confessions

zengin sozlugun fakir yazari

1. nesil Yazar - Havayı kokluyor

  1. toplam entry 0
  2. takipçi 34
  3. puan 2578

magic mushroom
Aş'ı aşmak fiilinin emir kipi olarak algıladığıma göre ben o zaman ne sağcı ne solcu, ağır ezik mi oluyorum acaba?

-Aş bunları magic aş!!!
+peki efendim, hemen aşıyorum.

hürmüz boğazı

olacak o kadar
Dünya petrolünün yüzde 20'sinin, ortadoğu petrolünün yaklaşık yüzde 40'ının geçtiği stratejik bölge.

Abd tehditlerine karşılık iran'ın elindeki en büyük kozdur hürmüz zira her abd ile yaşanan gerilimde, iran hürmüz boğazını uluslararası ticarete kapatmak tehdit eder lakin fikrimce bu imkansızdır. Böyle bir durumda hem uluslararası desteğini kaybeder hem de zaten buhranda olan ekonomisine bir kurşun sıkmış olur.

iran'ın toprak bütünlüğünü koruyabilmesi bu boğazin güvenliğinden geçer zira en az abd kadar iran düşmanı olan bae ve suudlar alternatif kanallar inşa edip iran'ı bu noktada zayıflatmak istiyor. Bae'nin fuceyra'ya uzanan boru hattını açmasının altında yatan sebep de tam olarak budur.

hasan sabbah

kaptonur
Anlatılan çoğu hurafenin dışında zamanının en güçlü liderlerinden. Selçuklu veziri nizamülmülk'ü öldürten ve zamanın güçlü liderlerinden Selahaddin eyyübi'ye bile geri adım attıran bir adamdır. Kalesinin arka bahçesindeki cennet bahçesi hikayeleri hasan sabbah'ın ölümünden 200 yıl sonra alamut kalesine gelen marco polo'nun götünden uydurduğu hikayelerdendir. Hasan sabbah güçlü ve akıllı bir liderdir. İnsanları kendine inandırmak için haşhaş kullanmış olabilir onunla ilgili kesin bir şey demiyorum ama sırf inandırmak için cennet vaadetti, yok arka bahçeye çapa yaptırdı hatunları oraya doldurdu demek saçma. İnsanları kendine inandırmak için haşhaşa veya cennete gerek yok (direkt olarak). İnanmazsanız şimdiki hükmete bakabilirsiniz. Herkes haşhaş içiyorsa bilemem.

güney kore

olacak o kadar
yaş hesabının diğer kültürlerden farklı yapıldığı ülke.

Güney kore'de Doğduğunuz anda 1 yaşındasınız. bizdeki gibi bebek 0 yaşında doğar, aylarını alır ve 12 ayını doldurunca 1 yaşında olur durumu söz konusu değil. Doğdukları anda direkt 1 yaşında sayılıyorlar. Tabi sadece bu değil, Yeni yılda da bir yaş aldıklarına inanıyorlar. Yani doğum günlerine zaman olsun olmasın, yılbaşı gecesi 12'den sonra sayaç bir yaş daha ekliyor. Örneğin bir bebek 31 Aralık gecesi doğdu ve 1 yaşına girdi. Bu talihsiz yavrucak sonraki gün olan 1 Ocak'ta 2 yaşında sayılıyor.

Hani ne gerek vardı bu kompleks durumu yaşatmaya lakin illaki vardır bir bildikleri diyerekten girimi sonlandiriyorum.

4 aralık 2018 sözlük maaşlarının hala yatmaması

sos
maaş günü değişti haberiniz yok mu. evet bugüne kadar ayın 1'inde yatıyordu. fakat aralık ayından itibaren artık ayın 15'inde yatacak maaşlar. ayın 15'ini bekleyin.

peki yeni yazarlar ne yapacak? maaş bağlatmak isteyenler hangi şartları yerine getirmeli? anlatıyorum.

1- öncelikle üzerinde nick'inizin yazılı olduğu kağıtla birlikte gülümseyerek poz verdiğiniz fotoğrafı yönetime e-posta ile göndermeniz lazım. (uygun dosya uzantıları > .jpg ve .png'dir)

2- "maaş bağlatmak istiyorum" konulu bir kompozisyon yazıp bunu da doğrudan icgqhs'ye faks ile göndermeniz gerekiyor.

