitmek istiyorum sözlük. her şeyden. o kadar bıktım ki. onay bekleyen çevremdeki insanları iyi hissetmeleri için onaylamaktan bıktım. sanki bu insanlarla her gün görüşmeliyim ve buna mecburmuşum gibi. bir şeyleri yapmak zorundaymışım gibi hissetmekten bıktım. mükemmel ötesi yaşamımı bozmamam gerektiğini, eğer gereksiz bazı şeyleri hayatıma dahil edersem yaşam kaliteme zarar verebileceğini bile bile dahil etmemeliydim sözlük. bu lanet şeyleri uzaklaştırdım kendimden ama bıraktığı enkaz halen toparlanmadı. bu durumdan birkaç aydır kurtulmaya çalışıyorum ama nafile. ancak kendime vakit ayırarak ve bu kafa dinleme sürecinde ciddi değişikler yaparak kurtulabilirim diye düşünüyorum. aksi halde zevksiz ve aklı fikri yok olmaya yüz tutmuş bir adam olacağım. kendimi tanıyamıyorum. kendime baktığımda şanlı kişisel tarihimin grafiğinde en düşük seviyeyi görüyorum.
evden bile gitmek istiyorum şöyle birkaç gün hatta birkaç hafta kafamı dinlemek için. zaten yapacak bir işim yok; yapmam gereken aslında çok iş varken yokmuş gibi görüyorum. bir tepkisizlik var. motivasyonum, yaşam enerjim yok eskisi gibi. bunu kazanmak zorundayım. ben eski çılgın ben'i istiyorum.. tuttuğunu koparan adamı istiyorum! silik bir aptalı değil!
gidiyorum. olacakları çok iyi biliyorum.. bu gecenin saatinde otobüs bulana kadar yürüyeceğim. muhtemelen birkaç km yürürüm. sonra otobüs dolmuş felan denk getiririm. bir kafeye oturup türk kahvesi içerim. sonrasında sokak müzisyenlerine denk gelirsem onlara katılıp birkaç şarkı da ben söylerim. birkaç 3-5 günlük arkadaş da edinirim. belki onlardan birinde kalırım eskilerde yaptığım gibi... tam bir işsizlik ama kafam böyle rahat olacak. sonra sıkılır, döner dolaşır yine eve gelirim.
ilham almam için bir şeyler lazım. onu aramaya gidiyorum belki de yeniden motivasyonumu kazanmak için.
alkol içmeyeceğim. sigarayı da bırakmış olurum herhalde, artık midemi bulandırıyor.
evden bile gitmek istiyorum şöyle birkaç gün hatta birkaç hafta kafamı dinlemek için. zaten yapacak bir işim yok; yapmam gereken aslında çok iş varken yokmuş gibi görüyorum. bir tepkisizlik var. motivasyonum, yaşam enerjim yok eskisi gibi. bunu kazanmak zorundayım. ben eski çılgın ben'i istiyorum.. tuttuğunu koparan adamı istiyorum! silik bir aptalı değil!
gidiyorum. olacakları çok iyi biliyorum.. bu gecenin saatinde otobüs bulana kadar yürüyeceğim. muhtemelen birkaç km yürürüm. sonra otobüs dolmuş felan denk getiririm. bir kafeye oturup türk kahvesi içerim. sonrasında sokak müzisyenlerine denk gelirsem onlara katılıp birkaç şarkı da ben söylerim. birkaç 3-5 günlük arkadaş da edinirim. belki onlardan birinde kalırım eskilerde yaptığım gibi... tam bir işsizlik ama kafam böyle rahat olacak. sonra sıkılır, döner dolaşır yine eve gelirim.
ilham almam için bir şeyler lazım. onu aramaya gidiyorum belki de yeniden motivasyonumu kazanmak için.
alkol içmeyeceğim. sigarayı da bırakmış olurum herhalde, artık midemi bulandırıyor.
bu kadar yıl sonra bile hala yürüdüğüm o yolların hastasıyım, bir anı için bile pişman değilim, sokağın her haresi dizili elimde tek tek tek geçiyor defalarca, yaşıyorum dibine kadar hem de, hala sokaktayım, elimin tersiyle ittiklerime hastayım, sen bedel say onları, ben yok ettiklerim, kim ne sayarsa saysın yaşamadın sen! bir anını bile, zahir aynalarda oyalandın durdun, yalan oldun gülümse. sen kafanı gömecek bir kum ara hala, saklan, sutre varmış gibi saklan, kandır kendini oyala, hiç kimsenin en sevdiği olamayacaksın bir daha, unutulduğun da unutulduğunda un ufak kaldığında anladığın o cehennemde kal, çıkış yok sana, ben baban değildim sen ise annen olmayacaktın, bunca sene sonra doğrula, hatırla, hiçliğe adımla sonra. ne yakmışım dediğin kül yığınının kaç defa daha köz kaldığını göreceğini artık önemsemediğin o ana kadar yaşa, belki tek değil ama bir başına. her hesap bir gün görülür elbet, ben kaç kez infazımı yaktım senin konuşmaya hakkın yok, ben kaç kalem kırdım kendime cellat, senin acıya hakkın yok, o en sevdiğin hüzne hakkın yok.
yürüdüğüm o yollara hastayım, bir başına adımladığım her toprağa, rüzgarında salındığım o yükseğe.. ben bedelini ödedim her harenin, sen de kendi payına düşeni yaşa.
gitmek istemediğin şehirlerden geliyorum geceleri, benim onlar, sokağı, taşı, kedisi, köpeği, insanı benim onlar, sahi senin neyin var?
yolculuklara dönüyorum ben, yüksek kayaların uçlarına, zifir karanlık gecelere, her adımda bir ben bıraktığım o toprak parçasına, dibine kadar yaşıyorum ben, unutulduğun da unutuldu, artık serbestsin, hangi rüzgarda salınırsan salın bir başına. eyvallah...
yürüdüğüm o yollara hastayım, bir başına adımladığım her toprağa, rüzgarında salındığım o yükseğe.. ben bedelini ödedim her harenin, sen de kendi payına düşeni yaşa.
gitmek istemediğin şehirlerden geliyorum geceleri, benim onlar, sokağı, taşı, kedisi, köpeği, insanı benim onlar, sahi senin neyin var?
yolculuklara dönüyorum ben, yüksek kayaların uçlarına, zifir karanlık gecelere, her adımda bir ben bıraktığım o toprak parçasına, dibine kadar yaşıyorum ben, unutulduğun da unutuldu, artık serbestsin, hangi rüzgarda salınırsan salın bir başına. eyvallah...
Çevremdeki insanlar benim ile çöp kutusu arasında bir seçim yapacak olsalar büyük ihtimalle çöp kutusunu seçerlerdi ve ben, kendim ile bir çöp kutusu arasında seçim yapacak olsam büyük ihtimalle çöp kutusunu seçerdim.
Hayatım o kadar kaotik ki küçük umut taneleriyle yaşıyorum.ufak böyle.hep hayal kırıklığı.şu kısacık yaşamım sadece normal olsun isterdim.ama olmuyor.asla babam gibi güçlü korkusuz başarılı biri olamadım.babam insanlara da hayata da yön veren birisi.ben kendimi bile yönetemiyorum.en ufak bir standart bir seviyeye bile yükselemiyorum.bu katlanılmaz yaşama tutunmaya çalışıyorum hayat sürekli bileğimi büküyor.kelimeler bile artık elime dilime gelmiyor eskisi gibi vaziyetimi anlatmak için bana cömert davranmıyorlar.