andreas tangen` i henüz yolculamışım o son gemiyle, amerika'ya. ardından onun mirasını tüketiyorum. Bir ylajali eksikti! (:
"islam emirliği" dendiği an bitmiştir.
kadın sadece bir obje, insan yerine koyulmayan ikinci sınıf muamele gören onların gözünde doğurmaktan başka bir boka yaramayan nefes alan bir canlıdır. 21. yüzyıldayız ama halen dinlerin baskısına maruz kalıyoruz. orada kadın olmak çok vahim bir durum.
kadın sadece bir obje, insan yerine koyulmayan ikinci sınıf muamele gören onların gözünde doğurmaktan başka bir boka yaramayan nefes alan bir canlıdır. 21. yüzyıldayız ama halen dinlerin baskısına maruz kalıyoruz. orada kadın olmak çok vahim bir durum.
yüzyıllardır büyük bir topluluğun yüceleştirdiği, örnek aldığı sevdiği bir liderdir.
zekidir, akıllıdır. yüzyıllardır insanların bir kısmını kandırmayı ve bunu da güncel tutmayı başarmıştır. ümmeti onun getirdiği dini ve kendisini mutlak olarak görür ve sözde korumaya çalışır. ne denilebilir ki? sahiden büyük adammış.
zekidir, akıllıdır. yüzyıllardır insanların bir kısmını kandırmayı ve bunu da güncel tutmayı başarmıştır. ümmeti onun getirdiği dini ve kendisini mutlak olarak görür ve sözde korumaya çalışır. ne denilebilir ki? sahiden büyük adammış.
bastırılmış şeyler istisnasız bütün insanlarda (ve dolayısıyla ailelerde) bulunan şeyler aslında. insan olmanın ön koşullarından biri bu: bir bilinçdışına sahip olmak. bilinçdışında hepimiz birer yabancıyız. evet, belki ailede kimse kimseden bir şey saklamıyor gibi hisseder ama işin aslı rüyalarda açığa çıkar. Bilinçdışınız rüyalarınızdır, anlatmayınız.
yoğun stres altındaki insanlar için gittikçe zorlaşan bir şey. kişilik bozukluklarından kaynaklanan kontrolsüzlüklerin yanında mutsuzluğun da getirdiği bir kontrolsüzlük var. mutsuzluk, tatmin hissinin azlığı bu sefer mutsuzluğumuzu harlayabilecek en ufak şeye öfke alevi olarak döner.
Acayip farklı bakış açısı olan deneyimli bir yazar olduğu kanaatindeyim. Ve sanki sözlüğün giriş kapısında geleni geçeni kesip başlık açıyor gibi.ve yeni gelen yazarları karşılıyor.
Vişneçürüğü.
israil'in suçu yok, elleri kanlı bir ülke lakin yanlış olsa bile bi' ideanın peşinden kosturuyorlar.
Biz ne yapıyoruz?
zenginsozluk.com/foto
Biz ne yapıyoruz?
zenginsozluk.com/foto
sigarayı bırakmış veya uzun yıllardır kullanan birinin vermesi gereken tavsiyelerdir esasen.
-sigarayı bırakma kararınızı asla sorgulamayın.
-sigaraya bir dost, destek gözüyle bakmayın. sigarayı, esasen içmeyen insanlarda olan kafa rahatlığına erişmek için içiyorsunuz, yani ilk sigaranızı yakmadan önceki halinize dönmek için. sorunu, sorunla çözemezsiniz.
-nikotin sakızı, bandı, e-sigara gibi pazarlama taktiklerine aldanmayın. hiçbiri aklınız kadar işlevsel değil. gripten kurtulunca yerine başka bir hastalık koymazsınız değil mi?
-Sigara, sağlık, enerji, para, huzur, öz saygı, güven ve özgürlükten ödün verdirir. O yüzden bırakma kararınıza hüzünle değil, tam tersi şevk ve hırs ile yaklaşın.
