elazığ'lı ebeveynlerin çocuklarına idrar kelimesini tanımlama şekli.
örn;
- oğlum hadi git de coconu yap yola çıkacağız
- baba cocom geldi, avucunu açsana.
- sen bir de bizim oğlanı coco yaparken gör, kamış değil itfaiye hortumu sanırsın, al çimleri sula ya da yangına müdahil ol o derece.
falanlar filanlar.
gelmiş geçmiş en seksi şarkılar arasında sıralamaya oynayan paul & fritz kalkbrenner kardeşler güzelliği.
the civil wars coverı oldukça iyidir.
ing. serap anlamına gelir, aynı zamanda vokal ağırlıklı bir armin van buuren albümü.
albümle aynı adı taşıyan parça metalin trance ile olan mükemmel uyumu göstermesi açısından enfes bir örnek.
albümle aynı adı taşıyan parça metalin trance ile olan mükemmel uyumu göstermesi açısından enfes bir örnek.
eski dinlerde yaratıcıya adanan adakların konduğu, taş veya mermerden yapılı, kurbanın kanının akıtılması için üzerinde oyuk bulunduran yapı.
telif hakkı'nın ingilizce karşılığı.
güvercinlerin dahi selam durduğu lider, gönlümüzün efendisi, kıymetlimisssss.
bir kır evinin verandasında da karşınıza çıkabilir.
şimdi siz bilmezsiniz, açıkçası söylemek gerekirse o ve ben de bilmiyoruz, bir zamanlar ve o zamanların hangi zamanlar olduğunu bir tek bilen yok, koca bir belirsizlik... gel dedim buna, papua yeni gine vatandaşlığına başvuralım, kaçak koala ticareti yapıp yanında gobel mantar satalım.. buralar kurak, buralar tehlikeli, buralar eski buralar değil dedim. bir an gözlerinde bir ışıltı belirdi, çayından aldığı yudum sonrası yüzüne bir gülümseme yerleşti, olur herhalde ya dedi, niye olmasın ki dedi, olmaması için sebep mi vakiydi sanki?
sonra zaman geçti, zaman hep geçiyor zaten, oluyor yani böyle şeyler çok da şaapmamalı. koala bulamadık, gobel mantar fikri de yavan geldi, kaldık yine o tehlikeli ama sevimli sokaklarda..
bu adam kral bir adam, ciğer bir adam, bu adam adamın dibi. var olsun, dert görmesin.
sonra zaman geçti, zaman hep geçiyor zaten, oluyor yani böyle şeyler çok da şaapmamalı. koala bulamadık, gobel mantar fikri de yavan geldi, kaldık yine o tehlikeli ama sevimli sokaklarda..
bu adam kral bir adam, ciğer bir adam, bu adam adamın dibi. var olsun, dert görmesin.
her şeye rağmen pişman olmayıp ama yine de bazen düşünen adamların çok sevdiği şarkı. yılına göre çok ilerde olduğunu düşünebilirsiniz lakin iş öyle değil, o yıllar çok ilerdeydi şimdiki yıllar değil.
kimi zaman abartılı durumlarda şaşkınlık ifadesi olarak da kullanıldığı vaki olan basketbolcu.
(bkz:yok artık lebron james)
(bkz:yok artık lebron james)
hakkında kelam edecek kadar yanmadık henüz, lakin edenlerden ikisi oldukça ilgimi çekmiştir;
"kişi bazan (kendi) hayatın(ın) anlamının altında kalır, ezilir. bu noktada suç ne hayatın ne de anlamındır. tümüyle kişinindir. zira kişi kendini kendi yarattığı şeye, hayatın anlamına kurban etmiştir."
abdulgaffar el hayati
"hayat nedir diye sorarsan, bilmiyorum evlat; sormazsan biliyorum..."
haraptarlı nafi
"kişi bazan (kendi) hayatın(ın) anlamının altında kalır, ezilir. bu noktada suç ne hayatın ne de anlamındır. tümüyle kişinindir. zira kişi kendini kendi yarattığı şeye, hayatın anlamına kurban etmiştir."
abdulgaffar el hayati
"hayat nedir diye sorarsan, bilmiyorum evlat; sormazsan biliyorum..."
haraptarlı nafi
ekşinin artık kutsal bilgi kaynağı olmaktan çok uzaklaştığının örneği olan rezalet.
herhangi bir gerçekliği yoksa, bu belgeler fake ise bu iddiayı ortaya atmak her babayiğidin harcı değil çünkü ağır yaptırımları olacağını en mal adam bile bilir. zaten mahkeme kararı çıkmadan silinen entryler, bir anda saçma bahanelerle uçurulan yazarlar, tatmin etmeyen açıklamalar kıllandırıyordu, bakalım ekşi ne açıklama yapacak.
