confessions

zeitgeist

1. nesil Yazar - arkadaş canlısı

  1. toplam entry 274
  2. takipçi 34
  3. puan 11661

coco

zeitgeist
elazığ'lı ebeveynlerin çocuklarına idrar kelimesini tanımlama şekli.

örn;

- oğlum hadi git de coconu yap yola çıkacağız
- baba cocom geldi, avucunu açsana.
- sen bir de bizim oğlanı coco yaparken gör, kamış değil itfaiye hortumu sanırsın, al çimleri sula ya da yangına müdahil ol o derece.

falanlar filanlar.

ruhi mücerret

zeitgeist
murat menteş'in dublörün dilemması ve korkma ben varım'dan sonra seriyi tamamlayan üçüncü kitabı.

"aşk, birine seni mahvetme yetkisi vermek ve bunu kullanmayacağına güvenmektir."

"hayatın hazırlık aşaması ömür boyu sürer. tam yaşamaya başlayacağın sırada sahadan şutlanırsın."

"cepheye gittim. nefer olarak. rütbem zekâ gerektirmiyordu. diğer tüm askeri rütbeler gibi."

"zülfikar ağabey'in başucunda imam kuran okuyor. ölüm döşeğinde okunulabilecek kaç kitap var ki?"

"bazen kötüler, nadiren de iyiler kazanır. çoğunlukla herkes kaybeder."

"bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler."

"her insan ölecek yaştadır."

"mezar taşlarındaki ölüm tarihleri, ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir."

"aklımızı oynatana dek sevişelim"

icgqhs

zeitgeist
şimdi siz bilmezsiniz, açıkçası söylemek gerekirse o ve ben de bilmiyoruz, bir zamanlar ve o zamanların hangi zamanlar olduğunu bir tek bilen yok, koca bir belirsizlik... gel dedim buna, papua yeni gine vatandaşlığına başvuralım, kaçak koala ticareti yapıp yanında gobel mantar satalım.. buralar kurak, buralar tehlikeli, buralar eski buralar değil dedim. bir an gözlerinde bir ışıltı belirdi, çayından aldığı yudum sonrası yüzüne bir gülümseme yerleşti, olur herhalde ya dedi, niye olmasın ki dedi, olmaması için sebep mi vakiydi sanki?

sonra zaman geçti, zaman hep geçiyor zaten, oluyor yani böyle şeyler çok da şaapmamalı. koala bulamadık, gobel mantar fikri de yavan geldi, kaldık yine o tehlikeli ama sevimli sokaklarda..

bu adam kral bir adam, ciğer bir adam, bu adam adamın dibi. var olsun, dert görmesin.

hayatın anlamı

zeitgeist
hakkında kelam edecek kadar yanmadık henüz, lakin edenlerden ikisi oldukça ilgimi çekmiştir;

"kişi bazan (kendi) hayatın(ın) anlamının altında kalır, ezilir. bu noktada suç ne hayatın ne de anlamındır. tümüyle kişinindir. zira kişi kendini kendi yarattığı şeye, hayatın anlamına kurban etmiştir."

abdulgaffar el hayati

"hayat nedir diye sorarsan, bilmiyorum evlat; sormazsan biliyorum..."

haraptarlı nafi

ekşi sözlük rezaleti

zeitgeist
ekşinin artık kutsal bilgi kaynağı olmaktan çok uzaklaştığının örneği olan rezalet.

herhangi bir gerçekliği yoksa, bu belgeler fake ise bu iddiayı ortaya atmak her babayiğidin harcı değil çünkü ağır yaptırımları olacağını en mal adam bile bilir. zaten mahkeme kararı çıkmadan silinen entryler, bir anda saçma bahanelerle uçurulan yazarlar, tatmin etmeyen açıklamalar kıllandırıyordu, bakalım ekşi ne açıklama yapacak.

tabula rasa

zeitgeist
insanın kendine yakışanın ne olduğunu öğrendikten sonra giymesine benzer bu. lock için bu bellek kalbi kadar temiz bir beyaz sayfadır aslında, daha sonraki kazanımlarla dolduğunu savunur. bu biraz da sokrates ve descartes'e sen kim köpek çekmektir ve hatta freud'a siktir ordan demektir.

doğduğu an memeye saldıran bir bebek bu kuramın eline de verebilir, hiç alakası da olmayabilir. zaten bebekler bu tür şeylerden hoşlanmaz.

ahçik

zeitgeist
ermenice kız anlamına gelen sözcük, aynı zamanda ermeni bir kıza olan aşkı konu eden elazığ türküsü. erkan oğur ve ismail hakkı demircioğlu'dan dinlemek farzdır.

ahçik'i yolladım urum eline
eser bad-ı sabah zülfün teline
gel seni götürem islam eline

serimi sevdaya salan o ahçik
aman o ahçik civan o ahçik

vardım kiliseye baktım haçına
gönlümü bağladım sırma saçına
gel seni götürem islam içine

serimi sevdaya salan o ahçik
aman o ahçik civan o ahçik

vardım kiliseye hac suda döner
ahçik'i kaybettim yüreğim yanar
ben dinen dönersem el beni kınar

serimi sevdaya salan o ahçik
aman o ahçik civan o ahçik


stefan zweig

zeitgeist
satranç adlı kitabında geçen şu iki kısım oldukça dikkat çekici;

"kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren, bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum. siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa,bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan ben'in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu."

"suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiç bir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta. duracak, görecek, hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla."

fadıl akgündüz

zeitgeist
geçenlerde şöyle bir haberine denk geldiğim büyük girişimci.

“Jet Fadıl” lakaplı iş adamı Fadıl Akgündüz “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 2 bin 443 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılandığı davada 15 ay sonra tahliye edildi. Cezaevinden akşam saatlerinde çıkan Fadıl Akgündüz, "Doğu hayat bulacak, Türkiye kalkınacak" dedi.

eee zamanı gelmişti, doğulu kardeşlerimiz böylesi bir güzellikten mahrum kalmamalı.

(bkz:şimdi onlar düşünsün)
4 /