3 mayıs ruhu ebediyen var olsun! Tengri Türk'ü kurusun ve yüceltsin!
zenginsozluk.com/foto
dünya üzerindeki tüm türk sevdalılarının türkçülük günü kutlu olsun.
milletimiz var olsun, tanrı türk'e yar olsun.
milletimiz var olsun, tanrı türk'e yar olsun.
disiplin kurulu tarafından hakkında verilen ömür boyu men cezası tahkim kurulu tarafından 20 maça düşürülmüş. sahaya jiletle çıkan ve rakip oyuncuları jiletleyen kişinin tutuklanması gerekirken bunlar ödül gibi ceza veriyorlar.
eğer cezanın değiştirilmesinde seçim üstü kürt oylarıni kaybetmek istemeyen yukarından birileri yoksa ben de hiçbir şey bilmiyorum. bir skandaldan öte bir şey bu, tam bir rezillik.
eğer cezanın değiştirilmesinde seçim üstü kürt oylarıni kaybetmek istemeyen yukarından birileri yoksa ben de hiçbir şey bilmiyorum. bir skandaldan öte bir şey bu, tam bir rezillik.
Justin Kruger ve David Dunning adlı abd'li iki psikolog tarafından tanımlanan sendromdur. 2000 senesinde bu ikiliye Nobel ödülü kazandıran sendromun en duru hali ile tanımı “cahil cesareti”. Bizim de malumunuz üzere sıkça karşılaştığımız bazı karakterler ile aslında hayatımızın her anına yerleşmiş bu sendrom, her şeyi ve ama her şeyi kendilerinin bildiğini iddia eden ve üstüne bilgiyi küçümseyen, önem vermeyen kişileri kapsar.
Sanırım çok fazla örnek vermeye, ne ben gerek duymalıyım ne de siz.
Sanırım çok fazla örnek vermeye, ne ben gerek duymalıyım ne de siz.
Ne mutlu türk'üm diyene.
Cenk durmazel ve erdem uygan'dan oluşan ikili.
90'lardan itibaren dönen geyiklerin yarısından fazlası bu ikilinin elinden, ağzından ve buna bağlı sistemlerden çıkmıştır.
90'lardan itibaren dönen geyiklerin yarısından fazlası bu ikilinin elinden, ağzından ve buna bağlı sistemlerden çıkmıştır.
düpedüz xyz evladıdır. sahaya jiletle girip rakip futbolcu yaralamak sahalardan men edilmekle kalmamalı ayrıca ömür boyu da hapis cezası almalı.
böyle mühim bir olayı bile güneydoğu takımlarının maruz kaldığı bilmem neylere bağlamak da insanlık dışıdır ve samimiyetsizcedir.
'yapılan yanlıştır ama' ile başlayan her cümle de aynen geçersizdir. amadan önceki tüm kelimeler anlamsızdır.
merak ediyorum, samimiyetimden soruyorum, aynı şeyi sakaryalı futbolcu yapmış olsaydı 'yapılan yanlıştır ama' diyebilecek miydiniz?
adam jiletle insan yaralıyor 'ömür boyu olmasa da üç yıl yea' diyorlar. Vicdanları rahatlatırmış. Aynen kardeş, Çok rahatlatır. Güneydoğu takımlarına yapılan faşistlik; istiklal marşı ıslıklamak, rakip takım futbolcusunu jiletle yaralamak falan bunlar sövgi, oşx, gordeşlix.
böyle mühim bir olayı bile güneydoğu takımlarının maruz kaldığı bilmem neylere bağlamak da insanlık dışıdır ve samimiyetsizcedir.
'yapılan yanlıştır ama' ile başlayan her cümle de aynen geçersizdir. amadan önceki tüm kelimeler anlamsızdır.
merak ediyorum, samimiyetimden soruyorum, aynı şeyi sakaryalı futbolcu yapmış olsaydı 'yapılan yanlıştır ama' diyebilecek miydiniz?
adam jiletle insan yaralıyor 'ömür boyu olmasa da üç yıl yea' diyorlar. Vicdanları rahatlatırmış. Aynen kardeş, Çok rahatlatır. Güneydoğu takımlarına yapılan faşistlik; istiklal marşı ıslıklamak, rakip takım futbolcusunu jiletle yaralamak falan bunlar sövgi, oşx, gordeşlix.
Adam elinde jiletle çıkıp rakip futbolcuyu kesiyor bunun 10 katı onlara yapıldı ben de yapardım diyor adam akamdma lan bunun 10 katı mı var aq bir üst seviyesi keleşle sahaya çıkmak onu da mansur ya da türevi birisi yapar zaten. Rakip takımların taraftarından gördüğün öfkeyi seninle aynı işi yapan birinden neden çıkartıyorsun? Götün yiyorsa bir sonraki sene sakarya deplasmanında küfreden tribüne dalarsın jiletle.