herhangi bir gerçekliği yoksa, bu belgeler fake ise bu iddiayı ortaya atmak her babayiğidin harcı değil çünkü ağır yaptırımları olacağını en mal adam bile bilir. zaten mahkeme kararı çıkmadan silinen entryler, bir anda saçma bahanelerle uçurulan yazarlar, tatmin etmeyen açıklamalar kıllandırıyordu, bakalım ekşi ne açıklama yapacak.
insanın kendine yakışanın ne olduğunu öğrendikten sonra giymesine benzer bu. lock için bu bellek kalbi kadar temiz bir beyaz sayfadır aslında, daha sonraki kazanımlarla dolduğunu savunur. bu biraz da sokrates ve descartes'e sen kim köpek çekmektir ve hatta freud'a siktir ordan demektir.
doğduğu an memeye saldıran bir bebek bu kuramın eline de verebilir, hiç alakası da olmayabilir. zaten bebekler bu tür şeylerden hoşlanmaz.
doğduğu an memeye saldıran bir bebek bu kuramın eline de verebilir, hiç alakası da olmayabilir. zaten bebekler bu tür şeylerden hoşlanmaz.
oportünist yapıya sahip, yaptıklarına karşılık bekleyen, iyilik yapmaktan öte faydacılık güden hımbıl insan. bu tür kişilikler karakter bakımından oldukça zayıftırlar, herhangi bir değer yargısına sahip olmadıklarından bu tür bir davranış içerisine girmekten çekinmeyip bunu doğru davranış biçimi olarak lanse ederler.
(bkz:kaypak)
(bkz:kaypak)
ermenice kız anlamına gelen sözcük, aynı zamanda ermeni bir kıza olan aşkı konu eden elazığ türküsü. erkan oğur ve ismail hakkı demircioğlu'dan dinlemek farzdır.
şırnak'ta cudi, gabar, namaz dağı hattı üzerinde bulunan, şehir merkezine 25 km uzaklıkta, besta dereler diye de adlandırılan bölge.
bir zamanlar olsa da yaşasak, elf diyarlarında gobel gobel mantar tüketsek deyu dolandığımız vadi. şimdilerdeyse;
hayaller
(bkz:ayrık vadi)
gerçekler
(bkz:bestler dereler)
hayaller
(bkz:ayrık vadi)
gerçekler
(bkz:bestler dereler)
satranç adlı kitabında geçen şu iki kısım oldukça dikkat çekici;
"kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren, bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum. siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa,bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan ben'in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu."
"suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiç bir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta. duracak, görecek, hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla."
"kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren, bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum. siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa,bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan ben'in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu."
"suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiç bir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta. duracak, görecek, hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla."
geçenlerde şöyle bir haberine denk geldiğim büyük girişimci.
“Jet Fadıl” lakaplı iş adamı Fadıl Akgündüz “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 2 bin 443 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılandığı davada 15 ay sonra tahliye edildi. Cezaevinden akşam saatlerinde çıkan Fadıl Akgündüz, "Doğu hayat bulacak, Türkiye kalkınacak" dedi.
eee zamanı gelmişti, doğulu kardeşlerimiz böylesi bir güzellikten mahrum kalmamalı.
(bkz:şimdi onlar düşünsün)
“Jet Fadıl” lakaplı iş adamı Fadıl Akgündüz “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 2 bin 443 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılandığı davada 15 ay sonra tahliye edildi. Cezaevinden akşam saatlerinde çıkan Fadıl Akgündüz, "Doğu hayat bulacak, Türkiye kalkınacak" dedi.
eee zamanı gelmişti, doğulu kardeşlerimiz böylesi bir güzellikten mahrum kalmamalı.
(bkz:şimdi onlar düşünsün)
kaan tangöze'nin tam olarak şöyle özetlediği durum;
ah eğleniyor kendi başına
ah neşesi yeter
ah umurunda mı sandın bu dünya
ah neşesi yeter
ah eğleniyor kendi başına
ah neşesi yeter
ah umurunda mı sandın bu dünya
ah neşesi yeter
aaa tonlamasıyla şaşkınlık yaratıp dikkatleri başka bir yöne çekmek isteyen sevgilinin, o an için dikkat dağıtıcı unsur olarak bir kuşu ve sıradan davranış biçimi olan uçmasını seçerek sarf ettiği söz.
(bkz:kandırdım seni ehe ehe)
(bkz:ukteydim doldum)
ukteci: monster degree
(bkz:kandırdım seni ehe ehe)
(bkz:ukteydim doldum)
ukteci: monster degree