-önünüzde koca bir hayat var, bu kararınız için kendinizle gurur duyun.
ayrıca;
sigarayı bırakmak/@kozmos.
-sigarayı bırakma kararınızı asla sorgulamayın.
-sigaraya bir dost, destek gözüyle bakmayın. sigarayı, esasen içmeyen insanlarda olan kafa rahatlığına erişmek için içiyorsunuz, yani ilk sigaranızı yakmadan önceki halinize dönmek için. sorunu, sorunla çözemezsiniz.
-nikotin sakızı, bandı, e-sigara gibi pazarlama taktiklerine aldanmayın. hiçbiri aklınız kadar işlevsel değil. gripten kurtulunca yerine başka bir hastalık koymazsınız değil mi?
-Sigara, sağlık, enerji, para, huzur, öz saygı, güven ve özgürlükten ödün verdirir. O yüzden bırakma kararınıza hüzünle değil, tam tersi şevk ve hırs ile yaklaşın.
-önünüzde koca bir hayat var, bu kararınız için kendinizle gurur duyun.
ayrıca;
sigarayı bırakmak/@kozmos.
Kopsa köpeğime yem etmeye değer görmeyeceğim bir dilin çamur içindeki bir damağa çarparak oluşturduğu seslerin bir araya gelerek oluşturduğu ses birikintisi.
Ne mi yapalım?
Mesela erkekleri eğitelim.
Cezalarını kadının ruhu bedenini teslim ettiğinde vermenin elimize hiçbir şey geçirmeyeceğini bilelim.
Şiddeti tetikleyen sikimsonik yaşam şartlarını iyileştirelim.
İnsanları pamuk gibi yapalım ki sinirlerini kendilerine nazaran daha zayıf(!) gördükleri kadınların üstünde boşaltmasınlar.
İnsan olarak doğandan bir canavar meydana gelmesini tetikleyen her ne ise onları bulup bir bir yok edelim.
Yok etmeye bu pislikten ve bunun zihniyettaşlarından başlayalım yalnız! Lütfen!
Ne mi yapalım?
Mesela erkekleri eğitelim.
Cezalarını kadının ruhu bedenini teslim ettiğinde vermenin elimize hiçbir şey geçirmeyeceğini bilelim.
Şiddeti tetikleyen sikimsonik yaşam şartlarını iyileştirelim.
İnsanları pamuk gibi yapalım ki sinirlerini kendilerine nazaran daha zayıf(!) gördükleri kadınların üstünde boşaltmasınlar.
İnsan olarak doğandan bir canavar meydana gelmesini tetikleyen her ne ise onları bulup bir bir yok edelim.
Yok etmeye bu pislikten ve bunun zihniyettaşlarından başlayalım yalnız! Lütfen!
Her türk vatandaşının kınaması gereken söz.
Sen devlet olarak kadının güvenliğini sağlayamıyorsan herkesin kendi kanununu uygulamasına ses çıkartamazsın.
Sen devlet olarak kadının güvenliğini sağlayamıyorsan herkesin kendi kanununu uygulamasına ses çıkartamazsın.
Yazıyooor! AKP'li İl Genel Meclisi başkanının kan donduran kadın cinayetleri tepkisini yazıyooor!
AKP'li Çorum İl Genel Meclisi Başkanı Halil İbrahim Kaya'nın toplantıda 5 aralık kadın hakları günü dolayısıyla söz alan CHP'li Burçin Solmaz Polat'a verdiği inanılmaz cevap. Polat'ın kadına seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla ilgili konuştuğu sırada Kaya, "Bugün ne günü dediniz?" diyerek Polat'ın sözünü kesti.
Kaya'nın verdiği tepkinin tam metni ise şöyle: "Kadınlar öldürülüyor diyorsunuz. Kim öldürüyor. Ne yapalım öldürülüyorsa, polis yakalayıp cezasını veriyor. Bu hükümetin verdiği kadın haklarını Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri hiçbir hükümet vermedi. Adam öldürüyorsa cezasını çekiyor. Erkekler öldürülmüyor mu?"