Ayrıca güneydoğu takımlarına gösterilen bıdı bıdı denmiş. Ben saha hiç gaziantepspora yapılan bir şeyi hatırlamıyorum. Urfaspor da keza pek sıkıntı yaşamadı sanki maçlarda. Amedsporun sahasındaki maçlarda istiklal marşını ıslıklayan taraftarlarla bi ilgisi olabilir mi bu tepkinin? İnsanlar neden komşu şehirlere tepki göstermiyor da bize gösteriyorlar diye bi kendine dönüp bakar insan. Diğer türlüsü kolaycılık olur.
Ayrıca güneydoğu takımlarına gösterilen bıdı bıdı denmiş. Ben saha hiç gaziantepspora yapılan bir şeyi hatırlamıyorum. Urfaspor da keza pek sıkıntı yaşamadı sanki maçlarda. Amedsporun sahasındaki maçlarda istiklal marşını ıslıklayan taraftarlarla bi ilgisi olabilir mi bu tepkinin? İnsanlar neden komşu şehirlere tepki göstermiyor da bize gösteriyorlar diye bi kendine dönüp bakar insan. Diğer türlüsü kolaycılık olur.
Tüm sözlüğe gelsin.
Özellikle kadınlarda görülen anemi türüdür.
Demirin emiliminde sıkıntı görülmesi gibi çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Yavaş gelişmesi sebebiyle oldukça geç fark edilir. Halsizlik, baş dönmesi, asabiyet, ileri seviyedeyse sürekli uyuma ihtiyacı olarak kendini belli eder. Genelde anemi çeşitleri vücutta başka bir sıkıntının işaretidir.
Oral tedavisi oldukça zor ve uzundur ki emilim problemi yüzünden anemi yaşıyorsanız etkisizdir. İğne çok daha çabuk toparlanmanızı ve sonuç almanızı sağlar. Altında yatan neden bulunamazsa sıklıkla tekrar eder.
Demirin emiliminde sıkıntı görülmesi gibi çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Yavaş gelişmesi sebebiyle oldukça geç fark edilir. Halsizlik, baş dönmesi, asabiyet, ileri seviyedeyse sürekli uyuma ihtiyacı olarak kendini belli eder. Genelde anemi çeşitleri vücutta başka bir sıkıntının işaretidir.
Oral tedavisi oldukça zor ve uzundur ki emilim problemi yüzünden anemi yaşıyorsanız etkisizdir. İğne çok daha çabuk toparlanmanızı ve sonuç almanızı sağlar. Altında yatan neden bulunamazsa sıklıkla tekrar eder.
İman bazen iknadan sonra gelir. İkna olmak istemese de insan, gerçeklik bir kez aklına, kalbine düştü mü, ikna olduğunu hissetti mi bentler kırılmış olur. İnanan, mutlak olarak biliyormuşçasına, göremese de göreceğinden emin gibidir. İnanmak istemekte ise, inanışa götüren şeylerin yanında aksini gösteren şeylerin çok güçlü olduğu bilgisi var. Fakat hissin, arzunun hedeflediğindeki karanlık noktalar, inanma isteği tarafından boyanır ve kapatılır. İnanmak istemekte aslında buna inanmamam için de çok sebep var, fakat arzum buna sahip olmak istiyor ve inansaydım bu çok kolay olacaktı gibi bir durum var.
İnanmak istediğimiz zaman işte tam da bu yüzden inanışı zedeleyen her şeye rağmen, yorumlamamız yormamız hep inanışa doğru oluyor. Sana inanıyorum demek istiyoruz çünkü sana inanmazsam bendeki sen parçalanır, bendeki sen parçalanırsa sende inşa etmek istediğim ve asıl hedeflediğim o bende hayal mahsulü bir aldanış olarak, bir yıkıntı olarak düşer ayaklarımın dibine. Gerçekliğin karşısında iradem, arzum, kendime ölçtüğüm değer ve rol yenilir. Bu yüzden sen sana biçtiğim role tam olarak uymalısın ve uyabileceğine dair bir inancım olursa sana sarılırım. Sana sarılmak içimin isteğiyse ve inanmam gerekiyorsa, inanma isteği doldurur bakışımı. Merceklerimin yegane ölçüsü olur. Işıkların hepsini seni ve buradan da beni haklı çıkaracak şekilde kırarım. Ve dünya çarpık, yamuk, gerçekten uzak bir hal alır. Bu dünya yalancıdır.
İnanmak istediğimiz zaman işte tam da bu yüzden inanışı zedeleyen her şeye rağmen, yorumlamamız yormamız hep inanışa doğru oluyor. Sana inanıyorum demek istiyoruz çünkü sana inanmazsam bendeki sen parçalanır, bendeki sen parçalanırsa sende inşa etmek istediğim ve asıl hedeflediğim o bende hayal mahsulü bir aldanış olarak, bir yıkıntı olarak düşer ayaklarımın dibine. Gerçekliğin karşısında iradem, arzum, kendime ölçtüğüm değer ve rol yenilir. Bu yüzden sen sana biçtiğim role tam olarak uymalısın ve uyabileceğine dair bir inancım olursa sana sarılırım. Sana sarılmak içimin isteğiyse ve inanmam gerekiyorsa, inanma isteği doldurur bakışımı. Merceklerimin yegane ölçüsü olur. Işıkların hepsini seni ve buradan da beni haklı çıkaracak şekilde kırarım. Ve dünya çarpık, yamuk, gerçekten uzak bir hal alır. Bu dünya yalancıdır.