3- son olarak iban numaranızı yönetime dm'den bildirmeniz gerekli.

ayrıca 2019'da artık yeni yazarlara maaş verilmeyecektir. bir an önce yazar olup bu 3 şartı en geç 31 aralık 2018 tarihine kadar yerine getirmeniz gerekiyor. mazeretli bildirme tarihi 1 ocak 2019 günü saat 23.00'e kadardır.

hotmail vs. gmail

rübab-ı şikeste
Hotmail işçidir gmail beyaz yakalı.
Garibim hotmail az mı çektin derdimizi? Hala senin uzantılarını kullanıyoruz. Hotmaili kullanmak daha basittir fakat sanırım artık açılmıyor. Ha telefondan açabiliyorum ancak o kadar. Gmail hotmaile göre daha kapsamlı, bu yüzden daha karmaşık geliyor.

aç karnına market alışverişi yapmak

magic mushroom
Şampuan almak için girilen marketten 3 poşet dolusu abur cuburla çıkmaya sebep olandır.

İşin kötü yanı ise eve geldikten sonra heyecanla boşaltılan poşetlerin içinden hiç şampuan çıkmamasıdır, bir tane bile. Aniden şeker ve tansiyon düşer, hafif bir baygınlıkla ilk şok atlatılır.

Fekat hayatta kalmaya programlanmış olan bedenimiz hemen doğru hamleyi yapar ve Beyne kan gitmesi için Alınan abur cuburları yarın yokmuşçasına gömer. neyse ki bir nebze olsun düzeltilen psikoloji ve kan şekeriyle banyoya girilir. yokluğun verdiği çözüm üretme refleksleriyle bitmiş şampuan şişesine biraz su eklenip çalkalandıktan sonra, daha üç banyoluk seyreltilmiş şampuan elde edildiğinde ise o ağlak hüzün yerini çocuksu bir mutluluğa ve mis kokulara bırakır.

Bu olaydan alınacak ders ise, asla pes etmemek gerektiğidir. Hayat her zaman minnak sürprizlere gebedir, bazen şampuan şişesinin dibine gizlenmiş olarak. Evet.

bir de beni tek çek

sos
kişinin kadrajda sadece kendisinin olmasını istediği bir istek cümlesi. birden fazla kişiyle fotoğraf çekimi sonrası sarfedilebilecek cümle.


zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
zenginsozluk.com/foto
-
(fotoğraflar rte'nin millet bahçesi ziyaretinde çekilmiş. fotoğraftaki zat da malumunuz rte. o değil de rte'yi bir karede tek başına görmek bana çok tuhaf geldi. kadrajın dışında bekleyen yüzlerce koruma elbette vardır fakat alışılmadık pozlar bunlar)

et yerine tavuk hindi balık yiyin

sos
kısa süre sonra şöyle bir düzeltme yapabilir;

"balık yiyin dedim ama bir sorun bakalım nasıl yiyin dedim... balığı gidin satın alın demedim ki. 3 tarafımız denizlerle çevrili. elinize bir olta alın ve gidin balığı tutun. bakın bir söz vardır; "bana balık verme, balık tutmasını öğret" diye. herkes eline bir olta ve diğer eline de bir kova alsın ve kendisine en yakın denize veya göle gitsin balık tutsun.

mesela şanlıurfa'da balıklı göl var. o balıklar niye orada öyle boşuna duruyor. urfa halkı ihtiyaç halinde onları yiyebilir"

berat albayrak

sos
bursa akp il başkanı kendisine altın ibrik hediye etmiş. bunu akp'li değil de muhalif partiden biri hediye etse "manası çok derin" deyip, hediye eden kişiyi ciddi bir tebessümle tebrik ederdim.

fakat manası çok derin bu hediyeyi gel gelelim akp'li biri hediye ediyor. yahu arkadaş yorum bile yapamıyorum bu olaya.

insanın aklına iki ihtimal ve bir de soru geliyor.
1- akp'li il başkanı halkla dalga geçiyor (akp'nin tüm olayları halkla dalga geçercesine zaten fakat bu ihtimal bu olayda düşük)

2- akp'li il başkanı salak oğlu salak. malın önde gideni. (bu ihtimal çok güçlü bir ihtimal)

3- bizim bu kadar saçma sapan bir hükümetin esareti altında yaşayacak ne günahımız vardı?