Hükümete lâf söyletmemek için ne yapacaklarını şaşırıp her meseleyi 'dünden bugüne hükümetler yarışı' seviyesinde tutanlarda bugün haberlerini okudunuz...
AKP'li Çorum İl Genel Meclisi Başkanı Halil İbrahim Kaya'nın toplantıda 5 aralık kadın hakları günü dolayısıyla söz alan CHP'li Burçin Solmaz Polat'a verdiği inanılmaz cevap. Polat'ın kadına seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla ilgili konuştuğu sırada Kaya, "Bugün ne günü dediniz?" diyerek Polat'ın sözünü kesti.
Kaya'nın verdiği tepkinin tam metni ise şöyle: "Kadınlar öldürülüyor diyorsunuz. Kim öldürüyor. Ne yapalım öldürülüyorsa, polis yakalayıp cezasını veriyor. Bu hükümetin verdiği kadın haklarını Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri hiçbir hükümet vermedi. Adam öldürüyorsa cezasını çekiyor. Erkekler öldürülmüyor mu?"
Hükümete lâf söyletmemek için ne yapacaklarını şaşırıp her meseleyi 'dünden bugüne hükümetler yarışı' seviyesinde tutanlarda bugün haberlerini okudunuz...
45 doğumlu motörhead'in basçısı, vokali, kurucusu. gerçek manada bir ''rock n' roll efsanesi'' uyuşturucu, alkol, sigara, seks ve diğer bağımlılıklarıyla geçen ömrü 2015'de son buldu.
İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in hem damadı hem de amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkektir.
sesleri olduğu gibi ses kayıtları da vardır. bazıları zil sesi yapmalıktır. for example kozmos;
aman kuuuuş, canım kuuş...tıkla.
aman kuuuuş, canım kuuş...tıkla.
pulp fiction'da mafya babası marcellus wallace'un -afedersiniz- sikildikten sonra sorulan''iyi misin?'' sorusuna verdiği cevaptır.
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
Ekseriyetle sidik kokan otogardır. Tel aviv otogarı gibi xhxjxhshsh
bu mevzu ile ilgili küçük bir eleştri yapmak istiyorum.
interaktif bir sözlükte bir şeyler yazmak için neden etkinlik düzenleniyor ve yazma işi neden belli saatlere sığdırılmaya çalışılıyor anlamıyorum. online olunan her an bir şeyler karalamak mümkümken insanın kendini sınırlandırması bana saçma geliyor. tabi kim ne yapmak istiyorsa yapsın elbette ama dediğim gibi bu bir etkinlik gibi adlandırılmasın.
interaktif bir sözlükte bir şeyler yazmak için neden etkinlik düzenleniyor ve yazma işi neden belli saatlere sığdırılmaya çalışılıyor anlamıyorum. online olunan her an bir şeyler karalamak mümkümken insanın kendini sınırlandırması bana saçma geliyor. tabi kim ne yapmak istiyorsa yapsın elbette ama dediğim gibi bu bir etkinlik gibi adlandırılmasın.
gandhi the great (büyük gandhi)
mohandas karamchand gandhi (1869-1948), hindistan'ın 1947'de bağımsız olmasını sağlayan politikacı. şiddete karşı olmasıyla bilinir.
1858'den itibaren ingiliz kolonisi haline gelen hindistan'da, 1920lerde "şiddet dışı yollar aracılığıyla mücadele prensibi"nin öncüsü olmuştur. yüksek vergilere tepki olarak kampanya ve yürüyüşler düzenlemiştir, fakirlerin hayat şartlarının geliştirilmesi adına açlık grevi yapmıştır.
İdeolojisinin etkileri daha sonraları dalai lama, martin luther king, nelson mandela gibi isimlerde gözlemlenmiştir.
mohandas karamchand gandhi (1869-1948), hindistan'ın 1947'de bağımsız olmasını sağlayan politikacı. şiddete karşı olmasıyla bilinir.