üzerinden tam 27 yıl geçen dünya tarihinin görüp görebileceği en kapsamlı katliam hatta soykırım hareketi. 26 şubat 1992'de hocalı'da katledilen soydaşlarımızı rahmetle anıyoruz, mekanları cennet olsun, toprakları bol olsun. zalimlere ve zalimlerin zulümlerine çanak tutanlara da lanet olsun.
2008 yılında başlayıp 7 sezon devam etmiş kanımca en underrates kalmış dizilerde top 3e oynar. Patrick jane karakteri kendisine hayran bırakır. Diğer oyuncular biraz donuk kalsa da (cho hariç, kendisi kraldır) bitirdiğim nadir dizilerdendir. İzlerken keşfettiğim şey şu oldu ilk defa bir karaktere bu kadar benzemek istemiştim. Ayrıca kızıl sevdamla da birleşince grace van pelt karakterini oynayan amanda righetti'ye de aşık olmuştum ki olmamak elde değil.
Dizi manüplasyon ve zekası ile insanları kandırarak para kazanan patrick jane'in karısı ve kızının seri katil red john tarafından öldürülmesi ile başlıyor. O günden sonra polisle çalışmaya başlayan patrick red john'un da peşindedir. Red johnlu bölümler dışında polisiye olayları izlediğimiz dizide bruno heller dayı red john konusunda sıçsa da 6 sezon çok güzel gelmiştir.
Dizi manüplasyon ve zekası ile insanları kandırarak para kazanan patrick jane'in karısı ve kızının seri katil red john tarafından öldürülmesi ile başlıyor. O günden sonra polisle çalışmaya başlayan patrick red john'un da peşindedir. Red johnlu bölümler dışında polisiye olayları izlediğimiz dizide bruno heller dayı red john konusunda sıçsa da 6 sezon çok güzel gelmiştir.
Çok iyi bir sese sahiptir. Kırmızı buğday türküsü, mutlaka tavsiye edilir.
bunun modası geçti diye biliyordum, yani evet birkaç yıl öncesine kadar modaydı bu olay ve kitaptaki en eski hatun düşürme taktiklerinden biriydi ama dediğim gibi modası geçti bence bunun.
kanaatimce mimarlık mesleği güneş altında icad edilmiş en dahiyane mesleklerden biridir. başka hiç bir meslek bilmiyorum ki sanat ve teknik bu kadar güzel bir biçimde dans etsinler. zannımca yaşamış en büyük mimar olan sinan ustamız bugün kayseri'ye bağlı olan ağırnas'lıdır. türkiye'nin hemen hemen bütün kentlerinin mimarisini, dünya'daki kentlerinse bir çoğunun mimarisini inceleme şansım oldu. mimari anlamda en yüksek kaliteye sahip kentler, kayseri ve ağırnas'dır. tabii ki bunda hayata ermeni bir duvar ustası olarak başlayan sinan'ın payı büyüktür.
bugün dünyanın en güzel mimarisine sahip olan kayseri'nin ortasında iğrenç bir hilton kütlesi vardır. şehir çirkin bir tranvay yoluyla ikiye bölünmüştür. osmanlı'dan kalan sayısız güzel türbe çürüyor.
ağırnas'da ise pamuklara sarılıp saklanması gereken yapıların etrafında her gün yeni toki binaları yükseliyor.
bir bütün ulus ve tüm siyasi anlayışlar olarak, her şeye çok yazık ediyoruz.
bugün dünyanın en güzel mimarisine sahip olan kayseri'nin ortasında iğrenç bir hilton kütlesi vardır. şehir çirkin bir tranvay yoluyla ikiye bölünmüştür. osmanlı'dan kalan sayısız güzel türbe çürüyor.
ağırnas'da ise pamuklara sarılıp saklanması gereken yapıların etrafında her gün yeni toki binaları yükseliyor.
bir bütün ulus ve tüm siyasi anlayışlar olarak, her şeye çok yazık ediyoruz.
bu soğuk kış gecesinde doyumsuz şarkılarla içimiz ısınsın.
Kıbrıs'a giderken tavsiye aldığım fakat komşu il sınırlarında yaşadığını bilmediğim güzide insan.
türklerin son yurdu, özge vatan.
imparator'dan geliyor...