özel okul

dr vitus werdegast
rağbet görmelerinin sebebi devlet okullarının kalitesizliğidir.

çocuğunu buralara gönderen her aile zengin değil. birçoğu orta sınıf. binbir sıkıntıyla kredi çekerek, borca girerek, ellerinde ne varsa satarak gönderiyorlar. çünkü haklı olarak, devlet okullarında çocukları için bir gelecek göremiyorlar.

açıkçası çocuğum olsa ben de böyle yapardım. zira devlet okulları hem müfredat hem de personel bakımından kalitesiz. devlet okulları kaliteli olsa, yedi yaşında çocuklara din dersi vermek, henüz kavrayamayacakları soyut kavramları dayatmak yerine doğru düzgün bir eğitim verse zaten bu özel okullar tercih edilmez.

bülent ecevit

quares
Bana göre Son dürüst siyasetcidir kendisi, vefatinın üzerinden 12 sene gecmis, saygı, sevgi ve minnetle anıyorum karaoğlanı. Evet ekonomik kriz vardı, evet halk zor durumdaydı, evet esnaflar kepenk kapatıyordu. Evet halk yiyecek ekmeği bile zor buluyordu ama halk bu kadar fakirleşmişken ecevit asla saraylarda yaşamadı. Asla içmedi ejder meyvelerini ve onun zamanında donmadı çocuklar sokaklarda. O her zaman eşitlikten yanaydı. Ekmeği bölüştürmekten yanaydı. Ama O zaman da vardı vatan hainleri Ve ekmeklerini paylaşmak istemiyorlardı. Oysa ecevit halkçıydı, milletten, halktan, haktan yanaydı. Mütevazi bir hayatı, pahalı şeyle almak yerine okullara yardımlar yapan bir eşi vardı. Ailecek birer örnek çift oldular bu topraklarsa yaşayan milyonlarca insan için. Ayrıca kıbrıs konusuna gelicek olursak, ne amerika ambargosu korkutabildi eceviti, ne de avrupa birliği. Mesela Bugün eğer ki ecevit iktidar da olsa biz o terörist rahibi asla göndermezdik ve cezasını çekerdi. Çünkü ecevit dediğini yapardı. Bir gece ansızın "ayşe tatile çıksın" demesiyle şanlı şerefli türk ordusu kıbrısın dağlarında destan yazdı. Beşparmak dağları düşmana mezar oldu. Amerika ambargo koydu, avrupa ambargo koydu o sıralarda bize yardım eden tüm ülkeleri de yakın bir zamanda arap baharı adı altıyla amerika ortadan kaldırdı ve biz sesimizi çıkarmadık. Lakin bugün görüyoruz ki ne mısır ne libya ne de arap baharının uğradığı başka bir yerde ki otorite boşluğu hâlâ dolmadı ve günümüzde bile büyük sorunlarla uğraşıyorlar. Bize de yapmak istediler lakin iki ayyaş dedikleri ismet paşa ve gazi mustafa kemal atatürk'ün sistemli bir şekilde kurdukları cumhuriyet ve şanlı türk ordumuz buna müsade etmedi. Ve şanlı türk ordusu kurulduğu günden bugüne ilk defa ergenekon ve balyoz gibi yalanlarla karşı karşıya kalarak bitap duruma düştü. Ordunun vatansever subayları yıllarca silivri zindanlarında tutsak edildi. Yarbay ali tatar'ın hesabını kim verecek! Neyse konumuz fazla dağılmasın yoksa yazıcak çok şey var.

Ecevit ne kandırdı, ne kandırıldı, her zaman halktan ve haktan yana oldu.