1858'den itibaren ingiliz kolonisi haline gelen hindistan'da, 1920lerde "şiddet dışı yollar aracılığıyla mücadele prensibi"nin öncüsü olmuştur. yüksek vergilere tepki olarak kampanya ve yürüyüşler düzenlemiştir, fakirlerin hayat şartlarının geliştirilmesi adına açlık grevi yapmıştır.
İdeolojisinin etkileri daha sonraları dalai lama, martin luther king, nelson mandela gibi isimlerde gözlemlenmiştir.
bol şekerli 3ü1 arada ürünlerinin nasıl sattığına anlam veremediğim marka.
ayrıca dünyadaki en kötü hazır ürün kahvenin hazırı olsa gerek ki kahveyle hiçbir alakası yoktur. başka bir ürün elde edilmiştir ve onu içmiş oluruz.
ayrıca dünyadaki en kötü hazır ürün kahvenin hazırı olsa gerek ki kahveyle hiçbir alakası yoktur. başka bir ürün elde edilmiştir ve onu içmiş oluruz.
t: güldüren trajikomik olaylardır.
Benden büyük komşu kızının gittiği okula yazılmıştım. İlk gün annem beni ona emanet ederek gitmişti. Sonra beslenme teneffüsü ben annemin hazırladıklarını yemeyip kantine gittim. Babam ilk gün harçlığı vermiş o kadar, harcayacağım tabiki de. Sonra kantinde benimkini görüyorum. Kalabalığı yarıp yanına gidiyorum, arkadaşları falan var. Ben gayet seviyeli sohbet etmeye çalışırken bunun erkek arkadaşlarından biri kafamı falan okşuyor. Ben de o zamanlar herkese büyüdüğümü gösterme çabalarındayım. Kıza "dur ben sana bir tost ısmarlayım" diyorum. Kantincinin küçük penceresinin önündeki dev kalabalığa dalıyorum ama tabi boy kısa herkes ızbandut gibi, küçük sınıflar efendi gibi beslenmeliklerini yiyor. Bir ben varım bücür. Bir türlü herife 2 tost diyemiyorum.
Tam umudumu kesmişken isa peygamber gibi göğe doğru yükseliyorum ve bir anda kantinci ile karşı karşıya geliyorum. Siparişimi verdikten sonra beni yukarı kaldıran fedakar insana bakmak için arkamı dönüyorum bir de görüyorum ki kafamı okşayan meymenetsiz.
Benimki de olaya şahit olmuş tabi, grup olarak gülüyorlar halime.
Sonra oğlum bezirgan dedim kendi kendime, isyan etmenin faydası yok, senin kaderin böyle.
yol belli, ey başını usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte...
Benden büyük komşu kızının gittiği okula yazılmıştım. İlk gün annem beni ona emanet ederek gitmişti. Sonra beslenme teneffüsü ben annemin hazırladıklarını yemeyip kantine gittim. Babam ilk gün harçlığı vermiş o kadar, harcayacağım tabiki de. Sonra kantinde benimkini görüyorum. Kalabalığı yarıp yanına gidiyorum, arkadaşları falan var. Ben gayet seviyeli sohbet etmeye çalışırken bunun erkek arkadaşlarından biri kafamı falan okşuyor. Ben de o zamanlar herkese büyüdüğümü gösterme çabalarındayım. Kıza "dur ben sana bir tost ısmarlayım" diyorum. Kantincinin küçük penceresinin önündeki dev kalabalığa dalıyorum ama tabi boy kısa herkes ızbandut gibi, küçük sınıflar efendi gibi beslenmeliklerini yiyor. Bir ben varım bücür. Bir türlü herife 2 tost diyemiyorum.
Tam umudumu kesmişken isa peygamber gibi göğe doğru yükseliyorum ve bir anda kantinci ile karşı karşıya geliyorum. Siparişimi verdikten sonra beni yukarı kaldıran fedakar insana bakmak için arkamı dönüyorum bir de görüyorum ki kafamı okşayan meymenetsiz.