Feodal Nihong(Japonya'nın orijinal ismidir) İmparatorluğuna bağlı, kılıç ustaları olan samurayların hayat felsefesidir. Samuraylar dünyanın en iyi kılıç ustaları olarak kabul edilirler. Hayat felsefeleri olan Buşido "savaşçının yolu" anlamına gelir ki samuray da "hizmet eden" anlamına gelir. Buşido'nun yedi altın kuralı vardır bunlar sırasıyla: dürüstlük, saygı, kahramansı cesaret, onur, merhamet, doğruluk - samimiyet ve görev - sadakattir. Bu kuralları tek tek ele alacak olursak
Dürüstlük: samuray insanlarla olan ilişkisinde tam anlamıyla kesinlikle dürüst olmalıdır; samurayın hayatında sadece kendisine sergilenen adalet olmamalıdır, kendisi de insanlara karşı son derece adil olmalıdır. Her açıdan dürüst, adil ve güvenilir olmalıdır.
Saygı: samurayın acımasız olması için bir nedeni yoktur, gücünü kanıtlamasına ihtiyacı da yoktur. Samuray düşmanına karşı bile saygılı olmalıdır. Samuraylar sadece kılıç ustalığında ki veya savaşta ki yeteneklerinden ötürü saygı görmezler, diğer insanlara davranışlarından ötürü de saygı görürler.
Kahramansı cesaret: kabuğuna saklanarak yaşayan bir kaplumbağa gibi yaşamak yaşamak değildir. Gerçek samuray kahramansı bir cesarete sahip olmalıdır, hayat kesinlikle risklidir, hayat tam anlamıyla kusursuzca yaşanmalıdır fakat kahramansı cesaret gözü karalık değildir, korkunun yerini zeka ve gücün almasıdır.
Onur: samurayların onurlarının tek bir yargıcı vardır o da kendileridir, yaptıkları seçimlerden ve sonuçlarından kesinlikle kendileri mesuldürler, yaptığı seçimler nasıl bir insan olduğunu yansıtır.
Merhamet: sürekli düzenli bir çalışmayla samuray tek kelimeyle "güçlü" olur, diğer pek çok insanlar gibi değildirler. Gücünü iyilik için kullanmalıdırlar, samuray merhametli olmak zorundadır. Samurayın merhameti olmadığında vahşi hayvanlardan bir farkı kalmaz.
Doğruluk - samimiyet: samuray bir işin yapılacağını söylemişse o işin gerçekleşmiş olmasından başka bir sonuç düşünülemez. Başka hiç bir şey samurayı söz verdiği işi halletmesinden alı koyamaz. Söylemek ve yapmak samuray için aynı anlama gelen sözcüklerdir. Samuray yap(a)mayacağı bir şeyin sözünü vermemelidir.
Görev - sadakat: samuraylar söyledikleri ve yaptıkları her şeyden sorumludurlar ve bunların peşi sıra gelen sonuçlardan da, bütün bunlara tam anlamıyla sadık olmak zorundadırlar, ayrıca samuraylar hizmet ettikleri kişilere sadakatte ikiliğe düşemezler, görevlerine olan sadakatlerine tam manasıyla bağlı olmalıdırlar.
Tüm bu kuralların yanı sıra onuru lekelenmiş bir samuray harakiri /seppuku yapmak zorundadır aksi takdirde efendisi tarafından hizmetinden kovulur veya ustası tarafından terk edilir böylece samuray artık bir samuray değil, ronin yani efendisiz samuray ya da avare samuray olur ki bu da hoş gözle bakılan bir şey değildir.
Dürüstlük: samuray insanlarla olan ilişkisinde tam anlamıyla kesinlikle dürüst olmalıdır; samurayın hayatında sadece kendisine sergilenen adalet olmamalıdır, kendisi de insanlara karşı son derece adil olmalıdır. Her açıdan dürüst, adil ve güvenilir olmalıdır.
Saygı: samurayın acımasız olması için bir nedeni yoktur, gücünü kanıtlamasına ihtiyacı da yoktur. Samuray düşmanına karşı bile saygılı olmalıdır. Samuraylar sadece kılıç ustalığında ki veya savaşta ki yeteneklerinden ötürü saygı görmezler, diğer insanlara davranışlarından ötürü de saygı görürler.
Kahramansı cesaret: kabuğuna saklanarak yaşayan bir kaplumbağa gibi yaşamak yaşamak değildir. Gerçek samuray kahramansı bir cesarete sahip olmalıdır, hayat kesinlikle risklidir, hayat tam anlamıyla kusursuzca yaşanmalıdır fakat kahramansı cesaret gözü karalık değildir, korkunun yerini zeka ve gücün almasıdır.
Onur: samurayların onurlarının tek bir yargıcı vardır o da kendileridir, yaptıkları seçimlerden ve sonuçlarından kesinlikle kendileri mesuldürler, yaptığı seçimler nasıl bir insan olduğunu yansıtır.
Merhamet: sürekli düzenli bir çalışmayla samuray tek kelimeyle "güçlü" olur, diğer pek çok insanlar gibi değildirler. Gücünü iyilik için kullanmalıdırlar, samuray merhametli olmak zorundadır. Samurayın merhameti olmadığında vahşi hayvanlardan bir farkı kalmaz.