Saygı ve sevgiyle...

zenginsozluk.com/foto



gerçek sözlük trollerinin eskilerde kalması

keskin nisanci
interaktif sözlük oluşumu eskimeye başladı. sözlüklere artık eskisi kadar rağbet yok, çünkü sosyal medya yelpazesi genişledi ve yeni nesil artık kendini amiyane tabirle pazarlama derdinde. sözlüklerde meşhur olabilmek çok zor ama diğer yerlerde biraz daha kolay. yazma eylemi kaybolmak üzere her şey görselliğe döküldü.

bunları yazınca geri kafalı gibi hissettim kendimi, biz hala yazma derdindeyiz.

sıla'nın ahmet kural'dan şikayetçi olması

icgqhs
şarkıcı ve söz yazarı sıla gençoğlu'nun oyuncu ahmet kural ile yaşadığı aşk sonrası şiddet gördüğünü söyleyerek darp raporları ile savcılığa suç duyurusunda bulundu.
bunun üzerine taraflardan açıklamalar geldi ve sanat dünyası tamamen ahmet kural'ı suçlamaya başladı.
her olayda iki taraf dinlenmesi gerekirken bir kadın şiddete maruz kaldım dediği an hiç kimse dinleme gereği bile duymuyorlar, garip vesselam.

bir kadının dudaklarının bir erkeğin kulağına ettiği işkence sorgulanmalı ve söz konusu şiddet hangi söylemler üzerine olmuş bu konuşulmalı.
elbette söz konusu ne olursa olsun şiddetin savunulacak bir tarafı yok fakat ahmet kural sıla'yı kolundan tutup itmek için mi hayatına soktu?
toplumun gözü kapalı erkeğe yüklenmesi ve asla dinlememesi çok garip!

beyinsiz

magic mushroom
aslında teknik olarak beyni vardır bu canlıların ancak genellikle küçük ve işlevsizdir. Beyinsiz beynini kullanma gereği duymaz, duyduğunda ise kullanılmamaktan dolayı örümcek bağlamış olan zavallı organ maalesef pek bir işe yaramaz.

beyinsizlik bir yaşam biçimidir ve özellikle "kraldan çok kralcılığın" yönetim biçimi olarak kullanıldığı coğrafyalarda oldukça yaygındır.

Bir beyinsizi kolayca tespit etmek için ona bir tutam inanç sömürüsü bir parça da ucuz milliyetçilik verin ve devrelerinin nasıl yandığına şahit olun. İnanın hiç zorlanmayacaksınız.

yaratmak

oblomov
bu konuda millet olarak çok iyiyiz diyebilirim. hayal dünyamız çok geniş. çok şey yaratabiliyoruz. mesela kendi kendimize dert yaratmakta üstümüze yok. hiç olmadık zamanlarda kendimize düşman yaratmayı çok iyi becerebiliyoruz. canı sıkılan kavgaya bahane yaratmayı çok iyi biliyor ve sokakta yürürken sebepsiz yere birbirimizi öldürebiliyoruz. hele de küfür konusundaki yaratıcılığımıza hayranım. daha çocuk yaşta başlıyor bu ve her yaşın yaratıcılığı bir başka oluyor. bilim, teknoloji, uzay araştırmaları, tıp gibi alanlarda da muhtemelen vardır biraz yaratıcılığımız fakat millet olarak şimdi(ve ömrümüzün uzunca bir süresi) konumuz o değil.

zengin sözlük yazarlarının denemeleri

kozmos
uzak,
âdemsiz bir durak, son durak olamaz.
birileri çizebilir boşluğu. o bir şeylerin tutukluluğu, tükürülecekken yutulan kan. acısı şeylerin, salınım. son hecesi aşkın. şifa dilenen dudakların kokusu dağlarda süzülen. öpmedim onu, deniz tabanını gezdim. sarılmadım ona anlamı kuşandım. dudaklarını da koklamadım zaten. temiz, sari parçaların içinde gördüğüm muhtemel bir hülya idi. başını koyduğu yastık bir kod. her nefes bir pasaj.
sokaklar onunla dolu, görmediğim her yerde o var. belli kokular doluyor burnuma, bildik gözyaşları pusuda. tadı dahi dudaklarımda. çelik öğütüyorum sanki, özlem demir leblebi. yol arkadaşı kıskançlık, nefsin bencilliğine direnilemeyen, o mavi ateşten meydana gelen. küçülüyorum, nokta haline gelene kadar bi kenarda veremli gibi ölümümü bekliyorum.
asılıyorum elimin kavrayamadığı her şeye. benliğim, yakasına yapıştığım. renklerim meydana geliyor. kaynıyorum onun kazanında, azalıyorum, kendimden çekiliyorum. canıma bakıyorum, canıma son kez.
olmadı mı hiç, müziğin de yorulup yavaşça yere serildiği anları bilmedim mi? ya o tatsız haller? kan ve boşlukta yüzen bağırışlar neydi? beyaz ellerimiz teşhir.
beyaz.
yersiz ve yeterince sebepsiz yorgunlaşmış acı, acılaşan yorgunluk; 'an'a dik inen cevval, patavatsız bir çizgi. odur, insanın boğazına oturan yumruk, kahkahaları yırtan anı artık soluk. dokunulmayı bekliyor dökülmek için, dokunulmuyor.. dokundurulmuyor, baygın öz, ölü sanki. onunla birlikte yaşamaya devam edecek evde istenmeyen biri gibi. bilinenler ama dile getirilmeyenler, söze gelmez duyguların gücü nasıl korkutmasın.