Benimki de olaya şahit olmuş tabi, grup olarak gülüyorlar halime.
Sonra oğlum bezirgan dedim kendi kendime, isyan etmenin faydası yok, senin kaderin böyle.
yol belli, ey başını usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte...
fakir ama gururlu gibi yoksul ama aşk için yaşayan gibi çeşitli anlamları teşkil etmektedir. Hani vardır ya dizilerde filmlerde serseri bi tip ama kızları kendine hasta eden, aşık yağız biri. işte romantik lümpen deyince benim aklıma direkt bu geldi. tabii ukdeci yazar neyi kastetti bilemiyorum.
(bkz:lümpen)
ukdeci: davy jones
(bkz:lümpen)
ukdeci: davy jones
bir neslin tek eğlencesi olan şimdilerdeyse tv, telefon, bilgisayar gibi cihazların olmadığı ya da olsa da radyo keyfini sevenlerin yaptıkları eylemdir. elimin altında her türlü cihaz var ama bazen açar sadece radyo dinler keyiflenirim. özellikle sabahları ve geceleri daha keyifli oluyor. gün içerisinde yoğunluktan pek aklıma gelmiyor ya da kendi şarkı listemi açıp dinliyorum.
cartoon network kanalının uncle granpa adlı çizgi filminin ana karakteri.
noel baba'nın erkek kardeşi ve aynı anda dünyadaki herkesin hem amcası hem de büyük babasıdır. genellikle kendinden haberi olmayan çocukların yardımına koşar. çocuklar başta yardımlarını önemsemezler ama sonra uncle granpa'yla harika maceralara atıldıklarını fark ederler.
bay suratsız, pizza steve, bel çantası ve gerçeğimsi uçan dev kaplan en yakın arkadaşlarıdır. "günaydın!" demeyi, fıstık ezmesini, çocuklara yardım etmeyi ve saçma, aptal maceralara atılmayı sever. karanlıktan korkar.
noel baba'nın erkek kardeşi ve aynı anda dünyadaki herkesin hem amcası hem de büyük babasıdır. genellikle kendinden haberi olmayan çocukların yardımına koşar. çocuklar başta yardımlarını önemsemezler ama sonra uncle granpa'yla harika maceralara atıldıklarını fark ederler.
bay suratsız, pizza steve, bel çantası ve gerçeğimsi uçan dev kaplan en yakın arkadaşlarıdır. "günaydın!" demeyi, fıstık ezmesini, çocuklara yardım etmeyi ve saçma, aptal maceralara atılmayı sever. karanlıktan korkar.
"Ankara Üniversitesi ve Ege Üniversitesi'nde görevli öğretim üyesi üç Türk bilim insanı ile bir doktora öğrencisi tarafından, Güneş sistemine 212 ışık yılı uzaklıkta, Jüpiter benzeri bir 'öte-gezegen' keşfedildi. Gezegene Türk ismi koymak istediklerini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mesut Yılmaz, bununla ilgili bir oylama da yapılabileceğini kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, 'Bildiğim kadarıyla Japonya, ABD, Fransa ve Kanada, keşfettikleri ilk gezegene bir isim verdiler. Bizde de neden olmasın? Böyle bir düşüncemiz var. Benim, 'Türk', 'Türk1' ve 'Atatürk' isimleri aklımdan geçti' ifadelerini kullandı."kaynak
(bkz:Din tüccarı)
nitelikli entryleri deli gibi eksilenen yazar
en iyi filmi net korkusuz korkaktır. en azından bana göre...
Oldu olacak bir de canli yayin açsin ;)
"küfür, burjuvazinin ağzında bir lağım çukurudur... küfür, işçi sınıfının ağzında bir çiçektir!"
can yücel
Saygı ve sevgiyle...
can yücel
Saygı ve sevgiyle...