Doğruluk - samimiyet: samuray bir işin yapılacağını söylemişse o işin gerçekleşmiş olmasından başka bir sonuç düşünülemez. Başka hiç bir şey samurayı söz verdiği işi halletmesinden alı koyamaz. Söylemek ve yapmak samuray için aynı anlama gelen sözcüklerdir. Samuray yap(a)mayacağı bir şeyin sözünü vermemelidir.
Görev - sadakat: samuraylar söyledikleri ve yaptıkları her şeyden sorumludurlar ve bunların peşi sıra gelen sonuçlardan da, bütün bunlara tam anlamıyla sadık olmak zorundadırlar, ayrıca samuraylar hizmet ettikleri kişilere sadakatte ikiliğe düşemezler, görevlerine olan sadakatlerine tam manasıyla bağlı olmalıdırlar.
Tüm bu kuralların yanı sıra onuru lekelenmiş bir samuray harakiri /seppuku yapmak zorundadır aksi takdirde efendisi tarafından hizmetinden kovulur veya ustası tarafından terk edilir böylece samuray artık bir samuray değil, ronin yani efendisiz samuray ya da avare samuray olur ki bu da hoş gözle bakılan bir şey değildir.
Askeriye koğuşunda iyiden iyiye hissedilir. Şimdi acemi birliğini Isparta'da yapmış biri olarak diyebilirim ki 16 saatlik yoğun bot giyme seansından sonra size her yer Doritos peynir aromalı gibi kokuyor.
öğrencilerin ve haftada 1 gün izinli olan insanların kutsal günüdür.
desem de inanmayın. kutsal cumartesi günü, dünya genelindeki Hristiyanların İsa Mesih'in Golgotha'daki kutsal Kabir Kilisesi'ne defin edilişini andıkları dini gün olarak adlandırılır.
desem de inanmayın. kutsal cumartesi günü, dünya genelindeki Hristiyanların İsa Mesih'in Golgotha'daki kutsal Kabir Kilisesi'ne defin edilişini andıkları dini gün olarak adlandırılır.
biraz geçmişte mi kalmışım?
Çoğunluk tarafından ( zaten şunun şurasında kaç kişiyiz (: ) sevilen yazar. Bu yazar buranın şansı, ciddiyim. Bir ara çok fazla yazdım, çizdim burada. kendi adıma emek verdiğime inanıyorum ve bir emektar ( emekli oldum. Olmamış da olabilirim. İçkiliyim bilmem ne, fakat söz hakkım var. ) olarak fiora için buranın şansı diyebiliyorum. Şu dingin ve kutsanmış ruh halimle, nadiren buraya uğrayan biri olarak fiora'yı online listesinde görmek, uzaktan gelen çan sesleri, kedilerin (: çayırlarda serbestçe dolaştığı mırlamalarını akla getiriyor. Eco'nun çocukluğunu geçirdiği yere çok benzeyen kırsalın bir parçası gibi, ultramarine pastoralizmle birlikte harmanlamış trans dansı gibi, punk öncesi etkilerle aşılanmış techno gibi... ay tamam sustum. (:
Rübab ile evliliğe adım adım programına hoş geldiniz!
Evet bugünkü konumuz evlilik öncesi bir çok çift ne halt etmeye ayrılıyor konusu.
Bir insan evleneceği kişiyle neden düğün öncesi ayrılır? Yada insanlar düğün alışverişine çıkınca neden yüzükleri atarlar? Niçin nikah gününden 1 gün önce kararlar bozulur? Çünkü çiftimiz hormonlarına yenilerek bir karar vermiştir. Ve evlilik tarihine yaklaştıkça bu hormonlar azalarak yerini mantık kaplamaya başlar.
Size bir kaç anlaşma konusu sunayım.
Evlendikten sonra yaşanılacak yer. Hele bir de farklı şehirlerdeyseniz tamam artık. Kii bu farklılığın kültür farkı oluşturacak kadar uzak yerler olmasını hiç söylemiyorum fark ettiyseniz.
Efenim sonra kişinin giyimi kuşamından beden temizliğe varasına olan her şey. Er kişi başta hatunu atıyorum Kolsuz bir elbise ile görüp vurulursa ve evlilik sonrası kapattırmaya çalışırsa olmaz. Beden temizliği demiştik. Kimse bir yün yumağıyla sevişmek istemez ayrıca.
Gelelim çocuk meselesine. Şu devirde çocuk sahibi olup büyütmek de zor yetiştirmek de! Bunu da herkes istemeyebilir.
Evlilik sonrası kişisel alışkanlıkların değiştirilmesi. Kişi sizin sigara içmenize ve alkol almanıza takılmıyor olabilir şimdilik fakat sonrasında buna karışırsa alanınızı kısıtlamış olur. Önceden konuşun.
Her lafa maydanoz akrabalar. Bunlar da sonradan mantar gibi türerler. En baştan sularını kesip ölüme mahkum etmelisiniz.
Evet şimdilik aklımdan geçenler bunlar efenim.
Evet bugünkü konumuz evlilik öncesi bir çok çift ne halt etmeye ayrılıyor konusu.