fotoğraflarda kalmaması adına gülümseme dişlisi kendi kendinin emekçisi. görkemli, rahatsız edebilecek potansiyelde evhamlı çarkın yıkılmaz kalesi. bir öpücük mesafesinde sesler, kokular, aşktan yükselen sıcak, nadide iniltiler.
bir kara deliğe tükürmek, yere değiş sesi beklemek, bitiş, çakılış emaresi bir yitiş özlemi. aramak, bakmak ve görmeyi akledebilecek kudrete nail olmak süreçle, boğazına yapışmak kendinin, uyandırmak kendini. tokatlamak son defa acımadan, son defa acıtarak.
42 milyon yıl öncesi bugün, bir seyahat gemisinde okuduğum tozlu bir kitapta yazıyordu;
''sevmek, sevişmek. güzellik vermek kendinden, güzelleşerek, kendiliğine ve ötekine, ötekinden.''
çiçekleri eziyorlar.
yıldızları titizlikle yontuyorlar.
maket bıçağıyla düzeltilen yerlerde biriken tozlara üflüyorlar..

unutulmaz türk filmi replikleri

essekar
her insan için unutulmayan replikler farklıdır ama bu replik her insanın aklının bir yerlerinde kalmıştır bence
-herkese benden çay
+ben istemem
-peki.Şakire çay yok
+ne demek şakir
-adınımı degiştirdin
+sen bana nasıl şakir dersin lan kelek
-ne diyem mesela mahmut mu diyem şakir.

dünya lideri erdoğan

keskin nisanci
dünyaları erdoğan ile sınırlı olanlar için doğru bir ifade. bunların ki tavşan dağı küsmüş, dağın haberi yok durumu. dünyada kimsenin erdoğan'ı umursadığı yok ama onlara göre, erdoğan yüzünden tüm dünya türkiye'ye düşman ama bu kafa iyi lan. dert yok, tasa yok. erdoğan nefes alın diyor, nefes alıyorlar, almayın diyor almıyorlar, beyne oksijen gidiyor mu gitmiyor mu umursamıyorlar.

rakı

noviembre
Acıyla içilir, mutlulukla içilir, beraber içilir, bir başına içilir hatta ve hatta kalabalık bir masada yapayalnız bile içilir.
Öyle bir demdir ki rakı ne zaman kaçmak istesen en çok o zaman içilir.
Rakınız daim, yolunuz bol olsun.

dışarıdayken duyulan yaran diyaloglar

quares
Ortaköy sahilde yalnız başıma oturuyorken, canım midye çekti, beşiktaş tarafına doğru yürümeye başladım ve nihayet bir midyeci ile karşılaştım. Midyeci amca, amca diyorum 45-50 yaşlarında var, telefonla konuşuyordu ve telefonda ki kişiye aynen şu cümleleri kurdu : ya psikolojim bozuldu yıldırım, psikolojim alt üst oldu yıldırım. Aylardır hastane, postane, darphane, kerhane koşturup duruyorum helak oldum.

