yalnızlık

aragorn
Bir insani siyasal ve sosyal hayata hazırlayan önemli bir pratiktir. İnsan yalnızlığı kimsesizlik olarak algiliyor bu pratikten yoksun kalarak diger insanların arasinda bunu bu eksikliğini gidermeye çalışıyorsa bu caba beyhudedir. Sonu malupluktur. İnsan yalniz kalarak kendiyle arkadaş olarak kalmiyorsa aşırı sosyal bi hayatin reel ya da sanal olmasi farketmiyor. Cok aktif sosyal hayatınız olsa bile bu pratiğiniz yoksa yanilgi ve yenilgi kacinilmazdir.

Sosyal medyada olmakla sosyal hayatta olmanin bunpratik olmadan hic bir farki ve değeri yoktur.


zenginsozluk.com/foto
bouii
Genelde yoldaşım olsa da bazen karşıma kanlı canlı azılı bir düşman olarak geliyor. İşte o noktada hissettirdiği çaresizlik kadar gerçek, muazzam bir his daha hiç tanımadım. Bunları genel geçer yalnızlık edebiyatına katkıda bulunmak için değil tamamen doğru olduğuna emin olduğum bir tespiti dile getirmek için yazıyorum.

Yarenimken kendisiyle çok iyi anlaştığım bu illet herhangi bir ayrı düşüşte sürekli olarak sakladığım, ısrarla inkar ettiğim ve hatta ince ince kanamasına müsaade ettiğim yaralarıma acımadan tuz basıyor. Belki de Tüm eksik, kırılmış yanlarımı bildiği için bana fısıldadığı tüm sözler on ikiden vuruyor. Yapım gereği nasılsın sorusunun asla gerçek cevabını veremediğim için beni elinden kurtaracak tek bir yakınım bile yok. Bu beni öylesine boğuyor ki sol kolumda fiziksel bir acı olarak nüksetmesi hem bedenimi hem de ruhumu acıtıyor.

Zorunlu tanım; böyle bok gibi, iğrenç, bir sürü insana sahipken saptan daha sap hissettiren bir histir.
mızrabımda ızdırap
"-herkes geçer diyor, geçer mi olric?
herkes ne bilir acımı,
herkes ne bilsin acımızı!…
yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan,
iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan,
o nefeste boğulmaktan sıkıldım.
ki nefessizlikten değil nefesten boğulmaktır marifetimiz olric…
– evet efendimiz.
– bana katıldığını bilmek güzel. arada ses vermen güzel; içimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan."
bouii
Neden sadece hüzünle eşleştiğini anlayamadığım hissiyat. Tamam doğamız gereği keyfinden mest olacağımız bir dost sohbeti, başını omzuna koyup kokusunu içimize çekeceğimiz bir sevgili arıyoruz ama kim kimi kendisi kadar mutlu edip, sevebilir ki? Kendimizle kalıp, sevmenin hatta iç sesimizle konuşup, üstüne dalga geçip gülmenin tadını çıkarmak yerine neden acısını çekiyoruz? Kendini sevmenin kaçıncı seviyesindeyim bilmiyorum ama her sabah canım kendime sevgilerimi sunmam bile zamanımı alıyor bu yoğunlukta nasıl bir başkasına emek vereyim? Neyse Gideyim de aynada biraz daha kendimi seveyim.
turuncu gemi
hüzünlü bir sunay akın şiiri;

şemsiye yapımcıları
ıslanmaktan
tek kişiyi koruyacak genişlikte
kesince kumaşları
yağmur değil
yalnızlıktır yağan

daha da hüzünlendirir her gece
kentin sokaklarını
bekçinin nefesiyle
düdüğün içinde dönen
nohut taneciğinin
yalnızlığı

ne çok sevinirim bilseniz
bir yılan
mezarıma girerde
göğüs kafesimin kemikleri içinde
kış uykusuna
yatarsa
ihtiras limani
İnsan kendi sürüsünü bulana ve orada kabul görene dek yalnızlık hissi geçmez. Bizim gibi düşünen ama en az bizim kadar iyi olan sosyo-kültürel türdeşlerimiz içinde olmak ve onların içinde yükselip üstün olmak isteriz. Hem anlamak ve anlaşılmak hem de üstün olmak isteriz. Bu sadece niteliksel değil duygusal da bir bağdır. Üstelik bu topluluk tıpkı bir göç sürüsü gibi akış halinde olmalıdır ve bizi hedefsiz bırakmamalıdır. Eğer böyle bir topluluğun üyesi olamazsak ailemize yönelir ve onların bunun yerini almasını isteriz. Bu da olmazsa sevgilimizden tüm o boşluğu kuşatmasını isteriz. Ama ne sevgili ne aile bunu dolduramaz. Ve onlara rağmen, hatta arkadaşlara dostlara akrabalara rağmen yalnız bir insan olarak yaşarız.
sos
yalnızlık son zamanlarda genç yaşlı çoğu insanın sorunu. kendi çapımda youtube kanalım var ve youtube ile ilgili okuyorum bazı yazılanları. araştırıyorum. bir yerde okumuştum tam hatırlamıyorum neresiydi fakat okuduğuma gelince sadece youtube'u baz alıp genel olarak bir analiz çıkarmışlar ortaya ve insanların aşırı derecede youtube'da vakit harcadıkları yazıyordu yazıda. tekil kullanıcıları ele alıp, izledikleri videoların kategorisine göre, youtube'un kullanıcıların hayatında kapsadığı yeri belirlemişler. tevekkeli değil bunca insan vakitlerini youtube'da video izleyerek geçiriyor.
pasaj
bazen keyfi bir tercih, bazen de mecburi bir yöneliştir. ayrıca kelime aklıma şu şarkıyı ve kaybedenler kulübü sahnelerini getirdi:
turuncu gemi
kanaatimce yaşamış en büyük bilim insanlarından eric fromm kaliteli bir yalnızlığı kuramayan insanların kaliteli birliktelikleri de olamaz iddiasını savunur. bence sonsuz kere haklıdır.

benim yaşam anlayışımda her dış ilişki insanın kendisiyle ilişkisidir. kişinin başka insanlarla ilişkisi de kendisiyle ilişkisidir. bunu siyasette şöyle bir olguyla açıklayabiliriz. her iç savaş bir dış savaştır. her dış savaş aynı zamanda iç savaştır.

sıkıldım daha fazla sosyolojik, politik, psikolojik görüş kasamayacağım. eskiden yalnızlığımı pek bir severdim. fakat 35 yaşımdan sonra artık geceleri yatağa girdiğimde kendimi lanetlenmiş hissediyorum. sabah yalnız uyandığımda ise lanetlenmiş olduğumdan emin şekilde kalkıyorum.
yine de bu hal lanetli bir ilişki biçiminden kırk kat iyidir.
kozmos
iyisin, hoşsun da bazen çok koyuyorsun be. ellerimi nereye sokacağımı şaşırıyorum bazen. kollarımın arasında milyarlarca boşluk var sanki.
3 /