Bir insan evleneceği kişiyle neden düğün öncesi ayrılır? Yada insanlar düğün alışverişine çıkınca neden yüzükleri atarlar? Niçin nikah gününden 1 gün önce kararlar bozulur? Çünkü çiftimiz hormonlarına yenilerek bir karar vermiştir. Ve evlilik tarihine yaklaştıkça bu hormonlar azalarak yerini mantık kaplamaya başlar.
Size bir kaç anlaşma konusu sunayım.
Evlendikten sonra yaşanılacak yer. Hele bir de farklı şehirlerdeyseniz tamam artık. Kii bu farklılığın kültür farkı oluşturacak kadar uzak yerler olmasını hiç söylemiyorum fark ettiyseniz.
Efenim sonra kişinin giyimi kuşamından beden temizliğe varasına olan her şey. Er kişi başta hatunu atıyorum Kolsuz bir elbise ile görüp vurulursa ve evlilik sonrası kapattırmaya çalışırsa olmaz. Beden temizliği demiştik. Kimse bir yün yumağıyla sevişmek istemez ayrıca.
Gelelim çocuk meselesine. Şu devirde çocuk sahibi olup büyütmek de zor yetiştirmek de! Bunu da herkes istemeyebilir.
Evlilik sonrası kişisel alışkanlıkların değiştirilmesi. Kişi sizin sigara içmenize ve alkol almanıza takılmıyor olabilir şimdilik fakat sonrasında buna karışırsa alanınızı kısıtlamış olur. Önceden konuşun.
Her lafa maydanoz akrabalar. Bunlar da sonradan mantar gibi türerler. En baştan sularını kesip ölüme mahkum etmelisiniz.
Evet şimdilik aklımdan geçenler bunlar efenim.
Evrakta sahtecilik kapsamına alınması gereken meme kabı.
Kafası sadece paraya, mala, mülke basanlarca 5 10 tane falandır. Halbuki bunun bir karşılığı olmamalı. Kız çocuklarımıza sahip çıkalım. Sadece kendi doğurduklarımızdan bahsetmiyorum...
Dillere pelesenk olmuş fırat plastik reklamı.
Bildirim butonumu öğlen uykusuna yatıran yazar. Yoruldu garip, oylamalardan. Yazarın ellerine çokça temennilerde bulundum, gönlü zengin zaten o kısma hiç değinmedim. Var olsun daima...
William Shakespeare'in buna ilişkin çok güzel, sade ve sade olduğu kadar derin mana içeren bir ifadesi vardır;
"kelimeler, kelimeler, kelimeler..."
"kelimeler, kelimeler, kelimeler..."
Dün iki ayrı zıt duygu yaşadım sözlük.
İlkinde paramparça olduğumu hissettim. Öyle kandırılmış, öyle zavallı hissettim ki kendimi. İnsanların ne kadar yapmacık, ne kadar samimiyetsiz olduklarını bir kez daha, tokat gibi hissettim yüzümde. Ne yüzü, kalbimde hissettim, kalbimin kırılma sesini duydum ben dün ve çok acıdı sözlük. Yahu ne istiyorsunuz bizden, önce hayatlarımıza giriyor, samimi görünüyor sonra da kendinizce paçavra muamelesi yapıyorsunuz, iyi de siz kimsiniz yahu? Kendinizi ne sanıyorsunuz? Sadece harcadığım zamana üzülüyor, bir kez daha yanıldığıma üzülmüyorum bile artık. Çünkü denemeden, yaşamadan bilemiyorsun. Yanıldığında ise yeni bir tecrübe daha ekleyerek omuzlarına, yükü daha da ağır bir insan olarak devam ediyor, etmeye çalışıyorsun.
Ama işte hayat bu ya, o kadar da acımasız olmuyor bazen. Sürpriiiizz diye bi' anda konfetiler patlatıp, balonlar uçuruyor üzerinde. Yahu dur bi' şakacı şey, daha az önce paramparça etmiştin kalbimi, şimdi mutluluktan nefesimi mi keseceksin diyorsun, duymuyor bile seni. Veriyor umudu, veriyor mutluluğu. Az önce yitip giden umutlarını insana dair, alelacele bir paketle yeniden koyuveriyor önüne. Öylece kalıyorsun. İnansam mı acaba diye içinden geçirirken tereddütle, "inan" diyor dünyanın en güven veren sesi. Evet daha önce de duymuştum ben bu sesi, yabancı değil. İnanıyorsun öylece Küçük bir çocuk gibi, kırmızı bir elma şekerine kanmaya hazır.
Teşekkür ederim hayat! Önce bu kadar üzmesen sonrasında verdiğin hoşluğun değerini bilemezdim belki. Gerçi sen yine de pek kırmamaya çalış kalbimi, biliyorsun çok acıyor.