Sonra bi an bana döndü, "yıldırım müşteri geldi kapatıyorum" dedi. Müşteri mi? Abi yok ya ne müşterisi falan demeye kalmadan, "tuzluyarak mı veriyim genç" demesin mi? Ulan beynimin içinde dönüp durdu bu cümle, bir iki saniye midyelere bir iki saniyede amcaya baktım. Tam o an çalan telefonum sayesinde hızlıca koşarak uzaklaştım midyeciden. Ama şunu öğrendim ki midye yemek cidden mekruh xd

zengin sözlük

azrailin regl donemi
ulan yoğunuz diye girmedik, girmek istemedik uzak kaldık hepten bitmiş ortam. dönün ulan geri alayınızın ebesine yazlık kışlık bot atarım!!
sözlüğe ara verdim demirbaş yazarlar da uzaklaşmış. vaaaaaay anasını lan sözlük. geldim lan gelin tamam.

millet ittifakındaki mantık hatası

keskin nisanci
olmayan mantık hatası ve çelişkilidir.

olayı şöyle ele almak lazım, eğer millet ittifakı çatı aday formülünde uzlaşsaydı erdoğan ilk turda seçimi kazanırdı. çünkü ekmeleddin ihsanoğlu örneğinde bu yaşandı. çatı adayı herkesi memnun etmeyebilir ve dolayısıyla insanlar çekimser kalabilirlerdi ki bu da erdoğan'ın işine gelirdi. şimdi her parti kendi adayıyla seçime katılıyor, eğer seçim ikinci tura kalırsa ittifak üyeleri seçimde en çok alan ittifak partisinin etrafında birleşecekler.

iqbal masih

olacak o kadar
1983 yılında pakistan'ın en fakir bölgelerinden biri olan mudrike'de dünyaya geldi.

4 yaşına geldiğinde diğer tüm akranları gibi 600 rupi (yaklaşık 16 dolar) karşılığında bir halı dokuma fabrikasına işçi olarak satıldı...
haftanın 7 günü günde 14 saat çalıştırılan iqbal 10 yaşında sadece 27 kg ağırlığında ve 6 yaşında gibi görünüyordu.
tesadüfen çocuk işçiliğinin yasak olduğunu öğrendiğinde fabrikadan kaçtı ancak kısa sürede polis tarafından yakalanıp tekrar fabrikaya gönderildi...
fakat o kaderine boyun eğmemekte kararlıydı tekrar kaçtı fakat bu sefer beraberinde 3.000 çocuğu da götürdü.
iqbal masih çocuk işçiliğine ve köleliğe karşı verdiği mücadele dünya çapında ses getirince, 1995 yılında 12 yaşında bir suikastla katledildi.

ramazan

icgqhs
insanların son yıllarda geyiği olmuştu " nerede o eski ramazanlar" sözü fakat eski ramazanları, bayramları istediğimiz yok. eski saygı geri gelse kafi.

türk insanı

kozmos
garip, çok garip bir insan.
özellikle son yıllarda gözler önüne serilen çeşitli hareketleri hasebince patolojik bir vaka dahi sayılabilir.
ha ayrıca şu götü boklu amca ve teyzelerin ve almanyada daha iyi şartlarda yaşayn türkiye aşığı, delisi, mecnunu, ama niyeyse türkiye'ye gelmeyen fakat türkiye'nin geleceğini tayin eden o almancıların geleceğimizi çalması da dahil buna.

dış politikadan girsem elimde kalıyor, sanat'a, sanatçıya verilen kıymete girsem ayrı mevzu. bilim'e zaten değme. iktisat'tan ben bile girmem. şehircilik, yerel yönetimler..
din olsun madem, çok severiz ya hani.

çoğunluğu islam dinine inanan ve inandığı dinin kitabının ilk ayeti, emri, cümlesi olan ''oku'' yu idrak edemeden, cehaletin hemen her alanda kutsandığı ve korunduğu bu çorak, kısır ve buhranlarla çevrili türkiye topraklarına gelecek ışığı bekleyerek geçiyor şahsi ömrüm.

biz görmeyiz de, güzel ve aydınlık günleri çocuklarımız ya da torunlarımız görür. umarım görürler.

zengin sözlük

keskin nisanci
öncelikle şunu açıkça belirtmek istiyorum ki yazacaklarım birilerine cevap verme ya da karşı çıkma amacı taşımıyor.

neredeyse her gün birilerinin az entry yazılmasından şikayet ettiği platform. evet bu şikayete belli bir noktaya kadar katılmak mümkün ama şu da var, insan önce kendisi durumu değiştirmek için bir şeyler yapacak sonra eleştirilerde bulunacak. konfüçyüs'ün dediği gibi: "karanlığa küfredeceğine kalk bir mum yak."