tanımsızdır. silmeyin lütfen.
sabah sabah çok ilginç bir kafa yaşıyorum. saatlerdir uyumuyorum. 36. saate giriyorum. ki bu süreçte yaptığım aktivitelerden olsa gerek zihnim olayları çok farklı algılıyor. büyük resmi görmek ya da ona çok zıt olan algılama yeteneğimi kaybetmiş gibi bir kafa yaşıyorum. bu demektir ki zorlu bir rem uykusu beni bekliyor. varla yok arası olan beynim bunun için yalvarıyor belli ki.
mesela bu başlık. aklıma öyle bir esti. sonra bir anda beynim durdu. dedim kendime, hani şu (yalnızlık) şey neydi ya? yalnızlık mıydı? kimsesiz anlamına gelen şu kelime? aklıma geldi ama halen kafam almıyor. en sade haliyle yalnız' bir bakıma da "ama" veya "fakat" değil miydi ulan?
tek başına, kimseye ait ve kimseye sahip olmamak yalnız ve yalnızlıkmış. ilginç geliyor şuan. yemin ederim edebiyat yapmıyorum.. kafam iyi dostlar. algılarım zayıf şuan.
neyse.. yalnızlık hayatın neresinden baktığınızla ve nasıl bir duruş sergilediğinizle ölçülür size uzaklığı ve yakınlığı. fekat kesin bir gerçektir ki her insan bu hayatta her daim yalnızdır. onun haricinde nasıl bir yalnızlık içinde olduğunuz da önemli..
bazıları evden çıkmaya bile korkar. utangaçlığı ve korkaklığından sosyalleşmeye çabası olmaz ve yağlı, sivilceli bir surat ile bilgisayar başında vakit öldürür.
kimisi farklılıklarından dolayı her ne kadar dışa dönük bir insan olsa da toplum tarafından yalnızlığa itilir. buna meydan okuyacak gücü olmadığından yalnızlığı kabullenir.
kimisi de insanların samimiyetine güvenmez, kendisine zarar vereceğini düşünür. insanlarla bir aradayken huzurlu hissetmez canı sıkılır. bu tip insanlar için yalnızken sinemaya gitmek, bir yerlerde oturup kahve içmek keyif vericidir ve yalnızlığı huzurlu bulur. bilinçli olarak yalnızlıkla dost olur.
bir de sosyal olup kendini yalnız hissedenler var..
bu insanların yalnızlığı daha ağır yaşanıyor. sosyal sandığımız bir çok insan bu durumun içinde. ya gerçek anlamda kendisini seven bir insan olmadığından yalnız ya da insanların onu anlamadığını düşündüğünden içlerinde koca bir yalnızlık yaşanıyor. insanların samimiyetsizliği ve kaypaklığı midelerini bulandırıyor. ve düşünce farklılığından da asla bu insanları kimse anlayamıyor.
kalabalıklar içinde yanız hissetmek yalnızlığın en boktan köşesi. benim gibilerin kaderi. çünkü geçmişindeki sevdiğin kadın, dostlukların ile şuan içinde bulunduğun kaypak bünyelerin arasındaki farkı hesaplarken aslında çok derin bir yalnızlık kuyusuna düştüğünü anlamaya başlarsın.