İlkinde paramparça olduğumu hissettim. Öyle kandırılmış, öyle zavallı hissettim ki kendimi. İnsanların ne kadar yapmacık, ne kadar samimiyetsiz olduklarını bir kez daha, tokat gibi hissettim yüzümde. Ne yüzü, kalbimde hissettim, kalbimin kırılma sesini duydum ben dün ve çok acıdı sözlük. Yahu ne istiyorsunuz bizden, önce hayatlarımıza giriyor, samimi görünüyor sonra da kendinizce paçavra muamelesi yapıyorsunuz, iyi de siz kimsiniz yahu? Kendinizi ne sanıyorsunuz? Sadece harcadığım zamana üzülüyor, bir kez daha yanıldığıma üzülmüyorum bile artık. Çünkü denemeden, yaşamadan bilemiyorsun. Yanıldığında ise yeni bir tecrübe daha ekleyerek omuzlarına, yükü daha da ağır bir insan olarak devam ediyor, etmeye çalışıyorsun.
Ama işte hayat bu ya, o kadar da acımasız olmuyor bazen. Sürpriiiizz diye bi' anda konfetiler patlatıp, balonlar uçuruyor üzerinde. Yahu dur bi' şakacı şey, daha az önce paramparça etmiştin kalbimi, şimdi mutluluktan nefesimi mi keseceksin diyorsun, duymuyor bile seni. Veriyor umudu, veriyor mutluluğu. Az önce yitip giden umutlarını insana dair, alelacele bir paketle yeniden koyuveriyor önüne. Öylece kalıyorsun. İnansam mı acaba diye içinden geçirirken tereddütle, "inan" diyor dünyanın en güven veren sesi. Evet daha önce de duymuştum ben bu sesi, yabancı değil. İnanıyorsun öylece Küçük bir çocuk gibi, kırmızı bir elma şekerine kanmaya hazır.
Teşekkür ederim hayat! Önce bu kadar üzmesen sonrasında verdiğin hoşluğun değerini bilemezdim belki. Gerçi sen yine de pek kırmamaya çalış kalbimi, biliyorsun çok acıyor.
Çocuk reyonundan giyinir.
günümüz ergenlerinin en büyük sorunu. sevimli olacam diye ses değiştirmeler mi dersin garip garip hareketler mi dersin... biraz kendiniz olun.
15 dakika ilerideymiş ya la. ben de diyorum noluyor, saate bakmak hiç aklıma gelmemişti. o değil de sözlüğün ilk yaşını doldurmasına bir saat kaldı, umarım konfetiler hazırdır.
kutlu olsun tum ırkdaşlara.
atsız ata ve dava arkadaşlarının haksız yere yargılandıkları türkçülük ve turancılık davasını unutmamak ve atsız ata ve ülkü neferlerini yad etmek için kutlanan gündür.
ne mutlu türküm diyene
(bkz:mustafa kemal atatürk)
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar el ele,
Tarihler bin dokuz yüz kırk dördü gösterdi,
Atsız'ım Bozkurtlara buyruğu verdi,
Yiğitçe buyruğa gönül verdiler,
Alparslanlar, toganlar, Orkun, İdiller,
Yürüyün, yürüyün haydi yiğitler,
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar el ele,
Büyük Türk Milleti senin bayramın.
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar el ele,
Dilde birlik, işte birlik, fikirde birlik,
Sağlanırsa o zaman kurulur dirlik,
Yürü yiğit yürü bugün senin günün'dür,
Bugün düğün günün, senin bayram günün'ür,
3 Mayıs Türkçü nün düğün günüdür,
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar el ele,
Büyük Türk Milleti senin bayramın.
ne mutlu türküm diyene
(bkz:mustafa kemal atatürk)
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar el ele,
Tarihler bin dokuz yüz kırk dördü gösterdi,
Atsız'ım Bozkurtlara buyruğu verdi,
Yiğitçe buyruğa gönül verdiler,
Alparslanlar, toganlar, Orkun, İdiller,
Yürüyün, yürüyün haydi yiğitler,
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar el ele,
Büyük Türk Milleti senin bayramın.
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar el ele,
Dilde birlik, işte birlik, fikirde birlik,
Sağlanırsa o zaman kurulur dirlik,
Yürü yiğit yürü bugün senin günün'dür,
Bugün düğün günün, senin bayram günün'ür,
3 Mayıs Türkçü nün düğün günüdür,
Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar el ele,
Büyük Türk Milleti senin bayramın.
ülkemizde muhtemelen cılız bir şekilde kutlanacak olan gün.
kutlu olun!
eskilerin şaman kocalarının söylediği;
" Allah, Bismillah! Ey Tanrım yanıldığımda bana yardım et!
Ey kopuzum! Doğru gör, doğru söyle!
Üyengi ağacının kökünden oyarak aldığım kopuzum!
Kızıl çalı tobulgadan perdelerini yaptığım kopuzum!
Yürük atın kuyruğundan tel yaptığım kopuzum!
Doğru gör, doğru söyle!
Söylenene uymazsan kulaklarını burarım!
Seni yere çalarım! Oynayıp durduğum andır bu an!
Çam kopuzumu elime aldım. Su yılanı gibi dolandım döndüm..."
kutlu olun!
eskilerin şaman kocalarının söylediği;
" Allah, Bismillah! Ey Tanrım yanıldığımda bana yardım et!