Mesajlaşırken emojisi olan sözlük. Sözlük kızlarıyla daha rahat iletişim kurmanıza yardımcı. Sırtımı sıvazlayıp cebime bi 50 lira atsa al hadi lazım olur diye bu kadar iş yapmış olamaz.
doctor who'da geçen ikonik replik
Özel mesajla uğraşıp cevap verdi vermedi stresine girmemek için yapılan eylem. Ayrıca kimse benim doğum günümü kutlamadı. Bu yüzden, böyle bir şeyin varlığını kabul etmiyorum.
(bkz:herkese şapur şupur bize yarabbi şükür)
(bkz:herkese şapur şupur bize yarabbi şükür)
tanzımat dönemi sanatçısı şemsettin sami tarafından kaleme alınan, batı tarzında yazılmış ilk türk romanı~>.
Çeşitli boyalarla, kalemlerle yapılan görsel betimleme.
O kadar kötüydüm o kadar kötüydüm ki bütün derslerim 5 gelirken resim ve iş eğitimi dersim 3 gelirdi. 3 ü olana takdir verilmediği için hocam halime üzülür notumu yükseltirdi. (bkz:bakın bu dramdır). Sonra bir gün, karakalem bir şey çizmiştim, bir hayvan figürü içine gizlenmiş başka hayvanlar. okul sergisine çıkmıştı. Zirvem buydu ve zirvede bıraktım.
O kadar kötüydüm o kadar kötüydüm ki bütün derslerim 5 gelirken resim ve iş eğitimi dersim 3 gelirdi. 3 ü olana takdir verilmediği için hocam halime üzülür notumu yükseltirdi. (bkz:bakın bu dramdır). Sonra bir gün, karakalem bir şey çizmiştim, bir hayvan figürü içine gizlenmiş başka hayvanlar. okul sergisine çıkmıştı. Zirvem buydu ve zirvede bıraktım.
çikolata eritmede kullanılan bir yöntem olmakla beraber bir yemek pişirme yöntemidir.
bir tencereye su eklenir ve ocağa alınır. tencerenin üstüne cam bir kap konulur. kabın içine çikolatalar konulur. çikolatalar kabın suyla temasından aldığı ısıyla erir. isteğe göre kap, suya temas etmeden, sadece sudan aldığı buharla da ısınabilir.
bir tencereye su eklenir ve ocağa alınır. tencerenin üstüne cam bir kap konulur. kabın içine çikolatalar konulur. çikolatalar kabın suyla temasından aldığı ısıyla erir. isteğe göre kap, suya temas etmeden, sadece sudan aldığı buharla da ısınabilir.
Japon asker sınıfı. Her ne kadar onurları, şerefleri ile bildiğimiz askeri sınıf olsalar da bir tür Kahraman gibi görülse de temelde derebeyleri tarafından himaye edilirlerdi ve onların bütün zulmünü de köylüye yansıtırlardı.
Napolyon'un 100 gününü bitiren savaş, mahkum edildiği adadan kaçan imparator Avrupa'nın birleşik ordularına burada kesin olarak yenilmiştir.
yaz aylarında sahip olabileceğiniz en büyük düşman.
(bkz:dil ve anlatım )
matrix'te bir kayma olduğunu gösterir.
linkedin bozmaya başlamışken yerine konabilecek platform. hadi bana iş bulun da cebim az para görsün be insafsızlar.