Ey kopuzum! Doğru gör, doğru söyle!
Üyengi ağacının kökünden oyarak aldığım kopuzum!
Kızıl çalı tobulgadan perdelerini yaptığım kopuzum!
Yürük atın kuyruğundan tel yaptığım kopuzum!
Doğru gör, doğru söyle!
Söylenene uymazsan kulaklarını burarım!
Seni yere çalarım! Oynayıp durduğum andır bu an!
Çam kopuzumu elime aldım. Su yılanı gibi dolandım döndüm..."
leonidass: eskiçağ dilleri ve kültürleri bölümünden mezun olduktan sonra iş bulamayıp iş arayan işsiz.
leonisass > kayıp eşya bürosu müdürü.
leonidass - psikolog
Büyük Britanya, İrlanda Adası'nın doğusunda yer alan, üzerinde İngiltere, Galler ve İskoçya'nın bulunduğu Birleşik Krallık'a bağlı ada. Büyük Britanya Adası, Britanya Adaları'nın en büyüğüdür. Adanın yüzölçümü 218.595 km² dir.
Edit:
Çoğumuzun karıştırdığı Büyük Britanya, Birleşik Krallık ve İngiltere arasındaki fark ise;
zenginsozluk.com/foto
Edit:
Çoğumuzun karıştırdığı Büyük Britanya, Birleşik Krallık ve İngiltere arasındaki fark ise;
zenginsozluk.com/foto
Gecenin 3'ünde uykunun tutmadığı ponçiklere gelsin o zaman bu gecenin şarkısı da:
Efsane sayılmayacak bir parçası bulunmayan Şebnem ferah'ın parçalarından birinin adı.
'Aşk tesadüfleri sever' filminde de bambaşka bir anlam bulmuştur.
'Aşk tesadüfleri sever' filminde de bambaşka bir anlam bulmuştur.
Yalanlar söylemeye başladığı andan itibaren kişiyi pençeleriyle sımsıkı tutup ömrü boyunca bir daha da bırakmayacak olan güvensizlik hâlinin negatifi.
Çünkü hayatın acı ama gerçek bir kuralı olarak "kişi kendinden bilir işi.".
Çünkü hayatın acı ama gerçek bir kuralı olarak "kişi kendinden bilir işi.".
Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) için açık eksiltme ihalesi. öncelikle vatana millete hayırlı olsun dedigimdir.
son yıllarda iyiden iyi gerilen turk-alman ilişkileri konusunda da aslolanin ülkelerin ekonomik çıkarları olduğunu gösteren bir ihale olmuştur.
ihaleye toplam 8 konsorsiyum katıldı ve ihaleyi Siemens (Almanya) - Türkerler- Kalyon konsorsiyumu kazandı.
Rüzgar YEKA'sı yarışmasını kazanan firma, 1 milyar doların üzerinde rüzgar tesisi yatırımı yapmış olacak. Kilovatsaat başı tavan fiyatın 7 dolar/centten baslayan ihaleyi kazanan konsorsiyum (3.49 dolar fiyat ile kazanıldı), yüzde 65 yerlilik oranını şart olmak üzere 100 milyon doların üzerinde yatırım maliyeti olan bir rüzgar türbin fabrikası kuracak. Fabrikada her biri en az 2,3 megavat gücünde olmak üzere 300 ila 450 yerli rüzgar türbini üretilecek. yaklaşık 4000 kişinin istihdamının sağlanması bekleniyor.
Projenin uygulanacağı 5 bölge ise şöyle;
Kayseri - Niğde
Sivas
Edirne - Kırklareli - Tekirdağ
Ankara - Çankırı - Kırıkkale
Bilecik - Kütahya - Eskişehir
son yıllarda iyiden iyi gerilen turk-alman ilişkileri konusunda da aslolanin ülkelerin ekonomik çıkarları olduğunu gösteren bir ihale olmuştur.
ihaleye toplam 8 konsorsiyum katıldı ve ihaleyi Siemens (Almanya) - Türkerler- Kalyon konsorsiyumu kazandı.
Rüzgar YEKA'sı yarışmasını kazanan firma, 1 milyar doların üzerinde rüzgar tesisi yatırımı yapmış olacak. Kilovatsaat başı tavan fiyatın 7 dolar/centten baslayan ihaleyi kazanan konsorsiyum (3.49 dolar fiyat ile kazanıldı), yüzde 65 yerlilik oranını şart olmak üzere 100 milyon doların üzerinde yatırım maliyeti olan bir rüzgar türbin fabrikası kuracak. Fabrikada her biri en az 2,3 megavat gücünde olmak üzere 300 ila 450 yerli rüzgar türbini üretilecek. yaklaşık 4000 kişinin istihdamının sağlanması bekleniyor.
Projenin uygulanacağı 5 bölge ise şöyle;
Kayseri - Niğde
Sivas
Edirne - Kırklareli - Tekirdağ
Ankara - Çankırı - Kırıkkale
Bilecik - Kütahya - Eskişehir