insanın yaradılışında var ahlak. ama onu bulup çıkarmak akıl yolu ile pek mümkün değil. ancak ortada bir durum olduğunda toplumsal bazda düşünürsek ahlak bir şekilde ortaya çıkıyor. yani yaratılmış fakat insanın kendi kendine bulabileceği bir unsur değil. salt akıl, vicdan ile.. hepsi yanılır. sanırım antik yunanda hırsızlık yakalanıncaya kadar gayet sorunsuz.. dışarıdan hırsızlığa kötü bir bakış açısı yok. çal ama yakalanma tarzı. işte bulabilmek önemli. nasıl bilgiyi mutlak olarak bulamıyorsak ahlaki gösterecek bilgiyi de kendi başımıza mutlak olarak bulamayız bana göre. ahlak konusunda düşünelim. bir çocuğun ahlakı genellikle düşünüldüğünde bir çocuğun masumiyeti denir ya aslında çocuğun zihinsel yapısının almaya yönelik olduğundan bana göre. masumca alıyor kendine verileni. nasıl yetişirse öyle. ve genelde iyi olana yatkın bir yapısı vardır. tek başına yeterli değildir. içinde bulunduğu topluma kendi algıları çerçevesinde adapte olur. öğrenir. doğada toplumsal hayattan uzak bir çocuk ahlaki değerleri nasıl öğrensin ki... ancak vahşi doğayı öğrenir... ki toplumun ahlaki yapısı bireyi etkiliyor. koşullar ile beraber. fakat bu toplumun doğru olduğunu göstermez. roma medeniyetinde şahane bir ahlak yoktu. antik yunanda da. şimdi de insan eliyle gelen hiç bir olgu da tamamlanmış bir ahlak yok. insanın yaratılışında olan ahlakın yaratıcı tarafından bildirilenlerle ortaya çıkıp işlenmesi gerekir. edep işte. edep illa edep derler ya ilimden önce bile edep gelir.
(bkz:pazartesi sendromu)
iflah olmaz nihilist. çoğu kez varoluşçuluğun köklerinden biri olarak addediliyor. tıpkı kierkegaard gibi. söz konusu akım daha sonra sartre ile zirve yaparken, bu üç ismin de birleştiği nokta, hayatı projeleştirmek mefhumuydu sanırım. yanılmıyorum, umarım. evet, ben de böyle düşünüyor ve ekliyorum: hayat, dinamik bir projedir. sonuçta nasıl bir şeyle karşılaşılacağı önceden hesaplanamaz. hesaplanmamalıdır da.
doctor who'da uzay ve zamanda herhangi bir yere gidebilen, Gallifrey adlı gezegende yaşayan zaman lordları tarafından yaratılıp kullanılan bir zaman makinesidir.
tardis kelimesi aslında bir kısaltma olup açılımı Time And Relative Dimension In Space'dir.
tardis kelimesi aslında bir kısaltma olup açılımı Time And Relative Dimension In Space'dir.
pierre-joseph proudhon.
mütevazı bir yaşam tarzına sahip, çoğu anarşiste nazaran. yaşamına genel olarak çiftlik işleri ile uğraşarak başlıyor. annesi, onun okumasında kararlı olduğu için 1820 yıllarında şehre göç ettikten sonra okula yazdırıyor onu. okul masrafları, babasının patronunun bir takım bağlantıları ile karşılanıyor. tabii bu belli bir yere kadar yetiyor. masraflar arttığından dolayı proudhon, yüksek öğrenimine devam edemiyor. basım işine giriyor...
biyografisinin kalanı için: [ingilizce] http://dwardmac.pitzer.edu/Anarchist_Archives/proudhon/wardbio.html
önemli eseri olan "mülkiyet nedir?": [fransızca] http://gallica.bnf.fr/ark:/12148/bpt6k111212d
mütevazı bir yaşam tarzına sahip, çoğu anarşiste nazaran. yaşamına genel olarak çiftlik işleri ile uğraşarak başlıyor. annesi, onun okumasında kararlı olduğu için 1820 yıllarında şehre göç ettikten sonra okula yazdırıyor onu. okul masrafları, babasının patronunun bir takım bağlantıları ile karşılanıyor. tabii bu belli bir yere kadar yetiyor. masraflar arttığından dolayı proudhon, yüksek öğrenimine devam edemiyor. basım işine giriyor...
biyografisinin kalanı için: [ingilizce] http://dwardmac.pitzer.edu/Anarchist_Archives/proudhon/wardbio.html
önemli eseri olan "mülkiyet nedir?": [fransızca] http://gallica.bnf.fr/ark:/12148/bpt6k111212d